Erdoðan, Haliç Kongre Merkezi'nde Uluslararasý Öðrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) tarafýndan düzenlenen "11. Uluslararasý Öðrenci Buluþmasý Final Programý"na katýldý.
Burada konuþan Cumhurbaþkaný Erdoðan, bünyesinde 62 derneði ve 25 temsilciliði barýndýran UDEF'in misafir öðrencilerle Türkiye'nin baðýný güçlü þekilde devam ettirmeye yönelik faaliyetlerini takdirle takip ettiðini söyledi.
Türkiye'nin iþ yapma konusunda deðil, yapýlan iþin icmalini tutma ve sonrasýnda takibini yapma konusunda ciddi eksiði olduðunu dile getiren Erdoðan, þunlarý kaydetti:
"Eskiden beri ülkemizde 100 binlerce misafir öðrenci, eðitim öðretim görmüþ ve bunlar ülkelerine dönmüþlerdir. Bizim ilk dönemimizde dahil, bu öðrencilerle eðitim öðretimleri sonrasýnda iliþkileri devam ettirecek bir mekanizma kurulmamýþtýr. Misafir öðrenci sayýmýz, bireysel irtibatlarla takip edilemeyecek kadar çoktur. Yurtdýþý Türkler ve Akraba Topluluklar Baþkanlýðý'mýzýn kurulmasýyla bu konuda da önemli bir adým atýlmýþtýr. Daha önce farklý gönüllü kuruluþlar çatýsý altýnda yürütülmüþ olan misafir öðrencilerimizi dernekleþme yoluyla bir araya getirme çalýþmalarý, UDEF'in kuruluþuyla daha güçlü bir çatýya kavuþmuþtur."
Cumhurbaþkaný Erdoðan, Türkiye'de eðitim öðretimleri döneminde, barýnmadan kaynaþtýrmaya kadar her konuda yardýmcý olunan misafir öðrencilerle ülkelerine döndükten sonra da mezun dernekleri aracýlýðýyla irtibatýn devam ettirildiðine deðinirken, salondakilere þöyle seslendi:
"Biz, ülkemize gelen öðrenci kardeþlerimize, sadece okullarýmýzý deðil, gönül dünyamýzý da açýyoruz. Hangi coðrafyadan gelirse gelsin, burada eðitim öðretim görüp ülkesine dönen veya bir baþka yere giden tüm kardeþlerimizle hayatýn her alanýnda birlikte yol yürümek istiyoruz. Bu kardeþlerimizin gerek ülkemizle gerek kendi aralarýndaki iliþkiyi güçlü tutmalarý hepimizin faydasýnadýr. Türkiye, tarihi boyunca hiçbir topluma ve hiçbir bireye tahakküm etme anlayýþýyla hareket etmemiþtir. Biz, ülke ve millet olarak sadece kendimize yol arkadaþlarý, kader arkadaþlarý arýyoruz. Sizler gibi yol arkadaþlarýna sahip olmaktan dolayý da bahtiyarýz."
- "Burs baþvuru yollarýný çeþitlendirdik, kolaylaþtýrdýk"
Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan, Türkiye'deki yabancý öðrencilerin sayýsýna deðinerek, "Ülkemizde Türkiye Burslarý adýyla kurumsallaþtýrdýðýmýz program vasýtasýyla ülkemize gelen ve kendi hesabýna okuyan 115 bin misafir öðrencimiz bulunuyor. Dünyanýn neredeyse her ülkesinden öðrenciye sahibiz. Hedefimiz ülkemizdeki misafir öðrenci sayýsýný 350 bine çýkarmaktýr. Böylece dünyada en çok misafir öðrenci barýndýran ilk 5 ülke arasýna gireceðiz, hedefimiz budur." dedi.
Gayretleri ve destekleri sayesinde Türkiye Burslarý'nýn kendi alanýnda günbegün bir marka haline geldiðini vurgulayan Erdoðan, 2011'den itibaren ortaya konulan yoðun mesainin ve emeðin meyvelerinin toplanmaya baþladýðýný söyledi.
