SURİYE MUHALİF VE DEVRİMCİ GÜÇLER KOALİSYONU BAŞKANI MUAZ HATİP STAR’A KONUŞTU
ABD’NİN uzun saredir kendilerine, muhalefet arasında bir birlik sağlanırsa yardım edeceği taahhüdünde bulunduğunu belirten Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu (SMDK) Başkanı Muaz Hatip, “Şimdi muhalefet uzunca bir zamandan sonra nihayet birlik sağladı. Şimdi ABD’nin bize teklif ettikleri yeterli değil ancak umutluyuz ve daha fazlasını bekliyoruz ve umuyoruz” dedi.
Koalisyonun ABD tarafından kurulduğu iddialarına tepki gösteren Hatip STAR’a şu açıklamaları yaptı: “Koalisyon tamamen Suriyeliler tarafından oluşturulmuştur. Bazı dostlarımız yardım etmiş olabilir ama nihayetinde bu Suriye halkının iradesi ve isteğidir. Gerek gösteriler, gerekse de sivil toplum temsilcileri ve farklı askeri grupların desteği Suriye halkının çoğunluğunun bu koalisyonu desteklediğini gösteriyor.”
Koalisyonda her kesim var
“Suriye’deki bütün azınlıklar, gruplar oranlarına bakılmaksızın koalisyonda temsil ediliyor. Elbette her zaman mutlak temsilden ideal olarak bahsedebilirsiniz. Ancak şunu da akılda tutmak gerekir ki Koalisyonun hedefi rejimi sona erdirmektir. Bu koalisyon bir parlamento ya da geleceğin hükümeti değil. Sadece geçiş döneminde rejim düşene kadar görev yapacak. Tüm güçlerle irtibat halindeyiz. Gelecek hafta Kahire’de yapılacak bir toplantıda farklı ofisler oluşturacağız. Bu ofislerin oluşmasından sonra ilişkimiz resmileşecek ve her şey biraz daha yoluna girecek. Dört ayrı ofis oluşturacağız. Tüm bu ofislerle tüm bu konuları masaya yatıracağız. Ardından da çok yoğun bir şekilde çalışacağız. Bu dört eksenden ilki hukuki bir kurul geçiş döneminde adaleti sağlamak için.”
Askeri birimlere tek çatı
“Savaş suçlarını takip etmek, rejimin dondurulan mal varlığını muhalefete aktarmak ve Suriye içindeki muhalefetin çalışmasının hukuki çerçeveye alınması için. İkinci kurul geçici hükümeti oluşturacak. Bunu da Fas’daki Suriye Halkının Dostları toplantısının sonrasına bıraktık. Alacağımız tanınma durumuna göre devam edeceğiz. Üçüncüsü Yüksek Askeri Konsey. YAK, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve diğer tümen ve tugayları tek bir yapı altında oluşturacak bir komuta konseyi. Dördüncüsü de insani yardım için...”
TEK ÇÖZÜM REJİMİN DEVRİLMESİ
“Açık söylemek gerekirse daha önceleri siyasi çözümü öne çıkarak bir çok grubun ya parçası oldum ya da bu tür inisiyatifleri başlattım. Ancak şimdi oluşturduğumuz Koalisyonla birlikte, koalisyondaki insanların kararlarını da gördükten sonra şunu düşünüyorum: Rejimin devrilmesinden başka bir çözüm yok. Beşşar Esad gitmek zorunda. Esadlı bir çözüm nasıl olsun ki? Niye vereceğiz bu şansı ona? Tüm bu zulümlerden sonra ülkesini seven bir insan böyle bir yöneticiyi kabul eder mi? İnsanlar bu ihtimali duymak bile istemiyor.
Biz Suriye’de bir uçağın ya da tankın yok edilmesinden ya da tahrip edilmesinden bile üzüntü duyuyoruz çünkü bunlar hep Suriye Halkı’nın parası ve kanıyla satın alındı. Ancak rejim bizi buna zorladı. Devrim başladığında sivildi. Hala da sivil bir devrimdir.”
Hiç kimseyle gizli anlaşma yok
“Ancak rejim insanları silaha, savaşa, mücadeleye zorladı. Şu ana kadar sadece bir hedef üzerine konuştuk. Katar’da, her tür özel talebi rejimin devrilmesinin ardından gerçekleşecek ilk serbest seçimlerle göreve gelecek olan parlamentoya devretmeye karar verdik. Hedefimiz rejimin devrilmesi. Başka bir şey değil. Yerli ya da uluslararası hiç kimseyle herhangi bir gizli anlaşmamız yok. Son derece açık konuşuyoruz.”
PYD HALKIN DEĞİL REJİMİN YANINDA
PKK (PYD diye sorduğumuz soruya PKK diye cevap verdi) hükümetin parçasıdır. Rejinin parçasıdır. Biz de rejimle savaşıyoruz. Eğer onlar (PYD ya da Cephetün Nusra) da rejimi bırakır da değişip halkın yanına geçerlerse elbette hayır demeyiz. Ancak şimdi onlar halkla değil rejimle beraber olma kararı aldılar. Cephetün Nusra içinse; biz hiçbir grubu karşımıza almama kararı aldık. Bir çok insan kendi evi yurdu için mücadele ediyor. Herkese açığız ve herkesle diyalog kurmaya hazırız. Özgürlük yolunda engel istemiyoruz. Bu nedenle kalbimiz de ofislerimiz de herkese açık. Amacımız herkesi kazanmak. Elbette bize katılmamak onların kendi kararıdır.
LİBYA’DAN FARKLIYIZ ÇÜNKÜ PETROLÜMÜZ YOK
Suriye’nin nasıl bir ülke olacağına Suriyeliler karar verir. Şu anda oldukça zorlu bir rejimle mücadele ediyoruz. Başka ülkelerin düşünceleri Allah’ın ayetleri değil ki değişmez olsun. Bu onların düşüncesi olabilir. Ancak bizim de farklı düşüncelerimiz mevcut. Libya’ya hemen yardım edilmişti ama Suriye’de olmadı. Farkımız petrolümüzün olmaması herhalde. Ayrıca Suriye’nin son derece karmaşık bir ülke olması da etkilidir. Ya da belki hala neyin iyi olacağına karar verememiş olmalarıdır. Nihai karar eğer hükümetler yardım edecekse güzel olur. Ama yardım etmezlerse de Suriye Halkının daha fazla kaybedecek bir şeyi kalmadı. Zaten destek yokken de mücadele etmeye devam ediyor Suriye halkı. Diğer ülkelerin kararı elbette etkiler Suriye halkını ama buna bakılmaksızın mücadele devam edecek.”
İRAN SURİYE’Yİ ARKA BAHÇE OLARAK GÖRÜYOR
İran Suriye’yi kendi arka bahçesi olarak görüyor ve istediğini yapacağını düşünüyor. Ama bu değişti. Halk İran’a baktığında sadece rejimi tutan tek tarafı görüyor. Suriye Halkı neyin lehine olduğuna kendisi karar verecektir. Bir büyük adamın ya da ağabeyin kendilerini yönetmesine izin vermezler. İran’ın korkusu Arap Baharıyla başlamadı. İran içinde farklı fraksiyonlar, farklı eğilimler ve problemler var. Ülkedeki bir çok genç de zaten bundan şikayetçi ve daha özgürlük istiyorlar. Ancak İran bu problemleri çözmek yerine başka ülkelerin işine burnunu sokarak toplumlarındaki sorunlarını unutuyorlar.