Bilecik Vezirhan'da "Kökümüz Mazide, Gözümüz Atide" programý kapsamýnda gençlerle bir araya gelen Cumhurbaþkaný Erdoðan, þair, romancý ve oyun yazarý Necip Fazýl Kýsakürek'in sözlerinin de yer aldýðý, Ayasofya-i Kebir Cami-i Þerifi'nin açýlýþýna iliþkin görüntülerin izletilmesinin ardýndan yaptýðý konuþmada, "Duydunuz, dinlediniz, ne diyor? Ayasofya açýlacak. Ve Ayasofya açýldý mý? Bize nasip oldu mu? Allah'a hamdolsun. Üstadýmýzýn (Necip Fazýl Kýsakürek) mekaný cennet olsun. Görmüþ ve nasibi de bize olmuþ." ifadelerini kullandý.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, gençlerden aldýklarý enerjiyle, heyecanla, coþkuyla ülkeyi büyütme, milleti güçlendirme mücadelesine daha bir azimle ve daha bir gayretle sarýldýklarýný belirterek, gençlerle her bir araya geliþinde gençliðine döndüðünü ve ruhen gençleþtiðini söyledi.
Kendi gençliklerinin bir yandan yoklukla ve yoksullukla, bir yandan yasaklarla, baskýyla ve kavgayla geçtiðini dile getiren Erdoðan, "Gençler, unutmayýn ben de size aþýðým. Milletimizin asýrlýk yorgunluðunu, asýrlýk çilelerini sýrtlanan bir gençlik olarak hayata tutunma mücadelesi verdik. Bu uðurda nice arkadaþýmýzý ya bedenen ya fikren kaybettiðimiz dönemler oldu. Hamdolsun tüm bu badireleri atlatarak belediye baþkaný, baþbakan, cumhurbaþkaný olarak milletimize hizmet etme þerefine eriþtik. Ne diyorlardý? 'Muhtar bile olamaz' diyorlardý. Ama benim milletim bu kardeþinizi, aðabeyinizi bu ülkede cumhurbaþkaný yaptý. Þimdi altýlý masa ne diyor? 'Aday olamaz' diyor. Size raðmen milletim hem aday yapacak hem de cumhurbaþkaný yapacak. Ve tabii o zaman kilonuz da ortaya çýkacak. Bakalým kaç kilosunuz?" diye konuþtu.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, gençlerin misafiri olarak bulunduðu güzel mekanda, þu dönemdeki tecrübesiyle hayata dönüp baktýðýnda Ömer Hayyam'ýn "Ömrümüzden bir gün daha geldi geçti. Derede akan su, ovada esen yel gibi. Ýki gün var ki dünyada, bence ha var ha yok. Daha gelmemiþ gün bir, geçmiþ gün iki." sözlerinin aklýna geldiðini belirterek, "Evet, biz geçmiþ günleri yaptýðýmýz eser ve hizmetlerle hatýrlayarak tarihe havale ediyor, gelecek günleri de Rabb'imizin takdirine býrakýyoruz." dedi.
Karþýsýndaki tablonun enerjisini, heyecanýný ve coþkusunu daha da arttýrdýðýna, altýlý masaya da bazý mesajlar verdiðine dikkati çeken Erdoðan, þöyle konuþtu:
"Bizim için önemli olan, bugün burada siz gençlerimizle gönüllerimizi buluþturmuþ olmamýzdýr. Sizlerle burada yaptýðýmýz hasbihalin lezzeti paha biçilmezdir. Þimdi diyorlar ya, 'Deliler gibi aþýðým size' diyorlar ya, ben de deliler gibi aþýðým size. Þu güzel tablo, gençlerimize kem gözle bakanlara ibret olsun. Þu fotoðraf gençlerimizi, kendi adamlarýna yaptýklarý þekilde, ne diyor? Gel deyince gelen, git deyince giden, istedikleri gibi yönlendirebilecekleri bir güruh sananlara da ibret olsun."
- "GENÇLERÝMÝZE TÜRKÝYE YÜZYILI'NI EMANET EDÝYORUZ"
Cumhurbaþkaný Erdoðan, gençlere güvendiðini vurgulayarak, þöyle devam etti:
"Hem de öyle bir güveniyoruz ki sizi maziden atiye kurduðumuz köprünün kilit taþlarý olarak görüyoruz. Bunun için de siz gençlerimize hem Cumhuriyetimizin ilk asrýnýn birikimlerini hem de önümüzdeki asrýn sembolü Türkiye Yüzyýlý'ný emanet ediyoruz. Hayatý boyunca hep gençlerle yol yürümeyi, gençlerin önünü açmayý ilke edinmiþ bir siyasetçi olarak bugün de ayný hissiyatla ülkemizin geleceðini sizlerin ellerine býrakýyoruz. Gençlerimize güvenimizin en büyük ispatý, eðitimden saðlýða, dýþ politikadan güvenliðe tüm hizmet alanlarýnda kurduðumuz güçlü altyapý yanýnda sizlerin siyasi haklarýnýzý kullanabilmenize verdiðimiz önemdir. Seçilme yaþýný 30'dan 25'e indiren kim? Biz indirdik. Ne dedik? Yetmez, seçme ve seçilme olarak 25'ten 18'e kim indirdi, biz."
