Cumhurbaþkaný Erdoðan'dan Ýsrail'e tepki: Nükleer silah kullanma tehditleriyle sabrýmýzý zorluyorlar
ABONE OL

Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 85. yýlý dolayýsýyla Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunca Beþtepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen anma törenine katýldý.

Konuþmasýna Milli Mücadele'nin baþkomutaný, Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, ebediyete irtihalinin 85'inci yýlýnda rahmetle yad ederek baþlayan Erdoðan, "Bin yýldýr bu topraklarýn vatanýmýz olmasý için gözlerini kýrpmadan canlarýný ortaya koyan þehitlerimizin, gazilerimizin, kahramanlarýmýzýn her birine Allah'tan rahmet diliyorum. Sýnýrlarýmýz içinde ve dýþýnda görev baþýnda olan güvenlik güçlerimizi Rabb'im muhafaza ve muzaffer eylesin diyorum. Türkiye Yüzyýlý'na adým attýðýmýz þu günlerde, ülkemizin büyümesi, devletimizin güçlenmesi, milletimizin birlik ve beraberliði için çalýþan, gayret gösteren herkese þükranlarýmý sunuyorum." ifadelerini kullandý.

Geçtiðimiz günlerde coþkuyla kutlanan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramýyla birlikte, Anadolu topraklarýndaki son devlet, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk asrýnýn geride býrakýldýðýný anýmsatan Cumhurbaþkaný Erdoðan, "Hep söylediðimiz gibi, Cumhuriyet'imiz bizim ilk deðil binlerce yýllýk devletler zincirimizin son halkasýdýr. Coðrafyamýzda Selçuklu'dan Osmanlý'ya devrolan istiklal bayraðý, 1923'ten itibaren Cumhuriyet ile dalgalanmayý sürdürmektedir." þeklinde konuþtu.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasý, geliþmesi, büyümesi için gayret gösteren herkesi þükranla anan Erdoðan, þöyle devam etti:

"Gazi Mustafa Kemal'in vasiyeti olan ülkemizi muasýr medeniyet seviyesinin üzerine çýkarma mücadelesini, Milli Mücadele ruhuyla sürdürüyoruz. Cumhuriyet'imizin yeni asrýna Türkiye Yüzyýlý adýný iþte bu anlayýþla verdik.
Geçtiðimiz 100 yýlýn her bir safhasýyla ayrý ayrý deðerlendirmesini eksisi ve artýsýyla tartýlarak bir hükme baðlanmasýný tarihçilere býrakýyoruz. Biz, Cumhuriyet'imizin ilk asrýnýn son 21 yýlýnda yaptýklarýmýzýn hesabýný milletimize vermekle mükellefiz. Her zaman gururla ifade ettiðimiz gibi bu 21 yýlda asýrlara bedel demokrasi ve kalkýnma atýlýmýný hayata geçirdiðimize inanýyoruz.

Dillerinden Atatürk'ü ve Cumhuriyet'i düþürmeyenlerin geçtiðimiz bir asýrda ülkemize neler kazandýrdýklarý, neler kaybettirdikleri milletimizin hafýzasýnda mevcuttur. Türkiye, dün 'Gardýrop Atatürkçüleri', bugün de 'Sosyal medya Atatürkçüleri' olarak ifade edebileceðimiz kesimden çok çekmiþtir. Kavramlarýn, kiþilerin ve hassasiyetlerin istismarý dýþýnda hiçbir icraatlarý olmayan bu mirasyediler, dün olduðu gibi bugün de saða-sola savruluyor. Öyle ki bu sýfatlarý terör örgütlerinden emperyalistlere, kendi ülkelerine düþman kim varsa, herkesin dümen suyuna girmenin þemsiyesi yapacak kadar kontrolü kaybetmiþ durumdalar. Kökü olmayan aðacýn ayakta kalamayacaðý, dalýndan kopmuþ yapraðýn rüzgarýn önünde sürükleneceði gibi, bunlarýn da uzun süre varlýðýný sürdürmesi mümkün deðildir."

