Türk usulü kamp yönetimi BM ve dünyaya örnek oldu
ABONE OL

Suriyeli sığınmacılardan sorumlu Koordinatör Vali Veysel Dalmaz, Türkiye’nin Suriye’deki insani krizle beraber dünya tarihinin en büyük mülteci operasyonuna imza attığını söyledi. Esed rejimi ile IŞİD katliamlarından kaçarak Türkiye’ye sığınan yaklaşık 2 milyon insana kucak açılarak büyük bir insani duruş sergilendiğini belirten Dalmaz, “Bu nüfus bir ilimizden başka bir ilimize göç etmiş olsaydı inanın şu an yaşadığımız sıkıntılardan fazlasını yaşardık” dedi. İşte insanlık dramı yaşanan sınırın sıfır noktasındaki en önemli isim Vali Dalmaz’ın anlatımlarından mülteci gerçeği: 

‘Niye geldin’ demiyoruz

Türkiye açık sınır politikası uyguluyor. Yani zulümden kaçanlara ‘niye geldin’ demiyoruz ve onlara kapımızı açıp yardım ediyoruz. Kamplarda kalan kişi sayısı 221 bin. Sınırın sıfır noktasında ise 250 bin kişi var. O kampların alt yapısını da biz oluşturduk. İlk başlarda Suriyeli mülteciler ciddi bir külfet getirdi. Ancak AFAD ve Kızılay’ın geliştirdiği yeni projelerle birçok sıkıntı aşıldı. Özellikle hazır yemek noktasında yılda 720 milyon tasarruf sağlandı. Daha önce kişi başı 20 TL olan hazır yemek yeni yöntemlerle 8 TL’ye indi. İnsanlar verdiğimiz Kızılay kartıyla gidip marketlerden istedikleri şeyi seçerek alıp kendileri pişirebiliyor. Türk usulü bir kamp yönetimi ile dünyaya örnek olduk. BM şimdi bizim bu projemizi dışarıda uygulamak istiyor. BM Dünya Gıda programı 220 bin kişilik kaplar için kişi başı aylık 60 TL’sini karşılıyor. 25 TL’sini de AFAD karşılıyor. Bu sadece gıda ile ilgili.

100’den fazla kamp

2011’den bu yana Türkiye’ye sığınan mülteciler, 10 ilde 23 kampta barındırıldı. AFAD ile emniyetin toplam verilerine göre kabaca 2 milyona yakın bir nüfus var. Göç devam ediyor ve oradaki sıkıntı sürdüğü müddetçe bu gelişler devam edecek. Türkiye’nin hemen her yerinde Suriyeliler var. Sınır illerimizde yoğunluk var. Bunlar dışında bir de sınırın sıfır noktasında Suriye tarafındaki mülteci kampları var. Buralarda da 250 bin civarında insan kalıyor. Şu anda Türkiye ve Suriye tarafında 100’den fazla irili ufaklı kamp var.

Başka örneği yok

Sadece Kobani’den iki günde yaklaşık 200 bin mülteci geldi. Bu bile tarihin en büyük mülteci operasyonudur. Ani gelişen ve bir bakıma hazırlıksız olunmasına rağmen bu kadar mülteciyi sorunsuz bir şekilde aldık ve ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Ancak bunu bile gölgelemek isteyenler oldu. Şuan Kobani de sadece savaşan taraflar var. Sivil halk yok.

Büyük travma yaşamışlar

2 milyon nüfus bir ilimizden başka bir ilimize göç etmiş olsaydı inanın şu an yaşadığımız sıkıntılardan daha çok sıkıntı yaşardık. Biz bu insanları bağrımıza bastık ama bu nüfus sağlıklı değil. Bombaların altından gelen, babasını, kocasını veya kız kardeşini kaybetmiş, büyük travma yaşamış bir topluluk. Tedavi ve rehabilitasyon ihtiyacı var. Yine de bunca nüfusa rağmen çok fazla sıkıntı yaşamadık.

Mülteciler bize yük değil

Bazıları 2 milyon Suriyeliyi yük olarak görüyor ama değil. Eğer biz sistemi iyi kurabilir, mevzuatı bir an evvel gözden geçirip tabana uygulamaya koyabilirsek bu 2 milyon nüfus bize yük olmaktan ziyade avantaj da sağlayabilir. Bu insanları kontrol ederek nerelerde, hangi yapıda ve yerde bunları istihdam etmek gerekiyorsa bunu bu şekilde ortaya koymamız lazım. Bunu başardığımız takdirde bu nüfus faydamıza olacak, zararımıza değil.