Daha demokratik Türkiye için 20 öneri
ABONE OL

MECLİS Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, yaklaşık 8 aylık çalışmaların ardından bin 404 sayfalık raporunu dün tamamladı. Raporun öneriler bölümünde adeta Demokrasi Manifestosu gibi 20 tavsiye yeraldı. AK Parti İstanbul Milletvekili Nimet Baş başkanlığındaki komisyon üyeleri, bugün saat 12’de Meclis Başkanı Cemil Çiçek’i ziyaret ederek raporu sunacak. Komisyon raporunun genel değerlendirme bölümünde, Türkiye’de her 10 yılda yaşanan darbelerin milli iradeyi yok ederek, demokrasiyi kesintiye uğrattığını ve ülkenin hukuk devletine dönüşmesine engel olduğu vurgulandı. Darbeleri, Türkiye’nin yakın tarihinin “Karanlıkta kalmış dönemleri” olarak nitelendirilen raporda, “Sözde millet ve milletin huzuru bahanesiyle yapılanlar; yüz binlerce insanın sorgusuz sualsiz cezaevlerine ve kışlalara kapatıldığı, işkencelerin yapıldığı, geleceklerinin çalındığı, idamların yaşandığı karanlık dönemler olarak anılacaktır. Darbeler sözde toplumsal huzuru tesis etmeye gelenlerin Edirne’den Ardahan’a tüm ülkeyi açık hava hapishanesine dönüştürdüğü, konuşmanın yasak olduğu, kitlelerin dilsizleştirildiği, susturulduğu, hatta kitapların suç sayıldığı, yakıldığı,  korku imparatorluğu inşa zamanlarıdır” denildi.

DAHA DEMOKRATİK TÜRKİYE İÇİN 20 ÖNERİ

-SİVİL ANAYASA Mevcut Anayasa ile birlikte temel yasaların büyük çoğunluğu darbelerden miras kalmıştır. 12 Eylül rejiminin dolayısı ile militarist söylemin temel özelliklerini içinde barındıran anayasalar döneminin sona erdirilmesi ve milletin temsilcilerince hazırlanacak bir anayasaya her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.

-DEVLET VE DARBE MAĞDURLARI Tüm  darbe/muhtıraların, hukuku ve demokrasiyi ihlal eden filler olduğunu ilan edecek, darbelerin asli faillerini  kınayacak ve tüm mağdurlardan özür dilemeye olanak tanıyacak bir hukuksal çerçeve oluşturulmalıdır.

-MİLLİ GÜVENLİK KURULU0 Kendine hükümetler ve siyaset üstü rol biçen MGK’nın normal bir demokraside yeri yoktur. MGK, AB normlarında sivil yapının kontrolünde ve tavsiye organı şeklinde yapılandırılmalıdır.

-GENELKURMAY’IN HUKUKİ STATÜSÜ Genelkurmay Başkanlığının özerk, hesap vermeyen, her şeyin üstündeki statüsü artık son bulmalı, devlet teşkilatındaki konumu çağdaş demokratik ülke örneklerine uygun hale getirilerek Milli Savunma Bakanlığına bağlanmalıdır. Ya da Başbakanlığa olan bağlılığı idari ve hukuki yönden açıklığa kavuşturularak bu yönde yasal düzenleme yapılmalıdır.

-İÇ GÜVENLİK, ASAYİŞ VE ORDU Orduyu zabıta kuvveti görmekten artık vazgeçilmelidir. Jandarma teşkilatının iç güvenlik ve adli mekanizmadaki görevi sonlandırılmalı, Jandarma teşkilatı sivil yapılanmaya dönüştürülmeli, demokratik teamüllere uygun şekilde denetlenmesine olanak tanıyacak bir hukuksal çerçeveye kavuşturulmalıdır.

-ORDUNUN DEMOKRATİK DENETİMİ Orduya yönelik denetim işlevi pratikte tam olarak yerine getirilememektedir. Bu alanda mevzuattan kaynaklanan tek istisna olan Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı    ve şirketleri yasal düzenlemeyle Sayıştay veya doğrudan TBMM denetimine açılmalıdır.

-ASKERİ YARGI Silahlı Kuvvetlerin, iç disiplini açısından disiplin yargılamasına sahip kılınması yeterlidir.  Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kapatılmalı yüksek yargı temyiz yeri, Yargıtay ve Danıştay’dan ibaret olmalıdır.

-FİŞLEMELER Her türlü fişlemeye son verilmeli ve mevcut bütün fişleme kayıtları imha edilmelidir. Kendi vatandaşını iç tehdit ve iç düşman olarak görmek, zamanın ruhuna aykırıdır. BÇG ve EMASYA örneklerinde yaşandığı gibi, orduya vatandaşlarını fişleme yetkisi verilmemiştir. Genelde askeri istihbaratın özelde Jandarma’nın yaptığı bu tür istihbarat faaliyetleri yetki ve görev tecavüzüdür ve açıkça kanun dışıdır. Askerin Türkiye’de oluşturduğu fiili durum ve nüfuz, kanunlardaki açık hükümlere rağmen jandarma ve diğer askeri istihbarat birimlerinin fişleme yapabilmelerine imkan vermiştir. Bu fiili duruma göz yumulmamalıdır.

