Cezaevi koşullarının hukukun güvencesi altında olduğuna dikkat çeken Tanrıkulu, "Bizim ceza infaz yasamız var. Ayrı davranamazsınız. Yasadan kaynaklanan haklarını kullandırmak zorundasınız. Koster bozuk avukat gönderemiyoruz diyorlar. Uzaya uydu göndereceksiniz, dünyanın en büyük ordusuna sahip olacaksınız, Gemlik'ten İmralı'ya bir koster gönderemeyeceksiniz." dedi.
"AÇLIK GREVİ YAPMAYACAKLARI BİR ORTAM SAĞLANMALI"
Terör örgütü PKK'nın talimatıyla başlayan ve BDP'nin de desteklediği cezaevlerindeki açlık grevlerini de değerlendiren Tanrıkulu, şunları söyledi: "Cezaevinde ölmek dışarıda ölmeye benzemez. Açlık grevi ve ölüm orucuyla ölmek hiç benzemez. İnsanın kendi canı üzerinden eylem yapmasını hayatım boyunca kabul etmedim. Bizim bu işi bir ölüm, geri dönülmesi imkânsız bir rahatsızlık olmadan sonlandırmamız lazım. Siyasal talepleri var bunlar bir tarafa ama bizim insani ve vicdani olarak başta siyasetçiler olmak üzere bu işin sonlanması için duyarlı olmamız lazım. Bu noktaya biz getirmedik. Ana Muhalefet olarak hiçbir katkımız yok. Bu noktaya getiren bu hükümet. Açlık grevi yapmayacakları bir ortamı sağlayacaksınız. 10 yıldır siz iktidardasınız."