TURGUT ÖZAL SANKİ 19 YIL BOYUNCA BUGÜNLERİ BEKLEMİŞ
ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ölümündeki şüpheler üzerine başlattığı soruşturma kapsamında mezarı açılan Merhum 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vücudunun 3'te birinin, beyni ile karaciğerinin de 3'te birlik bölümlerinin sağlam olduğu ortaya çıktı. 19 yıl sonra açılan mezardan çıkanları değerlendiren uzmanlar, elde edilen deliller ışığında eğer varsa zehirin izine ulaşılabileceğini anlattı.
İlk olarak Bakan Ergin açıkladı
Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in "Adli tıpçılar 'acaba saç teli veya kemik örneklerinden DNA neticesi elde edebilir miyiz?' diye düşünürken düşüncelerin çok ötesinde materyallere ulaştılar. Kabirden adli tıp uzmanlarını da şaşırtacak şekilde veriler elde edildi. Özal'ın naaşının büyük bir kısmı hiç bozulmamış" demişti. STAR, Özal'ın naaşıyla ilgili çarpıcı bilgilere ulaştı. İşte o gerçekler:
NAAŞININ ÜÇTE BİRİ KORUNMUŞ
-Mezar açılınca kemik ve saç kılı bulmayı bekleyen Adli Tıp uzmanları şaşkına döndü. Çünkü kemik ve saç teli bulabilmeyi bekleyen uzmanlar, Özal'ın naaşının tümünün üçte biri kadarıyla karşılaştılar.
-Adli Tıp Kurumu'na getirilen Özal'ın naaşına otopsi yapılırken uzmanların şaşkınlığı arttı. Yapılan ilk incelemede 3'te biri sağlam kalan Özal'ın beyni ve karaciğerinin de 3'te birinin sağlam olduğu görüldü.
-Zehir belirtilerinin en kolay bulunabileceği yer olarak gösterilen Özal'ın beynini 3'te birinin de 'incelemeye elverişli' olduğu görüldü.
-Özal'ın naaşında zehirlenme izi araştırmak için en önemli donelerden birisi olan kemik iliği ve kas dokuları da elde edildi.
-Mezar açılmadan 'acaba bulabilir miyiz' endişesi yaşanılan saç tellerine de ulaşıldı.
-Naaşın gövde kısmında yapılan incelemede, Özal'ın kalp ameliyatı sırasında takılan malzemelere de rastlandı.
ÖZAL’IN NAAŞINA 4 SAAT SÜREN OTOPSİ YAPILDI
ÖZAL'IN mezarından çıkan su ile yattığı yerdeki toprak örnekleri de incelemeye alınırken, Adli Tıp'ta Özal'ın naaşına otopsi dün yapıldı. Otopsi işlemlerine dün sabah saat 07.00'de başlandığı ve 11.00 sularında tamamlandığı öğrenildi. Antropolog, Jeolog, Adli Tıp Uzmanı'nın yanı sıra radyoaktif inceleme yapmak üzere bir nükleer fizikçinin de hazır bulunduğu heyetin naaşın DNA profilini çıkardığı belirtildi. Özal ailesi üyelerinden alınacak kan örneklerinin ardından DNA karşılaştırması yapılacak.
EĞER VARSA ZEHİR İZİNE ULAŞMAK İÇİN YETERLİ
MEZARDAN elde edilen verilen ölümü şüpheli bulunan Özal'ın vücudunda eğer varsa zehir izine ulaşmak için yeterli olduğu ifade edildi. Elde edilen bulgulardan bir zehirlenme izine rastlanabileceği gibi hiçbirşey de bulunmayabileceği ifade edildi. Elde edilen örneklerin tüm incelemeleri yapmak için yeterince elverişli olduğu, delileri 5 kişilik uzman heyetin değerlendireceği belirtildi. Hazırlanacak raporu Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu'nda değerlendirileceği ve sonucun Başsavcılıkça açıklanacağı belirtildi.
O ODANIN ANAHTARI SADECE BAŞKAN’DA VAR
Merhum Özal'ın naşının tutulduğu odanın anahtarın sadece Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce'de olduğu öğrenildi. Sıkı önlem alınan odanın güvenliğini ise 2'şer vardiya halinde görev yapan 2'şer polisin sağladığı kaydedildi. Naaş mezarda bulunan su boşaltıldıktan sonra Cuma günü yapılacak mini bir dini törenin ardından defnedilecek.
DİNEN SAKINCA DA YOK YENİDEN CENAZE NAMAZI KILMAYA İHTİYAÇ DA
İSTANBUL İl Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran, Turgut Özal'ın mezarının açılmasını, İslam dini açısından sakınca görmediklerini dile getirirken, 'Fakat ölü mahremiyetine dikkat etmek gerekir' dedi. Mezarların çok önemli bir neden olmadıkça açılmasının yanlış olacağını belirten Yaran "Burada hukuki bir durum, bir iddia var. Öyle anlaşılıyor ki, yargı makamları da bu iddiayı önemsiyorlar. Bu maksatla mezarların açılması, ilgili yasal mevzuat içinde, öteden beri yapılagelen bir işlemdir. Dini açıdan bunda bir sakınca görmüyoruz" diye konuştu.
Ölünün mahremiyetine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Müftü Yaran, "İnsanın, öldükten sonraki cesedi bile muhteremdir, hürmete layıktır. Ona karşı saygısızlık yapılmaz. Mezarlar mümkün mertebe insanların önünde açılmaz. Bunlara riayet edildiğini anlıyoruz. Mezar açılırken görmesi gereken kişiler, elbette bulunacaktır. Bunlar da mümkün mertebe gördüklerini sağda solda konuşmazlar. Bu bir tür emanettir" dedi. Mezarı açılan kişiler için ikinci bir cenaze törenine ihtiyaç olmadığını kaydeden Yaran, Özal için yeniden cenaze namazı kılmaya gerek olmadığını söyledi.