Türkiye ve ABD mutabýk kalmýþtý! Ýlk giriþim gerçekleþti
ABONE OL

Her yýl dünyanýn dört bir yanýndan on binlerce Müslüman'ý Þikago'da bir araya getiren ve bu yýl 20. düzenlenen "MAS-ICNA Yýllýk Kongresi"ne katýlmak üzere ABD'ye gelen Kalýn, AA muhabirinin baþta Türk-Amerikan iliþkileri olmak üzere, gündemdeki konulara iliþkin sorularýný yanýtladý:

Soru: Üç gündür Þikago'da Müslüman çatý kuruluþlarýnca düzenlenen MAS-ICNA Kongresi'ndesiniz, Müslüman kanaat önderleriyle görüþtünüz. Bu kongreyle ilgili ve Müslüman kanaat önderleriyle görüþmeleriniz hakkýnda deðerlendirme yapabilir misiniz?

Cevap: MAS-ICNA Toplantýsý, Amerikan Müslüman toplumunun her yýl katýldýðý en büyük toplantý. Her yýl yýl Noel zamaný Þikago'da yapýlýyor ve gerçekten çok büyük bir katýlým gerçekleþiyor. Biz de elden geldiðince katýlým saðlamaya çalýþýyoruz. Tabii burada yaþayan Türk vatandaþlarýmýz var, onlar katýlýyor. Bu yýl Büyükelçimiz (Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan) ile buradayýz, Konsolosumuz (Türkiye'nin Þikago Baþkonsolosu Engin Türesin) burada, diðer öðrenci arkadaþlarýmýz var. Biz de elden geldiðince hem ülkemizi temsil etmek hem de Amerikan toplumuyla toplumun önde gelen liderleri ile Türkiye arasýndaki iliþkileri güçlendirmek için çeþitli görüþmeler yaptýk. Gayet güzel verimli görüþmelerde oldu.

Bildiðiniz gibi Amerika Müslüman toplumu için Türkiye'nin de özel bir yeri var. Çünkü birçoðu Türkiye'ye geliyor, gelip yatýrým yapanlar, Türkiye'ye tatile gelenler var, eðitim programlarý için gelenler var. Burasý Amerika'da yaþayan Türklerle diðer Müslüman topluluklarýn kaynaþmasý açýsýndan da güzel bir ortam saðlýyor. Burada tabii Amerika Müslüman toplumu son derece çeþitli unsurlardan oluþuyor, burada gruplar halinde onlarýn temsilcileri var. Tabii Amerika büyük ülke, Amerika'nýn çok farklý yerlerinde farklý þekillerde yaþayan insanlar var. Biz tabii onlarla baðlarýmýzý güçlendirmeyi her zaman önemsedik. Bildiðiniz gibi Cumhurbaþkanýmýz da Amerika'ya her geldiðinde mutlaka Amerikan toplumunun liderlerini New York'ta olursa New York'ta, Washington'da olursa Washington'da veya gittiði diðer þehirlerde hep kabul eder, görüþür. Biz bu iliþkileri genel olarak Amerika ile kurduðumuz iliþkiler açýsýndan da önemsiyoruz çünkü Amerika Müslüman toplumunun önde gelen temsilcileri, liderleri burada siyasetten ekonomiye, medyadan yerel siyasete kadar çok farklý alanlarda farklý pozisyonlara sahipler ve onlarla iliþkileri güçlendirmeyi de bizim ülkemiz açýsýndan önemsiyoruz.

- Dýþiþleri Bakanlýðý ABD'ye ortak mekanizma için mektup gönderdi

Soru: Amerika ile iliþkilerden bahsettiniz. 2021 bitmek üzere ve yaklaþýk bir yýldýr Washington'da yeni bir yönetim var. Mevkidaþýnýzla defalarca görüþtünüz. Bize 2021'de Türk-Amerikan iliþkilerini, yeni yönetimin yaklaþýmlarýný kapsayacak þekilde deðerlendirebilir misiniz?