-PROFESYONEL ORDU Türkiye’de ordu profesyonelleştirilmeli bu yönde ordunun harekat kabiliyetini artıracak bir düzenlemeye gidilerek nicelikten ziyade niteliği öne çıkaracak bir askeri yapılanma egemen kılınmalıdır.

-AB VE DEMOKRATİK REFORMLAR Darbelerin kendisine zemin bulmasının gerçek sebebi demokrasinin zayıf olmasıdır. Güçlü bir demokrasi muasır medeniyete ulaşmış ülkelerde uygulanan evrensel demokratik hukuk normlarının, insan hak ve hürriyetlerinin benimsenmesiyle mümkündür. Bu doğrultuda, AB aday ülkesi olan Türkiye’nin, ilgili ve gerekli reformları hayata geçirme kararlılığını devam ettirmelidir. 

-SIKIYÖNETİM VE OLAĞANÜSTÜ HAL Sıkıyönetim ve olağanüstü hal durumları sınırları, nedenleri, uygulama biçimi açık ve net   belirlenmelidir. Mevcut anayasada sıkıyönetimi gerektiren durumlar olarak düzenlenmiş hallerin tamamı bir komutanlık şeklinde değil, sivil bir yönetim modeliyle yeniden ele alınmalıdır.

-ORDU YARDIMLAŞMA KURUMU (OYAK) Darbe sonrası kurulmuş olan OYAK, sahip olduğu çok sayıda imtiyazla bugünlere gelmiştir. Bu kurumun haksız rekabet oluşturan tüm ayrıcalıkları ve vergi muafiyeti kaldırılmalıdır. Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun hale getirilerek, orduyla ve devletle olan tüm hukuki bağları, imtiyazlarıyla birlikte kesilmelidir.

-DEVLET SIRRI VE TİCARİ SIR TBMM İçtüzüğü ile Araştırma Komisyonu kapsamı dışında tutulan devlet sırrı ile ticari sır kavramlarının hukuksal düzeyde tanımlanarak muğlaklığın giderilmesi sağlanmalı; parlamentonun denetim olanaklarını güçlendirilmelidir.

-SİYASİ PARTİLER VE DEMOKRASİ Siyasi partilerin ve siyasetin kurumsal kimliklerinin güçlendirilmesi için önündeki hukuki ve idari engellerin kaldırılmasıyla ilgili  yasal düzenlemeler yapılmalı, bu maksatla darbe dönemlerinden kalma Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu ve Yüksek Seçim Kurulu Kanunu gibi mevzuat yeniden ele alınmalı ve demokratikleştirilmelidir. 

-SİVİL TOPLUM Bazı sivil toplum örgütleri darbe dönemlerinde sivil siyaset yerine darbecilerin yanında yer almışlardır. Bu kuruluşlar özgürlükçü, çoğulcu ve demokratik bir yapıya kavuşturulacak şekilde statüleri ve fonksiyonları ile yeniden yapılandırılmalıdır. 

EĞİTİME YENİ DÜZEN

-Askeri ve eğitim kurumlarının müfredatı eğitim bilimciler tarafından incelenmeli, günümüzün koşulları ve demokratik normlara uygun olarak yeniden düzenlenmelidir. 12 Eylül’ün bir kurumu olarak teşekkül eden YÖK demokratik normlara uygun şekilde yapılandırılmalıdır.

-GERÇEKLERİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU Komisyon’un ele aldığı konu derinliği ve genişliği nedeniyle detaylı araştırılamayan hususlar ortaya çıktı. Gerçekleri Araştırma Komisyonu marifetiyle çalışmalara devam edilmelidir. Komisyon, en az iki yıl süreyle çalışmalı ve devlet sırrı ticari sır, bankacılık sırrı niteliğindeki bilgilere erişimine imkan verecek hukuki düzenlemeler de yapılmalıdır.

-TOPLUMSAL HAFIZA Darbelerin ve muhtıraların sorumlularının ve darbelere teşebbüs edenlerin, toplum hafızasından silinmesi maksadıyla; kamu kurumları, sokak, cadde, stad, park ve spor salonları gibi kamu alanlarında yaşatılan isimleri derhal kaldırılmalıdır.

- MALVARLIKLARINA EL KONULAN STK’LAR Darbe döneminde malvarlıklarına el konulan dernek, vakıf, sendika ve özel kişilerin malvarlıklarının iade edilmesi için adım atılmalı.

-DARBE MEVZUATI Darbelere dayanak gösterilen TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesine benzer tüm düzenlemeler ile darbe dönelerinde çıkartılan bütün mevzuatın gözden geçirilmesi ve bu mevzuatta yer alan vesayetçi düzenlemelerin ayıklanması için bir araştırma komisyonu kurulmalıdır.

4 AYRI KOMİSYON KURULSUN

Darbe Araştırmaları Komisyonu raporunun ‘Genel Değerlendirme ve Sonuçlar’ bölümünde milletvekillerinin talep ve öneriler de yer aldı. Gerçekleri Araştırma Komisyonu kurulmasını isteyen milletvekilleri, Darbe Mağdurları, Siyasi Cinayetler, Başbağlar ve Yavi katliamları, Madımak olayı, Kanlı 1 Mayıs, Maraş, Malatya ve Çorum olayları ile Özel Harp Dairesi-Gladio-Kontrgerilla-JİTEM’in araştırılması için 4 ayrı Meclis Araştırma Komisyonu’nun kurulmasını önerdi.