DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın yaptığı anadil çıkışı büyük tepki çekti. DEVA Partisi Kurumsal İletişim ve Tanıtım Başkanı Sanem Oktar ise bu açıklamayı bir adım ileriye taşıdı.
Radyo Sputnik'te Enver Aysever'in programına bağlanan DEVA Partisi Kurumsal İletişim ve Tanıtım Başkanı Sanem Oktar, "Anayasa'dan Türklüğü çıkarıyor musunuz" sorusuna, "doğru" diyerek cevap verdi.
Enver Aysever'in "Öyleyse Anayasada artık 'Türkiye'ye vatandaşlık bağıyla bağlı herkes Türk'tür' denilmeyecek. Doğru mu anlıyorum?" sorusuna şöyle cevap verdi:
Evet, denilmeyecek. Anayasanın 66'ncı maddesindeki değişikliği şöyle öneriyoruz; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıyla ilgili esaslar din, dil, etnik köken, mezhep ve benzeri farklılıklar gözetilmeksizin kanunla düzenlenir diyoruz. Yani o maddeyi bu şekilde değiştiriyoruz. Biliyorsunuz mevcut maddede 'Türk anne-babadan doğma' gibi kurallar var. Biz onun yerine bunu öneriyoruz.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, vatandaşlık tanımını değiştirmek ve Kürtçe'yi anadil olarak anayasaya koymak istediklerini açıklamıştı. İYİ Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu ise ortak açıkladıkları Anayasa taslağında bu ifadelerin yer almadığını, kendilerinin katılmadığını söylemişti.
Yerel yetkililerden edinilen bilgilere göre, Han Yunus şehrine bağlı El-Emel mahallesindeki bir eve düzenlenen saldırıda en az 3 kişi şehit oldu. Nuseyrat Mülteci Kampı'ndaki bir evi hedef alan İsrail saldırısında ise en az 2 kişi şehit oldu. Saldırılarda çok sayıda kişi de yaralandı.
EN AZ 53 BİN 822 KİŞİ ŞEHİT OLMUŞTU
Gazze Şeridi'nde sağlanan ateşkesi 18 Mart'ta tek taraflı olarak bozan İsrail ordusu, son olarak bölgede kontrolü tamamen sağlamak amacıyla geniş çaplı kara harekatı başlatmıştı. Filistin Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan son açıklamada, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne gerçekleştirdiği saldırılarda şehit olanların sayısının en az 53 bin 822'ye ulaştığı bildirilmişti. 122 bin 382 kişinin ise yaralandığı aktarılmıştı.
03.26 Soykırımcı İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde sivillere ait evlere düzenlediği son saldırılarda en az 5 Filistinlik şehit oldu, çok sayıda kişi de yaralandı.
00.28 İngiltere'nin başkenti Londra'da binlerce kişi, İngiliz hükümetine çağrıda bulunarak, İsrail'e silah satışını durdurmasını talep etti.
00.21 ABD'nin New York kentinin Brooklyn ilçesinde, İsrail'in Gazze'de yaptığı soykırım protesto edilirken, New York Şehir Üniversitesinin (CUNY) mezuniyet töreninden çıkan bazı öğrenciler de Filistin'e destek gösterisine katıldı.
00.00 İsrail'de Yüksek Mahkeme'nin aksi kararına rağmen Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yeni iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) direktörü olarak atadığı Tümgeneral David Zini'nin Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşmasına karşı olduğu belirtildi.
- ATEŞKESİ BOZAN İSRAİL ORDUSU, GAZZE'YE ŞİDDETLİ SALDIRILARI YENİDEN BAŞLATTI
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.
İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 3 bin 193 Filistinli hayatını kaybetti, 8 bin 993 kişi yaralandı.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda ise yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 53 bin 339'a, yaralıların sayısı da 121 bin 34'e yükseldi.
Ateşkesi bozan İsrail, yeni ateşkes tekliflerini reddettiği gerekçesiyle Hamas'a karşı "gittikçe artan askeri güçle" hareket edeceğini duyurdu.
Hamas ise "İsrail'in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi'nde Filistin halkına karşı soykırımı yeniden başlattığını" açıkladı.