Daha önce her yýl açýlan 4 bin burs kontenjaný için 8 bin civarýnda baþvuru olduðunu, þimdi 5 bin kontenjan için 120 bin baþvuru yapýldýðýný kaydeden Erdoðan, "Çünkü biz baþvuru yollarýný çeþitlendirdik, kolaylaþtýrdýk, objektif hale getirdik. Elbette bu süreçte nitelikli, alanýnýn uzmanlarýndan oluþan insan kaynaðý ile teknolojinin imkanlarýndan da istifade ettik. Böylece burs programlarý konusunda ülkemizin dýþ politika önceliklerine uygun bir çerçeve geliþtirirken, ayný zamanda da çok ciddi tecrübe kazandýk. Sadece Türkiye Burslarý'na müracaat eden öðrencilerin sayýsýnda deðil, öðrencilerimizin baþarý oranlarýnda da ciddi sýçramalar yaþadýk." diye konuþtu.
- "FETÖ'nün üzerinde durduðu konulardan biri de yurt dýþýndan gelen öðrencilerdi"
Cumhurbaþkaný Erdoðan, Türkiye'nin son yýllarda FETÖ'nün darbe giriþimi dahil pek çok saldýrýya maruz kaldýðýný hatýrlatarak, þunlarý söyledi:
"FETÖ'nün en çok üzerinde durduðu konulardan biri de yurt dýþýndan gelen öðrenciler, yani sizlerdiniz. Misafir öðrencilerimizi kabulden eðitime ve mezuniyet sonrasýna kadar her aþamada, Ýslam'ýn ve Türkiye'nin düþmaný bu terör örgütünün istismarýndan kurtaracak tedbirleri aldýk, alýyoruz. Arnavutluk da maalesef iþte o FETÖ'nün adeta istilasý altýnda. Tabii görüþmelerimiz oluyor. Er veya geç orada da onlarýn o müstevli hareketini çökerteceðiz. Her geçen gün orada mesafe alýyoruz ve Maarif Vakfý'mýz Arnavutluk'ta okullarý teslim alma sürecini devam ettiriyor. Yurtdýþý Türkler ve Akraba Topluluklar Baþkanlýðý'mýz, öðrenci seçimine çok objektif ve adil kriterler getirdi. Maarif Vakfý'mýz özellikle Afrika'da, bunun yanýnda biraz da yavaþ da olsa Balkanlar'da yürüttüðü faaliyetlerle mahallinde eðitim öðretim konusunda önemli mesafe katetti. Vakfýmýzýn kýsa sürede hayata geçirdiði projelerle sadece Afrika'da 10 bin öðrenciye eðitim öðretim veriyor olmasýný önemli görüyorum. Yunus Emre Enstitü'müz dünya çapýnda sayýlarý 55'e ulaþan Türk Kültür Merkezi ile çok güzel faaliyetler yürütüyor. Esasen hepsi de birbiriyle iliþkili olan faaliyetleri inþallah yeni dönemde çok daha koordineli, çok daha yakýn iþ birliði içinde ve sürekli çýtayý yükselterek sürdüreceðiz. Bu kurumlarýmýzla gerek ülkemizde gerekse kendi ülkelerinde, eðitimden kültüre tüm çalýþmalar için kardeþlerimizin hizmetindeyiz."
Tüm gençlere örnek olmasý için bu hikayeyi paylaþmak istediðini ifade eden Erdoðan, þöyle konuþtu:
"Çad'da birbirlerine husumet besleyen iki kabileye mensup bu kardeþlerimiz, eðitim için ülkemize geliyor. Ancak gelmeden önce ülkelerindeki Fransýzca öðretmenleri Türkiye'yi onlara öyle kötülüyor ki iþte bu aralar olduðu gibi dönüþ biletlerini de ceplerine koyarak Ýstanbul'a ayak basýyorlar. Ülkemizde baþlarýna her türlü felaketin gelebileceði, hayati tehlikelerinin dahi bulunduðu telkinleri, rakip kabilelerden olmalarýna raðmen onlarý yakýnlaþtýrýyor, ayný yurtta, ayný evde yaþamaya zorluyor. Aradan bir süre geçince Fransýzca öðretmenlerinin kendilerine anlattýðý Türkiye ile hakiki Türkiye'nin uzaktan yakýndan bir ilgisi olmadýðýný görüyorlar. Bunun üzerine Çad'ý yýllarca sömüren gücün kendilerine nasýl bir oyun oynadýðýnýn farkýna varýyorlar. Sadece eðitimleri süresince birlikte olmakla kalmýyor, dönüþte kabileleri arasýndaki husumeti de sona erdirecek adýmlar atýyorlar."