- "TÜRKÝYE YÜZYILI'NIN YÜKSELÝÞÝNÝ HEP BERABER GÖRECEÐÝZ"

Ülkenin ve milletin geçmiþinden ve geleceðine dair hedeflerinden koparak anlýk reflekslerin esiri haline gelen bu kesimin giderek marjinalleþtiðini belirten Erdoðan, "Hamdolsun Türkiye, bu zihniyete raðmen, önüne çýkan zorluklarý birer birer aþarak, demokrasi ve kalkýnma yolculuðuna devam ediyor." dedi.

Salgýndan depreme, bölgesel çatýþmalardan küresel krizlere nice sýkýntýlarýn üstesinden tüm dikkatlerini, enerjilerini, imkanlarýný büyük ve güçlü Türkiye'nin inþasý yolunda seferber ederek geldiklerini söyleyen Cumhurbaþkaný Erdoðan, þöyle devam etti:

"Cumhuriyet'imizi, siyasi, diplomatik, ekonomik, askeri olarak tarihinin en güçlü seviyesine getirmek nasýl bize nasip olmuþsa inþallah Türkiye Yüzyýlý'nýn yükseliþini de hep beraber göreceðiz. Vefat yýl dönümünde Atatürk'ü gerçek manada anmanýn ve mirasýna sahip çýkmanýn iþte böyle olacaðýný düþünüyoruz. Bu bakýmdan, Yüksek Kurumumuzun, altýndaki kurumlarýyla birlikte yürüttüðü çalýþmalarý yakýndan takip ediyor, destekliyoruz."

Bu tür yýl dönümlerinin ayný zamanda milletler için bir muhasebe vesilesi olduðunu vurgulayan Erdoðan, þunlarý kaydetti:

"Bilindiði gibi, Türkiye'nin son iki asrý anayasal zeminde yeni, kapsayýcý, halka dayanan, hakkaniyeti gözeten yönetim arayýþlarýyla geçmiþtir. Tanzimat'tan meþrutiyete, oradan Cumhuriyet'e uzanan bu dönemde, bir hayli sancýlar yaþandý. Hiç þüphesiz bu sürecin en önemli dönüm noktasý, zaferle neticelenen Milli Mücadele'nin ardýndan Cumhuriyet rejimine geçilmesidir. Dikkat ederseniz, bu iki asýrda devlet yýkýlýp devlet kurulmamýþtýr.

Sadece, yönetim sistemiyle birlikte devletin adý deðiþmiþtir. Yoksa, bizim sadece bu topraklardaki devlet varlýðýmýz, Anadolu Selçukluyla baþlar ve kesintisiz olarak günümüze kadar gelir. Tarihin daha derinliklerinde yine bu coðrafyadaki varlýðýmýza dair bilimsel araþtýrmalarý da ayrýca deðerlendirmek gerekiyor.

Elbette bu tabloya, Sibirya'dan Hindistan'a, Doðu Avrupa'dan Kuzey Afrika'ya uzanan daha geniþ bir coðrafyaya damgasýný vurmuþ binlerce yýllýk devlet birikimimizi de eklememiz gerekiyor. Þayet biz tarihimize, medeniyetimize, kültürümüze sahip çýkmaz, mazimize bakýþ açýmýzýn ufkunu bu þekilde koymazsak, meydan, derleme toplama insan topluluklarýndan oluþan nevzuhur devletlere kalýr."

Bugün dünyada yaþanan krizlerin çoðunun gerisinde, sömürge ve kapitalizm ürünü yapýlarýn sebep olduðu güç temerküzlerinin bulunduðunu anlatan Erdoðan, Türkiye'nin her konuda olduðu gibi bu hususta da insanlýðýn kadim mirasýna uygun bir düzeltmenin hayata geçirilmesi mücadelesini verdiðine iþaret etti.

Erdoðan, TÝKA'dan Yurtdýþý Türkler Baþkanlýðýna, Yunus Emre Enstitüsünden Türkiye Maarif Vakfýna kadar tüm kurumlar ile sivil toplum kuruluþlarýnýn bu hissiyatla çalýþma yürüttüðünü dile getirdi.

