Hilal korkusu
ABONE OL

Annesi ekmekleri ince dilimliyor’, ‘Evde temizlik için çok sabun kullanýlýyor, çocuk bundan zarar görüyor’, ‘Aile çok ev deðiþtirmiþ’, ‘Kýzýna iyi bir annelik yapýyor ama oðluna yapamýyor’, ‘Çocuklarýnýz çok ses yapýyor’, ‘12 yaþýndaki kýz çocuðunuza baþka evde kalma iznini vermemiþsiniz’, ‘Eviniz rutubetli’... Araþtýrmacý yazar Fuat Uður, Avrupa'da Türk ve Müslüman çocuklara el konulurken gerekçe yapýlan göstermelik nedenlerden bir kaçýný böyle sýralýyor."...

En çok Türk nüfusu orada yaþadýðý için gözler hep Almanya’ya çevriliyor ama Hollanda, Fransa, Belçika veya Ýskandinav ülkelerinde de durum farklý deðil. Hatta mülteci çocuklarýna el koyan devlet kurumlarý, borsada iþlem gören rant araçlarýna bile çevrilmiþ. Peki ama Avrupa neden Türk ve Müslüman çocuklara el koyuyor? Neden onlarý özellikle bebeklik ve çocukluk yaþýnda köklerinden koparýp, Hýristiyan ailelerin yanýnda devþiriyor? Yanýt, Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan’ýn ‘Haç, Hilal’e karþý savaþ açtý’ ve ‘Üç yetmez, beþ çocuk yapýn’ sözlerinde saklý gibi. Azalan Hýristiyan nüfuslu ülkeler, Müslüman nüfustan ‘Hýristiyan genç nüfus’ devþirme peþinde. 

AVRUPA TÜKENÝYOR 

Eurostat’ýn AB ülkeleri 2016 nüfus raporuna ve CIA tarafýndan yapýlan ‘World Fac233 ülkede yapýlan ‘ülkelerin nüfusu’ araþtýrmasýna göre, 2015-2016 yýllarý arasýnda Avrupa’da 5.1 milyon bebek doðarken, 5.2 milyondan fazla insan ise hayatýný kaybetti. Almanya nüfusu her yýl yüzde - 0.19 oranýnda azalýyor. Dünyada yaþlý nüfusu, toplam nüfusunun yüzde 10’unu geçen 41 ülke var ve 32’si Avrupa’da. Dünyanýn en az yaþlý ve en genç nüfus listesinde, Müslüman ülkeler ve topluluklar yer alýyor. Yaþlý nüfusun oraný  5.8’de kalan Türkiye, Avrupa’nýn en genç ülkesi.  Türkiye’yi, yine ‘Müslüman nüfuslu’ Arnavutluk 5.9, Bosna Hersek 9.9 ile takip ediyor. Türkler, 1.16 doðum oraný ile AB ülkelerine fark atýyor. AB’nin en yükseði Fransa’da bile bu oran  0.47 ile Türkiye’nin üçte biri kadar. Üstelik Fransa’daki bu doðum oraný, çoðunlukla Afrika göçmeni Müslüman Cezayir ve Tunuslulardan kaynaklanýyor. 

NÜFUS ASÝMÝLASYONU

Doðumlar azalýp yaþlý sayýsý artarken, Avrupa ülkeleri ‘iþgücü’ sýkýntýsýyla ekonomik ve toplumsal gerileme tehdidinden artýrmak için çocuk sayýsýný artýrmak istiyor. Avrupa Birliði’nin þu anda 500 milyon sýnýrýnda bulunan nüfusunun, mevcut doðum oraný ile 2050’de 454 milyona düþeceði ve bunun da AB’deki çalýþma çaðýndaki nüfusun yaklaþýk yüzde 20 azalmasýna neden olacaðý tahmin ediliyor. 

Toplumsal ve ekonomik gerileme tehlikesiyle karþý karþýya olan AB ülkeleri, iki þey yapýyor:Ýlk olarak ‘Milli nüfus’ için kendi vatandaþlarýnýn doðum oranýný artýrmak için yüksek maaþ baðlama ve uzun süreli yýllýk izinler dahil her türlü teþviki deniyor. Ama o da iþe yetersiz kalýyor ve ikinci olarak ise ‘devþirme nüfus’  politikasýyla göçmenlerin özellikle Türk ve Müslüman ailelerin bebeklerine ve çocuklarýna, ‘daha ana dilini, dinini, kültürünü’ tanýyamadan köklerinden koparýp kendi kültürüne göre Hýristiyan Avrupalý olarak yetiþtiriyor. 