Cevap: Þimdi Türk-Amerikan iliþkilerinin çok köklü uzun bir tarihi var. Stratejik ortaklýk düzeyinde tanýmlanmýþ bir iliþki ayrýca NATO bünyesinde de iki müttefik ülkeyiz. Fakat dönem dönem Türkiye'nin ulusal çýkarlarýný dikkate almayan Amerikan politikalarýnýn, bu müttefiklik ruhundan uzaklaþtýðýna da þahit oluyoruz. Türk-Amerikan iliþkilerini gölgeleyen, zehirleyen 2-3 temel konumuz var üzerinde mutabakat saðlayamadýðýmýz. Bunlardan bir tanesi; (Barack) Obama döneminden beri devam eden Amerikan yönetimlerinin PYD ve YPG'ye verdiði destek. Biz bu desteðin baþtan beri yanlýþ bir politika olduðunu söyledik, deðiþtirilmesi gerektiðini de tekrar tekrar ifade ediyoruz. Çünkü bir defa DEAÞ'a karþý mücadele için eðer PYD ve YPG'ye bir destek verildi ise öncelikle ilkesel olarak bir terör örgütünü bir baþka terör örgütünü destekleyerek ortadan kaldýramazsýnýz. Ýkinci olarak; Suriye'deki YPG ve PYD'nin PKK'nýn Suriye kolu olduðunu da herkes biliyor. Bunu Amerikalýlar da biliyor; diðerleri de biliyor. Üçüncü olarak; burada özellikle Suriye toplumu içerisinde de büyük rahatsýzlýklar yarattýðýnýn altýný çizmek gerekiyor. Çünkü bir grubu çekerek, yani Suriye muhalefeti ve toplumu içerisinde sadece bir etnik grubu veya o grubun içinden de belli bir grubu yani PKK ya destek veren yahut PKK'lý olan bir Kürt grubu yanýnýza çekerek bir Suriye politikasý inþa etmeye kalkarsanýz, bunun Suriye içinde de Suriye'nin toprak bütünlüðü, siyasi birliði ve geleceði açýsýndan da büyük sýkýntý olacaðý ortada. Temel ihtilaf konularýmýzdan bir tanesi bu.

Ýkincisi; S-400 meselesinden dolayý Türkiye'ye haksýz þekilde uygulanan CAATSA (Amerika Hasýmlarý ile Yaptýrým Yoluyla Mücadele Yasasý) yaptýrýmlarý var. Yine bu çerçevede F-35 programýndan Türkiye'nin çýkartýlmasý gibi haksýz ve hukuksuz bir uygulamayla karþý karþýya kaldýk.

Üçüncü olarak da FETÖ konusunda, ABD'deki FETÖ'nün yapýlanmasýyla ilgili bizi tatmin edecek düzeyde somut adýmlarýn atýlmamýþ olmasý, Türkiye ile ABD arasýndaki iliþkilerin temel ihtilaf noktalarýný oluþturuyor. Bizim beklentimiz, tabii burada Türkiye'nin ulusal çýkarlarýný dikkate alan bir politika gözden geçirme sürecinin hayata geçirilmesi. Biden yönetimi iþ baþýna geldiðinde, Trump döneminden sonra biz kendileriyle her düzeyde temaslar kurduk ve bu konulardaki kaygýlarýmýzý endiþelerimizi ve taleplerimizi dile getirdik, getirmeye de devam ediyoruz. Son olarak bildiðiniz gibi Roma'da G20 Zirvesi marjýnda Cumhurbaþkanýmýzýn Sayýn Biden ile yaptýðý görüþmede, yine bu konular etraflý þekilde ele alýndý. Sadece bu ihtilaf edilen konular deðil, Kafkaslar'daki geliþmeler, Suriye'deki süreç, Irak, terörle mücadele, Doðu Akdeniz ve diðer konular, Ukrayna'daki geliþmeler de etraflý þekilde ele alýndý.

O görüþmenin neticesi olarak da Türkiye Amerika iliþkilerindeki bütün konularý ele alacak bir mekanizmanýn kurulmasý konusunda da mutabýk kalýndý. Þu anda Dýþiþleri Bakanlýðýmýz, Amerika tarafýna bir kaðýt gönderdi. Bununla ilgili bu mekanizmanýn yapýsýnýn nasýl olacaðý, hangi konularýn ele alýnacaðý ve sürecin nasýl iþleyeceðine dair. Bununla ilgili çalýþmamýz da devam ediyor. Kapsamlý þekilde biz, bu iliþkileri karþýlýklý çýkar iliþkisi ve saygý temelinde, eþit, adil, þeffaf bir iliþki olarak yürütmek istiyoruz ama bunu yaparken tabii ki Türkiye'nin kendi ulusal çýkarlarý, öncelikleri, tehdit algýsý her þeyden önce gelir. Bu çerçevede bu iliþkileri doðru bir zeminde ilerletebilmek ve pozitif bir gündemle hareket edebilmek için de görüþmelerimiz devam ediyor ve bundan sonra da bu yöndeki çalýþmalarýmýz sürecek.