- "BÜTÜN DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE BÝR ÝNSANLIK SUÇU YAÞANIYOR"

Güney Asya'da deprem felaketi yaþayan Afganistan halkýna yardým treni, Gazze halkýna Mýsýr üzerinden sivil yardým gemisi gönderme kararlarýnýn gerisindeki yaklaþýmýn da ayný olduðunu aktaran Cumhurbaþkaný Erdoðan, Türkiye'nin sýnýr ötesindeki siyasi, ekonomik, askeri varlýklarýnýn bu kutlu vizyonun farklý boyutlarý olduðunu belirtti.

Ýsrail'in Gazze'ye yönelik vahþi saldýrýlarýnýn, verdikleri mücadelenin önemini ve bir an önce baþarýya ulaþmasýnýn ne kadar elzem olduðunu tekrar ispatladýðýný ifade eden Erdoðan, "Bütün dünyanýn gözü önünde bir felaket, bir facia, bir insanlýk suçu yaþanýyor." dedi.

Filistin halkýnýn binlerce yýldýr yaþadýðý topraklarýný zorla gasbedenlerin bunun üzerinde, geçmiþi 75 yýlý ancak bulan ve meþruiyetini bizzat kendi faþistlikleriyle tartýþmalý hale getirdiði bir devlet inþa etmeye çalýþtýðýna vurgu yapan Cumhurbaþkaný Erdoðan, konuþmasýna þu sözlerle devam etti.

"Bununla da yetinmiyor, ülkemiz topraklarýný da içeren vadedilmiþ topraklar hezeyanýyla nükleer silah kullanma tehditleriyle sabrýmýzý zorluyorlar. Sahip olduklarý teknolojik üstünlüðe ve uyguladýklarý ahlaksýz zorbalýða raðmen daha Filistin'in masum çocuklarýyla, kadýnlarýyla ve yaþlýlarýyla baþ edemeyenlerin bu ham hayalden uyanacaklarý günler yakýndýr. Henüz doðmamýþ bebeklerden masum çocuklara, mazlum kadýnlara ve erkeklere kadar on binlerce insanýn yitip giden canlarýnýn hesabý elbette sorulacak. Neredeyse bir asýrdýr, hastalýklý bir fanatizm uðruna milyonlarca insanýn maruz kaldýðý zulmün hesabý elbette sorulacak. Bu zalimlerin her biri ve onlara verdikleri destekle ayný suça ortak olanlar önce insanlýk vicdanýnda, ardýndan tarih önünde mutlaka yargýlanacaktýr."

Türkiye olarak bu iþin öncülüðünü, tüm platformlarda yapacaklarýný ifade eden Erdoðan, dünyada devletlerin ve yönetimlerin önemli bir kýsmýnýn, yaþanan zulme gözlerini kapattýðýný söyledi.

Bu ülkelerin halklarýnýn vicdanlarýndan yükselen seslerin her geçen gün daha da artmasý, insanlýðýn geleceði adýna kendilerini umutlandýrdýðýný belirten Erdoðan, "Maþeri vicdanýn sesinden de aldýðýmýz güçle, Gazze halkýnýn evlerini ve topraklarýný terk etmeme iradesine sonuna kadar destek vereceðiz. Vatanlarýný, canlarýný ve namuslarýný koruma mücadelesi veren Gazzeliler baþta olmak üzere tüm Filistin halkýnýn can ve mal güvenlikleri saðlanana kadar hakký söylemekten, yanlýþý düzeltmekten vazgeçmeyeceðiz. Tabii bu hedeflere ulaþabilmemiz, devleti ve milletiyle bizim, tek yürek, tek bilek, tek ses, tek nefes olarak hareket etmemize baðlýdýr." diye konuþtu.

