Fidan, NTV canlý yayýnýnda dýþ politikaya ve gündeme iliþkin deðerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin dýþ politika konularý açýsýndan son derece büyük bir gündeme sahip olduðunu aktaran Fidan, büyük, biraz karmaþýk, kompleks ve ayný anda çok fazla etkileþimin olduðu bir dýþ politika ortamýnda bunu belli hedeflere, sistemlere ve aþamalara baðlamak gerektiðini ifade etti.
Türkiye'nin dýþ politika konularý açýsýndan son derece büyük bir gündeme sahip olduðunu aktaran Fidan, büyük, biraz karmaþýk, kompleks ve ayný anda çok fazla etkileþimin olduðu bir dýþ politika ortamýnda bunu belli hedeflere, sistemlere ve aþamalara baðlamak gerektiðini ifade etti.
Fidan, bölgede barýþýn ve güvenliðin esas olmasýnýn önem arz ettiðini, çalýþmalarýný yoðunlaþtýracaklarý önemli konulardan birinin bu olduðunu vurguladý. Ýkincisinin de bölgede ekonomik ve refah geliþiminin öncelikli olmasý olduðuna iþaret eden Fidan, ayrýca yeni yapýlacak ittifaklarla bölgede kurumsallaþmýþ bir yapýya gidilmesinin önem arz ettiðini söyledi.
Bütün bunlarý yaparken uðraþýlan bütün konularý, bu hedefleri düþünerek hayata geçirdiklerini kaydeden Fidan, "Bunda da önemli mesafeler aldýðýmýzý düþünüyorum. Sistemli bir þekilde baþta yakýn coðrafyamýzdan baþlamak olmak üzere, uzak coðrafyalar da dahil, Türkiye'nin bir numaralý pozisyonu her zaman için kendisinin de dahil olduðu, olmadýðý olsun bir çatýþmanýn bastýrýlmasýydý." dedi.
Fidan, Ukrayna'da Rusya'nýn ve Batý'nýn birer pozisyonu olduðuna iþaret ederek, bütün dünyanýn ikiye bölündüðünü ve Türkiye'nin üçüncü bir ses olarak çýktýðýna dikkati çekti. Türkiye'nin iki tarafýn da pozisyonunda yanlýþlýklar olduðunu, iþgalin kabul edilemeyeceðini, tüketici ve yok edici bir savaþýn da olmayacaðýný söylediðini aktaran Fidan, "Buna üçüncü bir yol bulunmalý ve bu yolun hedefi de birbirinizi yok etmek deðil, mümkün olan barýþa ne kadar zor olursa olsun gidilmesi." ifadesini kullandý.
"TÜRKÝYE BÖLGEDE EKONOMÝ VE SÝYASETTE DEV BÝR ÜLKE"Bakan Fidan, Türkiye'nin Gazze, Suriye, Kuzey Afrika ve Sahel gibi konulardaki bütün yaklaþýmýnýn savaþ olmamasý olduðuna iþaret ederek, "Neden? Savaþ olduðu zaman o bölgede geliþme olmuyor, kalkýnma olmuyor, ticaret olmuyor, eðitim, öðretim olmuyor, halka temel hizmetler götürülemiyor. Bizim de yakýn coðrafyamýz burasý. Kuzeyimiz, güneyimiz, doðumuz, batýmýz her taraf bir çatýþma bölgesi ve istikrarsýzlýk alaný. Türkiye bölgesinde ekonomik olarak, siyasi olarak dev olan bir ülke ve bizim de bu bölgeye istikrar getirme gibi bir borcumuz var." diye konuþtu.
Bu istikrarý getirirken de biraz metodik ilerlenmesi gerektiðine deðinen Fidan, o nedenle güvenliði barýþýn en önemli aþamasý olarak gördüklerini dile getirdi.
Fidan, ülkelerle iliþkilerin daha büyük çerçevelere baðlanmasý, anlaþmalarýn hayata geçirilmesi, mümkünse uygun platformlar kurulmasý, uygun komitelerin sürekli çalýþtýrýlmasý ve neticelerin elde edilmesi gerektiðini söyledi.
Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn Irak ziyaretinde yaklaþýk 27 anlaþma imzalandýðýný anýmsatan Fidan, bunun bahsettiði yaklaþýmý yansýttýðýný, stratejik çerçeve anlaþmasý imzalayarak orada komite kurduklarýný anlattý. Fidan, bu komitenin mümkün olan bütün sorunlarý ele alýp ilgili uzmanlarý da etrafýna getirdiklerini aktararak, bunun su, enerji, istihbarat, terörle mücadele ve savunma sanayi konularýný kapsadýðýný ifade etti.
Bugüne dek çatýþmalar üzerinden Irak alanýný tanýmladýklarýný kaydeden Fidan, "Ekonomik kalkýnma diyoruz, kalkýnma yolu diyoruz, ticaret iþbirliði diyoruz. Daha pozitif gündemle gidelim. Çok þükür bizim terörle mücadelemizi, gerek silahlý kuvvetlerimiz, gerek istihbarat örgütümüz, emniyet teþkilatýmýz muhteþem bir kahramanlýkla sürdürüyorlar. Ama diðer taraftan bizim bölgede bunu tamamlayýcý unsur olarak ekonomik kalkýnmayý, refahý getirmemiz gerekiyor. Bizim bölgemiz artýk savaþlarla, çatýþmalarla, iç karýþýklarla anýlan, vekil unsurlarýn hegemon güçler tarafýndan kullanýldýðý bir bölge olmaktan çýkmalý. Biz bölgemize yaklaþýrken büyük ülke olma sorumluluðunu bu þekilde taþýyoruz." diye konuþtu.