Fransa'nýn Afrika'yý sömürdüðüne de dikkati çeken Erdoðan, "Sadece bu Fransýzlar, tabii halký tenzih ederim, yöneticiler, Cezayir'de bunlar 5 milyon insaný katlettiler. Bunlar Libya'da ayný þeyi yaptýlar, Ruanda'da on binleri, yüz binleri katlettiler. Fransýzlar. Ama Türkiye'ye karþý son dönemde yaptýklarýný görüyorsunuz. Ya biz size ne yaptýk ya? Bizimle alýp veremediðiniz ne? Güçlendiðimizden rahatsýz oluyorsanýz, isteseniz de istemeseniz de güçleneceðiz. Dürüst, samimi olduðunuz sürece biz de size karþý dürüstüz ama dürüst olmazsanýz gereði neyse onu yaparýz." ifadelerini kullandý.
- "Roman mahallesinden bir Cumhurbaþkaný çýktý"
Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan, Türkiye Burslarý konusunda benzer çok sayýda hikaye olduðunu belirterek, "Ýnanýn dehþete kapýlmamak eli deðil." dedi.
Sömürdükleri ülkelerin sadece maddi zenginliklerini deðil, tarihini, kültürünü, insan varlýðýný da kendi amacýna göre dizayn edenlere karþý en büyük gücün buradaki birliktelikleri olduðunun altýný çizen Erdoðan, "Diyorsunuz ya tek milletiz. Bu yaklaþým çok önemli. Bizim kimseye karþý böyle kötü niyetimiz olmadýðý için siyasi iliþki de kursak, ticaret de yapsak, sosyal kültürel yakýnlýk da tesis etsek hep ayný samimiyetle ayný hüsnüzanla hareket ediyoruz. Çünkü inancýmýz böyle emrediyor." deðerlendirmesinde bulundu.
Kur'an-ý Kerim'in ayrýlýða düþülmemesiyle ilgili ayetlerinden okuyan Erdoðan, þöyle devam etti:
"Bize ayrýlýk kesinlikle yasaktýr. Birbirinizi de severken, makam, mevki, para, pul, akrabalýk bundan dolayý sevmeyeceðiz. Sadece Yunus'un diliyle yaratýlaný Yaradan'dan ötürü seveceðiz. Bizde siyah beyaz var mý? Yok. Ama Batý'da var. Avrupa Birliði'nde Romanlarý bir kenara koyamazsýn ama Fransa, Romanlarý dýþladý. Halbuki müktesebatýn içerisinde bu yasak. Ama ben Romanlarýn içinden çýktým geldim. Ben Romanlarla beraber okudum. Ayný ilkokulda okudum. Roman mahallesinden iþte bir Baþbakan, bir Cumhurbaþkaný çýktý geldi. Bizim inancýmýzýn güzelliði burada. Burada tefrik yok."
- "Sizler bizlerin misyon þeflerimiz olacaksýnýz"
Cumhurbaþkaný Erdoðan, Afrika baþta olmak üzere mazlum coðrafyalara gittiklerinde sadece, "Gelin beraber kazanalým." çaðrýsý yaptýklarýný, bunun ötesinde bir adýma asla giriþmediklerini dile getirdi.
Bu tür ülkelerle ticaret hacimlerinde Türkiye lehine bir dengesizlik varsa buradan alýnabilecek nelerin olduðunun tespit edilmesi yönünde talimat verdiðini anlatan Erdoðan, "Birlikte kazanmanýn bereketine inanan bir ülke olarak, tüm iliþkilerimizi bu doðrultuda kurmanýn gayreti içindeyiz." dedi.
