1.09.2013 18:42 - Güncelleme:
Soylu: Türkiye'nin tavrı örnek gösterilecek
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, 'Türkiye'nin ortaya koyduğu tavır, yıllar sonra belki de dünyanın sorumluluklarını yeniden kendisine hatırlatabilecek bir tavır olarak örnek gösterilebilecek. Bizim itirazımız, dünyadaki bütün adaletsizliklerin sürmemesi üzerinedir' dedi.
ABONE OL
Soylu, Kırklareli'nin Demirtaş Mahallesi'ndeki bir kahvehanede vatandaşlarla bir araya geldi. Esnaf ziyaretinde de bulunan Soylu, gazetecilere yaptığı açıklamada, Suriye'de ayda 5 bine yakın insanın katledildiğini söyledi.
Türkiye'nin katliamlara duyarsız kalmasının mümkün olmayacağını belirten Soylu, Türkiye'nin özellikle etrafında gelişen bütün meselelerle ilgilenerek tarihe not düştüğünü ifade etti.
Uluslararası toplumların çok büyük bir sınavla karşı karşıya olduğunu aktaran Soylu, "Türkiye'nin ortaya koyduğu tavır, yıllar sonra belki de dünyanın sorumluluklarını yeniden kendisine hatırlatabilecek bir tavır olarak örnek gösterilebilecek. Bizim itirazımız, dünyadaki bütün adaletsizliklerin sürmemesi üzerinedir. Sayın Başbakanımız gerek Suriye gerek Mısır gerekse coğrafyamızdaki diğer meselelerle ilgili, hakkaniyetli ve adaletli bir değerlendirme ile dünyayı çağırmasının temelindeki amaç budur. Bunu ortaya koymaya çalışmaktadır. Türkiye'nin çantasında her zaman adalet olur, her zaman hakkaniyet olur. Bir söz var, 'ağanın keyfi gelene kadar, marabanın canı çıkar' şimdi ne olacak" diye konuştu.
Soylu, yaşananları kabul etmenin mümkün olmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Eğer dünyada, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler kendi sorumluluklarını yerine getiremezlerse, küreselleşmeyle her an ve her noktada adaletsizlikleri bastırabilmek mümkün değildir. Türkiye bunun farkındadır. Kendi medeniyetinin, coğrafyasının, Anadolu zenginliğinin kendisine öğrettiği bir şekilde, değerlerinin, inançlarının, milli hasretlerinin, geleneklerinin kendisine öğrettiği bir şekilde, tüm dünyaya bu çağrıyı yapabilmektedir. 1961 darbesini, 1971 muhtırasını, 1980 darbesini, 28 Şubat'ı yaşadık, Menderes idam edildi. Yıllar sonra ahlanıyoruz ve vahlanıyoruz. 1980 darbesi öncesinde çocuklarımız, sağcı, solcu diye kamplaştırıldı. Şimdi bu çocukların üzerinden, ağıt yakıyoruz. Ne yapacağız; doğruları mezara girdiğimizde mi söyleyeceğiz? 1961 ve 1980 darbesini gören bir Türkiye, Mısır'daki darbeye, batı toplumları gibi kendi çıkarlarını düşünerek 'oh iyi oldu' mu diyecek? Elbetteki burada insaniyet üzerinden bakış ortaya koyan bir Türkiye var."
- "Çıkarına göre hareket eden ahlaksız bir çoğunlukla olmak yerine..."
Süleyman Soylu Türkiye'nin katliamlarla ilgili bütün insanlığa çağrı yaptığına ve yüzünü ağartacak bir duruş ortaya koyduğuna vurgu yaptı.
Soylu, dünyanın artık büyük bir dünya olmadığını bildirerek, dünyanın herkesi birbirine dokunabildiği bir yer haline geldiğini ifade etti.