CHP'nin "Parlamentoyu çoluk çocuða mý býrakacaðýz?" dediðini aktaran Erdoðan, "Bunlarýn mantýðý bu, mantalitesi bu. Biz de dedik ki, 'Biz öyle bir geldik ki bizim ecdadýmýz Fatih, 18 yaþýnda bir çaðý kapadý, bir çaðý açtý. Onun torunlarý olarak, bu parlamentoya bu yakýþýr' dedik. Ve kanunlar önünde reþit sayýlan her bir evladýmýzýn þehrinin ve ülkesinin geleceðinde söz sahibi olma hakkýný da biz gençlerimize teslim ettik. Bugün ülkemizde siyasi partilerden iþ dünyasýna kadar her yerde geçmiþte hiç olmadýðý kadar çok gencimiz, söz ve karar sahibi konumda yer almaktadýr. Türkiye ortanca yaþý 33 olan bir ülke olarak dünyanýn en genç nüfuslu devletleri arasýndaki yerini korumaktadýr." deðerlendirmesinde bulundu.
Erdoðan, özellikle Batý ülkelerinin hýzla yaþlanan nüfusuyla karþýlaþtýrýldýðýnda bu gençlik aþýsýnýn kendileri için hayati öneme sahip olduðunun altýný çizerek, þunlarý kaydetti:
"Böyle bir nüfusu hala 1940'larýn, 1970'lerin, 1990'larýn zihniyetiyle yönetmeye talip olmak en baþta gençlerimize hakarettir. Dünyanýn bilgi toplumunu geride býrakýp dijitale yöneldiði, yapay zekayý tartýþtýðý bir dönemde eski Türkiye vaadiyle sizlerin karþýsýna çýkanlar ne bu ülkeyi ne de gençleri tanýyor demektir, tanýmýyorlar. Ülkemizin e-Devlet Kapýsý ile kamu hizmetlerinin neredeyse tamamýna yakýnýný dijitale taþýdýðýndan habersiz olanlarýn zihin dünyalarý henüz Cilalý Taþ Devri'nden Yontma Taþ Devri'ne geçmenin þaþkýnlýðýný yaþýyor. Görüntülü konuþmayý ileri teknoloji sananlarý, 2023 Türkiye'sini tanýmaya, ülkemizin özellikle e-Devlet altyapýsýný öðrenmeye çaðýrýyorum Bay Kemal. Rahmetli Özal'ýn çok güzel bir sözü vardý. Özal, bu zihniyet için 'Bizim yaptýklarýmýza onlarýn hayalleri bile yetiþemez.' diyordu. Biz de bugün karþýmýzdakilerin gündemlerine, söylemlerine, duruþlarýna bakýp ayný hissiyata kapýlýyoruz."
Kendilerinin, "Boðaz'ýn altýndan Marmaray'ý ve Avrasya Tüneli'ni yaptýklarýný" söyleyen Cumhurbaþkaný Erdoðan, "Bunlara kalsa böyle bir þey yapabilirler miydi? Bu kadar büyükþehir belediye baþkanlarý var. Eserlerinizi bir ortaya koyun ya, ne yaptýnýz? Ne yaptýnýz ya bir görelim? Yapamazlar. Þimdi Türkiye uzay yarýþýnda, kutup rekabetinde, teknoloji tasarlama ve geliþtirme mücadelesinde yerini güçlendirmenin çabasý içindeyken ayný kapýdan 6 kiþi birden geçme kavgasý verenleri gülerek izliyoruz. Bunlardan ne ülkemize ne milletimize ne de siz gençlerimize hiçbir hayýr gelmeyeceðini çok iyi biliyoruz. Dýþarýdakiler bile bunlardan umudu kesmiþ olmalý ki her gün bir baþka küresel medya kuruluþunu devreye sokarak 14 Mayýs için bizzat sahaya inme ihtiyacý hissettiler. Güya aleyhimizde yaptýklarý yayýnlarla gençlerimizin, kadýnlarýmýzýn, milletimizin iradelerini yönlendirebileceklerini düþünüyorlar." ifadelerini kullandý.
Cumhurbaþkaný Erdoðan milletin çoktan "yeter" dediðini dile getirerek, "Geçtiðimiz 20 yýlda bize verilen her destek, emperyalistlerin ve onlarýn maþalarýnýn yüzlerine haykýrýlmýþ bir 'yeter' sözüdür. Biz de bu tarihi meydan okumayý 14 Mayýs'ta bir kez daha 'Yeter, söz de karar da gelecek de milletindir.' diyerek, çok daha yüksek bir seda ile tekrarlamak istiyoruz." diye konuþtu.
Gençlere güvendiðini ve inandýðýný dile getiren Cumhurbaþkaný Erdoðan, "Çünkü bunlar, milletten alamadýklarý destekle elde edemedikleri yönetimi, darbecileri kullanarak gasbedip, Menderes'i idam sehpasýna gönderenler; bugün onun 'Yeter, söz milletindir.' sözüne sahip çýkmaya kalkýyorlar. Daha durun bakalým ya siz bunlarý konuþmazken biz konuþuyorduk. Siz neredesiniz? Sadece tek parti devrinden beri hayatlarýný kararttýklarý, hatta ellerine kanlarýný bulaþtýrdýklarý mazlumlarýn ahý bile bunlarýn akýbetini berbat etmeye yeter." dedi.