Türkiye'den mezun olan öðrencilerin, ülkelerine döndükten sonra kiminin özel sektörde kiminin kamuda kiminin sivil toplum kuruluþlarýnda önemli görevler üstleneceðine de deðinen Erdoðan, sözlerini þöyle sürdürdü:
"Sizler var ya buradan gittiðiniz zaman bizim adeta misyon þeflerimiz olacaksýnýz. Sizler bizim büyükelçilerimiz olacaksýnýz. Ýnþallah çok da sýký sýkýya olmanýn sizler adeta fýrsatýný saðlayacaksýnýz. Sizlerden ricam; hem ülkemizle hem de tüm devletlerle olan iliþkilerinizi iþte bu anlayýþla tesis etmek için çalýþmanýzdýr. Allah tüm insanlarý ayný yaratmýþtýr. Farklýlýklar daha sonradan ve insanlar eliyle ortaya çýkmýþtýr. Gelin bu farklýlýklarý birlikte en aza indirelim. Bizim çok kazanmak gibi bir derdimiz yok. Bizim amacýmýz, kendimizle birlikte kardeþlerimizi de siyasi ve ekonomik olarak yükseltmektir. Birlikte çalýþýrsak bunu da baþarabiliriz. En azýndan çocuklarýmýza, bizden sonraki nesillere bunu borçluyuz. Gönül sultanlarýmýzdan Yunus Emre'nin dediði gibi, 'Gelin tanýþ olalým, iþi kolay kýlalým, sevelim, sevilelim. Dünya kimseye kalmaz.'"
- Birleþmiþ Milletler'e eleþtiri
Cumhurbaþkaný Erdoðan, dünyayý tüm insanlýk için, daha güzel, güvenli, adil ve müreffeh hale getirmek üzere her platformda çalýþtýklarýný dile getirdi.
Tüm devletlerin, toplumlarýn hakkýný, hukukunu koruma yeri olarak kurulan Birleþmiþ Milletler'deki (BM) temsil adaletsizliðini, "Dünya beþten büyüktür." diyerek kendilerinin dile getirdiklerini hatýrlatan Erdoðan, "Artýk dünya, 2. Dünya Savaþý sonrasýnýn þartlarýný yaþamýyor. Bugün baþka bir dünya var. Öyleyse Birleþmiþ Milletleri reforme etmemiz þart. Peki BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri böyle bir þeye 'Evet' derler mi? Çok zor. Niye? Çünkü yakaladýklarý fýrsatý kolay kolay býrakmazlar. Býraksalar da býrakmasalar da biz bütün BM Genel Kurulu'nda bu düþüncemizi dile getiriyoruz, getirmeye de devam edeceðiz." dedi.
Dünyada hemen hemen bütün ülkelerin bir korku atmosferinin içinde yaþadýðýna deðinen Erdoðan, þöyle konuþtu:
"Çünkü bu beþ daimi üyeden bunlar çok korkuyor, çok çekiniyorlar. Ama biz inandýðýmýzý inandýðýmýz gibi söylüyoruz. Söylemeye devam edeceðiz. Halbuki þu anda 196 ülkeye diyoruz ki 'Senin de BM Güvenlik Konseyi'nde daimi üye olma hakkýn yok mu?' 5 daimi üye, 15 geçici üye, 20 üye. Bu 20 üyenin tamamý daimi üye olsun ve dönerli olarak, 10'u diyelim ki bir sonraki 10 olarak kalsýn ama bu deðiþim devam etsin, bu deðiþim devam ederken de buradaki 20 üyenin tamamý da BM Güvenlik Konseyi'nin üyesi olsun. Dolayýsýyla 196 üyenin 196'sý da BM Güvenlik Konseyi'nde üyeliði yaþasýn. Türkiye bunu niye yaþamasýn, Japonya niye yaþamasýn, Almanya niye yaþamasýn, Hindistan, Pakistan niye yaþamasýn? Hepsi, irili ufaklý bunu yaþasýn. Ama istemezler. Þu anda halký Müslüman olan bir tane ülke BM Güvenlik Konsey'inde yok. Nasýl iþ bu? Biz adalet istiyoruz BM, adaleti tesis için kuruldu ama þu anda böyle bir yaklaþým var mý? Yok. Biz bunu aramaya devam edeceðiz. Biz insanlýðýn adaletini arýyoruz. Bunu er veya geç inþallah yakalayacaðýz. Ýnþallah belki hemen deðil ama bir gün mutlaka dünya mazlumlarýnýn adalet talebinin yerine geldiðini göreceðiz. Bizlere düþen þey o güne kadar bu mücadeleyi kesintisiz sürdürmektir."
