HDP hangi bakanlýðý istiyor?
ABONE OL

ÝHA muhabirine açýklamalarda bulunan Doç. Dr. Adem Palabýyýk; "HDP, PKK'nýn görünür yüzü, onun adýna Millet Ýttifaký ile pazarlýk yapýyor. Bir anlaþma olursa HDP elinden geldiði kadar görünmemeye ve varlýðýný hissettirmemeye çalýþacaktýr. Çünkü baþka çaresi yok. Sahnede deðil ama koltuklarda olacaktýr. Zaten muhalefet de böyle bir HDP istiyor, bence PKK da bunu istiyor. PKK çok zor durumda, þu an her teklife açýk. Kendini süreç içinde ayýklayan bir HDP bekliyorum. Ayrýca kapatma davasý çok mühim, çünkü HDP bunu çok iyi kullanacaktýr. AK Parti'nin yerel yönetimlere ciddi uyarýlar yapmasý gerekiyor, çünkü yerel yönetimler hep AK Parti içi ziyaret yapýyor. Zaten muhalefetin olmadýðý yerde HDP'nin güçlenmesi þu an Millet Ýttifakýnýn ilk planýdýr. O planda bölge için geçerlidir. Bu sebepten HDP bölgede yeniden aktif olabilmek ve PKK'ya alan kazandýrmak için Kültür ve Turizm Bakanlýðý'ný istiyor. Bu süreci en iyi bilen Diyarbakýr Anneleri'dir. Çünkü HDP, sosyal aktiviteler ile gençleri kandýrdý. Yine sosyal aktiviteler için Kültür bakanlýðýný gözüne kestirmiþ durumdadýr" dedi.

"BAKANLIK ÝÇÝN DÜÞÜNÜLEN ÝSÝM DE MUHTEMELEN MÝTHAT SANCAR'DIR"

Millet ittifaký tarafýndan HDP'ye bakanlýk teklif edilmesi yönünde yapýlan açýklamalarý da deðerlendiren Doç. Dr. Palabýyýk, "Edilmiþtir diye düþünüyorum, ama önemli olan HDP'nin deðil örgütün ne istediðidir. HDP, örgüt hangi bakanlýkta ýsrar ederse onu tercih edecektir. Çünkü devlet örgütü ciddi zaafa uðrattý, bu açýðý kapatmak için HDP'ye þartlar sunulduðunda bu þartlarý örgütün lehine tercih edecektir. Kürt halký lehine deðil. HDP'nin bakan çýkarmasýna yönelik geçmiþ yýllara atýf var, hâlbuki iki dönem çok farklý, AK Parti örgütü bitirmek için siyasal bir kanal açma çabasýndaydý, þimdi ise zayýflatýlan örgüte yeni kanallar açmak için bir adým isteniyor. Bana göre bu ters tepecek. Yerel seçimler ayrý, Cumhurbaþkanlýðý seçimleri ayrý bir sosyoloji. Erdoðan'ýn mücadele biçimi siyaset sosyolojisi açýsýndan kapsayýcýdýr. Milletin böyle bir teklifle karþýlaþtýðý anda refleksi farklý olacaktýr. Dünyanýn bu durumu için de Trump-Biden çekiþmesi gibi Türkiye'de bir süreç yaþanmaz. Ama yerel ve parlamento seçimlerinde sorunlarýn yaþanacaðý açýktýr. Bence asýl mesele güçsüz bir Cumhurbaþkanlýðý modeli düþünülmesidir. Çünkü parlamentodaki güçsüzlük Cumhurbaþkanlýðý için en olumsuz süreçtir. Buna daha çok yüklenilecektir. Düþünülen isim de muhtemelen Mithat Sancar'dýr" ifadelerini kullandý.

"HDP, ÖÇ SOSYOLOJÝNÝ CANLI TUTUYOR, BUNU DÝYARBAKIR ANNELERÝ BÝTÝREBÝLÝR"

Doç. Dr. Adem Palabýyýk, Diyarbakýr anneleri ile ilgili çalýþmalar yaptýðýný da ifade ederek sözlerine þöyle devam etti, "HDP, öç sosyolojini canlý tutuyor. Özellikle ailelerinden kan baðý olup da daða çýkan ya da ölen insanlar üzerinden PKK tutumunu devþiriyor ve devlet ile halk arasýndaki meseleyi kan davasý olarak görüyor. Bunu kabul etmeyenler de baský yapýyor. Sadece baþkalarýna deðil kendinden olanlara da ciddi baský var. Bu özellikle devlet tarafýndan engelleniyor. Tabii bir de Hüda-Par var. Örgüt onunla da sivil alanda mücadele içinde. Buradan tekrar ediyorum, örgütünün sosyal etkisinin kýrýlmasý için birçok kesim birlikte olmalý, Diyarbakýr anneleri gündemde tutulmalý ve özellikle akademisyenler öðrencilerini uzaktan eðitim ile de olsa boþ býrakmamalýdýr. Çünkü örgütün istediði teorik boþluk oluþmuþ durumdadýr. Hem de çok net. Özellikle PKK ve Kürt meselesinin ayrý olgular olduðunu ve ayrý ayrý sosyolojik analizinin yapýlmasýný ispatladý. PKK ile HDP'nin direkt baðýný aþikar etti. Özellikle kadýn kollarýný örgüt aðý gibi çalýþtýðýný anlattýlar ve sosyalleþme faaliyetleri ile bunu yaptýlar. HDP gençlik kollarý, Diyarbakýr'da ve Van'da Ýncil daðýtýmýna yardým etti, kendi gözlerimle gördüm doktora tezimi yazarken. Siyaset okullarýnda, Diyarbakýr annelerinin anlattýðý bütün kandýrma faaliyetleri aþikârdý. Anneler Ýslam'ýn öðrenilmesini vurguladýlar, HDP'nin Ýslam ile derdi var. Anneler, özellikle bölgede devlet ve halk güvenini yeniden inþa etmede çok etkili. Bence bu sosyolojik gerçek devlet için çok mühimdir ve bu bir devlet politikasý haline getirilmelidir."