- "TÜRKÝYE'NÝN ÖNÜNÜ ESARETÝN ZÝNCÝRLERÝYLE KESMEK ÝSTEYENLERE ÝZÝN VERMEYÝN"
Cumhurbaþkaný Erdoðan, gençlerden tek talebinin büyük emekler, fedakarlýklar ve bedeller karþýsýnda teslim edecekleri özgür, demokrat, kalkýnmýþ, güçlü Türkiye mirasýna sýký sýkýya sahip çýkmalarý olduðunu söyledi.
Yapmanýn zor, yýkmanýn kolay olduðunu; müktesebatlarýnda, yaptýklarý tek bir hayýrlý iþ olmayanlarýn tek bildiði þeyin yýkmak olduðunu kaydeden Cumhurbaþkaný Erdoðan, gençlere þöyle seslendi:
"Gençler, özgür Türkiye'nin önünü esaretin zincirleriyle kesmek isteyenlere izin vermeyin. Gençler, baðýmsýz Türkiye'nin ayaklarýna prangalar vurmaya kalkanlara asla izin vermeyin. Gençler, askeri gücüyle, diplomatik maharetiyle, siyasi etki alanýyla eþiðine geldiðimiz Türkiye Yüzyýlý'ný hep birlikte yükseltin. Gençler, ülkemizin kazanýmlarýna sahip çýkýn, hedeflerine yürümeye kararlýlýkla devam edin. Gençler, hayallerinizden asla vazgeçmeyin. Sizi bunlardan mahrum etmek isteyen içeride ve dýþarýda kim varsa bilin ki geleceðinize kastetmiþtir, istiklalinize göz dikmiþtir. Arkalarýna aldýklarý küresel güçleri göstererek sizi korkutmaya, yýldýrmaya, bezdirmeye çalýþan kim varsa Bilecik'i hatýrlayýn. Anadolu'nun bu küçük þehrinde Osman Gazi'nin diktiði bir çýnarýn köklerinin Doðu Roma'yý da fethederek nasýl dünyanýn en büyük, en güçlü devletinin temellerine dönüþtüðünü hatýrlayýn."
Cumhurbaþkaný Erdoðan, kendilerinin de bu yýl ilk asrý geride býrakýlan Cumhuriyet için ayný hayalleri kurduklarýný, bugüne kadar yaptýklarýný, demokrasi ve kalkýnma yolunda eksiklerin tamamlanmasý olarak kabul ettiklerini anlattý.
- "EMPERYALÝST HEVESLERÝ YÝNE KURSAKLARDA BIRAKMAYA DAVET EDÝYORUM"
Türkiye Yüzyýlý'yla, ardý ardýna yaþanan krizlerle sarsýlan küresel yönetim düzeninde ülkeyi en üst sýralara çýkartacak atýlýma hazýrlandýklarýný belirten Erdoðan, þunlarý kaydetti:
"Hazýr mýsýnýz? Gelin, 14 Mayýs'ta hep birlikte ortaya koyacaðýmýz iradeyle bu tarihi þahlanýþý birlikte gerçekleþtirmeye var mýyýz? Gelin, Türkiye Yüzyýlý destanýný birlikte yazmaya var mýyýz? Gelin, size devredeceðimiz büyük ve güçlü Türkiye'nin kapýlarýný birlikte aralayalým. Bir asýr önce bizi Anadolu topraklarýna gömeceklerini sananlar vardý. Milli Mücadele'yle hepsini de hüsrana uðrattýk. Bugün de kendi yazdýklarý senaryoyu içimizdeki gafilleri kullanarak üzerimizde uygulamak isteyenler olduðunu görüyoruz. Sizleri, üstadýn deyimiyle Anadolu kýtasý büyüklüðündeki dava taþýný gediðine koyarak bu vahþi emperyalist hevesleri yine kursaklarda býrakmaya davet ediyorum. Þu gençlik bizimle birlikte olduðunda bu mücadelenin zaferle neticeleneceðinden þüphe duymuyorum."
Cumhurbaþkaný Erdoðan, Osman Gazi'nin beyliði ilan ettiðinde, Fatih Sultan Mehmet'in Ýstanbul'u fethettiðinde, Kanuni Sultan Süleyman'ýn ülkenin yönetimini devraldýðýnda, Abdülhamit Han'ýn tahta geçtiðinde, Mustafa Kemal Atatürk'ün Milli Mücadele'yi baþlattýðýnda genç olduklarýný anýmsattý.
Osman Gazi'nin bir milletin geleceðini inþa etme yükünü omuzlarýna aldýðýnda Þeyh Edebali'nin kendisine, "Ey oðul, artýk bundan sonra öfke bize, uysallýk sana. Güceniklik bize, gönül almak sana. Suçlamak bize, katlanmak sana. Acizlik bize, hoþ görmek sana. Anlaþmazlýklar bize, adalet sana. Ey oðul sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz. Þunu da unutma, insaný yaþat ki devlet yaþasýn. Ýþin aðýr, iþin çetin, gücün kula baðlý. Allah yardýmcýn olsun." dediðini vurgulayan Erdoðan, gençlerin de kendi iþleri ve hayatlarýnýn beyleri olduðunu vurguladý.
