Kritik görüşme öncesi Başkan Erdoğan'dan F-35 ve S-400 çıkışı
ABONE OL

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere Brüksel'e hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde basın toplantısı düzenledi.

Yarın düzenlenecek olan NATO Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere birazdan Brüksel'e hareket edeceğini hatırlatan Erdoğan, "İttifakın önümüzdeki 10 yıllık yol haritasını belirleyecek NATO 2030 sürecine ilişkin kararların alınacağı önemli bir zirveye iştirak edeceğiz. Müttefiklerimizle birlikte ittifaka verdiğimiz önemin altını bir kez daha çizeceğiz." dedi.

NATO'nun farklılaşan tehditler karşısında kendisini güncellerken yeni şartlara da uyum sağladığını belirten Erdoğan, "Bu süreçte güvenliğin bölünmezliği, dayanışma ve beraberlik başta olmak üzere ittifakın temelinde yer alan karar alma mekanizmalarından ve ilkelerden taviz verilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Zirvede de inşallah bu hususları vurgulayacağız. " diye konuştu.

- "Bu alçaklardan döktükleri her damla kanın hesabını soracağız"

Bugün küresel istikrarı riske atan krizlerin çoğunun Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgede yaşandığını aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye olarak DEAŞ'tan PKK, YPG'sine, FETÖ'den DHKP/C'sine kadar aynı anda birçok terör örgütüyle mücadele yürütüyoruz. Bu mücadeleyi de sadece sınırlarımız içinde değil Suriye'den Irak'a kadar geniş bir alanda veriyoruz.

Dün Afrin'deki Şifa Hastanesi'ne yapılan terör saldırısı, PKK-YPG'nin nasıl kalleş ve vahşi bir örgüt olduğunu göstermiştir. Aralarında bebeklerin, doktorların, hastaların da olduğu 14 sivil saldırıda şehit olmuş, 32 kardeşimiz de yararlanmıştır. Buradan bir kez daha saldırıda hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Ülkemizde masumları, Suriye'de sivilleri, Irak'ta Kürt kardeşlerimizi katleden bu alçaklardan döktükleri her damla kanın hesabını soracağız."

- "Biz kendi sınırlarımızı korurken, NATO'nun sınırlarını da koruyoruz"

Türkiye olarak sadece terörle mücadele etmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin aynı zamanda doğu-batı yönünde yoğun bir düzensiz göç baskısına da maruz kaldığını aktardı.

Türkiye'nin sınırlarının, NATO'nun da sınırlarını oluşturduğunu ifade eden Erdoğan, "Biz kendi sınırlarımızı korurken, NATO'nun sınırlarını da koruyoruz. Farklı cephelerden verdiğimiz mücadelelerde haklı olarak ittifak ruhuna uygun şekilde hareket edilmesini bekliyoruz. Zirve sırasındaki müttefiklerimize başta terörizm olmak üzere ülkemize yönelik tehditler karşısında dayanışma göstermelerini beklediğimizi de ifade edeceğiz. 1952'den bu yana ihtiyaç duyulan her dönemde ittifaka sağladığımız katkılar, Türkiye'nin NATO'daki yeri ve önemi konusunda birer mihenk taşıdır. Günümüzde de NATO'nun yüzleştiği sınamalar karşısında güvenilir bir müttefik olarak kritik sorumluluklar üstlendik, üstleniyoruz. 2030'a giden süreçte Türkiye'nin ittifak içindeki rolünün daha da önem kazanacağına inanıyoruz."

Zirve marjında, bazı müttefik ülke, devlet ve hükümet başkanları ile de görüşmeler yapacaklarını aktaran Erdoğan, bu görüşmelerde hem gündemdeki ikili meseleleri hem de NATO bünyesindeki iş birliğini değerlendireceklerini söyledi.

- "Türkiye- Azerbaycan kardeşliği, bölgemizin barış, refah ve istikrarının teminatıdır"

NATO Zirvesi sonrasında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile davetine icabetle Azerbaycan'a resmi bir ziyaret gerçekleştireceğini ifade eden Erdoğan, "Türkiye- Azerbaycan kardeşliği, bölgemizin barış, refah ve istikrarının teminatıdır. Bu süreç içinde özellikle de Azerbaycan Karabağ'da tarihi bir zafere imza atarak 30 yıllık işgale malum son vermiştir. Bu zafer aynı zamanda bölgede kalıcı barış ve istikrarın da kapısını aralamıştır. Bu fırsatın iç siyasi hesaplarla heba edilmemesi en büyük temennimizdir. 10 Aralık 2020 tarihinde Bakü'de düzenlenen zafer geçit törenini izlemiş, Azerbaycan'ın haklı gururunu paylaşmıştık. Bu seferki ziyaretimde ise Bakü'nün yanı sıra zaferin kazanıldığı topraklara gideceğiz. Türk dünyası için tarihi değeri olan birçok sanatçı yetiştiren ve Azerbaycan'ın kültür başkenti olarak ilan edilen Şuşa'yı inşallah ziyaret edeceğiz. 16 Haziran çarşamba günü A Milli Futbol Takımımızın, Galler ile oynayacağı maçı da değerli kardeşim Sayın Aliyev ile birlikte izleyeceğiz." dedi.