Hakan Fidan, Türkiye'nin bölgedeki çatýþma, kalkýnma ve sosyal sorunlardan elde ettiði tecrübeyi küresel sistemde de yansýtma imkaný bulduðunu belirterek, þunlarý kaydetti:
"Özellikle küresel sistemin iyileþmesi için nitelikli geri beslemeye ihtiyacý var. Bu geri beslemeyi siz aldýðýnýz tecrübeden yapmazsanýz, bunlar gerçek dünya olaylarý, çatýþmanýn içerisindeyiz, kalkýnma sorunlarýnýn içerisindeyiz, sosyal sorunlarýn içerisindeyiz, düþünce sorunlarý var, birçok kriz var. Bütün bunlarý biz her gün yaþýyoruz, her gün ilgileniyoruz ve buradan aldýðýmýz dersleri de yine insanlýðýn refahýna, selamete uygun bir þekilde ulusal sisteme yansýtmaya çalýþýyoruz."
DIÞÝÞLERÝ BAKANLIÐINDAKÝ DÜZENLEMELER
Fidan, Dýþiþleri Bakanlýðýndaki düzenlemelere iliþkin, hariciye, askeriye, mülkiye ve istihbarat gibi uzun tarihe sahip kurumlarda geleneðin bir jenerasyondan diðerine aktarýldýðýný belirterek, "Ama kapalý kaldýðý zaman da belli geliþmeleri yakalamaktan uzak durabiliyor. Burada geleneðin devamýyla deðiþimin mümkün olmasý arasýnda bir altýn orantýyý bulup hem gelenekten gelen iyi olanlarý devam ettirmek hem de deðiþimi zaruri olan olaylarda deðiþim yapmak gerekiyor. Bunu yapmayan organizasyonlar, devletler, hatta özel þirketler, eðitim kurumlarýnýn hayatta kalmasý mümkün deðil. Rekabet edebilmesi mümkün deðil." deðerlendirmesinde bulundu.
Latin Amerika, Afrika ve Asya-Pasifik gibi büyük açýlýmlarýn kendi bakanlýðý döneminden önce baþlatýlmýþ adýmlar olduðuna deðinen Fidan, bunlarýn politik olarak baþlatýldýðýný ve uygulamada baþarýlý olabilmek için belli yapýsal deðiþikliklere gidilmesi gerektiðini dile getirdi.
Bakan Fidan, hükümet ve üst düzey yöneticiler bir krizle meþgulken dünyanýn durmadýðýna ve hayatýn devam ettiðine iþaret ederek, "Latin Amerika'da devam ediyor, Afrika'da devam ediyor, Asya Pasifik'te devam ediyor. Türkiye'nin çýkarlarý, menfaatleri hep orada var. Þimdi öyle bir sistem kuralým ki biz bir krizle uðraþýrken devlet olarak, baþka yerdeki hem tehditlerle mücadelemiz hem de fýrsatlardan istifademiz de mümkün olsun." dedi.
Dýþiþleri Bakanlýðýnýn sistem içerisinde dýþ politika koordinasyonu yapmakla görevli bir kuruluþ olduðuna ve bunun kanunla verildiðine deðinen Fidan, yeni yapýlandýrma kapsamýnda özellikle belli coðrafyalara makrodan ziyade artýk daha mikro baktýklarýný söyledi.
Fidan, bu kapsamda Latin Amerika'yý ayrý bir genel müdürlük yaparak Kuzey Amerika'yla ayýrdýklarýný, Afrika'daki genel müdürlük sayýsýný da 3'e çýkardýklarýný ve Ýran ile Irak'ý ayrý bir genel müdürlük yaptýklarýný anlattý.
Türk devletleriyle ilgili bir genel müdürlük kurduklarýný aktaran Fidan, o bölgenin de odaklanýlmasý ve kurumsallaþtýrýlmasý gereken bir alan olduðunu vurguladý.
Fidan, þu anda uluslararasý sistemde en büyük sorunun insan hareketleri olduðunu kaydederek, konsolosluk ve yurt dýþýnda yaþayan Türklerle ilgili konularda onlara daha iyi hizmet götürmek için ayrý bir genel müdürlük yaptýklarýný dile getirdi.
TÜRKÝYE-ABD ÝLÝÞKÝLERÝ
ABD'nin Gazze konusunda kayýtsýz þartsýz Ýsrail'i, Türkiye'nin de kayýtsýz þartsýz Filistin'i desteklediðini belirten Fidan, bunun baþlangýç olarak ABD ile Türkiye arasýndaki ayrým noktasý olduðunu söyledi.
Fidan, bir devletin diðer devletlerle iliþkisinde kavga ettiði ve iþbirliði yaptýðý konularý ayrýþtýrabilmesinin önemine iþaret ederek, þunlarý söyledi:
"Bizim de Amerika ile böyle anlaþamadýðýmýz, anlaþmamýzýn çok zor olduðu, konuþa konuþa çözmeye çalýþtýðýmýz ama iþbirliði yaptýðýmýz alanlar da var. NATO'nun içinde beraberiz. Diðer teknoloji konularý var. Ticaret hacmi giderek artýyor. Gazze meselesinde, Filistin meselesinde biliyorsunuz þu anda Amerika'nýn askeri desteði, siyasi desteði olmadan kayýtsýz þartsýz Ýsrail'in bu denli bir cüret içerisinde, soykýrýma varan bir eylemde bulunmasý mümkün deðil. Bunu mümkün kýlan Amerika Birleþik Devletleri. Amerika Baþkaný (Joe Biden) bunu kendi aðzýndan söyledi. Bizim çatýþmanýn ilk 2-3 haftasýnda söylediðimiz, Amerika baþta olmak üzere Batý moral üstünlüðünü kaybediyor ve onun yardýmlarý sayesinde bu zulüm ve katliam mümkün oluyor tezini þimdi kendileri söylüyorlar. Bunlar anlaþamadýðýmýz nokta."