Salondaki gençler, Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, bir olacaðýz, iri olacaðýz, diri olacaðýz, kardeþ olacaðýz, hep birlikte Türkiye olacaðýz." sözlerini tekrarladý.
Programýn sunuculuðunu yapan Pelin Çift'in, Türkiye Yüzyýlý için en büyük hayalini sorduðu Cumhurbaþkaný Erdoðan, "Ben tabii burada þablonu söyleyeyim; Gazi Mustafa Kemal'in ifade ettiði muasýr medeniyetler seviyesinin üstüne çýkarmak. Bununla tabii biz bir þeyi yakalýyoruz. Öyle bir mekandayýz ki Ertuðrul Gazi buradan bize ön açtý ve ardýndan Osman Gazi, Fatih... Bütün hepsi kademe kademe bu açýlan yoldan yürüdüler ve 600 yýl dünyaya ders verdiler. Dediler ki 'Dünyayý þekillendirme bize ait.' Bizim ecdadýmýz eðer karadan kadýrgalarý yürüttüyse, bu durup dururken olmadý. Bu bir azmin, bir imanýn gereðiydi ve bunlar yapýldý." yanýtýný verdi.
Onlarýn ardýndan giden kendilerinin de Boðaz'ýn altýndan Marmaray'ý, Avrasya Tüneli'ni geçirdiklerini belirten Erdoðan, "Onlarla da kalmadýk. Gerek Demirel gerek rahmetli Özal köprüleri yaptýlar, birinci-ikinci köprü. Ardýndan onlar da bizim için bir iz sürümdü. Ne yaptýk biz de? Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptýk." dedi.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, seçim kampanyasý döneminde CHP'nin çadýrýna selam vermek için gittiðinden bahsederek, oradakilerle arasýnda geçen diyaloðu þöyle anlattý:
"Tam da çadýrýn kurulu olduðu yerden Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü görüyorsun. Bizim Huber'in orada. Ne deseler bana beðenirsiniz? 'Bu köprüyü yaptýnýz güzel de peki bunun adýný niye Yavuz Sultan Selim Köprüsü koydunuz?' Yavuz Sultan Selim, bizim için bir tarih. O bir tarih yazdý ve öyle bir tarih ki onun atýnýn üzerinde yürüdüðü çamur için kaftanýna oradan sýçrayacak çamuru kendisi için bir þeref layihasý gördü. Böyle baktý. Onlarýn býraktýðý izler bizim için bir þereftir. Dolayýsýyla onlarýn anýlmasý gerekir. Bu sizi niye rahatsýz ediyor? 'Kusura bakmayýn. Biz bu ismi unutturmayacaðýz. Sizin derdinizin de ne olduðunu biz biliyoruz.' dedim. 'Neden oraya bu ismin verilmesinden rahatsýz olduðunuzu da biliyoruz. Rahatsýz olsanýz da olmasanýz da biz Yavuz'u unutturmayacaðýz.' Bak, dedim 'Biz Osman Gazi'yi de unutturmayacaðýz.' Hani Ýstanbul-Ýzmir arasýna Osmangazi Köprüsü'nü yaptýk, oraya da onun adýný verdik ya, o da bunlarý rahatsýz ediyor. Bunlarla da asla kalmayacaðýz. Ve dedim, 'Siz Genel Baþkanýnýza söyleyin de Ýstanbul-Ýzmir arasý 7,5 saatti. Þimdi bu 7,5 saatlik yolu biz 3 saate indirdik.' 3,5 saat Ýstanbul'dan çýkýyorsun, yollar muhteþem, varýyorsun."
Bunlarla da kalmayacaklarýnýn altýný çizen Erdoðan, "Çok daha ilginç; biz daðlarý dele dele aynen nasýl Türkiye'nin bir ucundan diðer ucuna bu þekilde gidiyorsak, bunun dýþýnda daha birçok yerler, þurada Bilecik'e gelirken bile daðlar nasýl delinmiþ. Nasýl tünellerden geçtik, gördünüz. Bu tüneller olmasaydý nerelerden dolaþacaktýk? Daðlardan. Ama biz aþýðýz, biz dertliyiz. Onun için de bu tünelleri açarak hamdolsun buralara geldik. Hala da devam ediyoruz, hala da devam edeceðiz. Bu konuda bizimle zaten yarýþmalarý da mümkün deðil." diye konuþtu.
