Ýletiþim Baþkaný Altun'dan Ýsrail'e tepki: Soykýrým uyguluyorlar
ABONE OL

Anadolu Yayýncýlar Federasyonu (AYF), Ýsrail'in saldýrýlarýnda hayatýný kaybeden gazetecileri anmak ve saldýrýlara tepki göstermek için Ýstanbul'da aralýksýz 24 saat sürecek canlý yayýn baþlattý.

Cumhurbaþkanlýðý Ýletiþim Baþkanlýðýnýn destekleriyle Sultanahmet Meydaný'nda düzenlenen, Filistin'de öldürülen gazeteciler için 24 saat sürecek tepki yayýnýna telefon baðlantýsýyla katýlan Altun, Filistin'in haklý davasýnda hakikatin sesini duyurmaya dönük çaba sarf eden tüm gazetecilerin çok þanlý, þerefli bir iþ yaptýklarýný, kendilerinin de bulunduklarý her ortamda, ulusal, uluslararasý her platformda bu haklý mücadeleye destek vermeye çabaladýklarýný söyledi.

Türk medyasýnýn çok büyük bir duyarlýlýk gösterdiðinin altýný çizen Altun, "Türkiye, öteden beri Filistin'in haklý davasýnda, masum sivillerin, masum Filistinlilerin hep yanýnda, arkasýnda durdu. Yine Ýsrail'in zulümlerine karþý Türkiye, çok güçlü þekilde ses çýkardý ve medyamýz da bu noktada gerçek anlamda bir duyarlýlýk ortaya koydu. Bunu 7 Ekim'den sonra çok daha güçlü bir þekilde gördük, görüyoruz. Burada, hakikati perdelemeye dönük, olaný, gerçeði gizlemeye dönük bir çaba var. Sistematik bir çaba var. Bu sistematik çabaya karþý duran da haklý bir mücadele veren de sahadaki gazeteciler." ifadelerini kullandý.

Gazze'ye Türkiye'den giden gazetecilerin de olduðunu hatýrlatan Altun, orada görev yapan birçok gazetecinin bütün engelleme giriþimlerine, saldýrýlara, tehditlere, bombalara, hedef gösterilerek öldürülmelerine raðmen yine de varlýk göstermeye, gazetecilik yapmaya devam ettiklerini söyledi.

Fahrettin Altun, "Bu gerçekten gazeteciliðin, gazetecilik mesleðinin de niteliðini yukarýya çeken, gazetecilik tarihinde, medya tarihinde de þanla þerefle anýlacak bir giriþim. Esas itibarýyla Ýsrail bugün iki þey yapýyor, kendi zulümlerini bir anlamda örtbas etmek ve burada yürüttüðü soykýrýmý perdelemek için. Birincisi, gazetecileri katlediyor. Burada, daha baþka söyleyecek gerçekten söz yok. Açýkça hedef alarak, gazetecileri katlediyor. Diðer taraftan Ýsrail yine zulümlerini örtbas etmek için 7 Ekim'den bu yana gördüðümüz üzere sistematik bir þekilde dezenformasyon kampanyalarýný yürütüyor. Burada acý olan ne yazýk ki Batý dünya düzeninin, Batýlý uluslararasý sistemin, Ýsrail'in bu cürümlerine ses çýkarmamasý. Gazetecileri katlediyor Ýsrail ve ne yazýk ki Batý dünyasýndan, Batý dünya düzeninin elitlerinden gerçek anlamda bir ses gelmiyor. Diðer taraftan, daha acý olan bir baþka husus da Ýsrail'in sistematik dezenformasyon kampanyalarýna da ne yazýk ki Batý dünya sistemi, Batý medyasý ciddi þekilde destek veriyor." diye konuþtu.

