İslam dünyasına işbirliği çağrısı: Hep birlikte kazanalım
ABONE OL

Başkan  Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen İslam İşbirliği Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı’nda konuştu. Erdoğan şunları söyledi: “İslam İşbirliği Teşkilatı Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansının ülkelerimiz, girişimcilerimiz ve tüm İslam alemi için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Şimdiden konferanstan çıkacak kararların İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi tüm ülkeler için yol gösterici olmasını diliyorum. Burada her fırsatta altını çizdiğim bir hususu tekrar vurgulamakta fayda görüyorum. İstişarenin gayesine ulaşabilmesi için samimiyetle yapılmasının yanı sıra alınan kararların tatbik edilmesi, uygulamaya dönüşmesi de gerekir. Bu açıdan tartıştığımız, konuştuğumuz ve karara bağladığımız hususları hep birlikte fiile geçirmemiz son derece önemlidir. Toplantılarımız, ancak bu şekilde değerlendirildiği zaman hakiki anlamını bulacak, ümmetin dertlerine deva üreten platformlara dönüşecektir. İnşallah sizlerin, bizlerin ortak gayretiyle, kendi alanında bir ilki teşkil eden İslam İşbirliği Teşkilatı Üst Düzey Kamu-Özel Yatırım Konferansının bu manada da iyi bir örnek olacağına inanıyorum.” 

MUAZZAM BİR KAYNAK VAR

“Müslümanlar olarak 1,7 milyar gibi muazzam bir beşeri kaynağa sahibiz. Şu an dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 24’ü İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin vatandaşlarından oluşuyor. Bugün dünya petrol üretiminin yüzde 65’i, doğal gaz üretiminin yüzde 55’i, doğal kauçuk üretiminin yüzde 70’i, bilinen uranyum yataklarının yüzde 40’ı İslam ülkelerindedir. Ayrıca hurmanın yüzde 93’ü, Hindistan cevizinin yüzde 35’i, buğdayın yüzde 15’i, pirincin yüzde 17’si, baharatın yüzde 39’u da yine Müslümanlar tarafından üretiliyor. Bu tabii zenginliklerin yanı sıra İslam ülkeleri, coğrafi olarak dünya ticaret yollarının tam merkezinde yer alıyor. Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan İstanbul ve Çanakkale Boğazları, Akdeniz’i Hint Okyanusu’na bağlayan Süveyş Kanalı, Basra Körfezi’ni Hint Okyanusu’na bağlayan Hürmüz Boğazı stratejik bağlantı noktalarından sadece birkaçıdır. Ancak tüm bu imkanlara rağmen İslam ülkelerinin dünya ekonomisindeki toplam payı yüzde 10’u dahi bulmuyor. Çok daha vahimi İslam İşbirliği Teşkilatı nüfusunun yüzde 21’i, yani 350 milyon kardeşimiz aşırı yoksulluk şartlarında hayata tutunmaya çalışıyor. ” 

GÖRMEZDEN GELEMEYİZ 

“En zengin İslam ülkesi ile en yoksulu arasındaki gelir farkı 200 katı aşıyor. Demek ki Müslümanlar kendi aralarında zekat müessesesini de çalıştırmıyor. Sadece Müslümanlar kendi aralarında zekatı verecek olsa, İslam ülkelerinde fakir kalmaz fakir. Coğrafyamızın bir yanı lüks ve şatafat içinde yaşarken, diğer tarafında açlık, kıtlık ve fakirlik hüküm sürüyor. Halbuki, dünya nüfusundaki payı yüzde 7’nin altında olan Avrupa Birliği’nin dünya ekonomisindeki payı yüzde 22’den fazladır. Yalnızca 330 milyon vatandaşı olan Amerika Birleşik Devletleri tek başına dünya ekonomisinin yüzde 24’ünü oluşturuyor. Küresel sabit sermaye yatırımları 20 trilyon doların üzerine çıkmışken, İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerinin toplam sabit sermaye yatırımları 1,5 trilyon dolar civarındadır. Bu rakamlara baktığımızda ortada çok büyük bir dengesizliğin, çarpıklığın olduğu gayet açıktır. Rabbimizin bizlere bahşettiği onca imkana, zenginliğe rağmen; neden ticarette, gelir adaletinde, yatırımlarda, dış politikada hak ettiğimiz konumda olmadığımız üzerinde hassasiyetle düşünmemiz gerekiyor. “Kazan-kazan” temelinde işbirliğimizi genişletmenin, çeşitlendirmenin, ortak projelerle ticaretimizi artırmanın yollarını aramalıyız. Türkiye olarak, 3 yıllık Zirve Dönem Başkanlığımız sırasında bu konuda gerçekten yoğun çaba harcadık. Özellikle İslam ülkeleri arasındaki karşılıklı ticaret ve yatırım imkanlarının artırılması ile yasal prosedürlerin sebep olduğu engellerin ve tıkanıklıkların aşılması için gayret sarf ettik. Aralarında İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerinin de bulunduğu birçok ülkeyle, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyleri, Karma Ekonomik Komisyonları ve Yüksek Stratejik Komiteler gibi mekanizmalar tesis ettik. 34’üncü İSEDAK Toplantısında “Ticaretin Kolaylaştırılması ve Gümrüklerde Risk Yönetimi”, 35’inci Toplantıda ise “Gıda Güvenliği” temaları üzerine kapsamlı oturumlar düzenledik.” 