- ÝSVEÇ'TE KUR'AN-I KERÝM'ÝN YAKILMASI
Cumhurbaþkaný Erdoðan, daha sonra gençlerin sorularýný yanýtladý. Osmangazi Üniversitesi Tarih Bölümü 4. sýnýf öðrencisi Emrah Otay'ýn, Ýsveç Kralý Demirbaþ Karl'ýn 5 yýl Osmanlý Devleti'ne sýðýndýðýný, Osmanlý Devleti'nin de kendisini en iyi þekilde aðýrlayarak misafirperverliðini gösterdiðini anýmsatmasý ve "Siz de yaptýðý yardýmlardan dolayý Ýsveç'in Osmanlý'ya gönderdiði teþekkür mektubunu Ýsveç Baþbakaný'na hediye ederek, 'Tarih ibret alýnýrsa tekerrür etmez' demiþtiniz. Ancak Cumhurbaþkaným bunlar sanýrým çok ibret almamýþlar. Ýsveç Baþbakaný sizin söylediklerinizi pek anlamamýþ gibi duruyor. Neler söylemek istersiniz?" demesi üzerine Erdoðan, þunlarý kaydetti:
"Ýþte, orada tabii bir eksik var. Ýsveç Baþbakaný Osmanlýcayý bilmiyor, Türkçeyi hiç bilmiyor. Biz tabii kendisine bunlarý bu þekilde anlattýk. Dedik ki 'Bak, eðer siz illa NATO diyorsanýz, NATO'ya girebilmeniz için bu teröristleri bize iade edeceksiniz. Eðer bu teröristleri bize iade etmezseniz, 120 kiþilik bir liste verdik, kusura bakmayýn.' Tabii bunlar o gün bugün bizimle kendilerine göre 'Yok anayasa deðiþikliði yaptýk, yok þunu yaptýk, yok bunu yaptýk.' kendilerine göre dalga geçiyorlar. Bunlar Türkiye'yi tanýyamadýlar. Zannediyorlar ki 20 yýl, 30 yýl, 40 yýl önceki Türkiye bugünkü Türkiye. Deðil. Bak, ben bu akþam buradan bir þey söyleyeyim; biz icabýnda Finlandiya'yla ilgili farklý bir mesaj verebiliriz. Finlandiya'yla ilgili farklý mesajý verdiðimiz zaman Ýsveç þok olacak. Ama Finlandiya da ayný yanlýþý yapmamasý lazým."
Erdoðan, Ýsveç'te Kur'an-ý Kerim'in yakýlmasýna iliþkin de þöyle konuþtu:
"Ziyarete geldiklerinde de doðrusu ben Baþbakaný olumlu bir insan olarak gördüm ama maalesef yani Kitabullah'ý, Kur'an-ý Kerim'imizi affedersin yakacaklar, etrafýnda da kimler var? Korumalar var, polisler var. Ya benim ecdadým Osmanlý; Ýncil, Tevrat, böyle bir þeyi yakma eylemine girenleri inim inim inletmiþ. Yani þu anda Türkiye olarak, onlar böyle yaptý diye biz karþýtýný mý yapalým? Hayýr, biz yapmayýz. Bizim aldýðýmýz terbiye bu deðil. Farklýyýz biz. Onlar Kur'an'ýmýzý yakmak suretiyle Ýslam'ý mý bitirdiler? Kitabullah'ýn koruyucusu Rabb'imizdir. Bunlar sadece cibilliyetlerinin ne kadar bozuk olduðunu gösterdiler. Ayný þeyi Danimarka yaptý. O da ayný, deðiþen bir þey yok. Ama biz dik duracaðýz, saðlam duracaðýz ve Kitabýmýza, aynen nasýl ki Peygamber Efendimiz, 'Onun koruyucusu Allah'týr.' buyurdu, biz de þu anda biliyoruz ki koruyucusu Allah'týr. Elimizden geleni her zaman yapacaðýz."
Gençlere seslenerek, dünyada milyonlarca hafýz olduðunu unutmamalarýný söyleyen Erdoðan, "Niye? Kur'an-ý Kerim'in iþte bunlar koruyucularýdýr. Bu, Allah'ýn izniyle kýyamete dek bu þekilde de devam edecek. Bunlar cahil, sapýk. Zannediyorlar ki 'Biz Kur'an-ý Kerim'i yaktýk, iþ bitti.' Bitmez. Kur'an-ý Kerim bizim hafýzalarýmýzda kayýtlý. Buralarda kayýtlý. Bizim imanýmýzý çok daha güçlü hale getirecek." ifadelerini kullandý.
Burada gençlerin sorularýný yanýtlayan Erdoðan'a, Afyon Kocatepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sýnýf öðrencisi Birce Akkuþ, Time dergisinde yayýmlanan "Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn Osmanlý Ýmparatorluðu sevgisi dünyayý neden kaygýlandýrmalý?" baþlýklý yazýya iþaret ederek, "Ayný yazýda Ayasofya'nýn tekrar camiye dönüþtürülmesi ve doðal gaz keþifleri tehlike olarak bildirildi. Ayný zamanda örnek aldýðýnýz liderin Yavuz Sultan Selim olduðunu iddia ediyorlar. Sizin favori bir padiþahýnýz var mý?" sorusunu yöneltti.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, "Favori padiþah kimdir?" þeklindeki bir soruya cevap aramanýn hakikaten çok zor olduðunu ve Selatin-i Osmaniye'nin hepsinin ayrý bir öneme haiz olduðunu vurgulayarak, "Ertuðrul Gazi'nin durumu farklý, Osman Gazi'nin durumu farklý. Geliyoruz Fatih'in durumu farklý, Yavuz'un, Kanuni'nin farklý farklý geliyor. Sultan Abdülhamid Han'a kadar hepsinin ayrý ayrý özellikleri var. Hiç beðenmedikleri Vahdettin'in dahi kendine has özellikleri var. Biz onlarý hep rahmetle anýyoruz. Onlar bizim hepsi favorilerimizdir. Rabbim mekanlarýný cennet eylesin diyor, dualarýmýzý bu þekilde yapýyoruz ve özellikleriyle de kendilerini anýyoruz." diye konuþtu.