Soru: Türk-Amerikan savunma heyetleri arasýnda görüþmeler var, sizin de bahsettiðiniz üzerine Dýþiþleri Bakanlýklarý arasýnda bir mekanizma kuruluyor. Sizce, Türkiye ile Amerika arasýnda yeni bir sayfanýn açýlmasý mümkün mü? Bu konuda gelecek yýla iliþkin beklentiniz nelerdir?

Cevap: Belli þartlar yerine getirilirse, özellikle Türkiye'nin tehdit algýsý ve ulusal güvenlik çýkarlarýyla ilgili konularda birtakým adýmlar atýlýrsa yeni bir sayfa elbette açýlýr. Bu iliþkiler, çok daha pozitif bir gündemle ilerleyebilir ama yani temel meseleleri görmezden gelerek yahut erteleyerek yol almamýz tabii ki mümkün deðil. Buna raðmen biz, pozitif bir gündemle bu sorunlarý çözmek için savunma sanayinden terörle mücadeleye, ticaretten bölgesel konulara kadar her alanda yine dediðim gibi karþýlýklý çýkar iliþkisine, saygýya dayalý bir iliþkinin geliþtirilmesi için elimizden gelen çabayý göstermeye devam edeceðiz.

- "Ukrayna krizi konusunda Türkiye'ye bir rol düþerse Türkiye, bunu oynayacaktýr"

Soru: Batý ülkelerinin baþkentlerinde Rusya'nýn Ukrayna'ya yönelik ikinci bir iþgal giriþimine yönelebileceði konusunda kaygýlar var. Türkiye'nin bu konudaki pozisyonu nedir ve tam olarak Türkiye, bu krizin çözümüne yönelik nasýl bir yol izliyor?

Cevap: Öncelikle Rusya ile Ukrayna arasýnda yaþanan gerilimi biz de büyük bir endiþeyle takip ediyoruz. Cumhurbaþkanýmýz da bu konuyu hem Sayýn (Vladimir) Putin ile hem Sayýn (Volodimir) Zelenskiy ile yaptýðý görüþmelerde, diðer Avrupa liderleri ile ABD Baþkaný'yla ve diðer bölge liderleriyle yaptýðý görüþmelerde de sürekli ele aldý ve almaya devam ediyor. Her iki tarafa da bizim tavsiyemiz; bu gerilimi bir an önce düþürmeleri. Ukrayna'nýn doðusunda Donbas Bölgesi'nde bir askeri çatýþmanýn yaþanmamasý için gerekli adýmlarýn atýlmasý. Hatta bu konuda Cumhurbaþkanýmýz hem Zelenskiy'e hem Putin'e Türkiye'ye yani kendisine, özellikle Cumhurbaþkanýmýza bir rol düþerse bu rolü oynayabileceðini de ifade etti. Burada tabii gerilimin düþürülmesi herkesin faydasýna.

Yeni bir askeri çatýþma, Rusya'nýn Ukrayna topraklarýna girmesi, Ukrayna topraklarý içerisinde yahut üzerinde birtakým askeri hareketliliklerin olmasý, milis güçlerin harekete geçmesi, çatýþmalarýn yaþanmasý kimsenin faydasýna olmayacaktýr. Bütün bölgede gerilimi daha da yükseltecektir. Zaten bu gerilimden dolayý binlerce Ukraynalý hayatýný kaybetti ve biz prensip olarak, tabii ki Rusya ile iyi iliþkiler içerisindeyiz ama ayný zamanda Ukrayna'nýn toprak bütünlüðünün korunmasý konusunda da net bir tavrýmýz var. Ýki tarafa da tavsiyemiz; böyle bir çatýþmadan uzak durmalarý, gerilimi düþürmeleri, meselelerini müzakere yoluyla çözme yoluna gitmeleri. Bu yönde de Türkiye'ye düþen bir rol olursa Türkiye, bunu elbette oynayacaktýr. Çünkü iki ülke ile de eþ zamanlý olarak iyi iliþkileri olan bir Türkiye var. Bugün bu nitelikte olan çok fazla ülke yok. Yani bazý ülkeler Ukrayna'da iliþkiler içerisinde ama Rusya ile iliþkileri iyi deðil; bazýlarý da tersi ama Cumhurbaþkanýmýzýn hem Sayýn Putin ile hem Sayýn Zelenskiy ile gayet iyi iliþkileri var.

