Baþkan Erdoðan: Ýsrail hesap verecek, Netanyahu nereye kaçar bilemiyorum
ABONE OL

Erdoðan, Cumhurbaþkanlýðý Külliyesi'ndeki Cumhurbaþkanlýðý Kabine Toplantýsý'nýn ardýndan millete seslendi.

Türkiye'nin aydýnlýk yarýnlarý, bölgenin huzur ve esenliði için hükümet olarak çalýþmalarýný sürdürdüklerini belirten Erdoðan, son Kabine Toplantýsý'ndan bu yana özellikle dýþ politikada gerçekten yoðun bir gündemi geride býraktýklarýný söyledi.

Türkiye'nin Kuzey Afrika'daki en önemli ticari ortaklarýndan Cezayir'e yaptýklarý ziyaretin enerji ve müteahhitlik sektörleri baþta olmak üzere ekonomik iliþkiler açýsýndan oldukça baþarýlý geçtiðini dile getiren Erdoðan, ziyareti Cezayir ile Türkiye arasýndaki konsey mekanizmasýna stratejik boyut eklemek suretiyle adeta taçlandýrdýklarýný ifade etti.

Cezayir'in, Filistin davasýnýn önde gelen savunucularý arasýnda yer aldýðýný belirten Erdoðan, "Cumhurbaþkaný, kardeþim Tebbun ile görüþmemizde iki kardeþ ülke olarak Gazze'ye ve Filistin davasýna güçlü desteðimizi teyit ettik." diye konuþtu.

"GERÇEK BELEDÝYECÝLÝKLE YENÝDEN BULUÞTURACAÐIZ"

Erdoðan, çevrim içi düzenlenen G20 Liderler Zirvesi'nde küresel ekonomideki son geliþmeleri gözden geçirme imkaný bulduklarýný söyledi.

Geçen hafta yaptýklarý AK Parti Grup Toplantýsý'nda hem ülkenin siyasetine dair konularý hem de partinin mahalli idareler seçimleriyle ilgili hazýrlýklarýný deðerlendirdiklerini dile getiren Erdoðan, "Yaklaþýk 5 yýldýr tam anlamýyla bir fetret devri yaþayan muhalefetin yönetimindeki belediyeleri inþallah merkezinde hizmet, eser ve yatýrýmýn olduðu gerçek belediyecilikle yeniden buluþturacaðýz." dedi.

"TERÖRÜ KAYNAÐINDA YOK ETME STRATEJÝMÝZÝ BAÞARIYLA UYGULUYORUZ"

Milli Güvenlik Kurulu'nun kasým ayý toplantýsýnda terörle mücadeleden bölgedeki geliþmelere kadar pek çok konuyu ele aldýklarýný söyleyen Erdoðan, sözlerini þöyle sürdürdü:

"Terörü kaynaðýnda yok etme stratejimizi baþarýyla uyguluyoruz. Suriye'nin kuzeyinde teröristlerden temizlediðimiz bölgelerde huzur ve güven iklimi hakim. Tel Rýfat baþta olmak üzere teröristlerin kümelendiði sýnýrýmýza yakýn alanlarý da inþallah eninde sonunda güvenli hale getireceðiz. Irak sahasýnda devam eden Pençe harekatlarýmýzla bölücü terör örgütünü sýnýrlarýmýzdan uzaklaþtýrdýk. Havadan ve karadan gerçekleþtirdiðimiz nokta operasyonlarýmýzla teröristlerin üzerindeki baskýyý sürekli artýrýyoruz. Sýnýrlarýmýz içinde bölücü örgütü bitme noktasýna getirdik. Bundan 40 sene önce milletimizin baþýna musallat edilen terör belasýndan Türkiye'yi tamamen kurtarmakta kararlýyýz.

Buradan bir kez daha terör örgütleriyle ülkemizi sýkýþtýrmaya çalýþanlara sesleniyorum, Türkiye'nin güneyinde, Suriye ve Irak'ýn kuzeyinde bir terör yapýlanmasýna kesinlikle izin vermeyeceðiz. Operasyonlarýmýz neticesinde bitkisel hayata giren bölücü terör örgütünü canlandýrma, yeniden palazlandýrma çabalarýnýn farkýndayýz. Kimin ne yaptýðýný, kimin kiminle iþ tuttuðunu çok iyi biliyoruz. Daha önce yaptýðýmýz gibi bir gece ansýzýn gelerek tüm bu senaryolarý yýrtýp atmaktan çekinmeyiz."

Erdoðan, sýnýrlar içinde ve dýþýnda cansiperane þekilde görev yapan güvenlik güçlerine Allah'tan muvaffakiyetler niyaz etti. Þehitleri rahmetle yad eden Erdoðan, yaralýlara acil þifalar diledi.

