Mustafa Karaalioğlu, İsmet Berkan, Hatem Ete ve Taha Özhan 'açlık grevi'ni değerlendirdi
ABONE OL
Mustafa Karaalioğlu, Taha Özhan ve Hatem Ete’nin konuyla ilgili görüşlerini açıkladığı programın bu haftaki moderatörlüğünü ise İsmet Berkan üstlendi.

Karaalioğlu: “Buna kayıtsız kalınamaz”

Mustafa Karaalioğlu konuyla ilgili konuşmasında, “Belki ölüm aşamasında devlet müdahale edecektir ama burada işin bir insanı tarafı var. Buna kayıtsız kalınamaz” dedi.

Açlık grevinin insanı boyutuyla ilgili açıklamalar yapan Karaalioğlu, “Bu insanların kullandıkları yöntem saçma görünüyor olsa da, zorla bunu yapmış olsalar bile insani bir durum var ortada. Önce telafi edilmez hasarlar bırakacak bir aşamaya gidiyorlar. Belki ölüm aşamasında devlet müdahale edecektir ama burada işin insanı bir tarafı var. Buna kayıtsız kalınamaz” diye konuştu. BDP’nin çözüm için herhangi bir çabasının olmadığını da ifade eden Karaalioğlu, “BDP nerede?” sorusunu gündeme getirdi.

İsmet Berkan: “Ancak Türkiye’de olur”

İsmet Berkan açlık grevi yapanların taleplerinden biri olan ‘ana dilde savunma hakkı’ ile ilgili eleştirilerde bulundu.

Berkan, “Mesele KCK davası gibi siyasi bir dava olunca, mahkeme diyor ki ‘kardeşim Kürtçe konuşma’. Böyle bir inatlaşma ancak Türkiye’de olur” dedi. “Ha Türkçe konuşmuş, ha Kürtçe konuşmuş” diyerek bunun önünde herhangi bir engel olmaması gerektiğine vurgu yapan İsmet Berkan, mahkemede yalnızca delillerin konuşması gerektiğini ifade etti.

Taha Özhan: “Bu resim çok karışık”

Son bir sene içende 850 civarında PKK’lı, 150 civarında da sivilin öldürüldüğünü belirten Taha Özhan, açlık greviyle ilgili gündeme gelen tartışmalarda resmin bir tarafının görmezden gelindiğini söyledi.

Açlık grevine başvuran 700'e yakın kişiden 630’unun PKK’lı olduğunu ifade eden Taha Özhan, “Bunun içinde Antep’te sivilleri öldüren de var. Güngören’de 20 sivili havaya uçuran da. Yani bu resim çok karışık” dedi.

Açlık grevi yapanların birçoğunun insanların ölümüne sebep olan kişiler olduğunun bir kenara bırakıldığına vurgu yapan Taha Özhan “İşin bir de diğer tarafı var. Yani 850 tane genci ölüme göndermiş olan bir örgüt, buna çok açık destek vermiş olan bir siyasi parti ve bu süreci benzer şekilde hiç eleştirmemiş kalemler. 700’e yakın kişi açlık grevinde, bunların 630’u PKK’lı. Yani bu resim çok karışık. Ama siz bu resmin bir tarafının silip atıp, yıllarca ceza almış insanın açlık grevi üzerinden bu meseleyi değerlendirirseniz hakikaten bir yere gitmenin imkanı yok” diye konuştu.

Hatem Ete: “BDP şiddetten imtina etmiyor”

Açlık grevleri konusunda BDP’nin genel tutumunu eleştiren Hatem Ete, “Hak aramanın bin bir yolu varken Kürt siyaseti en maksimalist şiddeti ve çatışmayı körükleyecek yola başvurmaktan imtina etmiyor” dedi.

İktidar ana dilde eğitim hakkı vermeye kalksa bile bunun şu an için mümkün olmadığını dile getiren Hatem Ete, “İktidarın ana dilde eğitim verme imkanı yok. Çünkü bu bir Meclis çoğunluğunu gerektirir, yasa değişikliğini gerektirir, siyasal konsensusu gerektirir” diye konuştu. BDP’yi eleştiren Hatem Ete, BDP’nin kendi dışındaki aktörlerin görüşleriyle hareket ettiğini söyledi.