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 

Sadece sorunlarımızın tespitine odaklanmadık, aynı zamanda çözüm önerileri de ürettik, hepsinden önemlisi bunları hayata geçirdik.Türkiye son 17 senede ekonomi ve doğrudan yatırımlar bakımından büyük bir başarı 

hikayesi yazmıştır. Küresel ve bölgesel zorluğa, hatta geçen yıl ekonomimizi hedef alan sabotaj girişimlerine 

rağmen istikrarlı bir şekilde yolumuza devam ettik. 2002-2018 yılları arasında ortalama yüzde 5,5 oranında büyüme kaydederek, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olduk. Bugün 126 ülke, 326 şehre sefer düzenleyen Türk Hava Yolları, dünyanın en çok yerine uçan havayoludur. Genç, eğitimli ve nitelikli nüfusumuzla ciddi işgücüne sahibiz. G-20 üyesi Türkiye, satın alma gücü paritesine göre dünyanın 13’üncü, Avrupa’nın 5’inci en büyük ekonomisidir. Türk ekonomisinin makro göstergeleri ve temelleri son derece güçlü ve sağlıklıdır.”

ARNAVUTLUK‘TA 500 KONUT İNŞA EDECEĞİZ

Erdoğan, “İşte az önce sayın başbakanın da ifade ettiği gibi 26 Kasım’da kardeş Arnavutluk’un Durres kentinde 6,4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Bu depremde 51 kardeşimiz hayatını kaybetti, bini aşkın Arnavutluk vatandaşı da yaralandı. Burada, bir kez daha, bu elim olay nedeniyle vefat eden Arnavut kardeşlerimin yakınlarına ve tüm Arnavutluk halkına başsağlığı dilerken, yaralılara acil şifa diliyorum. Depremin yaşandığı günden itibaren değerli dostum Başbakan Rama’yla sürekli irtibat halinde olduk. AFAD’dan arama-kurtarma timi, Sağlık Bakanlığı’ndan Ulusal Medikal Kurtarma Ekiplerimiz, Kızılay’ımız ve sivil toplum kuruluşlarımız depremin olduğu gün Arnavutluk’a intikal ederek sahada çalışmalara başladılar. Arnavutluk’ta toplam 500 adet yeni konut inşa etmek üzere çalışmalarımız sürüyor. Deprem, insanoğlunun başına gelen en büyük felaketlerden biridir. Bu zor durumda Arnavutluk halkının yanında olmak insani bir görevdir. 50 İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülke el ele verdiğimiz anda az veya çok bu destekle Arnavutluk’u süratle ayağa kaldırırız. Sizlerden kardeş Arnavutluk’un yaralarının kısa sürede sarılması için elinizdeki tüm imkanlarla destek olmanızı istirham ediyorum” dedi. 

TAHKİM MERKEZİ FAALİYETE GEÇİRİLİYOR

Başkan Erdoğan “İstanbul’da 2016’da yaptığım çağrı doğrultusunda, teşkilat üyesi ülkeler arasındaki ticari ve yatırım uyuşmazlıkları çözüme kavuşturmak için İstanbul Tahkim Merkezi’nin kuruluş prosedürlerini tamamladık. İnşallah bu sene içerisinde Tahkim Merkezini faaliyete geçireceğiz. İslam Ticaret Sanayi ve Tarım Odalarını yeniden yapılandırma sürecinin de kısa sürede başarıyla sonuçlanmasını temenni ediyorum. Bilim ve Teknolojik İşbirliği Daimi Komitesi’nin inovasyon alanındaki girişimlerine de büyük önem veriyoruz. 

İslam Kalkınma Bankası Yatırım Sigortası ve İhracat Kredisi Kurumunun çalışmalarını önemsiyorum. Keza, İslam Özel Sektör Kalkınma Kurumu, İslam Ticaret Finans Kurumunun çalışmaları da takdire şayandır. Bu vesileyle, Teşkilat üyesi ülkelerin kendi aralarındaki ticaret hacmini ve pazarı büyütecek Tercihli Ticaret Sistemi Anlaşmasına verdiğimiz ehemmiyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Tüm üye ülkeler tarafından anlaşmanın bir an önce uygulama safhasına alınmasının faydalı olacağına inanıyorum” dedi.

Erdoğan, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’yı kabul etti

Türkiye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’yı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde kabul etti. Basına kapalı 1,5 saat süren görüşmede, bir süre önce Arnavutluk’ta yaşanan 6,4 büyüklüğündeki deprem de gündeme geldi. Başkan Erdoğan depremin ardından, Arnavutluk’a 500 konut inşa etme kararı aldıklarını açıklamıştı. Konuk Başbakan, İslam İşbirliği Teşkilatı Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferası’na katılmak için İstanbul’da. Bu arada Başkan Erdoğan, Gine Cumhurbaşkanı Alpha Conde ile de görüştü. Basına kapalı gerçekleşen görüşme, 40 dakika sürdü.

Erdoğan, 1’inci Küresel Mülteci Forumu’na eş başkanlık edecek

Türkiye, Güvenli Bölge Planı’nı uygulamakta kararlı. Başkan Erdoğan, bu çerçevede diplomasi trafiğini sürdürüyor. Erdoğan, Londra’daki zirvelerin ardından 17 Aralık’ta Cenevre’de yapılacak Birinci Küresel Mülteci Forumu’na eş başkanlık edecek. Başkan Erdoğan, 4 milyon Suriyeliyi misafir eden Türkiye’nin başarı öyküsünü anlatacak. Liderlerden, Suriyelilerin vatanlarına geri dönmesi için hazırlanan plana destek vermelerini isteyecek.