Erdoðan, þöyle konuþtu:

"Türkiye'nin sýnýrlarýnda ve ötesinde yürüttüðü harekatlarýn stratejisini hala anlayamayanlara veya anladýðý halde hazmedemeyenlere þu kelamý kibarý hatýrlatmak isterim, kimi kuyu kazar her gelen içsin diye, kimi kuyu kazar her gelen düþsün diye. Biz, ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlýk için her gelen içsin diye barýþ, huzur, dostluk, kardeþlik, güven, refah kuyularý kazýyor, herkesin hizmetine sunuyoruz. Kendi akýllarýnca bize ama aslýnda ülkemize ve milletimize kuyu kazanlarý da kendi kibirleriyle, hasetleriyle, husumetleriyle, kirli hesaplarýyla baþ baþa býrakýyoruz."

"BU KRÝZÝN ASIL MÜSEBBÝPLERÝ, GELÝÞMÝÞ, ZENGÝN, MÜREFFEH BATILI ÜLKELERDÝR"

Ýklim deðiþikliðinin olumsuz etkilerine giderek daha fazla maruz kalýndýðýný belirten Erdoðan, Akdeniz çanaðýnda yer alan Türkiye'nin, ayný coðrafyayý paylaþtýðý diðer ülkelerle birlikte iklim krizinin can yakýcý sonuçlarýný en çok hisseden, bundan en çok maðdur olan devletlerin baþýnda geldiðini söyledi.

Erdoðan, "Ýklim krizi gerçeðiyle ne kadar erken yüzleþirsek, ülkemize yansýmalarýný da o derece hýzlý kontrol altýna alabiliriz. Ýklim deðiþikliðinden bahsederken burada þu noktanýn asla gözden kaçýrýlmamasý gerekiyor, bugün 8 milyar insanýn hayatýný etkileyen bu krizin asýl müsebbipleri, geliþmiþ, zengin, müreffeh batýlý ülkelerdir." dedi.

Ýklim krizinin, kontrolsüz büyümenin, aþýrý tüketim hýrsýnýn bir sonucu olduðunu dile getiren Erdoðan, þunlarý kaydetti:

"Tabiatý emanet olarak deðil de sömürülmesi gereken bir meta olarak gören zihniyet, son iki asýrda dünyamýza çok büyük zarar vermiþtir. Bu zihniyette köklü bir deðiþim olmadan iklim krizinin önüne geçemeyiz. Türkiye olarak her platformda bu gerçeði dile getiriyoruz. Bir baþka hakikat, iklim deðiþikliðiyle mücadelenin yeni adaletsizliklere, yeni sömürü düzenine yol açmamasýdýr. Dünyayý en çok kirleten ülkelerin iklim deðiþikliðiyle mücadelede mali açýdan daha fazla yük almalarý kaçýnýlmazdýr. Biz insanlýða ve gelecek nesillere karþý mesuliyetimizin bir gereði olarak iklim deðiþikliði meselesinde elimizi taþýn altýna koyuyoruz. Sera gazý emisyonunda tarihi sorumluluðumuz eser miktarda olmasýna raðmen insanlýðýn ortak geleceðine katkýda bulunmak adýna kendi imkanlarýmýzla çok önemli adýmlar atýyoruz. Bu çerçevede ilan ettiðimiz net sýfýr emisyon hedefine 2053 yýlýnda ulaþmayý öngörüyoruz."

- "YÜRÜYÜÞÜMÜZÜ KARARLILIKLA SÜRDÜRÜYORUZ"

Dubai'de düzenlenen Dünya Ýklim Eylemi Zirvesi'nde tüm bu konularý artýsý eksisiyle çok net biçimde ifade ettiklerini belirten Erdoðan, zirvede ayrýca Gazze'de yaþanan insanlýk dramýný gündeme taþýdýklarýný aktardý.

Dün ve önceki gün gerçekleþtirdikleri Doha ziyaretinin ise hem Katar ile ikili iliþkiler hem de Körfez Ýþbirliði Konseyi ile münasebetler bakýmýndan oldukça önemli olduðunu dile getiren Erdoðan, 2014 yýlýnda kurulan Türkiye Katar Yüksek Stratejik Komitesi'nin 9. toplantýsýný baþarýyla icra ettiklerini söyledi.

Komite toplantýlarý sýrasýnda farklý alanlarda 12 belge imzaladýklarýný anýmsatan Erdoðan, "Ziyaretimizin ikinci gününde dönem baþkaný Katar'ýn onur konuðu olarak Körfez Ýþbirliði Konseyi 44. Zirvesi'ne iþtirak ettik. Konsey üyesi ülkelerle son 20 yýlda 20 milyar dolardan fazla yükseliþle 23 milyar dolara çýkardýðýmýz ticaret hacmimizi daha da artýracaðýz." dedi.