Gelinen noktada ABD ile Türkiye'nin ateþkesin saðlanmasý konusunda uzlaþý saðladýðýný ve o konuda bir çalýþma olduðunu anlatan Fidan, bugün ABD Dýþiþleri Bakaný Antony Blinken ile de bu konuda görüþtüðünü, insani yardýmlarýn ulaþtýrýlmasý ve yetersiz olduðu konusunda da hemfikir olduklarýný dile getirdi.
Dýþiþleri Bakaný Fidan, o nedenle ABD ile þu anda beraber çalýþtýklarýný, ayný þekilde iki devletli çözümün olmadýðý durumda bu sorunun sürekli kendini tekrarlayacak bir patoloji olduðu konusunda da hemfikir olduklarýný söyledi. Bu hemfikir olmalarýnýn ayný metotlarý ve yöntemleri kullanacaklarý ve onda anlaþtýklarý anlamýna gelmediðini aktaran Fidan, "Bazýlarýnda siyaseten hemfikir oluyorlar. En büyük sorun, buraya kadar gelmek ciddi bir mesafe gerektiriyordu. Daha önce bunlar bu þekilde bir araya gelinebilmiþ konular deðildi. Buraya geldik. Ama þimdi þu soruyla Amerika'yý baþ baþa býrakýyoruz: Tamam biz seninle ayný fikirdeyiz de bunu mümkün kýlmak için Ýsrail'e ne türden bir baský kuracaksýn? Böyle bir sorun alaný var." ifadelerini kullandý. Hakan Fidan, bu sorunu da son 2-3 aydýr tartýþtýklarýný belirterek, gelinen noktada Ýsrail'in artýk bütün kýrmýzý çizgileri geçtiðini vurguladý.
ABD'nin ufak bazý adýmlar attýðýný ve belli dönemlerde Refah'a "operasyon" olursa silah satýþýný durduracaklarýný söylediklerini kaydeden Fidan, "Amerika'daki siyasal sistemin, siyasal anlayýþýn, denklemin, güç daðýlýmýnýn ve siyasal zihniyetin Ýsrail'in bu katliamlarýn önüne geçmesini mümkün kýlacak bir pratik üreteceðini düþünmüyorum. Özellikle dýþ politikaya bakan bazý yöneticiler nezdinde niyet olabilir. Çünkü bizlerle temasa geçtikçe görüyorlar ki inþa ettikleri ne kadar erdem varsa, imaj varsa hepsi teker teker kaðýttan kale gibi yýkýlýyor, gidiyor. Yani hiçbir norm yok, hiçbir anlayýþ yok. Bundan sonra dünyaya yumuþak güçle götürebileceðiniz bir þey kalmýyor." diye konuþtu.
Fidan, yumuþak güç olmadýðý zaman sürekli baþta savaþ olmak üzere, daha fazla maliyetli, daha fazla emek ve fedakarlýk gerektiren þeylerle uðraþmak zorunda kalýndýðýný vurgulayarak, "Onun için bence Amerika'nýn bürokrasisi ve hariciyesi bu konudaki zemin kaybýný görüyor. Ama siyasal düzen o þekilde kurulduðu için, bir de iç politikanýn konusu bu. Bu iç politikanýn dýþ politika yansýmasý. Böyle bir denklemleri de var. Þu anda seçime gidiliyor. Seçime gidilirken de görüyorsunuz, Amerikan üniversitelerinde muazzam bir protesto aktivitesi var. Bu da siyasilere belli mesajlarý gönderiyor." açýklamasýný yaptý.
ABD'nin geleneðinden kopup, tarihinde ilk defa Ýsrail'in istemediði bir þekilde Birleþmiþ Milletler (BM) Güvenlik Konseyi oturumunda insani yardýmlar ve ateþkes konusunda çekimser oy kullandýðýný hatýrlatan Fidan, bunun önemli olduðunu ve þimdi BM Genel Kurulu'nun Filistin'in devlet olarak tanýnmasý konusunda 143 oyla tekrar bir karar geçirdiðini anýmsattý.
Fidan, bu kararýn BMGK'ye gideceðini ve muhtemelen ABD'nin veto edeceðini ve kendi pozisyonunu göstereceðini kaydederek, "Ama (ABD) þunu görüyor, dünya o kadar çok bu meselede farkýndalýk geliþtirmiþ ki, o kadar çok þuurlu ki, Amerika'nýn bu meseleyi eskisi kadar kolay bir maliyetle unutturmasý, yatýþtýrmasý mümkün deðil. Her geçen gün Amerika'ya ve Batý'ya çýkan Ýsrail maliyeti giderek daha fazla artýyor." ifadelerini kullandý.
Bugün Kanadalý mevkidaþý Melanie Joly ile görüþmesine deðinen Fidan, Filistin-Ýsrail konusunda iki devletli çözümün nasýl saðlanabileceðini konuþtuklarýný ve kendisinin þu soruyu sorduðunu söyledi:
"Ýki devletli çözümden önce, Filistin devletini bir an için konuþmayalým. Ýsrail'e bir soru sormamýz lazým, hepimizin. Ýsrail olarak sen, 1967 sýnýrlarý içerisinde uluslararasý sistemin sana verdiði sýnýrlarý kabul ediyor musun? Býrak kendi dýþýnda hangi devlet var yok, onunla bir uðraþma. Sen kendine bak, bu sýnýrlarý kabul ediyor musun? Doðru soru sormak lazým. Soruyu buradan sormak lazým. Problem, Ýsrail'in kendi sýnýrlarýný kabul etmemesi, baþkasýnýn topraðýný çalma giriþimini devam ettirmesi. Soruyu buradan sordurttuðunuz zaman aslýnda gerek Batýlý siyasetçiler, gerek Amerikalý siyasetçiler bu sefer ileri sürecek baþka argüman bulamýyorlar. Yani baþkasý niye senin güvenliðine problem oluyor? Sen, sen olduðun için deðil. Kendi sýnýrýn içerisinde kalmayý kabul etmiyorsun."