- "ÝSRAÝL BUGÜN FAÞÝST PROPAGANDA YÖNTEMLERÝ UYGULAMAKTADIR"

Batý'daki Müslümanlara, Ýslam'a yönelik olarak inþa edilen bu karþýt söylemin devreye sokulduðunu, Filistinlilere karþý, Müslümanlara karþý bir olumsuz imaj oluþturulmaya çalýþýldýðýný gördüklerini belirten Altun, þunlarý kaydetti:

"Burada oluþturulmaya çalýþýlan imajlarla açýk ve net þekilde Ýsrail'in desteklenmeye çalýþýldýðýný görüyoruz. Ancak bu çabalar asla baþarýya ulaþamayacaktýr. Çünkü orada hakikatin sesi olan gazeteciler bunun önündeki en temel engeldir. Biz de Türkiye'de gerçekten 7 Ekim'den bu yana Ýsrail'in, oradaki gazetecilerin de hakikatin peþinde koþan hakikatperver insanlarýn da gayretiyle yüzlerce yalanýný ifþa ettik, deþifre ettik ve Ýsrail'in dezenformasyon kampanyalarýný, sadece Türkiye içinde deðil uluslararasý alanda da resmettik. Böylelikle Ýsrail'in bu yürüttüðü faþist propaganda çabasýný da bertaraf ettik. Elbette Ýsrail buna yoðun bir þekilde devam ediyor. Þunu da vurgulamak gerekiyor. Gerçekten Ýsrail'in propaganda yöntemi sözüm ona geriye dönük olarak referans verdikleri, o ötekileþtirdikleri faþist propaganda yöntemleriyle birebir aynýdýr. Ýsrail bugün faþist propaganda yöntemleri uygulamaktadýr. Fakat bunlarýn yine hakikatperver gazetecilerin mücadelesiyle baþarýya ulaþamadýðýný görüyoruz. Bunun baþarýya ulaþamamasý için, Filistinlilerin sesinin, Gazzeli kardeþlerimizin sesinin bütün dünyaya ulaþmasý için el birliðiyle çalýþmaya devam edeceðiz.

Cumhurbaþkanýmýzýn liderliðinde Türkiye'nin yürüttüðü mücadele de tam da esas itibarýyla bu mücadeledir. Filistin'in haklý davasýný yürütmek ve burada da çok temel bir hareket noktasýndan biz ilerliyoruz esas itibarýyla. Sayýn Cumhurbaþkanýmýzýn bütün uluslararasý platformlarda vurguladýðý üzere, þu an itibarýyla bütün dünyanýn, uluslararasý sistemin þuna karar vermesi gerekiyor. Bu adýmý atmasý gerekiyor. 1967 sýnýrlarý temelinde, baþkenti Doðu Kudüs olan egemen, baðýmsýz, toprak bütünlüðünü haiz bir Filistin Devleti'nin kurulmasý gerekiyor. Bu Filistin Devleti'nin kurulmasýyla birlikte burada Ýsrail'in artýk asimetrik bir þekilde yürüttüðü bu saldýrýlarýn da son bulmasý gerekiyor. Ancak böylelikle Filistin'de, bölgede barýþ olabilir ve esas itibarýyla küresel barýþýn teminatý adýna da bu önemli bir adým olacaktýr. "

- "BU MÜCADELEDE BÝZ HAKKIN TARAFI OLARAK, BATILA KARÞI GALÝP GELECEÐÝZ"

Baþýndan itibaren koþulsuz bir ateþkes ve kalýcý bir barýþýn temini için yoðun çaba sarf ettiklerini anýmsatan Altun, Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn da bu anlamda çok ciddi adýmlar attýðýný vurguladý.

Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý, Türk Devletleri Teþkilatý, Birleþmiþ Milletler bünyesinde ve birçok uluslararasý platformda, Filistin davasýna destek olmak ve Ýsrail'in zulümlerine karþý koymak noktasýnda insanlýk olarak birlik içinde hareket edilmesi vurgusunun yapýldýðýný hatýrlatan Altun, "Özel olarak da Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý bünyesinde, Ýslam ülkelerinin ortak hareket etmesi çok ama çok hayati bir unsur. Biz de bu doðrultuda, Cumhurbaþkanýmýzýn çizdiði bu çerçeve etrafýnda, 24 Þubat'ta Ýslam Ýþbirliði Enformasyon Bakanlarýný olaðanüstü bir toplantýya çaðýrdýk ve toplantýda çok temel hususlarda kararlar aldýk. Burada biz çok net olarak vurguladýk ki, ne olursa olsun, dezenformasyonla mücadele etmek için uluslararasý düzeyde ve etkin bir koordinasyona ihtiyaç var ve bu etkin koordinasyonu kurmak için adým atmalýyýz ve Ýslam dünyasý bu noktada ortak hareket etmeli. Yine diðer taraftan Ýsrail'in sömürgeci bir iþgal içerisinde olduðu ve bu iþgalin uluslararasý alanda yarattýðý tepkiyi en aza indirmek için gazetecileri sindirmeye çalýþtýðý ve bu çerçevede sahada çok ciddi bir yýkým ortaya koyduðu ve bunlara karþý da yine uluslararasý bir iþbirliði içerisinde hareket edilmesi gerektiðini çok net bir þekilde vurguladýk. Gerçekten de Ýsrail iþgal güçleri, uluslararasý hukuku hiçe sayan, uluslararasý insancýl hukuku hiçe sayan, gazetecilerin haklarýný güvence altýna alan ve koruyan diðer uluslararasý belgeleri yok sayan bir þekilde hareket etti, ediyor. Biz buna karþý mücadele etmek durumundayýz. Ne olursa olsun bu mücadele haklý bir mücadeledir ve bu mücadelede biz hakkýn tarafý olarak, batýla karþý galip geleceðiz." diye konuþtu.

Uluslararasý toplumun Filistin topraklarýnda, özellikle de Gazze Þeridi'nde olup bitenleri bilmek zorunda olduðunu dile getiren Altun, "Bu gazetecilerin mücadelesi çok esaslý bir mücadeledir. Ýnsanlýk adýna bir mücadeledir. O yüzden Batý dünyasýndan meslektaþlarýmýzýn kafalarýný kuma gömmesini kabul edemeyiz. Mutlak suretle hep beraber bu zulme karþý ses vermek zorundayýz. Çünkü ifade ettiðim gibi Ýsrail gazetecileri hedef alarak, sadece uluslararasý hukuku ihlal etmiyor, ayný zamanda bir soykýrým uyguluyor. Müslümanlara, Filistinlilere yönelik bir soykýrým uyguluyor. Biz buna karþý mücadele etmek durumundayýz. Malumunuz bugün gerçekten küresel alanda çok ciddi meydan okumalarla, insanlýk olarak çok ciddi sýnamalarla karþý karþýyayýz. Artýk geleneksel savaþlarýn dýþýnda çok hibrit tehditlerle yine mücadele etmek durumundayýz. Burada dezenformasyon baþta olmak üzere tüm bu hibrit tehditlerin dünyaya daha fazla yayýlmasý noktasýnda Ýsrail'in oynadýðý kötücül bir rol var, bunun altýný çizmek zorundayýz. Bugün bütün insanlýk, Ýsrail kaynaklý hibrit tehditlerin ve sistematik dezenformasyonun hedefidir. Hakikat de hedefidir. Burada biz þunu bilmek durumundayýz. Ýsrail gerçekten bütün dünyayý kendi faþist propaganda yöntemleriyle Filistinlilerin olmadýðýný ortaya koyup bu yönde ikna etmeye çalýþýyor. Hayýr, Filistinliler var, Filistinliler o topraklarýn gerçek sahibi ve karþýmýzda ayný zamanda iþgalci bir Ýsrail gücü var ve yine terörist yerleþimciler var. Onun dýþýnda varlýk göstermeye çalýþan, onun dýþýnda iddiada bulunmaya çalýþan, bu anlamda baktýðýmýzda Filistinliler dýþýnda hiçbir güç, bölgenin gerçek gücü deðildir. O yüzden bizim bu mücadeleyi vermemiz gerekiyor." ifadelerini kullandý.