Yarýn Yunanistan'a, 18 Aralýk'ta Macaristan'a ziyaret gerçekleþtireceðini belirten Erdoðan, "Karþýlýklý saygý ve ortak çýkarlar temelinde komþularýmýzdan baþlayarak bölge ülkeleriyle iþbirliðimizi güçlendireceðiz. Ülkemizin uluslararasý platformlar ile ikili iliþkilerinde siyasi, diplomatik ve ekonomik alanda katettiði her mesafe, bizi Türkiye Yüzyýlý'na bir adým daha yaklaþtýrmaktadýr. Bu anlayýþla hem içerde hem de küresel düzeyde belirlediðimiz hedeflerimize doðru yürüyüþümüzü kararlýlýkla sürdürüyoruz." diye konuþtu.

Hiçbir geçici sýkýntýnýn, sinsi çelmenin, karanlýk projenin kendilerini yollarýndan alýkoymasýna müsaade etmeyeceklerini belirten Erdoðan, "Hamdolsun milletimiz bu hakikati görüyor. Ýhtiyaç duyduðumuz her durumda bizim yanýmýzda yer alarak, Türkiye Yüzyýlý vizyonumuza omuz veren her bir vatandaþýmýza þükranlarýmýzý sunuyorum." dedi.

Ýnsanlarý günlük hayatýnda sýkýntýya sokan meseleleri birer birer çözüme kavuþturup, üstlerine serpilmeye çalýþýlan karamsarlýk havasýný darmadaðýn ettiklerini dile getiren Erdoðan, "En zoru geride kaldý, inþallah bundan sonra hep birlikte sürekli daha iyiye doðru gideceðiz. Enflasyonu yavaþ yavaþ kontrol altýna alýyoruz. Hiçbir ekonomik, mantýki ve ahlaki temeli olmayan fiyatlandýrma davranýþlarý, yerini rasyonel fiyatlamalara býrakmaya baþladý." diye konuþtu.

Salgýn ve küresel krizlerle sarsýlan makro finansal istikrarý güçlendirecek adýmlarý kararlýlýkla attýklarýna iþaret eden Erdoðan, üretim, istihdam, ihracat ve büyüme tarafýndaki olumlu tablonun yeni rekorlarla sürdüðünü aktardý.

Türkiye'nin yýlýn üçüncü çeyreðinde yüzde 5,9 oranýnda büyüyerek, OECD ülkeleri arasýnda en iyi performansý gösteren ülke olduðuna dikkati çeken Erdoðan, "Böylece 13 çeyrektir süren kesintisiz büyüme trendimizi 14'e çýkardýk. 2023'ün ilk 9 aylýk döneminde ekonomimiz yüzde 4,6'lýk büyüme kaydetti. Kaliteli ve sürdürülebilir büyüme hedefimizden en küçük bir sapma yoktur. Yýlýn ilk 11 ayýndaki ihracatýmýz 234 milyar dolarý buldu. Son verilere göre, istihdam 32 milyona ulaþtý, iþsizlik oraný ise yüzde 9,2'lere geriledi." bilgisini verdi.

"ASGARÝ ÜCRET TESPÝT KOMÝSYONU TOPLANTILARINA 11 ARALIK'TA BAÞLANIYOR"

Erdoðan, çalýþan emeklilerde serzeniþlere sebep olan sýkýntýyý da gidereceklerini belirterek, "Meclisimizin onayýndan sonra ilk düzenlemeden istifade edemeyen 4 milyon 689 bin emeklimizin hesabýna bir defaya mahsus 5'er bin liralarýný süratle yatýracaðýz." dedi.

Aile ve Gençlik Fonu'nun kuruluþu ile ilgili yasal sürecin de tamamlandýðýný dile getiren Erdoðan, "Üniversiteli gençlerimize seçim öncesi verdiðimiz ücretsiz internet ve indirimli teknoloji desteði sözümüzü tuttuk. Ýhtiyaç sahibi vatandaþlarýmýza yönelik doðal gaz tüketim desteðini, düzenli sosyal yardým programlarýmýza dahil ettik. Yýllýk 900 ila 2 bin 500 lira arasýnda olan toplam 8 aylýk ödeme miktarýný 1500 ila 3 bin 500 liraya yükselttik." ifadelerini kullandý.

Erdoðan, sosyal yardýmlaþma ve dayanýþma vakýflarýna her ay aktarýlan kaynak tutarýnýn da 450 milyon liradan 850 milyon liraya çýktýðýný belirtti.

10 ay önce yaþanan ve ülke ekonomisine 104 milyar dolar ilave yük getiren deprem felaketine raðmen hiçbir vatandaþý, 85 milyonun hiçbir ferdini ihmal etmediklerini vurgulayan Erdoðan, þöyle konuþtu:

"Yýlbaþýnda çalýþanlarýmýzýn ücretlerinde hem genel ekonomik dengeyi sarsmayacak hem de onlarýn kayýplarýný telafi edecek bir artýþ yapýlacak. Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantýlarýna 11 Aralýk'ta baþlanýyor. Ýþçilerimizin onayýný alacak, iþverenlerimizi de yormayacak ve istihdama zarar vermeyecek bir asgari ücret seviyesi hedefiyle bu süreç yönetilecek."