Yani bu dönemde akýllý bir diplomasinin ve etkin bir diplomatik sürecin hayata geçirilmesi noktasýnda, Türkiye'nin oynayabileceði bir rol olursa tabii ki bunu Cumhurbaþkanýmýz seve seve yerine getirecektir. Uluslararasý toplumun da burada çok dikkatli olmasý gerekiyor. Gerilimi artýrýcý açýklamalar yahut tutumlardan ziyade gerilimi düþürmeye ve iki taraf arasýndaki sorunlu meseleleri çözmeye dönük bir yaklaþýmý sergilemeleri büyük önem arz ediyor. Çünkü konu, sadece Rusya ile Ukrayna arasýnda bir mesele deðil biliyorsunuz. Yani daha büyük bir zaviyeden baktýðýnýz zaman, mesele biraz Rusya ile batý ittifaký, Rusya ile NATO, Rusya ile Amerika ve Avrupa arasýnda yaþanan bir gerilimin neticesi olarak Ukrayna'ya yansýyor Dolayýsýyla burada yani Batý ittifakýna ABD'ye, Avrupa'ya- ki biz de o ittifakýn bir parçasýyýz, o ülkelerle sürekli temas halindeyiz, bir NATO üyesi ülke olarak sürecin içerisindeyiz- Avrupalýlara da Amerikalýlara da tavsiyemiz; gerilimi düþürmeye dönük sahici, somut, inandýrýcý adýmlar atmalarý. Bu saðlanýrsa elbette meselenin çözümüne iliþkin önemli bir zemin oluþur, yeni bir iklim oluþur ve bunu desteklemek için de herkesin elinden gelen çabayý göstermesi gerekir. Bizim herkese temel tavsiyemiz bu.

- "Ermeni diasporasýnýn sorumlu hareket etmesi gerekiyor"

Soru: Moskova, Türkiye ile Ermenistan arasýndaki iliþkileri normalleþtirme sürecine de ev sahipliði yapacak. Ermenistan ile iliþkileri normalleþtirme sürecine iliþkin deðerlendirmenizi alabilir miyim?

Cevap: Þimdi hatýrlarsanýz 1992'de Türkiye, Ermenistan'la diplomatik iliþkilerini sonlandýrýp sýnýr kapýsýný kapattýðý zaman temel mesele; Karabað'ýn iþgal edilmesiydi. Bugün, yani geçen sene yaþanan 44 günlük savaþ sonunda gelen zaferle artýk Karabað sorunu çözüldü. Karabað, tekrar Azerbaycan topraklarý olarak asli yerine kavuþmuþ oldu ve 1992'de bizim Ermenistan'da iliþkilerimizi sona erdirmemize sebep olan mesele de ortadan kalkmýþ oldu. Dolayýsýyla artýk normalleþmemek için bir sebep yok. Zaten Cumhurbaþkanýmýz da en baþtan itibaren Azerbaycan ile Ermenistan arasýndaki sürece paralel olarak Türkiye'nin de Ermenistan'la iliþkileri normalleþtirme yolunda adýmlar atýlacaðýný ifade etmiþti. Dolayýsýyla bu yönde de biliyorsunuz özel temsilciler de atandý.