Yayýn yapmayý sürdüren gazetecilere de teþekkürlerini ileten Altun, hem ulusal medyanýn hem de yerel medyanýn duyarlýlýðýnýn takdire þayan olduðunu dile getirdi.

Bu yaklaþým ve duygularla mücadele vermeye devam edeceklerini söyleyen Altun, "Cumhurbaþkanýmýz gerçekten bayram boyunca birçok liderle bayramlaþtý, onlarla görüþtü ve her biriyle yaptýðý görüþmede mutlaka Ýsrail'in zulümlerine karþý Filistin'in haklý davasýnýn arkasýnda olmamýz gerektiðini ve bu noktada birlik beraberlik içerisinde hareket etmemiz gerektiðini vurguladý. Nitekim Sayýn Cumhurbaþkanýmýzýn yine önümüzdeki günlerden itibaren yoðun bir dýþ politika mesaisi olacak ve Filistin'in mücadelesine, Gazze'deki zulmün sona erdirilmesine yönelik çabalarýný devam ettirecek." dedi.

- "ÝSRAÝL'ÝN TÜRKÝYE'YÝ KONUMLADIÐI YER BU ANLAMDA, TAM ANLAMIYLA BÝR DÜÞMANLAÞTIRMADIR"

Fahrettin Altun, konuþmasýnýn ardýndan sorularý da yanýtladý.

AYF Baþkaný Sinan Burhan, Altun'a Türkiye'nin niçin bu kadar kara propagandaya maruz kaldýðýný sordu.

Soruyla çok manidar bir hususun altýnýn çizildiðini ifade eden Altun, Burhan'a, "Bugün itibarýyla Ýsrail uluslararasý alanda herhangi bir platformda, kendisine düþman olarak en temelde kimi görür? Hangi ülkeyi görür?" sorusunu yöneltti ve "Türkiye'yi görüyor hocam." yanýtýný aldý.

Bu yanýtýn üzerine Altun, sözlerini þöyle sürdürdü:

"Ýsrail'in Türkiye'yi konumladýðý yer bu anlamda, tam anlamýyla bir düþmanlaþtýrmadýr. Neden? Çünkü, Türkiye gerçek anlamda Filistin davasýnýn arkasýndadýr. Gerçek anlamda Ýsrail'in zulümlerini sonlandýrmak için çok yoðun bir mesai ortaya koymuþtur. Sahada gerçekten var olanlar neyin ne olduðunu çok açýk ve net bir þekilde biliyorlar. Ýsrail'in propaganda makinasý sadece uluslararasý alanda deðil, yer yer üzülerek de gördük ki sureti haktan görünenleri de etkileyecek þekilde, ne yazýk ki ülke içerisinde de iþletildi. Biz her zaman çok yoðun bir þekilde, hýzlý ve þeffaf þekilde neyin ne olduðunu izaha dönük adýmlar atmamýza raðmen burada yine Ýsrail'in propaganda yaklaþýmý devam ettirildi. Ne için? Sözüm ona ideolojik takýntýlar dolayýsýyla, sözüm ona birtakým siyasi avantajlar elde etmek için. Fakat eðer ki, siz siyaseti hakla, hakikatle deðil, yalanla yaparsanýz, o takdirde baþarýsýzlýða mahkum olursunuz. Çünkü hakikat gelir ve ortaya çýkar. Bu anlamda baktýðýmýzda Türkiye'nin gerçekten Cumhurbaþkanýmýzýn liderliðinde yürüttüðü dýþ politika þerefli bir politikadýr ve Filistin davasýna bütün dünyada en fazla hizmet etmiþ olan politikadýr. Bugün yaptýðýmýz insani yardýmdan tutun da konuþtuðumuz konular da dahil olmak üzere birçok meselede biz bu konuyu bu þekilde yürüttük, yürütüyoruz ve ne olursa olsun biz bütün uluslararasý baskýlara raðmen Filistin haklý davasýnda mazlum Filistinli kardeþlerimizin yanýnda olmaya devam edeceðiz. Ýsrail'in bütün tehditlerine, Ýsrail'in uluslararasý alandaki bütün destekçilerine raðmen bizim pozisyonumuz budur. Cumhurbaþkanýmýzýn bu anlamda durduðu yeri sorunsallaþtýrabilecek herhangi bir aktör yoktur. Dolayýsýyla bu tartýþmalar ciddiye alýnmamasý gereken ve milletimizin de bu anlamda neyin ne olduðunu çok net bir þekilde bildiði üzere dikkate alýnmamasý gereken tartýþmalardýr. Esas olan bizim oradaki zulmü bir an önce sona erdirmemizdir. Biz burada Filistinli kardeþlerimizin yanýndayýz. Filistinli kardeþlerimizin gündelik hayatýnda bugün karþý karþýya kaldýðý zulümleri ortadan kaldýrmak için mücadele ediyoruz ve mücadelemizin birçok baþlýðý var. Bu baþlýklarý biz ihtiyaç olduðunda yoðun bir þekilde kamuoyuyla da paylaþýyoruz."