Önümüzdeki yýlý "dengeleri yeniden saðlamlaþtýrma", bir sonraki yýldan itibaren olan dönemi ise "atýlým süreci" olarak gördüklerini vurgulayan Erdoðan, büyük ve güçlü Türkiye'nin inþasý yolunda býkmadan, usanmadan, durmadan mücadele etmeyi, yürümeyi, adým adým hedeflere ulaþmayý sürdüreceklerini belirtti.

Erdoðan, "Yeter ki 85 milyon olarak birliðimize, beraberliðimize, kardeþliðimize, huzurumuza, mücadele azmimize sýký sahip çýkalým. Aramýza fitne fesat sokulmasýna izin vermeyelim. Gerisi sadece sabýr ve vakit iþidir. Ýnþallah 2028'i siyasi, ekonomik, beþeri ve askeri bakýmdan bölgesinin ve dünyanýn sayýlý güçleri arasýna girmiþ bir ülke olarak karþýlayacaðýz." dedi.

"ECDADIMIZDAN TEVARÜS ETTÝÐÝMÝZ BÝR HASLETTÝR"

Cumhurbaþkaný Erdoðan, Türkiye'nin, dünyanýn neresinde bir mazlum ve maðdur var ise inancýna, rengine, kimliðine bakmadan onun yanýnda olmayý ilke edinmiþ bir devlet olduðuna dikkati çekerek, "Bu bizim medeniyetimizden, tarihimizden, kültürümüzden, ecdadýmýzdan tevarüs ettiðimiz bir haslettir. Gerektiðinde bedel ödeme pahasýna þahit olduðumuz kötülükleri, yapabiliyorsak elimizle düzeltmenin, mümkün deðilse dilimizle anlatmanýn, ona da mani varsa kalbimizle buðzetmenin gayreti içinde olduk. Bu da imanýn en zayýf derecesidir. Sadece son 70 yýlýmýza baktýðýmýzda dahi bu yaklaþýmýn pek çok örneðini görebiliyoruz. Kore'ye bu hissiyatla gidip kan döktük, can verdik. Kýbrýs'taki soydaþlarýmýzý kurtarmak için bu hassasiyette Barýþ Harekatý gerçekleþtirdik. Irak'ta, Suriye'de, Ukrayna'da ve daha pek çok yerde baþý dara düþen insanlara kapýmýzý bu anlayýþla açtýk." ifadelerini kullandý.

Ýslam dünyasýndan, Türk coðrafyalarýndan, Afrika'dan, Güney Asya'dan sayýsýz insana da bu vizyonla sahip çýktýklarýný aktaran Erdoðan, Karabað'ýn iþgaline, "Türkistan"daki zulme, Keþmir ve Arakan'daki haksýzlýklara da bu düþünceyle rýza göstermediklerini, Balkanlar'dan Kuzey Afrika'ya, gönül coðrafyasýnýn her köþesine hep bu þekilde baktýklarýný anlattý.

Bugün ayný onurlu duruþu, Gazze'ye yönelik "barbarlýk" karþýsýnda Filistin halkýnýn yanýnda yer alarak sergilediklerini vurgulayan Erdoðan, "Tevfik Fikret'in 'Zulmün topu var, güllesi var, kal'asý varsa Hakk'ýn da görülmez kolu, dönmez yüzü vardýr.' dizelerinde ifade ettiði gibi bizim safýmýz, yalnýzca bükülmez kolu, dönmez yüzüyle Hakk'ýn yaný olabilir. Üstelik Gazze'de öldürülen binlerce çocuðun, kadýnýn, yaþlýnýn, masumun yanýnda yer almak için öyle çok derin felsefi gerekçeler aramaya gerek de yoktur." diye konuþtu.

"ÝSRAÝL, FÝLÝSTÝN COÐRAFYASINDA UYGULADIÐI HER ZULMÜN HESABINI ELBETTE VERECEKTÝR"

Erdoðan, Tolstoy'un "Bir insan acý duyuyorsa canlýdýr, baþkasýnýn acýsýný duyuyorsa insandýr." sözünde iþaret ettiði gibi Gazze halkýna uygulanan zulme karþý çýkmak için sadece insan olmanýn yeterli olduðunun altýný çizerek, þunlarý kaydetti:

"Ýsrail, 2. Dünya Savaþý'ndan bu yana Filistin coðrafyasýnda uyguladýðý her zulmün hesabýný elbette verecektir. Bundan kaçýþ yok, Netanyahu nereye kaçar bilemiyorum. Mülteci kamplarýnda uyguladýðý katliamlar ve Gazze'de 7 Ekim'den bu yana iþlediði savaþ suçlarý, bu ülkeyi yönetenlerin yakýn gelecekteki yargýlanmalarýnda ayrý bir yere sahip olacaktýr. Türkiye, kendisi gibi düþünen devletler ve sivil toplum kuruluþlarý ile birlikte bu meseleyi her platformda gündeme getirecek, takip edecek ve somut sonuçlara ulaþmasýný saðlamak için sonuna kadar çalýþacaktýr. Evet, Ýsrailli yöneticiler, er ya da geç insanlýk mahkemesinde yargýlanacak, hak ettikleri cezalarý çekecek, tarihin çöplüðündeki yerlerini alacaklardýr. Daha önemlisi Netanyahu yönetimine bu cüreti veren, iþlediði insanlýk suçlarýnýn üzerini örten Batýlý ülkeler de ayný akýbeti paylaþacaklardýr. Þayet Amerika ve Avrupa ülkeleri, Ýsrail'e sýnýrsýz siyasi, askeri ve ekonomik destek vermemiþ olsa bu terör devletinin yöneticileri böylesine pervasýz ve acýmasýz hareket edemezdi."

Cumhurbaþkaný Erdoðan, Batý'nýn tarihinin bu açýdan oldukça karanlýk, çirkin, vahþi ve gaddarlýk örnekleri ile dolu olduðunu dile getirerek, "Biz bunlarýn týynetini Bosna'dan, Makedonya'dan, Yunanistan ve Bulgaristan'dan, Çanakkale'den, Ermeni isyanlarýndan, Filistin'den, Irak'tan, Suriye'den, oralardaki vahþetlerinden ve sinsi oyunlarýndan biliriz." ifadesini kullandý.

Cumhurbaþkaný Erdoðan, dünyayý asýrlardýr Batý deðerleri safsatasýyla oyalayanlarýn, sadece kendi güvenlik ve refahlarý dýþýnda hiçbir deðerleri olmadýðýný defalarca ispatladýðýný söyledi.

Batý'nýn "deðerlerim" diye sunduðu inanç, felsefe, hukuk ve bilim unsurlarýnýn tamamýnýn baþka coðrafyalara ve toplumlara ait olduðunu ifade eden Erdoðan, "Batý'nýn inancý Kudüs, Nasýra, bu felsefe Ege ve Batý Anadolu, hukuki itibarýyla Akdeniz ve Roma, bilimi Endülüs ve Doðu dünyasý kökenlidir. Sadece barbarlýk gerçek anlamda Batý'ya ait bir vasýftýr." diye konuþtu.

Haçlý Seferleri'nde 4 milyon, sömürgelerinde 50 milyon, 1'inci ve 2'nci Dünya savaþlarýnda 70 milyon insaný katleden Batý'nýn bu vasfýný hep sergilediðini dile getiren Erdoðan, Gazze'deki vahþete ortak olan Batý'nýn çalýp çýrptýðý tüm deðerleri bir kenara býrakýp yine sadece mayasýndaki barbarlýk dürtüsüyle hareket ettiðini söyledi.

Erdoðan, "Ýsrail'e en küçük bir söz söyletmeyip Gazze'de yapýlanlarý dile getirenlerin üzerine hoyratça giden Batý yönetimleri bireysel düzlemde insan olma, kurumsal düzlemde devlet olma özelliklerini kaybetmiþlerdir. Ayný þekilde Birleþmiþ Milletler ve onun en önemli organý olan Güvenlik Konseyi gibi kurumlar da bu zulüm karþýsýnda sergiledikleri acizlikle insanlýðýn ortak çatýsý olma hüviyetlerinden iyice uzaklaþmýþlardýr." þeklinde konuþtu.

Birleþmiþ Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'in samimi çabalarýnýn Güvenlik Konseyi'nin kimi daimi üyeleri tarafýndan engellendiðine dikkati çeken Erdoðan, yýllardýr "Dünya beþten büyüktür" diye haykýrýrken bu gerçeklere iþaret, bu haksýzlýklara isyan ettiklerini kaydetti.

Erdoðan, þöyle konuþtu:

"Buradan açýkça söylüyorum; Batý'nýn etekleri altýna saklanan Ýsrail yönetimi, zulmünü ne kadar týrmandýrýrsa sonuçta ödeyeceði bedeller de o kadar aðýr olacaktýr. Masum çocuklarý, kadýnlarý, yaþlýlarý, silahsýz ve çaresiz insanlarý dünyanýn en modern savaþ araçlarýyla öldürmek sadece Ýsrail yöneticileri gibi korkaklara mahsus bir zavallýlýktýr. Gazze'deki bir avuç sivil karþýsýnda yüreði de bacaðý da titreyen Ýsrail'in gerçek bir orduyla gerçek bir güçle karþý karþýya geldiðinde paramparça olacaðý muhakkaktýr. Ýsrail yönetiminin böyle bir acý akýbete gerek kalmadan bir an önce aklýný baþýna toplamasýný ümit ediyoruz. Bölgeye huzur gelmesinin tek yolunun, 1967 sýnýrlarýnda Doðu Kudüs'ün baþkenti olduðu, coðrafi bütünlüðe sahip, baðýmsýz, egemen bir Filistin devletinin kuruluþundan geçtiðini bir kez daha hatýrlatýyoruz."