Hamas'tan yapılan açıklamada, İsrail'in, insani yardımları "karneyle" dağıtarak 2 milyonu aşkın Filistinli üzerinde sistematik "aç bırakma suçu" işlediği kaydedildi.
İsrail'in yaptığı sınırlı sayıdaki yardımın "getto yardımları" olarak adlandırıldığı açıklamada, 81 gün sonra Gazze'ye giren bu yardımların ihtiyaçlar denizinde bir noktaya bile karşılık gelmediği vurgulandı.
Hayati gereksinimlerin karşılanması için Gazze'ye her gün 500 tırın girmesi gerektiği ancak girişine izin verilen tır sayısının bunun sadece onda biri kadar olduğu ifade edildi.
Açıklamada, İsrail'in, yardım bahanesiyle Gazze'nin güneyinde toplama kamplarına benzeyen bir yapı kurmaya çalıştığı ancak Filistinlilerin bu sömürgeci planı başarısızlığa uğratacağı aktarıldı.
Açıklamada ayrıca, Gazze'ye yönelik ablukanın kırılması için uluslararası topluma İsrail'e baskı uygulama çağrısı yapıldı.
İsrail, BM aracılığıyla Gazze Şeridi'ne ulaşmak üzere pazartesi 5, salı 93, çarşamba ise 100 tırın Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'ndan geçtiğini öne sürmüştü.
Gazze'deki Filistin hükümetinin Medya Ofis Müdürü İsmail es-Sevabite ise Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'ndan Gazze tarafına geçen tırlardan sadece 87'sindeki yardım malzemesinin dağıtılabildiğini belirtmişti.
İşte dakika dakika Filistin ile İsrail arasında yaşananlar:
17:28 Soykırımcı İsrail'in sabahtan bu yana Gazze Şeridi'nin farklı yerlerine düzenlediği saldırılarda 55 Filistinli şehit oldu.15:54 Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Raportörü: "İsrail'in Gazze'deki eylemleri soykırım ve etnik temizlik yapıldığına işaret ediyor"15:08 Soykırımcı İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda şehit edilenlerin sayısı son 24 saatte 60 artarak 53 bin 822'ye yükseldi.11:48 Gazze Şeridi'ndeki Filistin Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliya beldesinde bir binaya düzenlediği saldırıda 50'den fazla Filistinlinin öldüğü ya da kaybolduğunu duyurdu.11:28 Ramallah merkezli insan hakları örgütü "Al-Haq", İsrail ordusunun 21 Ocak'tan bu yana işgal altındaki Batı Şeria'da yer alan bazı mülteci kamplarına düzenlediği saldırılarda 13'ü çocuk 3'ü kadın olmak üzere 91 Filistinli öldürüldüğünü bildirdi.10:42 Soykırımcı İsrail ordusu, işgali kalıcı hale getirmek için kara saldırılarını genişlettiği Gazze Şeridi'nde son 24 saatte 75 noktayı da havadan bombaladı.10:32 Soykırımcı İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde düzenlediği saldırılarda 11 Filistinli şehit oldu04.54 Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilerin evlerini ateşe vermesi sebebiyle 8 kişi yaralandı.
04.30 İsrail ordusunun gıda, insani yardım ve yakıt gibi temel ihtiyaçların girişini kısıtlamayı sürdürdüğü Gazze'de ekipman eksikliğinin enkaz altında kaybolan kişiler için yapılan arama kurtarma çalışmalarına engel olduğu açıklandı.
03.54 İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne yönelik son saldırılarında 6'sı yardım görevlisi olmak üzere en az 15 kişinin daha hayatını kaybettiği bildirildi.
03.53 İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nden alıkoyduğu ve hapishanede tuttuğu 10 Filistinlinin serbest bırakıldığı bildirildi.
02.21 İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 6 insani yardım dağıtım görevlisinin hayatını kaybettiği bildirildi.
01.22 Almanya Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Lars Klingbeil, Gazze'ye insani yardım sevkiyatının yavaşlaması ve Tel Aviv yönetiminin Gazze'ye düzenlediği saldırılar nedeniyle İsrail'e siyasi baskı yapılması çağrısında bulundu.