Gazeteci Baþak Þengül de Türkiye'nin Filistin'in sesini yükseltmek, Gazze'de olup bitenleri dünyaya aktarmak bakýmýndan nasýl bir görev üstlendiðinin çok ortada olduðunu, özellikle Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn Almanya'da gerçekleþtirilen basýn toplantýsýnda, Batý'nýn göbeðinde, Batý'nýn yüzüne söylediklerine bakýldýðýnda bunlarýn çok net anlaþýldýðýný ve görüldüðünü hatýrlattý.

Devlet görevlileri ve yetkililerinin de böyle bir kara propaganda sürecinin Türkiye'nin bu tavrý, yaklaþýmý ve Gazze'deki katliama ses yükseltmesi sonucunda beklenecek bir vaziyet, bir tablo olduðunu gördüklerini ya da tahmin ettiklerini belirten Þengül, "Dezenformasyonla Mücadele Merkezi zaten Ýsrail'in yalanlarýný tüm dünya kamuoyu gözü önünde yüzüne vurdu, sizin çalýþmalarýnýz sonucunda. Dolayýsýyla Ýsrail zaten Türkiye'yi bu anlamda hedef göstermiþti." diyerek, Altun'a bu açýdan ekleyeceklerini sordu.

Fahrettin Altun da "Gerçekten güneþ balçýkla sývanmaz. Biz gayretlerimizle de bunu gösterdik, gösteriyoruz. Ne olursa olsun bizim burada yürüttüðümüz mücadele sonuç almaya dönük bir mücadeledir. Biz adým atarken öncelikle bize yönelik eleþtiri sunanlar nasýl tatmin edilebilir diye bakmýyoruz. Biz öncelikle, gerçekten orada bu davanýn gerektirdiði neyse, oradaki zulmün bitmesine yönelik olarak hangi adýmlarý atabiliriz ve hangi etkili adýmlar sonuç alýr buna bakýyoruz ve buna dönük olarak da çok ciddi bir þekilde bugüne kadar mesafe kaydettik. Türkiye'nin denklemde olmadýðý bir Filistin, Türkiye'nin denklemde olmadýðý -daha geniþ bir þekilde söylüyorum- bir Orta Doðu coðrafyasý gerçekten çok daha aðýr yýkýmlarýn ve küresel birçok daha aðýr tahribatýn olacaðý bir dünyadýr. Türkiye, bölgesel barýþýn, istikrarýn teminatýdýr ve bu noktada Türkiye gerçek bir kaledir. Birileri içeriden, birileri dýþarýdan bu kaleyi yýkmak için uðraþýyorlar. Fakat Sayýn Cumhurbaþkanýmýz bu kalenin ayakta kalmasý için daha da muhkem bir þekilde bulunmasý için çok yoðun bir þekilde dimdik ayakta duruyor ve mücadeleye devam ediyor. Evelallah bu mücadelede bir daha söylüyorum hak batýla galebe çalacaktýr." ifadelerini kullandý.