Fidan, Filistin tarafýnýn bütün birleþenleriyle 1967 sýnýrlarýný kabul ettiðini, bunun içerisinde Doðu Kudüs'ün baþkent olduðu bir devlet istediklerini aktararak, Ýsrail'in ýsrarlý þekilde BM'nin çeþitli kararlarla verdiði bu sýnýrlarý kabul etmediðini vurguladý.
Uluslararasý sistemin çöktüðü noktanýn burasý olduðunu kaydeden Fidan, "Sistemin yine baþa gidip benim verdiðimi kabul eden cezalandýrýlýyor ve ben buna göz yumuyorum. Benim vermediðimi kabul etmeyen açgözlü, saldýrgan olaný da ben hiçbir þey yapmayarak mükafatlandýrýyorum. Denklemi buradan kurup da buradan gitmemiz gerekiyor." deðerlendirmesinde bulundu.
Filistin'de devam eden problemin özü itibarýyla güce dayalý bir sorun olduðunu belirterek, Türkiye ve diðer ülkelerin güç dýþýnda diplomatik olarak kullanabilecekleri hukuki araçlar olduðunu söyledi.
Fidan, bu araçlarýn hayata geçirilmesi gerektiðini kaydederek, bunlardan sonuç elde edilip edilmemesinin yaný sýra baþka platformlarda iþe yarayabilecek çok fazla farklý yan etkisinin olabileceðini dile getirdi.
Güney Afrika'nýn Ýsrail konusunda Uluslararasý Adalet Divaný'na (UAD) baþvuru yapabilecek en mükemmel ülke olduðuna dikkati çeken Fidan, "Çünkü Güney Afrika bir ýrkçý, apartheid rejiminden çýkmýþ, zulüm ne demek onu yaþamýþ, beyaz adamýn zulmünün, onun kamburunu atmýþ. Bu noktada erdemi ve tarafsýzlýðý temsil eden, biz Filistin meselesinde, Kudüs meselesinde taraf bir ülkeyiz. Onun (Güney Afrika'nýn) baþvurusu son derece temiz bir vicdaný yansýtan, insanlýðýn vicdanýna ayna olduðu bir yer. Yani onun baþvurusuyla bu davanýn referans olarak alýnmasý, aslýnda Filistin davasý için büyük bir þanstýr." dedi.
Fidan, konunun hukuki ve siyasi boyutu olduðuna iþaret ederek, bu meselenin iç siyaset ve menfaatlerin üstünde yer aldýðýný ve atýlacak adýmýn hangi ölçüde ne zaman iþe yarayacaðýnýn onlar için önemli olduðunu vurguladý.
Baþta uluslararasý ortaklarla hareket etmek istediklerini kaydeden Fidan, bazý uluslararasý örgütlerde birlikte yapýlmasý karar verilen giriþimlerle momentum deviniminin baþladýðýný dile getirdi.
Fidan, atýlan adýmlarýn zamanlamasýnda da askeri, istihbarat ve ekonomi gibi tüm boyutlarý ele aldýklarýný belirterek, büyük zaman dilimine yayýlacak þekilde hareket ettiklerini söyledi.
Eldeki araçlar ve seçenekler hemen kullanýlsaydý oyundan düþeceklerini ve bu nedenle zamana yaydýklarýný ve baþkalarýyla nasýl hareket edebileceklerini düþündüklerini kaydeden Fidan, "Bu mesele o kadar el yakan bir mesele ki birçok ülke Ýsrail konusunda yaptýklarýndan ne kadar nefret ederse etsin, adým atmaktan çekiniyor. Çünkü Amerika'nýn ve Batý'nýn ürettiði algýdan ve kendi kendine uyguladýklarý oto sýnýrlamadan dolayý ülkelerin, böyle bir þey var. Dolayýsýyla bir yerde öncülüðe ihtiyaçlar oluyor." diye konuþtu.
Fidan, UAD'deki davaya müdahil olma kararýný açýklamadan önce üzerinde çalýþtýklarýný ve zamanlamasýný konuþtuklarýný aktararak, öncesinde Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý (ÝÝT) ve Arap Birliði'nin oluþturduðu Temas Grubu ile Batýlý ülkeler arasýnda Riyad'da toplantýlar düzenlendiðini anýmsattý.
Toplantýlardaki gözlemleri sonucunda bu konuda olumlu düþündüklerini ancak çekimser kaldýklarýný anladýðýný kaydeden Fidan, öncülük olduðu zaman arkadan diðerlerinin de geleceðini düþündüklerini söyledi.
Fidan, Türkiye'nin baþvurmasýnýn nasýl etki edeceðinin önemli olduðuna dikkati çekerek, müracaatlarýndan hemen sonra Libya ve birkaç gün sonra da bu konuda aslýnda en fazla riski taþýyan Mýsýr'ýn açýklama yaptýðýný anýmsattý.
- "Türkiye iki devletli çözümü öne çýkardý"
Diðer ülkelerin de bu yönde adým attýðýna iþaret eden Fidan, "Türkiye'nin çabalarýnýn neticesinde, biz iki devletli çözümü çok fazla öne çýkardýðýmýz için en baþtan itibaren, artýk bu sorunun çözümünün bir standart kalýbý haline geldi." dedi.