Erdoðan, sadece eðitimde katettikleri mesafenin dahi baþlý baþýna bir baþarý hikayesi olduðunu anlatarak, 2000'li yýllarýn baþýna kadar Türkiye'de eðitim-öðretim sisteminin çok sorunlu, sýkýntýlý bir görüntü içinde olduðuna iþaret etti.
Türkiye'nin o dönemde dýþarýdan gelen yüz binlerce öðrenciye kapýlarýný açmak bir yana, kendi evlatlarýnýn taleplerini dahi karþýlayamaz durumda olduðunu aktaran Erdoðan, "Ülkemizde 2002 yýlýnda 76 üniversite ve ön lisansý, lisansý dahil 384 bin öðrenci kapasitesi vardý. Halbuki her yýl orta öðretim kurumlarýndan mezun olan öðrenci sayýsý bu rakamýn iki katýna yakýndý. Öyle olunca da milyonlarca öðrencinin üniversite kapýsýnda biriktiði bir fotoðraf ortaya çýkýyordu." diye konuþtu.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, mevcut 76 üniversitenin üzerine son düzenleme ile 131 üniversite daha ilave edip, bu sayýyý 207'ye çýkardýklarýný belirterek, üniversite kontenjanlarýnýn sayýsýný da bir milyona yaklaþtýðýna vurgu yaptý.
Böylece kendi mezunlarýnýn yanýnda dünyanýn dört bir yanýndan gelenlere yükseköðretim fýrsatý verebilecek düzeye geldiklerini ifade eden Erdoðan, "Ayný þekilde yükseköðrenim yurtlarýmýzda 182 bin yatak vardý, biz 452 bin daha ilave ederek 634 bine yükselttik. Bu imkandan misafir öðrencilerimiz de istifade ediyor. Þu anda 161 farklý ülkeden 10 bin civarýnda öðrencimiz yurtlarýmýzda barýnýyor. Yurt kapasitesini artýrdýkça bu sayýyý da artýrýyoruz." dedi.
Erdoðan, eskiden Türkiye'ye gelen misafir öðrencilerin önemli bir kýsmý barýnma sorununu çözemedikleri için eðitimlerini yarým býrakarak ülkelerine döndüklerine iþaret ederek, þimdi kamu ve vakýf yurtlarýnýn yanýnda çalýþma izinleri konusunda da çok önemli düzenlemeler yapýp öðrencilerin eðitimlerini sürdürmelerine destek olduklarýný söyledi.
- Misafir öðrencilere müjde
Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan, misafir sorunlarýný, sýkýntýlarýný çok yakýndan takip ettiðini belirterek, sözlerini þöyle sürdürdü:
"Bugün burada bir müjdeyi sizlerle paylaþmak istiyorum. Biliyorsunuz, kendi nam ve hesabýna okuyan misafir öðrencilerimiz, belli dönemlerde ikamet belgelerini yenilemek mecburiyetindeler. Ýçiþleri Bakanlýðý'mýza baðlý Göç Ýdaresi tarafýndan verilen bu belge için kurum önünde çok ciddi yýðýlmalar yaþanýyordu. Þimdi 115 bin misafir öðrencimizin tamamý da ikamet belgelerini Göç Ýdaresi'ne gitmeden kendi üniversitelerinden alabilecekler. Böylece hem iþlemler daha hýzlý olacak hem de yýðýlmaya meydan verilmeyecek. Yeni ikamet belgesi uygulamasýnýn tüm misafir öðrencilerimize hayýrlý olmasýný diliyorum. Ayný þekilde bir baþka önemli düzenleme de Genel Saðlýk Sigortasý konusundadýr. Türkiye, dünyadaki en geliþmiþ Genel Saðlýk Sigortasý ve saðlýk hizmeti sistemine sahip ülkedir. Ülkemize gelen tüm misafir öðrencilerimiz artýk eskisi gibi üç ay beklemeden derhal Genel Saðlýk Sigortasý kapsamýna dahil olabileceklerdir. Eskiden kalma sigorta prim borcu olan öðrencilerimizin de gecikme faizleri silindi. Sadece ana paralarýný ödeyerek bu yükten kurtulabilecekler."