"TEK ÇÖZÜM YOLU DEPREME DAYANIKLI BÝNALAR YAPMAKTIR"

Geçen günlerde Marmara Bölgesinde yaþanan 5,1 büyüklüðündeki nispeten hafif sarsýntýnýn Türkiye'nin deprem ülkesi olduðu gerçeðini bir kez daha hatýrlattýðýný vurgulayan Erdoðan, Türkiye'nin Alpler'den Himalayalar'a uzanan kuþak içerisinde en fazla deprem riski taþýyan beþinci ülke olduðunu söyledi.

Topraklarýn yüzde 66'sýnýn, nüfusun yüzde 71'inin deprem açýsýndan riskli alanlarda yer aldýðýný vurgulayan Erdoðan, Türkiye'de son bir asýrda 6 ve üzeri büyüklükte 231 depremin meydana geldiðini, bu afetlerde 130 binden fazla canýn topraða verildiðini belirtti.

Erdoðan, 6 Þubat depremlerinde 50 binden fazla insanýn yýkýntýlarýn altýnda kalarak hayatýný kaybettiðini anýmsatarak, deprem þehitlerine rahmet diledi.

Bu coðrafyada yaþamanýn, deprem gerçeðiyle yüzleþmek, karþýdaki tehlikeyi kabullenmek ve ona göre hareket etmek anlamýna geldiðini ifade eden Erdoðan, "Önümüzdeki tablonun bize gösterdiði tek çözüm yolu depreme dayanýklý binalar yapmaktýr. Yani 'kentsel dönüþüm' dediðimiz adýmý atmak ve bu adýmý attýk. Maalesef ülkemiz uzunca bir süre bu topraklarýn hakkýný vermek yerine hakkýna giren bir anlayýþla yönetildiði için diðer pek çok husus gibi deprem tehlikesi de göz ardý edilmiþtir." dedi.

Büyük yýkýma yol açan 1999 felaketinin bu meselenin yeniden ve güçlü bir þekilde gündeme gelmesine, standartlarýn yeniden belirlenmesine vesile olduðunu ifade eden Erdoðan, bu süreci daha ileriye taþýyarak 2012'de, tarihte ilk defa Kentsel Dönüþüm Yasasý'nýn çýkarýldýðýný, Yapý Denetim Kanunu baþta olmak üzere konuyla ilgili mevzuatýn güncellendiðini, geliþtirildiðini anýmsattý.

Kentsel Dönüþüm Yasasý'nýn çýktýðý tarihten bugüne kadar hayata geçen projelerde Türkiye genelinde 480 milyar liralýk yatýrýmla 2 milyon 200 bin baðýmsýz bölümün dönüþümünün tamamlandýðýný belirten Erdoðan, halihazýrda ülke genelinde yaklaþýk 400 bin baðýmsýz bölümün dönüþüm sürecinin devam ettiðini kaydetti.

Türkiye'de yaklaþýk 31 milyon konut ve 5 milyon ticari alandan oluþan 36 milyon baðýmsýz bölüm olduðunu aktaran Erdoðan, bunlarýn 6 milyonunun deprem riski altýnda olduðunu, yaklaþýk yarýsýnýn da acilen dönüþmesi gerektiðini söyledi.

"KENTSEL DÖNÜÞÜM ÇALIÞMALARIMIZI BÝR ÜST SEVÝYEYE ÇIKARMA KARARI ALDIK"

Cumhurbaþkaný Erdoðan, güvenli þehirler için tek çarenin kentsel dönüþüm olduðunun altýný çizerek, kentsel dönüþümün ne kadar önem arz ettiðinin en son ve somut örneðinin 6 Þubat depremleri olduðunu ifade etti.

Erdoðan, sözlerini þöyle sürdürdü:

"Bu hakikati görmezden gelmek, ertelemek, siyasi çýkarlar için istismarýna yeltenmek çok açýk ve net söylüyorum, ülkemize ihanet etmek demektir. Kentsel dönüþüm konusu, Türkiye için tartýþmasýz bir beka meselesidir. Hepsinden önemlisi bu konu, siyaset üstü, siyasi partiler üstü bir konudur. Hazreti Mevlana, 'Akýl sonradan ah çekmek için deðil düþünüp tedbir almak içindir' der. Ýnancýmýzda da tedbir, tevekkülden önce gelir. Hükümet olarak kentsel dönüþüm konusuna ilk günden beri hep bu zaviyeden baktýk. Vatandaþlarýmýzý gecekondu denilen saðlýksýz yapýlarla birlikte depreme dayanýksýz yüksek katlý binalardan da kurtararak onlarý modern, güvenilir, dayanýklý yuvalara kavuþturmayý hedefledik. Zemin artý üç olsun, zemin artý dört olsun, bilemediniz zemin artý beþ olsun dedik. O günden bugüne inþaatlarýmýzý bu þekilde yapýyoruz. TOKÝ Baþkanlýðýmýz bu sürecin öncüsü olarak gerçekten kritik bir rol üstlendi."