ÇOCUK BORSASI BiLE KURMUÞLAR

Avrupa’da Türk ve Müslümanlara yönelik ‘Nazizm’, el koyduklarý göçmen çocuklardan borsa bile oluþturmuþ. Norveçli May Britt ve Türk eþi Aytekin Bozkurt örneðini veren araþtýrmacý gazeteci Fuat Uður,  Avrupa’daki çocuk pazarýnýn yarattýðý rant ekonomisine de dikkat çekiyor. Uður, Norveç Sosyal Hizmetler Dairesi’nin borsada iþlem gören bir ticarethaneye dönüþtüðünü anlattý: “Türk çocuklarý, ailelerinden koparýlýrcasýna alýnýyor ve Hýristiyan ailelerin yanýnda asimile ediliyor. 

Sosyal yardým adý altýnda devlet kurumu olan belediye bir Türk aileye ev veriyor, sonra Alman Gençlik Kurumu ‘Siz bu rutubetli evde çocuða saðlýklý bakamýyorsunuz’ diyerek el koyuyor. Almanya, Hollanda, Fransa ve Norveç’ten  insanlar ‘Çocuklarýmýzý kurtarýn’ diye geliyor. Norveç’teki Çocuk Esirgeme Kurumu, borsada iþlem görüyor. Bu kadar ticari olmuþ. Kurumun çocuklarý, el koyduklarý çocuk baþýna prim alýyor. Çarklar öyle bir iþliyor.”

2050’DE TÜRK VE MÜSLÜMAN HARÝTASI

Avrupa vatandaþlarýnýn ve göçmenlerin mevcut doðum oranlarýnýn sürmesi halinde, 2050 yýlýnda Avrupa’daki Almanya, Avusturya, Hollanda, Belçika ve Bulgaristan baþta olmak üzere pek çok ülkede ikinci etnik grup Türk olacak. Yine ayný tarihlerde Ýslamiyet pek çok ülkede Hýristiyan nüfusla yarýþýr hale gelecek. 2050’li yýllarda Kosova’nýn yüzde 94, Arnavutluðun 82, Bosna’nýn 62, Kýbrýs’ýn 57, Makedonya’nýn 46, Almanya’nýn 39, Ýngiltere’nin 38, Fransa’nýn 34, Hollanda’nýn 32, Ýsveç’in 31, Norveç’in 29, Bulgaristan wve Belçika’nýn 28 ve Yunanistan’ýn yüzde 16’sýnýn Müslüman nüfusa sahip olacaðý tahmin ediliyor. 

DOÐDUÐU AN EL KOYMAK ÝSTEDÝLER

Araþtýrmacý Fuat Uður’un iþaret ettiði rant kurbaný AB vatandaþlarýndan biri, Norveçli May Britt ve Türk eþi Aytekin Bozkurt. Bugün 10 yaþýna gelen kýz çocuklarý doðduðu sýrada Norveç hükümeti tarafýndan alýnmaya çalýþmýþ. Aytekin Bozkurt, kabus dolu o günleri hatýrlamak bile istemiyor: “Biz eþim May ile Norveç’te tanýþtýk ve evlendik.  Kýzým doðduðunda, hastanede Barnavernet tarafýndan elimizden alýnmak istendi. Gerekçe olarak May’in uyuþturucu kullandýðý iddiasýný gösterdiler. ‘Ben iki yýldýr evliyim. Býrakýn uyuþturucuyu, alkol kullandýðýna bile tanýk olmadým’ diyerek itiraz ettim. Bu bir iftira ile çocuk ticareti. Ailelerinden alýnan çocuklar üzerinden bir rant oluþmuþ. Doktor, öðretmen, kreþ öðretmenleri, psikolog, diþçiler bile, çocuklarý ailelerinden koparmaya yönelik ihbarda bulunuyor çünkü ihbar baþýna para alýyorlar. Hem ihbar yapan, hem Barnavernet ve çalýþanlarý, hem de koruyucu aileler, 18 yaþýna gelene kadar çocuklar için devletten para alýyor. Ama bizim çocuðumuzu elimizden alamadýlar.”