TBMM Başkanı Şentop, buradaki konuşmasında, "Milletimiz mazide sayısız kültürü buluşturmuş, her sefer daima medeniyeti yükseltmiş müstesna milletlerdendir." dedi.
Medeniyetimizin temelinde insani, ahlaki ve imani değerlerin olduğunu dile getiren Şentop, "Ecdadımız, Balkanlardaki yönetimi süresince bölgeyi binlerce eserle donatmış, burada muazzam bir kültürel miras bırakmıştır. Balkanlarda bugün halen ayakta duran evlerimiz, camilerimiz, kütüphanelerimiz, köprülerimiz, hamamlarımız, şadırvanlarımız ve diğer seçkin eserlerimiz, önemli bir kısmı tahrip olsa da medeniyetimizin seviyesini gösteren müşahhas eserlerdir, izlerdir." diye konuştu.
Şair Yavuz Bülent Bakiler'in Balkanlardaki Osmanlı mirasını anlatan şiirine atıfta bulunan Şentop, şunları ifade etti:
"Ecdadımızın buralarda en önemli mirası şüphesiz inşa ettiği medeniyet kimliği, buralarda kurmuş olduğu farklı kültürler arasındaki gönül bağıdır. Asırlarca bu toprakları yurt tutan ecdadımız, medeniyet kozasını burada ördü; bu medeniyet Müslümanları hem de diğer Balkan halklarını, gayrimüslimleri etkiledi ve bir Balkan kimliği oluşturdu. Bunu yaparken mevcut kültür, inanç ve onlara bağlı değerleri yıkmaya, yok etmeye kalkışmadı. Bilakis, mevcut olan kültüre hoşgörüyle ve adaletle yaklaştı. Buralardaki inanç, kültür ve medeniyetten istifade etti; kendi kültür ve medeniyet anlayışını bunlarla zenginleştirdi. Balkanlar'da kültürleri bir araya toplayarak medeniyet inşa etti ve esasen Osmanlı bir Balkan devleti oldu."
Osmanlı yönetimindeki hoşgörü ortamının somut örneklerinin Balkanların her köşesinde görülebildiğini dile getiren Şentop, "Bu dönemde Balkanlarda tüm dinlere mensup inananlar huzur içinde yaşadılar. Kent merkezlerinde camilerle kiliseler ve sinagoglar birlikte yan yana durdular. Bugün Kuzey Makedonya'da halen aynı hoşgörü, birlikte yaşama iradesi, kültürel zenginliği koruma arzusunu görmenin bizleri memnun ettiğini ifade etmek isterim." şeklinde konuştu.
Bilgi üretiminin baş döndürücü bir hızda arttığı günümüzde, fertlerin bilgi toplumuna katılımı, yeteneklerini sürekli olarak geliştirmesi ve hızla değişen dünyanın gerektirdiği şekilde hayat boyu öğrenmeyi benimsemesinin ancak çok boyutlu bir eğitim sistemi ile mümkün olabildiğine dikkat çeken Şentop, "Eğitimin mahiyeti ve metodu hızla değişirken eski eğitim araçları da yerini bilgisayar, internet ve diğer yeni teknolojilere bırakmış durumdadır. Yeni teknolojilerin de hızla dönüştürdüğü eğitim, artık okullara, sınıflara, ders saatlerine bağlı kalmamakta; yer ve zamandan bağımsız sürekli devam eden bir süreç haline gelmektedir." ifadelerini kullandı.
Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınının da eğitimde devam eden bu dönüşümü çok büyük ölçüde hızlandırdığını, dijital araçların eğitimin ana unsuru haline geldiğini söyleyen Şentop, salgının sona ermesinin, dijital araçların önemini azaltmadığını, aksine salgın sürecinde elde edilen tecrübe ile bu araçların uzun vadeli eğitim stratejilerinin bir parçası olması sürecini hızlandırdığını belirtti.