Maruz kaldýðý onca haksýz, insafsýz eleþtirilere raðmen TOKÝ aracýlýðýyla þimdiye kadar 1,3 milyon konutun tamamlandýðýný ve hak sahiplerine teslim edildiðini dile getiren Erdoðan, "Ancak üzülerek ifade etmek isterim ki attýðýmýz her adýmda tamamen ideolojik saiklerle hareket eden bir kesimi karþýmýzda bulduk. Akla hayale gelmedik bahanelerle ve hatta iftiraya varan kampanyalarla projelerimize sürekli takoz oldular. Ne kendileri bir iþ yaptýlar ne de bizim bu meseleyi çözmemizi istediler." dedi.

Kanundaki boþluklarý kullanarak, yalan ve yanlýþ bilgilerle insanlarýn aklýný bulandýrarak kentsel dönüþüm projelerinin sabote edildiðini, bunun acýsýnýn depremin yýktýðý birçok þehirde yaþandýðýný anlatan Erdoðan, vatandaþlarýn canlarý ve mallarýyla bir daha böyle bedeller ödememesi için kentsel dönüþüm çalýþmalarýný bir üst seviyeye çýkarma kararý alýndýðýný bildirdi.

Eylül ayýnda çok geniþ bir katýlýmla "Deprem Gerçeði ve Kentsel Dönüþüm Þurasý" düzenlendiðini anýmsatan Erdoðan, "Þuranýn en güzel neticesi, diðer çalýþmalar ýþýðýnda yeni bir kentsel dönüþüm yasasý hazýrladýk. Kanun teklifimiz geçtiðimiz ay baþýnda Meclisimizden onay aldý ve yürürlüðe girdi." ifadelerini kullandý.

Yeni kentsel dönüþüm mevzuatýnýn yürürlüðe girmesiyle birlikte muhalefetin daha önce yaptýklarý gibi hemen tezvirata baþladýðýný söyleyen Erdoðan, "Vatandaþýn malýna el konulacak.' Bu iftiradan baþlayarak rantsal dönüþüme kadar sayýsýz yalaný tedavüle soktular. Oysa ne kanunda böyle bir ifade var ne de böyle bir durum söz konusu deðildir. Düzenlemenin tek bir gayesi vardýr, o da kentsel dönüþüm sürecindeki engelleri ortadan kaldýrmak ve dönüþüm sürecini hýzlandýrmaktýr." diye konuþtu.

Yeni kanunla kentsel dönüþüm konusunda yapýlan deðiþiklikleri anlatan Erdoðan, "Daha önce çok daha yüksek çoðunluk gerektiren, çok sayýda baðýmsýz birime sahip binalarýn kentsel dönüþüme dahil edilmesi salt çoðunluða baðlandý. Yani bir binada oturanlarýn yüzde 50'sinden bir fazlasý onay verdiði zaman kentsel dönüþüm ve inþaat ruhsatý alýnabilmesi mümkün hale getirildi. Ýmar planlarýnýn ilan aský ve itiraz süreçleri kýsaltýldý. Tebligatlarýn, yapýlarýn kapýsýna asýlabilmesi, elektronik devlet üzerinden bildirilebilmesi ve muhtarlýklarda ilan edilebilmesiyle süreç hýzlandýrýldý." diye konuþtu.

"KENTSEL DÖNÜÞÜM PROJELERÝNE KAYNAK SAÐLAYACAK YÖNTEMLER GELÝÞTÝRÝLDÝ"

Deprem riskinin en çok hissedildiði yerlerin baþýnda gelen Ýstanbul'daki kentsel dönüþüm projeleri için Yarýsý Bizden Kampanyasý'nýn uygulanabilmesi amacýyla yasaya mali yardým hükmünün de eklendiðini bildiren Cumhurbaþkaný Erdoðan, þöyle devam etti:

"Diðer þehirlerimizin her biri için de oranýn þartlarýna, ihtiyaçlarýna, beklentilerine uygun özgün modeller geliþtirilmesine imkan tanýndý. Anlaþmazlýklarýn çözümü için arabuluculuk sisteminin devreye alýnmasýndan ihtisas mahkemelerine kadar çeþitli mekanizmalar getirildi. Dönüþüm alanlarýnda imar planlarýnýn yeni kurulan Kentsel Dönüþüm Baþkanlýðýnca onaylanmasý zorunluluðu getirilerek, istismarlarýn ve gecikmelerin önüne geçilmesi hedeflendi. Hak sahibinin borcunu ödeyememesi halinde dönüþen konut borcu nispetinde Hazineye tescil edilmesi ve yine hak sahibine ömür boyu ücretsiz tahsisine imkan verildi. Yerleþime uygun olmayan bütün bu alanlarýn riskli alan olarak belirlenmesi ve bu alanlarda yapýlaþmaya izin verilmemesi temin edildi. Kentsel dönüþüm projelerine kamu desteði için kaynak saðlayacak yöntemler geliþtirildi. Yapýlan tüm bu düzenlemelerin amacý kentsel dönüþümü hýzlandýrarak milletin ve þehirlerimizin can ve mal güvenliðini saðlamaktýr."