Geçmiþte temel önceliðin her zaman ateþkes olduðunu ancak bu kez ateþkesin tek baþýna problem olmadýðýný ve iki devletli çözüm olmadýðý zaman her zaman baþa dönüleceðinin anlaþýldýðýný kaydeden Fidan, "Batý'nýn bütün gücüyle inþa ettiði ve son 70-80 yýlýný verdiði bir meseleyi biz aslýnda Ýslam dünyasý olarak bir kýsmý daha yeni yeni devletleþme sürecini tamamlamýþ Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý ülkeleri, Latin Amerika ülkeleri gibi ülkeler dünyaya yeni yeni kafasýný kaldýrýyor. Türkiye, çok kadim bir ülke. Türk strateji kültürü yüzyýllardýr meydanda olan bir kültür. Ama etrafýnýzdaki müttefikleriniz gerçekten bu konuda biraz daha yeni yeni baþ veren ülkeler. Dolayýsýyla burada bir öncülük yapmamýz, bir koordinasyon halinde olmamýz gerekiyor. Bunu da büyük bir hassasiyetle ve farkýndalýkla yürütmeye çalýþýyoruz." diye konuþtu.
Fidan, UAD'deki davanýn olasý sonuçlarýna iliþkin, þu deðerlendirmede bulundu:
"Bu tekrar Güvenlik Konseyine taþýnacak olan bir karar olacak. Onun oylamasýyla yaptýrýmlarýn ve zorlayýcý tedbirlerin alýnmasý gündeme gelecek, eðer bir karar alýnýrsa. Þu aþamada Amerika'nýn pozisyonuna baktýðýmýz zaman, Ýngiltere ya da Fransa'ya baktýðýmýz zaman, bir þeyin hayata geçmesi güç gözüküyor. Ama bunun üreteceði maliyet, çok büyük bir maliyet olacak. Yani bu sistem 1946'da 55 devletle kurulan bir sistem deðil artýk. 193 üyeli büyük bir sistem ve bu 193 üye artýk giderek farkýndalýðýný, gücünü, etkisini artýran ulus devlet aktörlerinden oluþan bir uluslararasý sistem içerisindeyiz. Uluslararasý sistem zaten karmaþýk, zaten yönetilmesi zor. Tekrar çok kutuplu bir savaþ ve rekabet durumuna dönmek üzereyiz. Amerika ve Batý için bu hesaplamalar çok güçlü stratejik sonuçlar getirecek."
HAMAS ÝLE ÝSRAÝL ARASINDAKÝ ATEÞKES GÖRÜÞMELERÝ
Kahire'de Hamas ile Ýsrail arasýndaki ateþkes görüþmelerine iliþkin Fidan, taraflarýn en baþta uzlaþmama alanlarýnýn çok daha geniþ olduðunu belirterek, Katar ve Mýsýr'ýn çok yoðun çalýþtýðýný ve Amerikalýlarýn da bu konuda çaba gösterdiðini dile getirdi.
Fidan, Türkiye'nin de geriden gerekli çabalarý gösterdiðini kaydederek, "(Türkiye) Hamas'la sürekli bir iletiþim halinde. Katar'ý dinliyoruz, Mýsýr'ý dinliyoruz, Amerikalýlarý dinliyoruz, verileri alýyoruz, kendimiz alandan gelen konulara bakýyoruz, deðerlendiriyoruz. Ateþkesi, barýþý, mümkün kýlacak gerçekçi senaryolar nelerdir, onlarý hep büyük bir profesyonellikle takip ediyoruz." dedi.
Ýlk baþta taraflarýn arasýndaki ayrýmýn büyük olduðuna iþaret eden Fidan, "Ýsrail'in burada takýldýðý büyük alan, kalýcý bir barýþ konusunda bir taahhütte bulunmama isteði. Hamas'ýn da istediði, ben rehineleri vermeyi kabul edeceðim, diðer konularda da tamam diyorum ama karþýsýnda da bir ateþkes beklentim var. Burada bir taahhüt bekliyorum. Bunun olmadýðý bir yerde ben buna niye gireyim?" ifadelerini kullandý.
Fidan, gelinen noktada buna geçici bir formül bulunduðunu ve Hamas'ýn da kabul ettiðini ancak son anda Ýsrail'in bunu kabul etmekten vazgeçtiðini anýmsatarak, þu deðerlendirmede bulundu:
"Ýsrail bu müzakereleri ve görüþmeleri devam ettiriyordu. Çünkü bunu hep Hamas'ýn reddedeceðini düþünüyordu. Hep onun üzerine bir þey yapýyordu. Görüþmeleri devam ettirirken en acýmasýz askeri operasyonlarý devam ettiriyordu. Aslýnda bu zaten askeri operasyon senaryolarýnýn aþina olduðu bir hareket tarzýdýr. Alanda operasyonunuzu sürdürürken, propaganda faaliyetinizi de sürdürürsünüz. Diplomatik olarak da bir þey yapýyor gözükürsünüz, uluslararasý baskýyý azaltmak için. Bu uluslararasý baskýyý azaltmak için, Amerikalýlara ve Avrupalýlara bir mesaj vermek için. Çünkü onlar da kendi halklarýndan muazzam bir baský altýndalar, ortaya konmuþ bir hareket tarzýydý. Varsayým da her zaman için, Hamas'ýn zaten bunu reddedeceðine dairdi. Hamas bunu bir þekilde kabul edince açýða çýktý, aslýnda istemiyor."
Fidan, bugün ABD'li mevkidaþý Antony Blinken, arabuluculuk yapan Katar Baþbakaný ve Dýþiþleri Bakaný Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Hamas Hareketi Siyasi Büro Baþkaný Ýsmail Heniyye ile telefonda görüþtüðünü anlatarak, ateþkes konusunda ne aþamada olunduðunun görülmesi gerektiðini ifade etti.