Erdoğan, yurt dışı ziyaretlerinin ardından yurda dönerek 17 Haziran'da Antalya'da Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Süreci Zirvesi'ne ev sahipliği yapacaklarını bildirdi.

Bölgedeki 13 ülkenin tamamını aynı masa etrafından buluşturan iş birliği sürecinin dönem başkanlığını, geçen temmuz ayından buna yürüttüklerini anımsatan Erdoğan, kuruluşunun 25. yıl dönümünü kutladıkları iş birliği sürecinde 3. kez üstlendikleri dönem başkanlığını bu zirve toplantısıyla Yunanistan'a devredeceklerini söyledi.

18 Haziran Cuma günü ise kendi himayesi altında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ev sahipliğinde düzenlenecek Antalya Diplomasi Forumu'na da katılacağını belirten Erdoğan, "Hükümet yetkilileri ve uluslararası kuruluşların temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kanaat önderini, akademisyeni, medya ve özel sektör mensubunu bir araya getirecek forumun bu ilk toplantısı, salgın döneminde fiziki katılımla gerçekleştirilen en büyük uluslararası etkinliklerden biri olacaktır. 'Yenilikçi diplomasi, yeni dönem, yeni yaklaşımlar' teması altında icra edilecek forum vesilesiyle Antalya'ya gelecek liderlerle görüşmeler gerçekleştireceğiz." diye konuştu.

Erdoğan, Marmara Denizi'nde son dönemde yaşanan müsilaj sorununun ardından balıkçılara yönelik ne gibi tedbirler alınacağı ve toplanan müsilajın tarımda kullanılıp kullanılmayacağına ilişkin soru üzerine şunları söyledi:

"Dün akşam Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'ni yayımladık. Bu genelgeyle birlikte de Marmara Denizi Eylem Koordinasyon Kurulu'nu kurduk. İki gün önce de Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde YÖK'ün organizesiyle üniversitelerimizden tüm hocalarımızla bu konuyla ilgisi olan, bir araya geldik. Biz mesajlarımızı verdik, YÖK Başkanımız mesajlarını verdi, bunun yanında hocalarımızı da dinleme fırsatımız oldu. Bundan sonraki süreçte de birlikte neler yapabiliriz bunları konuştuk. Şu anda 77 noktada 1700 metreküp müsilaj temizlenmiş vaziyette. Yoğun bir çalışma devam ediyor. 7/24 esasına göre bu çalışmalar devam edecek. Şimdi buradan toplanan müsilajın incelemeler neticesindeki durumuna göre, bunlar eğer gübre olmaya müsaitse gübre olarak kullanılabilir ama bunun kararını kim verecek? İşte bu kurulan ekipler, bunların kararını verecek ve ona göre de bunların adımı atılmış olacak. Fakat bütün mesele buradaki bizim oluşturmuş olduğumuz bu kurulun yapacağı hassas çalışmalar neticesinde verilecektir. Biraz zaman alacak ama bu işi inşallah kısa zamanda başaracağız."

- "Temenni ederim ki 24 Nisan'ı unutturacak adımları atmış oluruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin "ABD yönetiminin 1915 olaylarını 'soykırım' olarak tanımalarının Türkiye'ye karşı bir tutum olduğunu kabul edersek, bu zirveyle açıkladığınız hedeflerinize ulaşmanız ne kadar mümkün olabilir?" sorusuna şu karşılığı verdi:

"Amerika ile Amerika'nın liderleriyle yeni tanışan birisi değilim. Yani Bush döneminden itibaren, bu süreç içerisinde gerek Sayın Obama ile olan bir sürecimiz var, yine bu arada işte malum Trump ile olan bir sürecimiz var. Şimdi de Biden ile olan bir süreci yaşıyoruz. Bu süreç içerisinde de hepsiyle kötü günlerimiz oldu diyemem. Genelde çok çok başarılı çalışmalar yaptık. 'Bu başarılı çalışmalar esnasında Amerika gibi bir ülkeden Türkiye'nin beklentileri acaba tam manasıyla karşılığını buldu mu?' derseniz ona da 'Buldu' diyemem. Temenni ederim ki bundan sonraki süreçte bunu bulalım. Çünkü şu anda NATO ülkeleri içerisinde üzerine düşen görevleri yerine tam manasıyla getiren ülkelerden bir tanesi, ilk beşin içerisinde olmak suretiyle Türkiye'dir. Bu tabii önemli bir durum. Bunu kendileri de takdir ediyorlar, kabul ediyorlar. Şu anda da benim Sayın Biden ile geçmişe yönelik görüşmelerimde ilk defa bir araya gelmeyeceğiz. Geçmişte kendileriyle gerek evimde ziyaret etmek suretiyle gerek Amerika'da bulunduğumuz yerde bir araya gelmek suretiyle birçok görüşmelerimiz oldu. Yani kendisi Obama'nın yardımcısı olduğu dönemde de yine sık sık görüştüğümüz bir dostumuz. Şu anda da temenni ederim ki bu görüşmelerimizi aynı hassasiyet içerisinde yaparak 24 Nisan'ı unutturacak adımları da atmış oluruz. NATO ile ilgili de aynı kararlılık içerisinde oluruz. NATO'da da biz yapılan ödemeleri de yerine getiren ülkelerden, müstesnalardan bir tanesiyiz."