Küçük çýkar kavgalarý veya kaygýlarýyla kentsel dönüþüm projelerinin geciktirilmesinin önüne geçilmesini önlediklerini dile getiren Erdoðan, konuþmasýný þöyle sürdürdü:

"Yeni kanunla getirilen düzenlemelerde herhangi bir rant saðlama amacý veya hak sahiplerinin baþka bölgeye gönderilmesi söz konusu deðildir. Kim bunun aksini iddia ediyorsa müfteridir, yalancýdýr, bu milletin iyiliðini istemiyor demektir. Dönüþüm çalýþmalarýnda, pazartesi günü 5,1 büyüklüðünde bir depremle sarsýlan Marmara Bölgemize daha fazla özel önem vermemiz elbette sebepsiz deðildir. Süreci diðer þehirlerimizde yönetmek ve hýzlandýrmak, nispeten daha kolaydýr. Ancak Ýstanbul'un da içinde yer aldýðý Marmara Bölgemizde yaþanacak bir felaketin, Allah korusun tüm Türkiye'ye aðýr maliyeti olacaktýr. Bu gerçek karþýmýzda iken baþka türlü hareket edemeyiz. Amacýmýz Ýstanbul'da her yýl 350 bin konut inþa ederek 5 yýl içinde acil dönüþüm gerektiren tüm binalarý yenilemektir."

"YERÝNDE DÖNÜÞÜM PROJELERÝNE BAÞVURU SAYISI 247 BÝNÝ BULDU"

Kahramanmaraþ merkezli meydana gelen 6 Þubat depremlerinde yýkýlan þehirleri ayaða kaldýrmaya yönelik çalýþmalarda en küçük bir aksaklýða ve ihmale izin vermeyeceklerini vurgulayan Erdoðan, "Ýnþasýna baþlanan 250 bin baðýmsýz bölümden 46 binini yýlbaþýndan önce hak sahiplerine teslim edeceðiz. Takip eden aylarda da biten konutlarýn teslimini sürdüreceðiz. Vatandaþlarýmýzdan gelen taleplere, bütün bunlara kulak vererek yerinde dönüþümü kolaylaþtýracak hibe ve kredi desteklerini içeren yeni modelleri de devreye aldýk. Yerinde dönüþüm projelerine baþvuru sayýsý 247 bini buldu. Sadece bölgedeki altyapý çalýþmalarý için 40 milyar liralýk kaynaðý, ilgili kurumlarýmýzýn kullanýmýna tahsis ettik. 2024 yýlý bütçemizde depremzede þehirlerimizin yeniden inþasýna 1 trilyon lira kaynak ayýrdýk." bilgisini verdi.

Deprem bölgesindeki þehirlerde sadece konut yapmakla kalýnmadýðýný, bu þehirlere kimliðini veren ticari alanlar ve kültürel yapýlarýn da yeniden ayaða kaldýrýldýðýnýn altýný çizen Erdoðan, "Ayrýca bu þehirlerimizin meydanlarýný, kent merkezlerini ve önemli ana caddelerini yine hükümet olarak biz yapýyoruz. Ayný þekilde depremde zarar gören yollar ve ulaþtýrma yatýrýmlarýyla ilgili sorunlarý da yine biz giderdik, biz gideriyoruz. Deprem bölgesinde þu an yapým süreci devam eden yeni yollarýn toplam uzunluðu 180 kilometreyi buluyor. Deprem þehirlerimiz baþta olmak üzere 81 vilayetimizin tamamýndaki yol, otoyol, köprü, tünel, viyadük ve metro projelerimiz de devam ediyor. Hava ve demir yolu ulaþýmýnda açýlýþa hazýr, devasa yatýrýmlarýmýz var." dedi.

Yapýmý tamamlanan ulaþtýrma projelerinin resmi açýlýþlarýný peyderpey yapmaya devam edeceklerini belirten Erdoðan, "Hiç kimsenin ülkemizi depreme hazýrlamadaki en önemli aracýmýz olan kentsel dönüþüm projelerini dinamitlemesine, yavaþlatmasýna, sulandýrmasýna izin vermeyeceðiz. Milletimizin de siyasi istismarcýlara kulak asmayacaðýna inanýyorum. Bu konuda bize destek veren herkese þükranlarýmý özellikle sunuyorum." ifadelerini kullandý.