Umursamazlığın Türk milletinin tarihine, inançlarına ve geleneklerine yakışmayacağını söyleyen Soylu, şunları kaydetti:
"Bizim Suriye'nin iç işiyle hiçbir ilgimiz yok. Ama orada yapılan katliamlardan vicdanen rahatsızız. Biz darbeye 'darbe' diyemeyeceksek, nerede kaldı yüzyıllardır aynı topraklarda demokrasiyi savunma konusunda ortaya koyduğumuz fedakarlık? Bu karalılık, bu irade nerede kaldı? Kendi çıkarına göre hareket eden ahlaksız bir çoğunlukla olmak yerine, bütün dünyada hakkaniyetle beraber toplumların herkes gibi davranması gereken çoğunluğundayız. Emin olmalıyız, Türkiye'nin yaklaşık 11 yıldır bütün sorunlarını başarıyla yürütmüş ve bunları bilen bir Başbakanı var."
- Lübnan'da kaçırılan Türk pilotlar
Bir gazetecinin Lübnan'da kaçırılan Türk pilotlarla ilgili sorusu üzerine Soylu, "Burada bir diplomasi gerçekleştiriliyor. Sayın Başbakanımız konuya çok yakın. Aileler de geçen gün Cumhurbaşkanımızla görüştüler. Dışişleri Bakanlığı, bu konuda iyi bir çalışma ortaya koymaya çalışıyor. Sadece bizim değil, kaçırıldığı ülkenin de temel problemlerinden bir tanesidir bu. Onların orada bir gün daha fazla bulunması içimizi acıtır" dedi.
Soylu, Türkiye'nin bu konuda ağırlığını ortaya koyduğunu dile getirerek, "Suriyeli vatandaşlarımız için nasıl üzülüyorsak, kendi pilotlarımızın da başka bir noktada olmasına tahammül edemiyoruz. Ancak bu konuda tüm diplomatik girişimlerimiz, ailelerle birlikte, onların istekleri doğrultusunda, hem de o ülkenin kendi iç meselesine karışmadan, oradaki meseleyi de iyi yönetimle, bir anlayış ortaya koymaya çalışıyoruz. Yakın bir zamanda sonuca ulaşılabileceğini ümit ediyorum. İnşallah oradaki pilotlarımız, hem Türkiye'ye sağ salim dönecekler, ailelerine hem de onları bekleyen 76 milyon insanla kucaklaşmış olacaktır. Ümidimiz budur. Bu tür hadiseler, dünyanın bütün ülkelerinde olabilmektedir. Ülkeler böyle yöntemlerle karşı karşıya kaldığında sabırlı, kararlı, diplomatik şekilde ve bunlara bir şekilde önlem alabilecek çözümleri üretmelidirler" şeklinde konuştu.
Süleyman Soylu, konuşmasının ardından Üsküp beldesi ile Çukurpınar ve Armağan köylerini ziyaret ederek, vatandaşlarla sohbet etti.
Türkiye'nin katliamlara duyarsız kalmasının mümkün olmayacağını belirten Soylu, Türkiye'nin özellikle etrafında gelişen bütün meselelerle ilgilenerek tarihe not düştüğünü ifade etti.
Uluslararası toplumların çok büyük bir sınavla karşı karşıya olduğunu aktaran Soylu, "Türkiye'nin ortaya koyduğu tavır, yıllar sonra belki de dünyanın sorumluluklarını yeniden kendisine hatırlatabilecek bir tavır olarak örnek gösterilebilecek. Bizim itirazımız, dünyadaki bütün adaletsizliklerin sürmemesi üzerinedir. Sayın Başbakanımız gerek Suriye gerek Mısır gerekse coğrafyamızdaki diğer meselelerle ilgili, hakkaniyetli ve adaletli bir değerlendirme ile dünyayı çağırmasının temelindeki amaç budur. Bunu ortaya koymaya çalışmaktadır. Türkiye'nin çantasında her zaman adalet olur, her zaman hakkaniyet olur. Bir söz var, 'ağanın keyfi gelene kadar, marabanın canı çıkar' şimdi ne olacak" diye konuştu.