00.17 Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, Alman mevkidaşı Johann Wadephul ile görüşmesinde, bölgede barışın sağlanmasının tek yolunun iki devletli çözümden geçtiğini belirtti.
00.00 İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde çıkan çatışmada bir tank komutanının ağır yaralandığını duyurdu.
00.00 Hamas, İsrail'in Gazze'nin güneyinde, yardım dağıtma kılıfı altında "toplama kampları" kurmaya çalıştığını belirtti.
- ATEŞKESİ BOZAN İSRAİL ORDUSU, GAZZE'YE ŞİDDETLİ SALDIRILARI YENİDEN BAŞLATTI
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.
İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 3 bin 193 Filistinli hayatını kaybetti, 8 bin 993 kişi yaralandı.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda ise yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 53 bin 339'a, yaralıların sayısı da 121 bin 34'e yükseldi.
Ateşkesi bozan İsrail, yeni ateşkes tekliflerini reddettiği gerekçesiyle Hamas'a karşı "gittikçe artan askeri güçle" hareket edeceğini duyurdu.
Hamas ise "İsrail'in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi'nde Filistin halkına karşı soykırımı yeniden başlattığını" açıkladı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturmasında, KİPTAŞ, İSTAÇ ve Yol Bakım Daire Başkanlığında usulsüzlükler yapıldığı iddiasıyla haklarında gözaltı kararı verilen 49 şüpheliden 45'i yakalandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu zanlılar hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçlarından yürütülen yolsuzluk soruşturması sürüyor.
Soruşturma kapsamında İSTAÇ, KİPTAŞ ve Yol Bakım Daire Başkanlığında yapılan incelemelerde usulsüzler yapıldığı belirlendi.
KİPTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kurt, İSTAÇ Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Gökmen Togay, İbrahim Bülbüllü, Nezahat Kurt ve Mustafa Akın'ın da olduğu 49 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce İstanbul, İzmir, Trabzon, Antalya, Tunceli ve Kocaeli'de eş zamanlı düzenlenen operasyonda 45 zanlı yakalandı.
Diğer şüphelileri yakalama çalışmaları sürüyor.
Gözaltına alınanlar arasında 2. dalga operasyonunda alınan ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Ekrem İmamoğlu'nun Özel Kalem Müdürü Kadriye Kasapoğlu, Muhtarlık İşleri Daire Başkanı Yavuz Saltık, İmamoğlu'nun Koruma Müdürü Mustafa Akın, Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Alpay, Kiptaş Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kurt, İSTAÇ Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Gökmen Togay da bulunuyor.
İbrahim Bülbüllü, Nezahat Kurt hakkında da gözaltı kararı var.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, "Her zaman olduğu gibi bundan sonra da politika faizini, enflasyon patikasının, dezenflasyon patikasının gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyeceğiz. Belirgin ve kalıcı bir bozulma olması durumunda da para politikası araçlarını sıkılaştırıcı bir şekilde kullanmaya hazırız." dedi.
Karahan, yılın 2. Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla İstanbul Finans Merkezi'ndeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yerleşkesi'nde düzenlenen bilgilendirme toplantısının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı.
Son dönemde enflasyon patikasını etkileyen birkaç önemli gelişme olduğunu belirten Karahan, özellikle yukarı yönlü etkileyen faktörlere bakıldığında en öne çıkanın martta kurda yaşanan beklentinin üzerindeki artış olduğunu söyledi.