Ege Üniversitesi Tarih ve Gazetecilik bölümleri öðrencisi Abdülhamit Aktaþ'ýn, Osmanlý Devleti'nin mimarisine sanat tarihi açýsýndan bakýldýðýnda yapýlarýn kendine has bir mimarisi bulunduðunu, AK Parti'nin 20 yýllýk iktidar sürecinde yaptýðý kamu daireleri, okul, hastane ve mescitlerin de þahsýna münhasýr bir mimarisi olduðunu anlatarak yönelttiði "Bu, sizin bir hassasiyetiniz mi?" þeklindeki sorusuna Erdoðan, þu cevabý verdi:
"Þunu çok açýk, net söyleyeyim. Osmanlý mimarisine ben hayraným. Þu anda birçok mimarlarýmýz modern mimariyle de birçok eserler ortaya koyuyorlar. Fakat biz dönemimizde yaptýðýmýz eserlerde, Osmanlý mimarisini hep kendimize örnek aldýk. Eserlerimizi de bu þekilde yaptýk. Mesela ilk camilerimizden bir tanesi Mimar Sinan Camii olmuþtur, Ýstanbul'da. Eser olarak o bizim ilk eserimizdi ve gayet güzel de inþa edildi. Ardýndan Büyük Çamlýca Camii'ni yaptýk. Büyük Çamlýca Camii de yine ayný þekilde, açýk-kapalý bölümler olmak üzere yaklaþýk 60 bin kiþi kapasitesi olan bir cami ama gelenlerin hepsinin de hayran kaldýðý bir cami. Ankara'da Melike Hatun Camii'ni yaptýk. O da yine Osmanlý mimarisiyle yaptýðýmýz bir camiydi ve çok ilgi toplayan bir cami. Ayný þekilde þu anda mesela Levent'te ki Levent bölge olarak maalesef mabetsiz bir yerdi, oraya da þimdi Barbaros Hayrettin Paþa Camii'ni yapýyoruz. O da yaklaþýk 30 bini filan cemaat olarak alabilecek bir cami. Barbaros Hayrettin Paþa Camii'nin de özelliði, bulunduðu yerden, sahilde Deniz Müzesi var. Deniz Müzesi'nin oraya kadýrgalar indirilmiþ. Caminin de orada olmasý, çevrede þu anda çok çok olumlu ses, yanký uyandýrdý."
- RAMÝ KÜTÜPHANESÝ'NE GELEN ÖÐRENCÝ SAYISI 50 BÝNÝ BULDU
Osmanlý mirasý olan Rami Kýþlasý'ný kütüphaneye çevirdiklerini anýmsatan Erdoðan, Kültür ve Turizm Bakaný Mehmet Nuri Ersoy'un buraya büyük önem verdiðini söyledi. Kýþlanýn iptidai bir durumda olduðunu dile getiren Erdoðan, "Çünkü ben gýda sektörü oraya taþýndýðýnda orada çalýþtým. Hal-i pürmelali çok kötüydü." ifadelerini kullandý.
Rami Kütüphanesi'ne gelen öðrenci sayýsýnýn zirve yaptýðýna iþaret ederek, Bakan Ersoy'a "40 bini aþtý mý?" diye soran Erdoðan, aldýðý cevap üzerine, öðrenci sayýsýnýn 50 bini bulduðunu aktardý.
Erdoðan, kütüphaneye gelen öðrencilere çay, simit, kek ve kahvenin ücretsiz verildiðini, öðrencilerin halden memnun olduklarýný dile getirerek, "Bunu söylerken modern mimariye asla karþýyým filan diye bir þey yok. Modern mimari noktasýnda da eserler bu arada yapýldý, yapýlýyor ve yapýlacaktýr tabii." dedi.
Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn sorusunu cevaplamasýnýn ardýndan, liderlerin tarihte özellikleriyle anýldýðýný, kendi þahsýnda Erdoðan'ýn özelliðinin de "vefa" olduðunu ifade eden öðrenci Abdülhamit Aktaþ, "Bugün tarih temalý bir toplantýdayýz. Her tarihçi çýraðý gibi evimde benim de kitaplarým ve notlarým var ama bir tane ufak kaðýt var ki o benim için çok önemli. Bu 33 yýl önce sizden bana gelmiþ olan, daha doðrusu babama bir not. Ýzninizle bunu size takdim etmek isterim." diyerek, üzerinde not yazýlý kaðýdý Erdoðan'a iletti.
- "BÝZDEN DÝZÝLERLE ÝLGÝLÝ ANLAÞMA YAPMA YOLUNA GÝDENLER VAR"
Yeni mezun olarak üniversite sýnavýna hazýrlanan Nilay Tekin ise Erdoðan'ýn Türkiye'nin dizi ve sinema sektöründe geldiði noktayý birçok kez anlattýðýna iþaret ederek, "Sizin tarihi diziniz ve favori diziniz var mýdýr?" sorusunu yöneltti.
