Ziyarette bir bayan işçi Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi. "Biz sizi çok severdik. Başkan olmadan önceden de. Çok da etkin bir siyaset yapardınız. Ama şimdi yüzde 50'nin üzerinde bir çoğunluk AK Parti'li. Bizi azınlık ilan ettiler. Belki ben CHP'li değilim ama sizin o aktif siyasetiniz sanki bu sıralar biraz pasife düştü. Ve çoğunluğun görüşü bu şekilde. Size sevgi biraz düştü. Bunun nedeni BDP'ye biraz yakın duruşunuzdan olabilir. Çünkü genel kanı böyle. Biz azınlık olarak kaldık. Yani yüzde 50 bir taraf, diğer partiler bir taraf. " diyen bayan işçi, Kılıçdaroğlu'na, buna bir çözüm bulacak mısınız?" diye sordu. Kılıçdaroğlu ise şu karşılığı verdi:
"Biz hiçbir partiye ne çok yakınız, ne çok uzağız. Bizim politikalarımızı destekleyen parti olursa memnun oluruz. Karşı çıkan parti olursa demokratik yollarla mücadele ederiz. Dolayısıyla BDP'ye, AKP'ye ya da MHP'ye yakın diye bir tanımı kabul etmiyorum. Doğuda kaçak elektrik kullanılıyor. Doğrudur. İktidar önleyemiyor. Vergilerinizin kaçak elektriğe gittiğini söylüyorsanız bunu siyasi iktidara sormanız lazım. 'İşsizlik sigortası fonu GAP bölgesine aktarıldı' diyorsunuz, keşke aktarılsa. Başka yerlere aktarıldı. Ankara'da bir Türk-İş var, keşke onlar da sizin kadar itiraz etse. Kim itiraz ediyor, sadece CHP olarak biz itiraz ediyoruz. Yeteri kadar muhalefet ediyor muyuz. Parlamentoya bir yasa geliyor, biz iç tüzüğün bize verdiği süre kadar konuşabiliyoruz. O işi iyi bilen bir arkadaşımız 20 dakika konuşuyor. Oylamaya geliyor. Parlamentonun yarısından fazlası iktidarın elindeyse 'evet' dedikleri an iş zaten bitiyor. Meclis televizyonunun saat 19.00'dan sonra kestiler, vatandaş görmesin diye. En önemli konuları da bu saatten sonra getiriyorlar. Bir bakan hakkında gensoru veriyoruz 'yolsuzluk var' diye. Ama 19.00'dan sonra görüşülüyor, vatandaş göremiyor. Dolayısıyla CHP muhalefet yapmıyor oluyor."