Türkiye, 42 yýldýr 1982 Anayasasý'yla yönetiliyor. Bu anayasa, 12 Eylül askeri darbesi sonrasý oluþturulmuþ olmasýna raðmen hala yürürlükte yer alýyor. Ondan önce ise 1961 Anayasasý, yine bir askeri darbenin ürünüydü. Bu durum, Türkiye'nin demokrasisinde bir "darbe anayasasý" geleneðinin oluþmasýna yol açtý. Bugün, yeni ve sivil bir anayasa arayýþý, Cumhur Ýttifaký'nýn öncülüðünde yeniden gündeme geldi.
Yeni anayasa çalýþmalarýnýn önündeki en büyük engellerden biri, mevcut anayasanýn deðiþtirilemez olarak belirtilen ilk dört maddesi oldu. Bu maddeler, devletin yapýsýný ve Türkiye'nin üniter yapýsýný koruma amacýný taþýyor. Ancak yeni anayasa arayýþýnda bu maddeler, tartýþmalarýn odaðýna yerleþti.
TBMM Baþkaný Numan Kurtulmuþ'un açýklamalarý da bu tartýþmanýn bir parçasý olarak ele alýnmaya çalýþýldý.
Numan Kurtulmuþ'un anayasanýn diline yönelik teknik eleþtirileri, özellikle "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüðü" ifadesine yönelikti. Kurtulmuþ, bu ifadenin, darbe anayasalarýnýn devleti merkeze alan dilinin bir yansýmasý olduðunu savundu. Ona göre, bu ifade "milletin devleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüðü" þeklinde deðiþtirilmeli... Söz konusu yorum, Kurtulmuþ'un anayasayý içeriðinden ziyade biçimsel olarak eleþtirdiði anlamýna geliyor. Ancak bu açýklamalar, CHP cephesinden yürütülen algý operasyonuyla, ilk dört maddeyi deðiþtirme niyeti taþýyormuþ gibi çarpýtýlmak istendi.
Kurtulmuþ, tartýþmalarýn ardýndan yaptýðý ikinci açýklamasýnda, ilk dört maddenin deðiþtirilemez olduðunu net bir þekilde vurgulayarak açýklamalarýnýn çarpýtýlmak istendiðini belirtti.
AK Parti iktidarlarý, Türkiye'yi daha sivil ve demokratik bir yapýya kavuþturma hedefiyle birçok reform gerçekleþtirdi. Ancak darbe anayasasýndan tamamen kurtulmak ve halkýn ihtiyaçlarýný yansýtan yeni bir anayasa yapmak, Türkiye'nin demokratikleþme sürecinde hala kritik bir adým olarak görülüyor. Cumhur Ýttifaký, bu doðrultuda en büyük gayreti gösteren siyasi ittifak olarak öne çýkýyor. Yeni bir anayasa, sadece bir tercih deðil, demokrasinin darbelerle hesaplaþmasý adýna bir zorunluluk olarak görülüyor.
TBMM Baþkaný Kurtulmuþ'un anayasa dili eleþtirilerine katýlmayan isimlerden biri de Cumhurbaþkaný Baþdanýþmaný Mehmet Uçum oldu. Ona göre, anayasanýn "Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür" hükmü, milleti baskýlamaktan ziyade, baðýmsýz bir devletin egemenlik ve bütünlük unsurlarýný vurgulayan bir düzenlemedir. Uçum, bu ifadeyi savunurken, ayný zamanda üniter yapýnýn altýný daha güçlü çizecek þekilde geliþtirilebileceðini de dile getirdi.
Yeni anayasa süreci, Cumhur Ýttifaký'nýn öncülüðünde ilerliyor olsa da, muhalefetin bu sürece nasýl dahil olacaðý belirsizliðini koruyor. Muhalefetin, zamanýnda savunduðu pozisyonlarýn tersine hareket etme eðiliminde olduðu düþünülürse, sürecin kolay ilerlemeyeceði açýk.