- "Çalýþma izni sorununu ortadan kaldýrýyoruz"
Bir baþka önemli düzenlemenin de çalýþma izinleri konusunda yapýldýðýný aktaran Erdoðan, "Eskiden misafir öðrencilere çalýþma izni verilmiyordu. Bir süre önce bu konuda hazýrlýklara baþladýk, inþallah yakýnda hem öðrenciler hem mezunlar için çalýþma izni sorununu ortadan kaldýrýyoruz." ifadelerini kullandý.
Salonda coþkulu alkýþlar üzerine Erdoðan, "Tek milletiz dedik ya kardeþiz dedik ya. Öyleyse gereðini yapacaðýz." dedi.
- "Unutmayýn, yönetmezsek yönetiliriz"
"Birlikten kuvvet doðar" atasözünü hatýrlatan Erdoðan, öðrenci ve mezun derneklerinin baþlattýðý birlik sürecini UDEF'le bir adým daha ileri taþýdýklarýna inandýðýný ifade etti.
Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan, bu teþebbüsü hep birlikte desteklemeleri gerektiðine iþaret ederek, konuþmasýný þöyle sürdürdü:
"Þayet bu alaný birlikte doldurmazsak FETÖ ve DEAÞ gibi terör örgütlerine ve sömürge ayýbýný alýnlarýnýn ortasýnda taþýyan güçlere fýrsat vermiþ oluruz. Ayný medeniyetin mensuplarý ayný ideallerin sahipleri olarak kendi geleceðimizi kendimiz belirlemeliyiz. Sizlerden ricam, kendi ana dilinize, kendi öz kültürünüze, kendi gerçek tarihinize sahip çýkmanýzdýr. Ayný tavsiyeyi kendi evlatlarýmýza da yapýyoruz. Maalesef týpký Batýlý ülkelere gidenler gibi sayýlarý çok az da olsa Türkiye'ye gelen öðrencilerimiz arasýnda da ahlaki yozlaþmadan suç çetelerinin pençesine düþmeye kadar yolunu kaybedenler de çýkabiliyor. Bu gençler zaten eðitim hayatlarýný bitiremedikleri gibi geleceklerini de karartarak ülkemizden ayrýlmak zorunda kalýyorlar. Halen misafir ettiðimiz 115 bin öðrencimizden tek birinin böyle bir duruma düþmesine gönlüm rýza göstermez. Kendi evlatlarýmýzýn geleceði konusunda ne hissediyorsak onlarýn üzerine ne kadar titriyorsak sizler için de ayný duygular içerisindeyiz. Herkese ulaþmak, herkese kol kanat germek elbette mümkün deðil ama sizler kendi aranýzdaki dayanýþmanýzý güçlü tutarsanýz biz de elimizden gelen tüm desteði saðlayarak bu sýkýntýlarý en aza indirebiliriz. Sizlerin her birini, ülkelerinizin, bölgelerinizin, toplumlarýnýzýn seçkin ve saygýdeðer birer temsilcisi olarak görüyor bu þekilde davranýyoruz. Türkiye'yi ikinci vatanýnýz olarak kabul etmenizden büyük memnuniyet duyuyoruz. Ülkelerinize döndüðünüzde her birinizi fahri temsilcilerimiz olarak göreceðimizden þüpheniz olmasýn. Bu aðý ne kadar geniþletir ne kadar sýký tutarsak hep birlikte o kadar kazançlý çýkarýz."
Küresel düzende özellikle de cari siyasi ve ekonomik sistemde bu iliþkilerin taraflarý için katlanarak artan olumlu sonuçlarý olduðunu dile getiren Erdoðan, "Unutmayýn, yönetmezsek yönetiliriz. Artýk önce kendi kendimizi onunla birlikte bölgemiz ve nihai olarak dünyayý özgürlük, adalet, demokrasi, refah ve güvenlik temelinde yönetme zamanýnýn geldiðini düþünüyorum. Gelin, hem kendimizin hem ülkelerimizin hem de tüm dünyanýn iyiliði için bu fýrsatý deðerlendirelim." diye konuþtu.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, öðrencilere eðitim öðretim hayatlarýnda baþarýlar dileyerek, "Ülkelerinize döndüðünüzde ailelerinizden baþlayarak tüm halkýnýza selamlarýmý, þahsým ve milletim adýna muhabbetlerimi göndermenizi sizlerden rica ediyorum." diyerek konuþmasýný tamamladý.