Sunucu Pelin Çift'in, "Diriliþ Ertuðrul'u izliyordunuz evvelden." sözü üzerine Erdoðan, "Þu anda da yine Ertuðrul'dan sonra malum devam ediyor. Þu anda Barbaros gündemde. Barbaros da bayaðý ilgi odaðý haline geldi, geliyor. Malum bir de Gönül Daðý var. Yani TRT olsun, ondan sonra diðer kanallarda bu eserler artýk bayaðý ilgi uyandýrmaya baþladý. Körfez'de, Latin Amerika'da özellikle bizim bu tarihi diziler çok ilgi uyandýrýyor. Zannediyorum uyandýrmaya da devam edecek. Çünkü þey istemeye baþladýlar. Yani bizden dizilerle ilgili
Erdoðan, katýlýmcýlardan Mustafa Yýldýrým'ýn, sosyal medyada gündeme gelen "Karne hediyesi et" haberini hatýrlatýp, "Bir kanalda yayýnlanan haberde küçücük bir çocuðun karne sevincini belki de reyting uðruna istismar eden bir olaya þahit olduk. Muhalefet de deyim yerindeyse bu olaya hemen atladý. Röportajýn tamamý yayýnlandýðýnda ise küçük çocuða bu cümlelerin muhabir tarafýndan söyletildiði anlaþýldý. Gerçekler ortaya çýkýnca muhalefet suspus oldu ama atýlan tweetler kesinlikle silinmedi. Muhabir iþten kovuldu. Küçük bir çocuk üzerinden böyle bir haber yapmanýn, bunu yaymanýn, siyaset yapmanýn herhangi bir cezasý var mýdýr?" sorusu üzerine, þunlarý söyledi:
"Bu konuyla ilgili Adalet Bakanlýðýmýzýn takibi de var. Ayný þekilde bizim takiplerimiz var. Tabii yani bu çok çok hakikaten þahsiyetsiz bir yaklaþým. O yavrunun kimliðiyle, kiþiliðiyle oynamalarý kabul edilebilir bir þey deðil. Yani hiçbir çocuða, yavruya, böyle bir ödül, alýþtýðýmýz þeyler deðil. Yok böyle bir þey. Ama bu tabii o kameraman kadýnýn veya kýzýn neyse ne kadar bu iþte hem cahil hem de yapýsý itibarýyla bozuk olduðunu ortaya koyuyor. Nitekim o kanal da onun zaten iþ akdini feshetmiþ. Tabii olan o yavruya oldu. Onun geleceði üzerinde kim bilir nasýl yansýmalarý olacak. Ama annesi yavruya sahip çýkmasý halinde inþallah yavruda bir psikolojik ters tepki meydana getirmemiþ olur."
- "ULUSLARARASI SÝYASET DÜRÜSTLÜK ÜZERÝNE ÝNÞA EDÝLMELÝ"
Programýn soru-cevap bölümünde, Cumhurbaþkaný Erdoðan'a son soruyu tarihçi-yazar Prof. Dr. Tufan Gündüz yöneltti.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Bugün Sovyetler bizim müttefikimiz olabilir ama onun hep böyle devam edeceðini kimse garanti edemez. Sovyetler'in hakimiyeti altýnda bizim kardeþlerimiz yaþýyorlar. Bir gün onlar baðýmsýz olacaklardýr. Biz ülke olarak buna hazýr olmalýyýz. Ancak bu hazýrlýk durup beklemek deðildir. Onlarla dil ve din kardeþliðimiz var, bunu görmeliyiz ve tarihi olaylarýn bizi ayýrdýðý kardeþlerimizle bütünleþmenin yollarýný aramalýyýz." sözlerini hatýrlatan Gündüz, 1990'lý yýllarda Sovyetler Birliði'nin daðýldýðýný ve Türk Cumhuriyetlerinin kurulduðunu ancak Türk Cumhuriyetleriyle iliþkilerin geliþmesinde çok yavaþ bir sürecin iþlediðini ifade etti.
Son 20 yýlda bu sürecin zirve noktaya taþýndýðýný, bu süreçte kendisini en çok heyecanlandýran 3 konu olduðunu dile getiren Gündüz, "Birincisi Azerbaycan'ýn yüzde 30 topraklarýnýn kurtarýlmasý. Ýkincisi Semerkant'ta yapýlan toplantýda daha üst düzey bir iliþkiye evrilmesi konusunda aldýðýnýz kararlar. Ve üçüncüsü Fransa Cumhurbaþkanýna þaka gibi de olsa 'Sayýn Macron, istiyorsanýz sizi de Türk birliðine alalým.' sözünüz oldu. Bu söz beni o kadar çok heyecanlandýrdý ki geleceðe dönük bir ümide kapýldým. Siz Türk Cumhuriyetleriyle güçlü bir siyasi ittifakýn, birlikteliðin, belki de Turan'ýn gerçekleþeceðine inanýyor musunuz?" sorusunu yöneltti.