Ateþkese iliþkin Fidan, þu deðerlendirmede bulundu:
"Þu anda aslýnda geçen hafta neredeysek oradayýz, týkanmýþlýk durumundayýz. Yeni bir formül halihazýrda yok ama taraflar eminim bir þey bulma arayýþýndalar. Özellikle Amerika bu konuda biraz daha bir þey yapmak durumunda. Çünkü Ýsrail'i zorlamak durumunda. Eðer Ýsrail Refah'a müdahalede bulunursa, bunun üreteceði uluslararasý tepki, biraz tahmin etmesi güç riskleri de beraberinde getirecek. Amerika zaten seçimlere giderken, kendi kamuoyunun belli bir kýsmý diyelim, özellikle demokratlarýn tabanýndan büyük bir tepki geliyor (ABD Baþkaný Joe) Biden'a. Sen aslýnda sosyal demokratsýn ama þahin politikalarla hareket ediyorsun. Hiçbir kuralý, hakikati ve normu tanýmayan bir ülkeyi kayýtsýz þartsýz destekliyorsun. Ya sen sahici deðilsin ideolojide ya bizle bir problemin var. Bu, tabi Amerikan politikacýlarýnýn çok dikkat ettiði bir konu. Özellikle demokratlarýn. Büyük maliyet üretmeye aday bir konu."
Bakan Fidan, Türkiye-Irak iliþkilerinin fevkalade önemli olduðunu belirterek, "Biliyorsunuz Irak son 20 yýldýr çok sancýlý bir süreç geçirdi. Ýþgal, iç savaþ, terörle mücadele, siyasal istikrarsýzlýk birçok konuyu aslýnda beraberinde getirdi. Bu süre zarfýnda bizim bir numaralý milli güvenlik problemimiz olan ülkemize kasteden terör örgütünün de iþine gelen bir atmosfer oluþtu orada ve buradan istifade etti terör örgütü." ifadelerini kullandý.
En büyük problemin Irak'ta bu konuda karþýlýklý bir muhataplýk iliþkisi içerisinde konuyu çözmeye yönelik bir partnerin olmayýþý olduðunu vurgulayan Fidan, "Dolayýsýyla iþbirliði konusundaki bu eksikliði biz kendimiz kendi göbeðimizi keserek hep götürdük. Operasyonlar süreklilik arz etmeye baþladý. Özellikle bizim 2016'dan sonra geliþtirdiðimiz konseptle, yani savaþý baþladýðý yere götürme meselesi, sýnýrlarýmýzýn ötesine taþýdýk. Bizim hiçbir ülkenin topraðýnda gözümüz yok. Hiçbir ülkeye biz kendi kendimize saldýrmýyoruz. Hiçbir ülkeye de yönelik kendi içimizde terör örgütü, silahlý bir grup beslemiyoruz. Biz kendi ülkemize, kendi topraðýmýza çok þükür yüzde yüz sahibiz. Egemenliðimizi sonuna kadar uyguluyoruz." diye konuþtu.
Fidan, terör örgütü PKK'nýn Türkiye sýnýrlarý içinde hiçbir yeri kontrol edemediðine, ancak Irak'ta, Suriye'de birçok yeri iþgal ettiðine dikkati çekerek, þöyle devam etti:
"Bu hep iç karýþýklýktan, bölgesel problemlerden kaynaklanan bir realite. Dýþ politika hedefleri koyarken, onlarý sýnýflandýrýrken bizim en büyük önceliðimiz bölgemizde gerçekten bir istikrarýn ve barýþýn hakim olmasýyla ilgili bir konuydu. Irakla terörle mücadelede son zamanlarda bizim geliþtirdiðimiz gerek istihbarat paylaþýmý olarak gerek fiili olarak bir mesafe katetme söz konusu. Özellikle son yýllarda Sayýn Sudani (Irak Baþbakaný Muhammed Þiya es-Sudani) iþ baþýna geldikten sonra kendisiyle de konuþtuk. Kendisinin Irak'ýn kalkýnmasýna iliþkin ciddi bir vizyonu var."
Irak'ýn petrol ve para gibi çeþitli kaynaklarý olmasýna raðmen temel enerji sorunu, su sorunu, saðlýk sorunu ve altyapý sorunlarýný çözememesini Sudani'nin de fark ettiðini vurgulayan Fidan, þu ifadeleri kullandý:
"Bunlarý halletmesi lazým. Silahlý gruplarýn, örgütlerin cirit attýðý bir ülkede bunun olmasý mümkün deðil. Bunu kendisi de görüyor. Biz de bütün iyi niyetimizle bunu kendisine anlattýk. Biz Türkiye olarak bize tehdit olan bir terör örgütü ile siz bizimle beraber olursanýz beraber mücadele edelim. Yok siz kendiniz yok etmek istiyorsanýz buyurun yok edin. Ýkisi de olmayacaksa biz her halükarda zaten savaþacaðýz bu örgütle. Ýdeal olan sizinle bizim bir anlayýþ birliði geliþtirip bu virüsü, mikrobu ortadan kaldýrmamýz. Çünkü Irak'ýn geliþmesini de engelliyor. Bölgeyi bir çatýþma bölgesi gibi uluslararasý camiaya aktarma ve imaj uyandýrma gibi bir fonksiyon icra ediyor. Bu buraya ne finans getirir, ne yatýrýmcý getirir, ne buradaki doðal gaz rezervlerini iþletebilirsiniz, ne buradan transit yollar geçirebilirsiniz. Hiçbiri olmaz."
TÜRKÝYE ÝLE IRAK ARASINDA KALKINMA YOLU PROJESÝ
Fidan, Türkiye ile Irak arasýnda Kalkýnma Yolu Projesi'ne de deðinerek, söz konusu projeye Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn çok önem verdiðini belirtti.