Ben sürecin bundan sonra yapýcý þekilde, hýzlý ilerleyeceði kanaatindeyim. Ermenistan tarafýnda da bu yönde bir irade var. Bizim zaten irademiz bu konuda açýk ve net. Ermenistan'a karþý önyargýlý bir yaklaþýmýmýz yok. Bizim sýnýr komþumuz olarak tabii ki sýnýrýn açýlmasýný, diplomatik iliþkilerin baþlamasýný arzu ediyoruz. Bunun için belli þartlarýn yerine gelmesi, belli konularýn müzakere edilmesi gerekiyor zaten özel temsilcilerin yürüteceði süreç iþte tam da bunu hedefliyor. Burada þunun da altýný çizmek isterim; Ermenistan'ýn bir tarafta Azerbaycan'la bir tarafta Türkiye ile iliþkileri normalleþtirmesi bütün bölgeye katký saðlayacaðý gibi bunlardan daha fazla Ermenistan'ýn da faydasýna olacaktýr. Çünkü Ermenistan, küçük, fakir, nüfusu az bir ülke, denize eriþimi olmayan, ticaret yollarý son derece sýnýrlý bir ülke. Azerbaycan'la bir barýþ anlaþmasý imzalamasý halinde Azerbaycan'la iliþkileri geliþecek; Türkiye'de normalleþmesi halinde sýnýr ticaretinden sýnýr güvenliðine kadar, Türk Hava Yollarýnýn uçuþlarýna kadar birçok alanda farklý geliþmeler meydana gelecek ve bütün bunlar, Ermenistan'ýn da Ermenistan halkýnýn da faydasýna olacaktýr. Bizim ülkemizde yaþayan Ermeni vatandaþlarýmýzla da çok iyi iliþkilerimiz var. Bizim onlara karþý bir ayrýmcýlýk yapýlmasý, bir saldýrý olmasý durumunda Allah korusun, biz her zaman çok net bir tavýr aldýk. Her düzeyde Türk Ermeni toplumu ile iliþkilerimiz var. Bir sorunlarý olduðunda bize her an ulaþabilirler.

Ermenistan'la normalleþme, mutlaka Türkiye Ermenilerin de Ermenistan'la daha rahat iliþki kurmalarýný saðlayacak, baþka alanlarda da rahatlamalar getirecektir ama burada özellikle dünyanýn iki ülkesinde, yani Fransa ve Amerika da yoðunlaþmýþ olan Ermeni diasporasýnýn da sorumlu hareket etmesi gerekiyor. Birtakým takýntýlar üzerinden 1915 olaylarýný 'soykýrým' diye iddia edip bunu bir ön þart gibi gündeme getirmenin artýk özellikle bu noktadan sonra kimseye faydasý olmayacak. Artýk Kafkaslar'da yeni bir sayfa açýldý, yeni bir dönem baþladý ve diaspora topluluklarýnýn da bu gerçeði görmesi gerekir, Ermenistan'ýn faydasýna ve bölgenin menfaatine olacak bir tavýr ve tutum içerisinde olmasý gerekir. Bu gerçekleþirse buradan herkes istifade eder. Kafkaslar'da, yeni bir barýþ ve istikrar dönemi baþlar ve bundan bütün ülkeler müstefit olur.

- "Türkiye olarak Libya halkýnýn, meþru yönetimin yanýnda olmaya devam edeceðiz"

Soru: Bildiðiniz üzere, Libya'da seçim süreci týkanmýþ durumda, seçim ertelendi ve ülkede siyasi belirsizlik sürüyor. Türkiye, bu krizi aþma konusunda ne öneriyor ve krizin çözümü konusunda Ankara'nýn katkýlarýndan bahsetmeniz mümkün mü?

Cevap: Baþtan beri Libya'da siyasi süreci sonuna kadar destekledik, bundan sonra da desteklemeye devam edeceðiz. Seçimler, bu siyasi sürecin adýmlarýndan ve aþamalarýndan bir tanesiydi. Biz, yapýlmasý yönünde gerekli telkinlerde bulunduk ama oradaki þartlarýna uygun olmadýðý için Libyalýlar kendi aralarýnda bir mutabakatla seçimlerin ertelenmesine karar verdi. Þimdi tabii ne kadar ertelenecek, erteleme sürecinde neler yaþanacak, bu süreci kim nasýl yönetecek, bu sürede bir sonraki seçimlere kadar siyasi parti yasasýndan anayasaya kadar farklý konular nasýl yoluna koyulacak, bu konuda Libyalýlar arasýnda devam eden bir siyasi müzakere süreci var ve biz bunu destekliyoruz, desteklemeye devam ediyoruz.