Cumhurbaþkaný Erdoðan da bu soru üzerine, þunlarý kaydetti:
"Aslýnda Fransa'nýn baþýndaki zat, inanýn o devletin baþýnda olma müktesebatýna sahip deðil. Bakýn bunlar þu anda Afrika ülkelerini sömürüyorlar. Mali, þu anda Fransa'yla tamamen kopma durumunda. Burkina Faso süre verdi, 'Sana bir ay müsaade. Bir ay sonra biz burada Fransýz askeri görmek istemiyoruz.' dedi. Ve öyle zannediyorum ki Togo, onlar da gönderecekler. Ve Afrika'da itibarýný süratle kaybediyor. Kendileriyle biz de birçok görüþmelerimiz, uluslararasý toplantýlarda filan oldu ama dürüst deðil. Açýk konuþuyorum. Þu anda bizim bu konuþtuklarýmýzýn hepsi oraya varacak. Ama dürüst deðil, biz de istiyoruz ki yani uluslararasý siyaset dürüstlük üzerine inþa edilmeli. Dürüstlüðün olmadýðý yerde itibar olmaz. Tabii dünyada buna benzer liderler çok. Ýþte Akdeniz'de bu Yunanistan'la olan iliþkilerde maalesef Türkiye'yi görmezlikten gelip onlarla farklý iliþkilere giriyorlar. Ve kendisine benim -özel benim dünyamda kalsýn- söylediðim çok farklý ifadeler var. Bir insan kendini olgunlaþtýracak, oluþacak vesaire. Þu anda parlamentoda kendi itibarýný kaybetti. Sadece baþkanlýk görevinde kaldý. Fransa devamlý itibar kaybediyor, uluslararasý camiada da itibar kaybediyor."
- RUSYA'YLA ÝLÝÞKÝLER, S400 VE F-35 MESELELERÝ
Rusya ile Türkiye arasýndaki iliþkilere deðinen Cumhurbaþkaný Erdoðan, sözlerini þöyle sürdürdü:
"Rusya'yla bizim iliþkilerimizde karþýlýklý bir itibar var, saygý var. Benim Sayýn Putin'le iliþkilerim dürüstlük üzerinedir. Tataristan'dan Daðýstan'a vesaire bütün bu bölgelere varýncaya kadar, bizim oralardaki ricalarýmýzýn bir karþýlýðý var. Þu anda Suriye'nin kuzeyindeki geliþmelerde tabii istediðimiz neticeyi her ne kadar alamýyorsak da ama diyoruz ki 'Gelin þimdi üçlü bazý toplantýlar yapalým.' Nedir bunlar? Ýþte üçlü olarak Rusya, Türkiye, Suriye bir araya gelelim. Hatta hatta Ýran'ý da buna katabiliriz. Ýran da gelsin. Görüþmelerimizi bu þekilde yapalým ve bölgeye bir huzur gelsin. Bölge þu andaki yaþadýðý sýkýntýlarý yaþamasýn. Ve burada da biz netice aldýk, alýyoruz ve alacaðýz."
Cumhurbaþkaný Erdoðan, S400 konusuna iliþkin ise "S400'ler konusunda bizi çok tehdit edenler oldu; 'Ýlla S400'leri vereceksin.' Hayýr vermeyiz. S400'leri biz aldýk. Þu anda bizim cebimizde ama siz bize verdiðiniz sözü yerine getirin. Nedir o? Þimdi biz F-16'larla ilgili, biz sizden bunu istiyoruz ama siz vermiyorsunuz. F-35 dediniz, sözünüzde durmadýnýz. Parasýný yaklaþýk 1 milyar 400 milyon ödeme yaptýðýmýz halde siz bunun bize karþýlýðýný vermiyorsunuz. Vermiyorsanýz, o zaman bunun da bir bedeli olacak. Biz yani bir Müslüman Türk olarak verdiðimiz sözde dururuz ama karþýmýzdakilerden de bunu bekleriz." deðerlendirmesinde bulundu.
Türk Cumhuriyetleriyle iliþkilerin her geçen gün arttýðýný belirten Erdoðan, "Bizim baþta Azerbaycan olmak üzere yani hiçbir zaman yalnýz býrakmadýk, býrakmayacaðýz. Sadece tabii Türk Cumhuriyetleri deðil ayný zamanda bizim þu anda özellikle güneyde Libya'yla iliþkiler konusunda da ayný kararlýlýkla onlarýn huzuru için de elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Türk Cumhuriyetlerinde de yani Azerbaycan, Kýrgýzistan, Kazakistan, Türkmenistan, Tacikistan hepsiyle münasebetlerimizi en güzel þekilde sürdürüyoruz, sürdüreceðiz." ifadelerini kullandý.
Programýn soru-cevap bölümünün ardýndan müzisyen ve besteci Yücel Arzen ve orkestrasý, "Sakarya" türküsünü seslendirdi. Ardýndan "Dombýra"nýn bestecisi, Kýrgýz halk ozaný Arslanbek Sultanbekov, "Osman Bey" parçasýný söyledi.
AK Parti Gençlik Kollarý Baþkaný Eyyüp Kadir Ýnan, Cumhurbaþkaný Erdoðan'a, Necip Fazýl Kýsakürek'in Milli Türk Talebe Birliði'nde verdiði "Ayasofya Hitabesi" konferansýnýn orijinalinin CD'ye çekilmiþ halini takdim etti.
Erdoðan, bunun üzerine, "Gençler, Eyyüp bey size hazýrlýklar yaptý. Çýkýþta kitaplarý alacaksýnýz deðil mi? Safahat ile Gençlik ve Spor Bakanlýðýnýn hazýrlamýþ olduðu Mustafa Kutlu'nun, onun dýþýnda Necip Fazýl'ýn var, Nurettin Topçu'nun vardý galiba, bir de Ali Fuat Baþgil'in de Gençlerle Baþ Baþa." ifadelerini kullandý.