- SUÇ ÖRGÜTLERÝ VE ÇETELERLE MÜCADELE

Türkiye'nin sadece son 10 yýlda, bir baþka devletin ve toplumun maruz kalmasý halinde yýkýcý sonuçlarla karþýlaþacaðý düzinelerce saldýrýyý, alnýnýn akýyla savuþturmuþ bir ülke olduðunu vurgulayan Erdoðan, "Bu baþarýyý milletimizin birliðine ve beraberliðine, ülkesinin bütünlüðüne, devletinin ebed-müddet bekasýna, gerektiðinde caný pahasýna sahip çýkmasý sayesinde elde ettik." dedi.

Yaþanan hadiselerin, aslýnda herkesin bildiði ama çeþitli sebeplerle dile getirmekten geri durduðu hakikatlerin üstündeki örtüleri de kaldýrdýðýna deðinen Cumhurbaþkaný Erdoðan, þunlarý kaydetti:

"Cumhuriyet'imizin temelinde yer alan milli iradenin üstünlüðü ilkesinin, darbe ve vesayet elinde nasýl örselendiðini en çarpýcý örnekleriyle gördük. Sizlerin de yakýndan bildiði 367 krizinden partimizi kapatma davasýna, terör örgütlerinin saldýrýlarýndan 15 Temmuz darbe giriþimine kadar pek çok sýnamayý hep beraber verdik. Ýstiklalimizi ve istikbalimizi hedef alan iç ve dýþ senaryolarýn, tuzaklarýn, kumpaslarýn gerisindeki kirli ittifaklarýn maskelerini teker teker düþürdük. Kimi zaman üzülme, kimi zaman küçük de olsa yaralar alma pahasýna, milli ve yerli duruþumuzdan asla taviz vermedik. Bir yandan ülkemizin asýrlýk eksiklerini tamamlamanýn bir yandan her alanda en geliþmiþ ülkeleri önce yakalamanýn sonra da onlarý geçmenin gayreti içinde olduk. Geldiðimiz noktada katettiðimiz mesafe çok önemlidir; ama henüz çözmemiz gereken sorunlarýmýzýn olduðu da bir gerçektir."

Temel altyapý ihtiyaçlarýnýn büyük ölçüde tamamlandýðýný, eðitimden saðlýða, ulaþýmdan enerjiye, sanayiden spora ve sosyal desteklere kadar her alanda oldukça iyi bir sevide olunduðunu söyleyen Erdoðan, "Türkiye'nin iç ve dýþ güvenliðiyle ilgili tehditlerin bir kýsmýný tamamen ortadan kaldýrdýk, bir kýsmýný da asgariye indirdik. PKK'sýndan FETÖ'süne kadar tüm terör örgütlerini, ülke içinde faaliyet yürütemez hale getirdik. Sýnýrlarýmýz ötesinde de, 'bir gece ansýzýn gelebiliriz' þiarýyla her an enselerindeyiz. Suç örgütleriyle ve çetelerle mücadelemizi kararlý bir þekilde yürütüyoruz." þeklinde konuþtu.

Uluslararasý alanda Türk Devletleri Teþkilatý gibi geleceði parlak yapýlarýn kuruluþuna ve etkinliðinin artmasýna önayak olduklarýný belirten Erdoðan, "Ýslam Ýþbirliði Teþkilatýnýn kuruluþ gayesi olan Kudüs-ü Þerif'in korunmasý görevini hakkýyla yerine getirmesi için her zaman sorumluluk aldýk. Avrupa Birliði'yle iliþkilerde mesafe katedemememizin tek sebebi, Birlik üyesi kimi ülkelerin Türkiye'ye karþý aleni husumet içeren tavýrlarýdýr. Avrupa Birliði, içine düþtüðü stratejik körlükten kurtulma umudunu giderek yitirmektedir. Umudunu giderek yitiren AB, Türkiye'nin kapýsýný çok çalacaktýr." þeklinde konuþtu.