Libya'da doðu, batý ve güney gruplarýnýn kesimlerinin bir araya gelmesi ve meþru bir siyasi süreç içerisinde meþru aktörlerin yer almasý baþtan beri desteklediðimiz bir þey zaten. Bu süreçte biliyorsunuz; Libya ile önemli anlaþma imzaladýk. Birisi; Deniz Yetki Anlaþmasý diðeri de Askeri Ýþbirliði ve Eðitim Anlaþmasý. Bu anlaþmalar geçerliliðini aynen koruyor. Bununla ilgili zaman zaman Libya'nýn içindeki bazý gruplardan yahut bazý bölge ülkelerinden itirazlar gelse bile Libyalýlar bu konuda son derece açýk ve net bir tutum içerisinde. Yani meþru Libya hükümetinin bu anlaþmalarla ilgili bir itirazý söz konusu deðil ve bu anlaþmalarýn aynen devam etmesi yönünde iradeleri var. Bu bizim için memnuniyet verici. Dolayýsýyla gerek güvenlik noktasýnda gerek siyasi sürecin desteklenmesi gerekse Libya'nýn yeniden inþasý ve altyapýsýnýn güçlendirilmesi konusunda Türkiye olarak, Libya halkýnýn, meþru yönetimin yanýnda olmaya devam edeceðiz. Umarým; bu yeni siyasi süreç herhangi bir gerilime, çatýþmaya yol açmadan en kýsa zamanda yeni bir takvimle, þeffaf bir yol haritasýyla herkese ilan edilir ve artýk ne zaman yapýlacaksa seçimlerin takvimi, ne þekilde planlanacaksa Libyalýlar tarafýndan, onlarýn yönettiði süreçte biz de destekleyici, kolaylaþtýrýcý bir aktör olarak onlarýn yanýnda olmaya devam edeceðiz.

- "2022 yýlý, güvenliðinden eþit þekilde istifade edebildiði bir yýl olur"

Kalýn, 2021 yýlýnýn zor bir yýl olduðunu, Kovid-19 salgýnýnýn etkilerinin bu yýl da devam ettiðini gördüklerini belirterek þunlarý kaydetti:

"Bunun insanlarýn sosyal mobilitesine, bireysel hayatýna, tabii ki küresel ekonomiye, ulusal ekonomilere ve bölgesel geliþmelere çok farklý etkileri oldu. Doðal afetler yaþandý. Umarým 2022 yýlý; hepimiz için barýþýn, refahýn, istikrarýn, güvenin tekrar inþa edildiði ve yayýldýðý, herkesin dünyanýn farklý nimetlerinden, zenginliklerinden, barýþ, istikrar ve güvenliðinden eþit þekilde istifade edebildiði bir yýl olur. Türkiye olarak hem kendi bölgemizde hem de küresel konularda, bu yönde Cumhurbaþkanýmýzýn liderliðinde bu rolü oynamaya devam edeceðiz. Kendisi uzun bir süredir 'Dünya beþten büyüktür' diyor. Gerçekten salgýnýn yaþandýðý dönemde küresel sistemin ne kadar kýrýlgan olduðunu, dünyanýn beþten ve diðer ülkelerin toplamýndan daha büyük olduðunu bir defa daha gördük. Ayný zamanda yine Cumhurbaþkanýmýzýn 'daha adil bir dünya mümkün' diye bir çaðrýsý var. Bununla ilgili de kitap yazdý. Bu, sadece BM Güvenlik Konseyi'nin yahut BM yapýsýnýn reforme edilmesiyle ilgili teknik bir çaðrý deðil. Dünyada adaletin hakim olduðu, gerçek manada ekonomik-siyasi ve toplumsal adaletin hakim olduðu, zengin ile fakirin, kuzeyli ile güneylinin, avantajlý ile dezavantajlý ve doðu ile batý arasýndaki farklarýn uçuruma dönüþmediði, farklýlýklarýmýzýn zenginlik olarak tecrübe edildiði bir dünyanýn mümkün olduðunu söylüyor.

Bu yönde tabii çevre krizinden iklim deðiþikliðine, ekonomik kaynaklarýn adil þekilde paylaþýlmasýna, güvenliðin, barýþýn, istikrarýn teminine kadar her ülkeye en büyüðünden en küçüðüne kadar büyük roller düþüyor. Umarým 2022; bu farkýndalýðýn ve bilincin yükseliþe geçtiði, aklýn, vicdanýn, duygunun, insanlýðýn, merhametin ve þefkatin hakim olduðu, dünya siyasetinin yönlendirildiði bir yýl olur."