"HEDEFİMİZİ GÜNCELLEDİK""Burada belirleyici olacak olan geçişkenliğin ne kadar olduğu" diyen Karahan, şunları kaydetti:
"İlk dönemde yaptığımız çalışmalarda elimizde veri yokken biraz daha teorik kapsamlı baktığımızda bunun yüzde 35-40 aralığında olacağını yani geçmişe göre biraz daha düşük, 2023 yaz aylarına göre daha düşük olacağını değerlendirmiştik. Burada veriler bunu aslında destekler nitelikte, nisan ayı verisini gördük. Mayıs ayı verisinde de öncü veriler benzer bir geçişkenliğe işaret ediyor. Yukarı yönlü etkileyen diğer bir gelişme zirai don hadisesi. Burada tabii ki bir sayı vermek zor ama etkilenen ürünlerin TÜFE'deki oranı yüzde 1,5 civarında. Burada rekoltenin ne kadar etkileneceğine bağlı olarak önümüzdeki dönemde bir miktar yukarı yönlü risk söz konusu. Öte yandan aşağı yönlü birkaç gelişme de oldu. Özellikle küresel tarafta tarife adımlarının etkisiyle belirsizliğinin artması ile birlikte küresel talepte bir düşüş olacağı bekleniyor. Bu da dezenflasyonist bizim açımızdan. Öte yandan bir de tabii ki bizim yaptığımız ciddi bir ek sıkılaşma var. Bunun indirim döneminde gelmiş olması da biraz daha sıkılaştırıcı etkisini güçlendiriyor diye değerlendiriyoruz. Bu da iç talebi yavaşlatıcı. Yani hem iç talep hem dış talep bir önceki rapor dönemine göre daha zayıf olacak diye değerlendiriyoruz. Bir de Sağlık Uygulama Tebliği'nde yapılan değişiklik. Onun da yönetilen yönlendirilen fiyatlar üzerinden enflasyon etkisi oldu. Bütün bunları değerlendirdiğimizde bunların birbirini dengelediğini gördük. Bunun neticesinde de hedefimizi güncellemedik."
ASGARİ ÜCRETE ARA ZAM' YAPILACAK MI?
TCMB Başkanı Karahan, bir soru üzerine asgari ücret konusunda kendilerinin karar verici ya da tavsiye verici olmadığının altını çizerek, "Raporda sunduğumuz enflasyon tahminleri, ücret gelişmeleri dahil çeşitli varsayımlar çerçevesinde şekilleniyor. Ücretler konusunda varsayımlar da özellikle yetkili mercilerin açıklaması çerçevesinde oluşuyor. Ama ücret konusunda genel olarak hep söylediğimiz şu; yüksek enflasyon ücretlerin reel olarak erimesine neden oluyor, dolayısıyla bize düşen burada temel şey enflasyonu kalıcı olarak düşürmek, fiyat istikrarını sağlamak." ifadelerini kullandı.
Sıkılaşma adımlarının içeriğine ilişkin sorulan soru üzerine Karahan, TCMB'nin faiz kararlarını, enflasyon gerçekleşmeleri, beklentileri ve ana eğilimin belirlediğini dile getirdi.
"ENFLASYON GÖRÜNÜMÜ BOZULMADI"Karahan, ana eğilim hususunda önemli gelişmenin kur kaynaklı olduğuna vurgu yaparak, şunları söyledi:
"Mart ayında yaşadığımız beklentilerin üzerinde gerçekleşen kur artışı. Bunun geçişkenliğini bir kere görmek istiyoruz, bir tahminimiz vardı, nisan ayı verileri bunu teyit eder nitelikteydi, mayıs ayı öncü verileri de bunun yine benzer şekilde olduğunu söylüyor ama bunu bir görmek istiyoruz. Bir de enflasyonun ana eğilimi hakkında net bir bilgiye sahip olmak istiyoruz. Şu anda geçici etkiler de söz konusu. Şu anda ana eğilimin nereye gideceğini tam olarak görmek çok kolay değil. Bu doğrultuda da tek bir veriye bakarak öngörüde bulunmak doğru değil. Özellikle önümüzdeki dönemde de talep göstergelerinin seyri önem kazandı. Biz önümüzdeki dönemde talep koşullarının dezenflasyon sürecine katkı vermeye devam etmesini istiyoruz. Kararlarımızda önemli olan bir diğer unsur, enflasyon üzerindeki riskler. Evet şu anda attığımız adımlar sayesinde enflasyon görünümü bozulmadı fakat risk dengesine baktığımızda risklerin daha belirgin bir şekilde yukarı yönlü olduğunu görüyoruz. Risklerin dengeli olması da önümüzdeki dönemde kararlarımızda etkili olacak. Burada tabii öne çıkan bir diğer unsur da yurt içi yerleşiklerin portföy tercihleri olacak. Bunu da önümüzdeki dönemde inceliyor olacağız. Ama her zaman olduğu gibi bundan sonra da politika faizini, enflasyon patikasının, dezenflasyon patikasının gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyeceğiz. Belirgin ve kalıcı bir bozulma olması durumunda da para politikası araçlarını sıkılaştırıcı bir şekilde kullanmaya hazırız."