Cumhurbaþkaný Erdoðan, Birleþmiþ Milletler kürsüsünden küresel yönetim ve güvenlik sisteminin köhnemiþliðini ve reforma tabi tutulmasý gerektiðini defalarca anlattýklarýný dile getirerek, þöyle devam etti:

"Bu çaðrýmýzýn giderek daha çok makes bulduðunu ve taraflarý adým atmaya zorlayan bir iklimin inþasýna vesile olduðunu görüyoruz. Ekonomide elde ettiðimiz büyük baþarýlarýn, son dönemde ortaya çýkan küresel krizlerin ülkemize olumsuz etkileri sebebiyle gölgelendiðinin farkýndayýz. Ýnþallah bu olumsuzluklarý önümüzdeki yýldan itibaren kademe kademe ortadan kaldýrarak yatýrým, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütmeye devam edeceðiz. Özellikle enflasyonun yol açtýðý hayat pahalýlýðýný çözmekte kararlýyýz. Bu süreçte refahý aþýnan dar ve orta gelirli kesimlerin kayýplarýný telafi etmek de boynumuzun borcudur."

- "OYNANAN OYUNLAR, DAHA BERRAK BÝR ÞEKÝLDE KARÞIMIZA ÇIKIYOR"

Türkiye'nin, siyasi ve ekonomik olarak merhale katettikçe geçmiþten gelen kimi sorunlarýn aslýnda Türkiye'ye ne kadar büyük faaliyetler getirdiðinin ve bu faaliyetlerin de büyük maliyetleri olduðunun daha iyi anlaþýldýðýna iþaret eden Erdoðan, konuþmasýný þöyle sürdürdü:

"Çalýþan, üreten, kazanan Türkiye tablosunun önüne geçmek için kurulan tezgahlar, oynanan oyunlar, daha berrak bir þekilde karþýmýza çýkýyor. Bunlardan biri de darbe dönemlerinin ürünü anayasa meselesidir. Gerçekten de Türkiye, Milli Mücadele dönemi hariç, milletin ihtiyaçlarýnýn ve taleplerinin ürünü bir anayasaya hiç sahip olamadý. Darbecilerin ve ideolojik saiklerle onlara destek olan kimi kesimlerin, ülkeden ve milletten kopuk gündemleri çerçevesinde þekillenen anayasalara mahkum edildik. Uzunca bir süredir sürekli ülkemizin yeni, sivil, özgürlükçü bir anayasaya olan ihtiyacýný ifade etmemizin sebebi, iþte bu mahkumiyeti sona erdirmektir."

Cumhurbaþkaný Erdoðan, yapýlan deðiþikliklere raðmen güçler ayrýlýðý ve güçlerin kendi içlerindeki dengeye iliþkin sorunlarýn sürekli öne çýkýyor olmasýnýn, yeni anayasa talebinin haklýlýðýnýn iþareti olduðuna dikkati çekerek, þu deðerlendirmede bulundu:

"Son olarak Anayasa Mahkemesi ve Yargýtay arasýnda yaþanan tartýþma, bu gerçeði bir kez daha teyit etti. Elbette her kurum gibi, yargý kurumlarýnýn da kararlar tartýþýlabilir. Türkiye'de yüksek mahkemeler dahil hiçbir organ, hiçbir kurum layüsel deðildir, eleþtirilemez deðildir. Geçmiþten beri bizim de Anayasa Mahkemesinden Yargýtay ve Danýþtaya kadar, hemen her yargý merciinin katýlmadýðýmýz, eleþtirdiðimiz kararlarý olmuþtur ancak bu defa farklý bir sorunla karþý karþýyayýz. Anayasa'nýn 104'üncü maddesi, Cumhurbaþkaný olarak bize, yürütmenin baþý olma yanýnda, 'Devlet Baþkaný' sýfatýyla, devlet organlarýnýn düzenli ve uyumlu çalýþmasýný temin etme görevi de vermektedir. Dolayýsýyla biz, bu tartýþmada taraf deðil 'hakem' konumundayýz. Yürütmenin baþý ve ülkenin en büyük siyasi partisinin genel baþkaný olarak yaptýðýmýz ve yapacaðýmýz deðerlendirmeler, bu konumumuzun gereðini yerine getirmemize asla mani deðildir. Yargýnýn iki kurumu arasýndaki yetki tartýþmasýnýn çözüm yeri anayasadýr, yasalardýr ancak anlaþýlan o ki mevcut anayasamýz ve dolayýsýyla ona göre þekillenen yasalarýmýz, bu konuda da yetersiz kalmaktadýr."