Proje aracýlýðýyla Irak'ýn pozitif gündemle anýlmasýný istediðini vurgulayan Fidan, "Burada þu anda ilk baþta bizim Erbil yönetimiyle geliþtirdiðimiz terörle mücadele anlayýþýný þu anda Baðdat'la da geliþtiriyoruz. Onlar biliyorsunuz Milli Güvenlik Kurulu kararýyla PKK'yý yasaklý örgüt ilan ettiler. Bu fevkalade önemli bir adým. Bizim için önemli olan örgüte yönelik hangi adýmý atýyor, istihbarat paylaþýyor mu, operasyon yapýyor mu, örgütü birtakým imkanlarý sahip olmaktan menediyor mu bizim için önemli olan o." dedi.
Almanya'nýn PKK'yý terör örgütü olarak tanýmladýðýný ve kendi istihbarat servisine göre, ülkede 14 bin üye ve sempatizanýn faaliyet gösterdiðini belirten Fidan, önemli olanýn örgüte destek verilmemesi ve mücadeleye geçilmesi olduðunu vurguladý.
Fidan, Irak'ýn kendi içinde Baðdat, Erbil, Süleymaniye þeklinde ayrýldýðýna dikkati çekerek þunlarý söyledi:
"Bu alanlarýn hepsiyle ayrý ayrý yürüttüðümüz temas, diyalog, bir al-ver iliþkisi var. Ve bunu da dediðim gibi artýk taþýmak istediðimiz Cumhurbaþkanýmýz da onu vurguladý kendisi. Türkiye büyük bir ülke. 1 trilyon dolarlýk ekonomisi var, bu kadar büyük nüfus var. Birçok ülkenin yapmadýðýný yapmýþ, son 20 yýlda altyapý sorununu bitirmiþ Türkiye. Yollarý, okullarý, hastaneleri, hava limanlarý her þey bitmiþ. Bundan istifade edin. Artýk bu kadar kan, gözyaþý, savaþýn durmasý lazým. Bunun için de bizim planlý ekonomik projelere, planlý kalkýnma projelerine, planlý yatýrým projelerine gitmemiz lazým. Coðrafyanýn kaynaklarý buna müsait. Ýnsanlar da bunu istiyorlar. Bizim hem askeri hem istihbari gücümüz var, olacak tehditleri de yok etmeye müsait. Bunu yaparken de biz ne komþularýmýz tarafýndan yanlýþ anlaþýlmak istiyoruz ne de onlarla çatýþma içerisinde olmak istiyoruz."
Irak'la þu ana kadar geliþtirilen anlayýþ birliðinin iyi olduðunu belirten Fidan, "Baðdat da bundan memnun. Biz, dediðim gibi oradaki hükümetin kalkýnmaya iliþkin, halkýna hizmet götürmeye iliþkin bütün politikalarýnýn arkasýndayýz. Onun için Cumhurbaþkanýmýz da söyledi yani iki ülke de imzalasa bu anlaþmayý biz anlaþacaðýz. Ama dört ülke þu anda imzaladý. Büyük bir katýlým oldu. Ýnþallah Kalkýnma Yolu Projesi ciddi bir baþarý olacak bizim için." dedi.
Fidan, Irak-Suriye sýnýrýnýn güvenliðine iliþkin konunun 4-4 buçuk yýl önce gündeme getirildiðini belirterek, "Çok yoðun istihbari takiple verisini tuttuðumuz ve uyarýlarýný yaptýðýmýz bir konuydu. Biliyorsunuz þu anda sorunlu sýnýrlý alanýn bir kýsmý Kürt bölgesinde kalýyor, bir kýsmý federal hükümetin bölgesinde kalýyor. Güneyden belli bir noktaya kadar Amerikalýlarýn olduðu dönemde DEAÞ'ýn hakim olduðu yerlerden, yani þimdi o kadar büyük seçicilik var ki, Amerikalýlar varken DEAÞ'ýn gidip geldiði yerleri sýnýrý güçlendirmiþler. Daha sonra PKK'nýn kullandýðý bölgeler boþ kalmýþ. Biz bunu sürekli gözetleme faaliyetleriyle görünce, þimdi o dönemki Iraklý arkadaþlara da söyledik, burada artýk güçlendirmeye gidilmesi gerekiyor." diye konuþtu.
Sýnýrýn güçlendirilmeye baþlandýðýný vurgulayan Fidan, bölgede atýlmasý gereken en önemli adýmýn Sincar bölgesinin tamamen PKK'dan temizlenmesi olduðuna dikkati çekti.
Fidan, Türkiye tarafýnýn bölgede istihbari ve gözetleme faaliyetlerine devam ettiðini ve görülen açýlarýn Irak tarafýna bildirildiðini belirterek, "Tabii bize denk gelirse biz de operasyonel þeylere, kinetik uygulamalara giriyoruz." dedi.
Süleymaniye tarafýyla açýk konuþulduðunun altýný çizen Fidan, sözlerini þöyle sürdürdü:
"Kamuoyuna yansýmayan görüþmeler oluyor. Çünkü daha önce de söylemiþtim, Süleymaniye kadim bir þehir. Süleymaniye, Musul, Kerkük, Erbil, Zaho... Yani buralar Osmanlý döneminden beri bizim coðrafi ve kültürel devamlýlýðýmýzýn, biz onlarýn bir parçasýyýz, onlar bizim bir parçamýz. Osmanlý Ýmparatorluðu'na çok fazla devlet adamý, mutasavvýf, alim yetiþtirmiþ de bir yer Süleymaniye. Gerçekten mübarek bir yer. Yani PKK gibi bir virüsün etki ettiði, kontrol altýna alabildiði bir yere dönüþmesi de maalesef acý bir þey."
