Kriz içindeki AB mazeretlerle üyeliği geciktirmenin peşinde
ABONE OL

AVRUPA Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “Avrupa Birliği’nin bu yıl ki İlerleme Raporu’nu özellikle siyasi kriterlere ilişkin bölümünü büyük bir hayal kırıklığıyla karşıladığımızı belirtmek durumundayım” dedi. AB tarafından yayımlanan ‘2012 Türkiye İlerleme Raporu’nu bakanlığın Ortaköy Ofisi’nde düzenlediği basın toplantısıyla değerlendiren Egemen Bağış, şu mesajları verdi:

Bize karneyi sadece millet verir

İlerleme Raporları bizim için bir karne notlandırma belgesi değildir, hiçbir zaman olmamıştır, olamaz. Hükümetimize, ülkemize, milletimize karne verecek yegane makam milletimizin bizzat kendisidir. Rapor öncesinde gerek şahsım, gerekse çalışma arkadaşlarım komisyon nezdinde raporun birtakım ucuz pazarlıklara kurban edilmemesi için yoğun bir çaba göstermiştir. Ne yazık ki bu çabalarımıza rağmen AB’nin bu yıl ki İlerleme Raporu’nu özellikle siyasi kriterlere ilişkin bölümünü büyük bir hayal kırıklığıyla karşıladığımızı belirtmek durumundayım.

Rumların etkisi altında kalınmış

Anlaşılıyor ki tanımadığımız sözde bir devletin dönem başkanlığına denk gelmesi raporun içeriğinde bizi hayal kırıklığına uğratacak hususların ağırlıkta olmasında etkili olmuştur. Biz yine de her yıl olduğu gibi bu raporun içerisinden makul ve yapıcı eleştirileri dikkate alacağız. İlerleme raporlarını Türkiye’ye tutulmuş ayna olarak gördük. Ancak bu yıl AB’nin kırık aynasının bizim için büyük ölçüde yol gösterici olmaktan uzak bir rapor görüyoruz. Raporda münferit olaylara fazlasıyla yer verildiği ve tehlikeli genellemelere ulaşıldığı özellikle dikkati çekmektedir. Rum dönem başkanlığının AB üzerindeki etkileri AB’nin ne yazık ki bu kez ışığı önümüze değil, gözümüze tutmasına yol açmıştır.

Pozitif gündeme gölge düşebilir

Şu açıkça hissediliyor ki rapor ekonomik ve siyasi kriz içindeki AB’nin çeşitli mazeretlerle Türkiye’nin üyeliğini geciktirme çabalarının bir yansımasıdır. AB, bu karamsar yaklaşımla, 2012 yılında başlatılan Pozitif Gündeme de gölge düşürme riskiyle karşı karşıyadır. AB, cumhuriyetin demokratikleşme ve çağdaşlaşma idealleri açısından yarım asır boyunca Türkiye’ye önemli bir perspektif sağladı. Bu anlayış çerçevesinde Hükümet olarak göreve geldiğimiz günden itibaren bu perspektifi her zaman canlı tuttuk ve kararlı bir reform süreci yürüttük, yürütmeye de devam ediyoruz.

SİVİL DENETİMDE ÇOK YOL ALINDI

Avrupa Birliği Komisyonu, Türkiye hakkındaki İlerleme Raporu’nda, Türkiye’nin ordu-sivil ilişkileri ve yeni anayasa sürecinde son 1 yılda aldığı mesafeyi överken ifade özgürlüğüyle ilgili endişelere yer verdi. Raporda Türkiye’de “güvenlik güçleri üzerinde sivil denetimin daha da sağlamlaştırıldığı ve Genelkurmay’ın siyasi konularda doğrudan ya da dolaylı baskı yapmaktan genellikle kaçındığı” belirtildi. İlerleme Raporu’nda sivil-asker ilişkilerinde yaşanan olumlu gelişmeler arasında, subayların artık milli güvenlik dersleri vermemesi, istihbarat paylaşımına askeri istihbaratın da dahil edilmesi, askeri harcamaların Sayıştay ve TBMM tarafından denetlenmesi adımlarının atılması sayıldı. Raporda, Genelkurmay’ın hala Milli Savunma Bakanı yerine Başbakan’a bağlı olduğu, jandarma üzerinde sivil kontrolün yetersiz kaldığı, yargıda askeri ve sivil ikili yapının sürdüğü ve TSK İç Hizmet Kanunu’nun değiştirilmediği belirtildi. “Kürt sorununun kilit” olduğunun belirtildiği raporda  yeni anayasanın önemine vurgu yapıldı.

TÜRKİYE, AB İÇİN KİLİT ÜLKEDİR

Avrupa Birliği Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle, Türkiye’nin katılım müzakerelerini tıkayan ülkeleri, “AB’nin çıkarlarına zarar vermemeleri” konusunda uyardı. Füle, isim vermeden, tek yanlı olarak bazı fasılların açılmasını engelleyen ülkeleri eleştirdi. Füle, “Dinamik ekonomisi, stratejik konumu ve önemli bölgesel rolüyle Türkiye AB için kilit ülkedir. Müzakerelerin hız kazanması bizim ve Türkiye’nin çıkarınadır. Son yıllarda üye ülkeler arasında yeterli uzlaşma olmaması nedeniyle, kesintiye uğrayan fasıllarda çalışmaların devam etmesi önemlidir” dedi. Füle, pozitif gündeme verdiği güçlü destek nedeniyle Egemen Bağış’a teşekkür ettiğini belirterek, “Sadece kendi bakanlığının değil; enerji, ekonomi ve adalet bakanlıklarının gündemi yaptı. 3’üncü yargı paketi başta olmak olmak üzere ortaya konulan yargı paketleri beni cesaretlendirdi. Fakat nihai çözüm getirecek 4’üncü yargı paketi” diye konuştu.

TASARIM BİENALİNİN AÇILIŞINA KATILDI

Egemen Bağış, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen ‘1. İstanbul Tasarım Bienali’nin Tophane’deki Özel Galata Rum İlköğretim Okulu’nda gerçekleşen açılışına katıldı. Açılışta, bienale destek veren kuruluşlara İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı tarafından plaket verildi. Egemen Bağış, Başbakanlık Tanıtma Fonu Kurulu Sekreteri Süleyman Erdem de İKSV’den plaket alanlar arasında yer aldı.