"Darbecilerin bundan 41 sene önce Türkiye'ye biçtiði gömlek, yapýlan 20'yi aþkýn tadilata raðmen 2023 Türkiye'sine artýk dar gelmektedir." diyen Erdoðan, sözlerini þöyle sürdürdü:

"Gerçi birileri bu meseleyi hukuk devleti ve anayasa hükümleri çerçevesinde tartýþmak yerine, hemen en iyi bildikleri vesayet, darbe, iþgal kavramlarýnýn arkasýna saklanarak sulandýrmaya çalýþýyor. En büyük özellikleri darbe çýðýrtkanlýðý yapmak ve vesayetin kanatlarý altýnda palazlanmak, 15 Temmuz Destaný'na 'kontrollü darbe' iftirasý atmak olanlardan baþka bir tavýr beklemenin beyhude olduðunun farkýndayýz. Buna raðmen hiç deðilse böyle kritik meselelerde ülkenin ve milletin hayrýna bir uzlaþma zemini yakalama umudumuzu korumak istiyoruz. Biliyorsunuz ayný çevreler, daha düne kadar, Anayasa Mahkemesiyle, Yargýtayýyla, Danýþtayýyla, Ýstinafýyla, ilk derece mahkemeleriyle tüm yargý kurumlarýmýzýn mensuplarýna aðýz dolusu hakaret ediyorlardý. Bugün bakýyorsunuz, baþka telden çalýyorlar. Emin olun, yarýn bir baþka sebeple bugün göklere çýkardýklarý kurumlarý ve kiþileri yerin dibine batýrmaktan çekinmezler çünkü bunlarýn gündemi, soruna çözüm üretmek deðil önüne arkasýna bakmadan her konuyu siyaseten fýrsata çevirmektedir. Ortada ilke ve omurga olmayýnca konjonktüre göre esip gürlemeler, esen rüzgara göre yön deðiþtirmeler de kaçýnýlmaz hale geliyor. Biz, meseleye böyle sathi ve sloganik yaklaþmýyoruz, ülkenin ve milletin hayrýna çözümler peþindeyiz."

Anayasa Mahkemesi ve Yargýtay konusundaki tartýþmaya kimin haklý, kimin haksýz olduðundan ziyade, bu hadisenin iþaret ettiði ihtiyaçlarýn bir an önce giderilmesi için neler yapýlmasý gerektiði zaviyesinden baktýklarýnýn altýný çizen Erdoðan, konuþmasýný þöyle tamamladý:

"Bu açýdan baktýðýmýzda da karþýmýza ülkemizi bir an önce yeni anayasaya kavuþturma ihtiyacýnýn gerekliliði çýkýyor. Yeni anayasa meselesini ýsrarla gündemde tutmamýzýn, günlük siyaset söylemi deðil hayati bir konu olduðu, bu vesileyle herhalde daha iyi anlaþýlmýþtýr. Ýnþallah bu hususta Mecliste gereken anlayýþ birliðine ulaþýlarak yeni anayasa çalýþmalarý en kýsa sürede baþlatýlýr. Tabii bu arada biz de devletin baþý olarak, kurumlarýmýz arasýndaki görüþ ayrýlýðýnýn bir anayasa ve sistem krizi haline dönüþmesinin önüne geçecek adýmlarý süratle atacaðýz. Hem yüksek yargý kurumlarýmýzýn temsilcileriyle hem bu konuda yetkinliði herkesçe kabul edilen hukukçularýmýzla görüþerek meseleye bir hal yolu muhakkak bulacaðýz. Gerekirse anayasa ve yasa deðiþiklikleri dahil tüm yöntemleri kullanarak tekrar böyle bir tartýþmanýn ortaya çýkmamasý için gerekenleri yapacaðýz."