Fidan, Türkiye'nin görüþmelerinde net olduðunu vurgulayarak, þunlarý söyledi:
"Biz kimseye oyun ve tuzak kurmuyoruz. Diyoruz ki bu adamlar kötü. Sizin bunlarla iþbirliðine ihtiyacýnýz yok. Biz sizinle iyi olmak istiyoruz, kötü olmak istemiyoruz. Bunlara olan desteðinizden vazgeçin. Yani savaþ iþini biz yaparýz, problem deðil. Ama siz bunlarla aranýza mesafe koyun. Þehrinize gelmesine izin vermeyin. Havalimanýný kullanmasýna izin vermeyin. Þehrinizde bulunan hastanelerden bu adamlarýn istifade etmesine izin vermeyin. Yoksa bizim cerrahi operasyonlarýmýz devam edecek. Süleymaniye'nin göbeðinde de operasyon yapýyoruz, kýrsalýnda da operasyon yapýyoruz. Sivil halka zarar vermeden. Bu bizim geliþtirdiðimiz bir yetenek. Bu hep devam edecek. Ama þunu yapmak istemiyoruz. Sizi PKK'yla hareket ederken gördüðümüz zaman size de bir þey yapmak zorundayýz biz. Çünkü bu örgüt, siz de biliyorsunuz, bize kastetmek için kurulmuþ olan bir örgüt. Bizim bunun varlýðýna izin vermemiz mümkün deðil. Ona yardým edenle de bir þey yokmuþ gibi davranmamýz mümkün deðil. Þu anda anladýklarýný düþünüyorum, tedbirlerimiz devam ediyor. Ama inþallah anlarlar."
"YAPAY ZEKA ÝNSAN HAYATINI KOLAYLAÞTIRIRKEN AYNI ZAMANDA ZÝHNÝNÝ DEÐÝÞTÝRMESÝYLE TEHLÝKE DE ARZ EDÝYOR"
Fidan, yapay zeka konusunu keyifle takip ettiðini belirterek, yapay zekanýn sadece diplomasi alanýnda deðil hayatýn her alanýnda ciddi etkilere sahip olduðunun ifade etti.
Ýlgili platformlarda yapay zekanýn bir oyun deðiþtirici olduðunun ve Türkiye'nin bu konuda geri kalmasýnýn tarihi bir fýrsatý kaçýrma olacaðýnýn gündeme getirildiðini vurgulayan Fidan, birçok meslek grubunun yapay zeka nedeniyle iþini kaybetmesinin gündemde olduðunu belirtti.
Fidan, yapay zeka geliþmelerinin halka açýk olmayan bir tarafýnýn da olduðunu söyleyerek, "Birkaç tanesini görme imkaným oldu. Þimdi orada artýk muhasebe iþlemleri, mimari, dizayn ve tasarým iþlemleri, statik hesaplarý, mühendislik hesaplarý, aerodinamikle ilgili denklemler birçok konu aslýnda kendiliðinden çözülüyor yapay zeka konusuyla. Burada dediðim gibi bunlar ticarileþtiði zaman gerek parayla gerek hizmet yoluyla toplumsal hayata girdikleri zaman, çeþitli iþ disiplinlerinde artýk insanýn yerine makinenin, yapay zekanýn geldiðini veya baþka bir boyuta hizmetin evrileceðini öngörmek gerekiyor." dedi.
Yapay zeka çalýþmalarý konusunda hazýrlýk yapýlmasý gerektiðini ve bu konuda Sanayi ve Teknoloji Bakaný Mehmet Fatih Kacýr'la görüþtüðünü belirten Fidan, "Yoðun bir çalýþma için de olmamýz gerekiyor, özellikle yapay zeka ve kuantum teknolojileri konusunda. Bunun ikisinin birleþtiði yerde tarih artýk geri döndürülemez bir þekilde deðiþiyor." diye konuþtu.
Fidan, yapay zekanýn insan hayatýný kolaylaþtýrýrken ayný zamanda düþünsel yazýlýmýný ve zihnini deðiþtirmesiyle tehlike de arz ettiðini vurgulayarak, þunlarý kaydetti:
"Ben þunu düþünüyorum, ulus devletler çaðýnda yýllardýr asker istihbarat, dýþ politika gibi milli güvenlik konularýnda çalýþýnca þunu görüyorsunuz, devletler kendi güçlerini ve rekabet alanlarýný maksimize etmek için ellerinden gelen her þeyi yaparlar. Bu onlarýn halklarýna karþý bir sorumluluðu. Onun için de biliyorsunuz geçmiþte nükleer silahý elde etti devletler, þimdi süpersonik füzeleri elde ediyorlar, uzay silahlandýrýlýyor. Yapay zekanýn da ayný þekilde kullanýlmayacaðýný öngörmek biraz saftiriklik olur. Þu anda zaten yapay zeka uygulamalarý askeri alanda büyük ölçüde kullanýlmaya baþlandý. Askeri alandan da önce yapay zeka istihbari alanda çok fazla þey yapacak."
Yapay zekanýn özellikle istihbarat alanýnda analiz konusunda oyun deðiþtirici olacaðýný vurgulayan Fidan, yapay zeka kullanýmýyla, yüzlerce insanýn çok uzun bir sürede yapacaðý iþi tek baþýna çok kýsa sürede yapabiliyor olmasýna dikkati çekti.
Fidan, yapay zekanýn sanatsal konularda sahte uygulamalara da neden olabileceðine dikkati çekerek, þöyle konuþtu:
"Ýnsan zihnini ve özellikle yazýlý basýný yönlendirmede çok fazla içerik üretileceðini düþünüyorum. Çok hazýrlýklý olmak lazým. Yani çok istifade etmek lazým. Teknolojiyi kucaklamamýz lazým. Onun için hazýrlýklarýmýzý yapmamýz lazým. Müfredatýmýza sokmamýz lazým. Devlet altyapýsýna, ticaret altyapýsýna hemen almamýz lazým. Yani bu teknolojiyi kaçýramayýz. Ama diðer taraftan da bunun getireceði riskleri iyi yönetecek bir þeyimizin olmasý lazým."