Küreselleşme ile gelen bu hızlı değişim ve dönüşümün, hızlı bir tüketim kültürünü de beraberinde getirdiğinin altını çizen Şentop, bu tüketimin, sadece ekonomik bir tüketimi değil, değerlerin ve zamanın tüketimini de içerdiğini söyledi.
Şentop, şöyle devam etti:
"İnsanları uluslararası rekabet ortamında öne çıkabilecek, ancak müesses hale gelmiş tüketim kültürü ile de baş edebilecek bir şekilde; değerlerini muhafaza eden ve kimliklerini kaybetmemiş kişiler, fertler olarak yetiştirecek bir eğitim sistemi inşa etmeliyiz. Yani eğitimde hedef, sadece iyi bir meslek edindirmek değil, toplumsal ahlakı artırarak ve geçmişten alınan medeniyet mirasını da güçlendirerek dünyamızı daha da yaşanabilir bir yer haline getirmektir. İşte tam bu noktada Maarif Okullarımızın önemi ortaya çıkmaktadır. 2016 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisimizde kabul ettiğimiz bir kanunla Türkiye Maarif Vakfını kurduk. Maarif Vakfı, 51 ülkede kurduğu 500'e yakın eğitim kurumu ile hem çok nitelikli, kaliteli bir eğitim veriyor hem de insan odaklı yaklaşımıyla yerel ihtiyaçlara ve yerel değerlere uygun nesiller yetiştiriyor. Türkiye, sömürgeci geçmişi olan emperyal ülkelerden farklı olarak, Türkiye Maarif Vakfı aracılığıyla ilmi, irfanı insanlığın barış ve huzuru için kullanacak nesiller yetiştirmeyi hedeflemektedir, faaliyet gösterdiği ülkelerde kaliteli eğitim imkanı sunarak eğitimde fırsat eşitliğine katkı yapmaktadır."
Öğrencilerine çok dilli eğitim sunan Maarif Okulları'nın, sadece öğrencilerin anadillerini yetkin bir şekilde kullanabilmelerini öncelemediğini söyleyen Şentop, "Maarif Okulları ayrıca evlatlarımızın Türkçe ve bir yabancı dili daha iyi şekilde öğrenmelerini sağlayarak, dünyanın herhangi bir yerinde kendini ve kimliğini güçlü bir şekilde ifade edebilecek nesiller yetiştiriyor. Bu sebeplerle Maarif Okulları, faaliyete başladığı günden bugüne kısa süre içerisinde, Makedonya'da en kaliteli eğitim veren eğitim kurumlarından biri haline gelmiş ve bir çekim merkezi olmuştur." şeklinde konuştu.
Maarif Okulları'nın Türk halkı ile dost ve kardeş ülke halkları arasında köprüler oluşturduğunu ve Türkiye'nin insan merkezli dış politikasının bir yansıması olduğunu dile getiren Şentop, bu okulların sadece 6 yılda yaptıklarıyla kendilerini gururlandırdığını ve onları desteklediklerini ifade etti.
Öğretmenlerin burada çok önemli bir vazifeyi ifa ettiğine, bütün değişim ve dönüşümlere uyum sağlayabilen, bununla beraber kimliğini ve değerlerini koruyan nesiller yetiştirmek gibi zor ama bir o kadar da değerli bir sorumluluk taşıdığına dikkat çeken Şentop, günümüzün tüm eğitim ihtiyaçlarına cevap verecek özelliklere sahip Üsküp Kampüsü ile Maarif Okulları'nın eğitim kalitesinin daha da yükseleceğini vurguladı.
Açılış törenine, Şentop ve heyetinin yanı sıra Türkiye'nin Üsküp Büyükelçisi Hasan Mehmet Sekizkök, Kuzey Makedonya Meclis Başkan Vekili Hüsni İsmaili, Kuzey Makedonya Eğitim ve Bilim Bakan Yardımcısı Lulzim Aliu, Türkiye Maarif Vakfı (TMV) Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Ahmet Emre Bilgili, ülkedeki Türk ve yerel kurum ve kuruluş temsilcileri, siyasiler, akademisyenler, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.