- "AŞIRI OYNAKLIK GÖZLENEN PİYASA KOŞULLARINDA OYNAKLIĞI DÜŞÜRÜCÜ HAMLELERE DEVAM EDECEĞİZ"
TCMB Başkanı Fatih Karahan, kurda 19 Mart'ta yaşanan yükselişin nedeninin ve etkilerinin sorulması üzerine, 19 Mart günü yurt dışı bankaların Türk bankalarıyla yapabilecekleri işlemleri belirlediği limitlerin çok hızlı bir şekilde dolduğunu ve bunun neticesinde de döviz kurunda kısa süreli bir yükseliş yaşandığını anımsattı.
O gün döviz işlem hacminin tarihsel ortalamanın çok üstünde olduğuna dikkati çeken Karahan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Geçmiş 10-15 seneye baktığımızda, 10-15 sene içinde gerçekleşen en yüksek işlem hacminin birkaç katı miktardaydı ve bu daha önce de söylediğimiz gibi yurt dışı kaynaklı bir gelişmeydi. Biz hızlı bir şekilde adım attık. Bugünü takip eden birkaç günde de aslında özellikle o haftanın cuma gününde de çarşamba gününe benzer hatta daha yüksek miktarda bir işlem hacmi oldu, buna rağmen operasyonel aksaklık yaşanmadı. Aşırı oynaklık gözlenen piyasa koşullarında biz oynaklığı düşürücü hamlelere devam edeceğiz, bu, dezenflasyon süreci açısından önem taşıyor."
- "SIKILIĞI DEĞERLENDİRİRKEN TEK BİR GÖSTERGEYE BAKMAK DOĞRU OLMAZ, BURADA BİRÇOK GÖSTERGE SÖZ KONUSU"
Enflasyon ve faiz oranlarına reel sektörden eleştirilerin olduğunun anımsatılması üzerine Karahan, Merkez Bankası'nda şeffaf ve çift yönlü iletişim uyguladıklarından, sürekli her kesimle görüştüklerinden, her şehre geziler düzenlediklerinden bahsetti.
Karahan, "Burada birçok geri bildirim alıyoruz. Tabii ki reel sektör koşullardan dönem dönem şikayet ediyor, kur gelişmelerinden de şikayet ettiği oluyor ama bunlar dezenflasyon sürecinin devam etmesi ve sağlıklı ilerlemesi açısından oldukça önemli. Sıkılığı değerlendirirken tek bir göstergeye bakmak doğru olmaz, burada birçok gösterge söz konusu." dedi.
Değerlendirme yaparken çok sayıda ölçü tarafından değerlendirme yapmak gerektiğini dile getiren, bu ölçütler hakkında bilgi veren Karahan, "Bunların hepsini değerlendiriyoruz ama eninde sonunda bir duruşu, bir faizin yeteri kadar sıkı olup olmadığını gösteren tek gösterge fiyat gelişmeleridir. Fiyat gelişmeleri yeteri kadar hızlı, bizim tahminimizle, patikamızla uyumlu oluyor mu, olmuyor mu? Sıkılığın yeterli olup olmadığını belirleyen temel gelişme budur. Biz de kararlarımızı sıkılığı belirlerken, tabii ki belli hesaplar çerçevesinde yapıyoruz ama sonunda yeterli olup olmadığını değerlendirirken fiyat gelişmelerine ve bunun altında yatan makro ekonomik görünüme dikkat ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Bundan sonraki likidite adımlarına ilişkin görüşleri sorulan Karahan, "Şu anda baktığımızda enflasyon üzerindeki risklerin biraz daha bariz bir şekilde yukarı yönlü olduğunu görüyoruz. Bu risklerin biraz daha dengeli olduğunu değerlendirdiğimizde burada bir hafta vadeli repo oranına fonlama maliyetini çekmeyi düşünüyoruz. Likidite fazlası olduğu durumda da bunu yapabiliriz." dedi.