Soylu, yaşananları kabul etmenin mümkün olmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Eğer dünyada, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler kendi sorumluluklarını yerine getiremezlerse, küreselleşmeyle her an ve her noktada adaletsizlikleri bastırabilmek mümkün değildir. Türkiye bunun farkındadır. Kendi medeniyetinin, coğrafyasının, Anadolu zenginliğinin kendisine öğrettiği bir şekilde, değerlerinin, inançlarının, milli hasretlerinin, geleneklerinin kendisine öğrettiği bir şekilde, tüm dünyaya bu çağrıyı yapabilmektedir. 1961 darbesini, 1971 muhtırasını, 1980 darbesini, 28 Şubat'ı yaşadık, Menderes idam edildi. Yıllar sonra ahlanıyoruz ve vahlanıyoruz. 1980 darbesi öncesinde çocuklarımız, sağcı, solcu diye kamplaştırıldı. Şimdi bu çocukların üzerinden, ağıt yakıyoruz. Ne yapacağız; doğruları mezara girdiğimizde mi söyleyeceğiz? 1961 ve 1980 darbesini gören bir Türkiye, Mısır'daki darbeye, batı toplumları gibi kendi çıkarlarını düşünerek 'oh iyi oldu' mu diyecek? Elbetteki burada insaniyet üzerinden bakış ortaya koyan bir Türkiye var."
- "Çıkarına göre hareket eden ahlaksız bir çoğunlukla olmak yerine..."
Süleyman Soylu Türkiye'nin katliamlarla ilgili bütün insanlığa çağrı yaptığına ve yüzünü ağartacak bir duruş ortaya koyduğuna vurgu yaptı.
Soylu, dünyanın artık büyük bir dünya olmadığını bildirerek, dünyanın herkesi birbirine dokunabildiği bir yer haline geldiğini ifade etti.
Umursamazlığın Türk milletinin tarihine, inançlarına ve geleneklerine yakışmayacağını söyleyen Soylu, şunları kaydetti:
"Bizim Suriye'nin iç işiyle hiçbir ilgimiz yok. Ama orada yapılan katliamlardan vicdanen rahatsızız. Biz darbeye 'darbe' diyemeyeceksek, nerede kaldı yüzyıllardır aynı topraklarda demokrasiyi savunma konusunda ortaya koyduğumuz fedakarlık? Bu karalılık, bu irade nerede kaldı? Kendi çıkarına göre hareket eden ahlaksız bir çoğunlukla olmak yerine, bütün dünyada hakkaniyetle beraber toplumların herkes gibi davranması gereken çoğunluğundayız. Emin olmalıyız, Türkiye'nin yaklaşık 11 yıldır bütün sorunlarını başarıyla yürütmüş ve bunları bilen bir Başbakanı var."
- Lübnan'da kaçırılan Türk pilotlar
Bir gazetecinin Lübnan'da kaçırılan Türk pilotlarla ilgili sorusu üzerine Soylu, "Burada bir diplomasi gerçekleştiriliyor. Sayın Başbakanımız konuya çok yakın. Aileler de geçen gün Cumhurbaşkanımızla görüştüler. Dışişleri Bakanlığı, bu konuda iyi bir çalışma ortaya koymaya çalışıyor. Sadece bizim değil, kaçırıldığı ülkenin de temel problemlerinden bir tanesidir bu. Onların orada bir gün daha fazla bulunması içimizi acıtır" dedi.
Soylu, Türkiye'nin bu konuda ağırlığını ortaya koyduğunu dile getirerek, "Suriyeli vatandaşlarımız için nasıl üzülüyorsak, kendi pilotlarımızın da başka bir noktada olmasına tahammül edemiyoruz. Ancak bu konuda tüm diplomatik girişimlerimiz, ailelerle birlikte, onların istekleri doğrultusunda, hem de o ülkenin kendi iç meselesine karışmadan, oradaki meseleyi de iyi yönetimle, bir anlayış ortaya koymaya çalışıyoruz. Yakın bir zamanda sonuca ulaşılabileceğini ümit ediyorum. İnşallah oradaki pilotlarımız, hem Türkiye'ye sağ salim dönecekler, ailelerine hem de onları bekleyen 76 milyon insanla kucaklaşmış olacaktır. Ümidimiz budur. Bu tür hadiseler, dünyanın bütün ülkelerinde olabilmektedir. Ülkeler böyle yöntemlerle karşı karşıya kaldığında sabırlı, kararlı, diplomatik şekilde ve bunlara bir şekilde önlem alabilecek çözümleri üretmelidirler" şeklinde konuştu.
Süleyman Soylu, konuşmasının ardından Üsküp beldesi ile Çukurpınar ve Armağan köylerini ziyaret ederek, vatandaşlarla sohbet etti.
