31 Mart yerel seçimlerine sadece bir hafta kaldý. Ne dersiniz seçim bitti mi? Partiler adaylar anlatacaklarýný anlattýlar ve kararsýzlar dahil seçmen de kararýný netleþtirdi mi?
Somut koþullarýn karþýlanmasý bakýmýndan tamamlanmýþ süreçler var. Fakat seçim sonuçlarýna etki edebilecek unsurlarýn yolculuðu devam ediyor. Bu yüzden bitti demek için çok erken. Süleyman Demirel’in “Siyasette bazen 24 saat bile uzundur” cümlesini hep hatýrlamak lazým. Kararsýz seçmenin oy verme davranýþýna bakýldýðýnda önceki seçimlerle benzer tonlar taþýdýðý görülüyor. Seçimden bir ay önce yapýlan araþtýrmalarda yüzde 20-30’larda çýkan kararsýz seçmen oraný kademeli bir þekilde düþer. Nitekim þu anda da bu davranýþ biçimi kendini tekrarlýyor. Oran yüzde 10’un altýna düþmüþ gibi. Muhtemelen yeni araþtýrmalar açýklanýnca daha düþük rakamlar çýkacaktýr.
Fakat bu seçimde kararsýzlar konusunda bir deðiþiklik görülüyor. Cumhur Ýttifaký ve Millet Ýttifaký bloklarý arasýnda çok istisnai durumlar hariç bir oy geçiþi yok. Bu yüzden kararsýzlar daha çok kendi partileri veya ittifaklarý baðlamýnda ortaya çýkmýþ. Daha önce oy verdikleri partileri tarafýndan ikna edilmek istiyorlar. Kapýlarýnýn çalýnmasýný, ellerinin sýkýlmasýný istiyorlar. Bu konuda beklenti içindeler. Nitekim kampanya sürecinde bir kýsmý ikna oldu. Yani son bir hafta içinde de diðer kýsmý ikna edilebilir.
Bir önceki yerel seçim sürecinde terör örgütleri gemi azýya almýþtý. Ölümlü terör eylemleri, PKK’nýn adaylara, partilere fiziki saldýrýlarý, seçmene tehditleri, FETÖ terör örgütünün 17-25 Aralýk saldýrýsý ve devam eden operasyonlarý/manipülasyonlarý vardý. 2019 baharýnda nasýl bir seçim süreci yaþadýk?
Demokratik koþullar ve hukuki çerçeve bakýmýndan standartlar çok pozitif. Kamusal zeminde seçim kampanyalarý rahatlýkla yapýlabiliyor. Adaylar kendi siyasi söylemlerini topluma benimsetmek için gerek medyada gerekse çarþýda-pazarda dolaþýyor. Kuþkusuz bunun saðlanabilmesinde Baþkan Erdoðan liderliðinde terör örgütlerine karþý yapýlan mücadelenin ve ödenen bedellerin etkisi büyük. Yani PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerinin doðrudan tehdit ve þantaj imkanlarý elinden alýnmýþ durumda. Bununla birlikte gerek sempatizanlarý aracýlýðýyla gerekse sosyal medya aracýlýðýyla çaba içinde olduklarý söylenebilir. Mesela PKK’nýn Kandil’deki elebaþlarý ve FETÖ’nün yurtdýþýna kaçmýþ isimleri Cumhur Ýttifaký’nýn karþýsýndaki adaylarýn desteklenmesi yönünde açýklama yapýyorlar. Bu mesajlar hem sosyal medya aracýlýðýyla ulaþýyor hem de sempatizanlar tarafýndan belirli çevreleri etkilemek için kullanýlabiliyor.
Eylem deðilse de söylem düzeyinde sert bir hava yok mu? Yoksa makul mü bu durum, olasýlýklar geliþmeler düþünüldüðünde?
Bunu da seçim süreçlerinin özelliði olarak görmek gerekir. Partiler ve adaylar bir yarýþ içindeler. Bu yarýþta kazananýn ve kaybedenin belirlendiði son aþamanýn öncesindeyiz. Köprüden önceki son çýkýþ. Herkes elindeki bütün kozlarý oynamak istiyor. Böylece katlanarak artan bir sertlik var. Haliyle gerilim oluyor. Þiddete dönüþmediði sürece demokratik seçim süreçlerinde söylemsel gerilimin varlýðý olaðan bir durum.
Ýttifaklar hangi söylemi benimsedi? Sürekli bir “gerilimi týrmandýrdý” ithamý var. Süreç içindeki gerilim kimden kaynaklanýyor?
Þimdi tabloya baktýðýmýzda seçim yarýþýnýn partiler bazýnda AK Parti ve CHP arasýnda, ittifaklar nezdinde ise Cumhur Ýttifaký ile Millet Ýttifaký arasýnda geçtiði görülüyor. MHP, AK Parti’nin yanýnda. Ýyi Parti de CHP’nin yanýnda saf tutmuþ. Kuþkusuz diðer partiler de sürecin içinde. Burada gerilim veya kutuplaþma hikâyesine geçmeden önce iki durumu somutlaþtýrmak lazým. Birincisi Cumhur Ýttifaký kampanyasýnda ana tema olarak “Türkiye’nin Bekasý” vurgusunu kullanýyor. AK Parti bu vurguya ek olarak “Memleket iþi gönül iþi” sloganýný ve türevlerini kullanýyor.
Millet Ýttifaký ise beka söylemine karþýt olarak ana tema olarak “ekonomiyi” öncelemiþ. Seçimin beka ile ilgisi olmadýðýný sýk sýk tekrarlýyor. Ýttifakýn büyük ortaðý CHP slogan olarak “derman belediyeciliði ve Mart’ýn sonu bahar” sloganlarýný kullanýyor.
Kampanya süreci boyu en çok “beka” konusu tartýþýldý, tehdit var-yok baðlamýnda. “Beka” derken ne demek isteniyor?
Doðal olarak iki söylemin odaðý birbirinden çok farklý ve bu konuþmalara yansýyor. Cumhur Ýttifaký “beka” derken bunun arkasýný genel olarak þu baðlamdaki bir içerikle dolduruyor. 15 Temmuz darbe giriþiminde yaþanan içerden iþgal giriþiminin püskürtülmesi hem darbeciler tarafýndan hem de onlarý maþa olarak kullanan küresel emperyalizm tarafýndan unutulmuþ deðil. Erdoðan’ý zayýflatacak bir fýrsat bekliyorlar. Ýlk fýrsatta farklý bir hamle ile Türkiye’ye çöreklenebilirler. Yerel seçimi dikkatle takip ettikleri aþikar. FETÖ de dört gözle böyle bir sonuç bekliyor.
Ýkincisi mevcut küresel düzlemde Türkiye tüm engellemelere ve kuþatmalara raðmen önemli adýmlar attý. Savunma Sanayi alaný en baþta geliyor. Rusya’dan S-400 füze sistemlerinin satýn alýnmasý, nükleer enerji santrallerinin yapýlmasý, savaþ uçaðý gemisi inþasý vb. büyük projeler tamamlandýðýnda Türkiye gerçek anlamda daha baðýmsýz bir ülke olacak. Bunlara savaþ uçaðý ve yerli helikopter ile tank motorlarýnýn üretilmesi konusunda kat edilen mesafeyi de ekleyelim. Öte taraftan terör örgütleri FETÖ, DEAÞ, PKK ve PYD güçlenen Türkiye’yi tökezletme peþinde. Bu örgütlerin hepsi de Erdoðan’ýn temsil ettiði siyasi otoritenin zayýflamasýný iple çekiyor. Bu yüzden de ellerinden geldiðince muhalefete kazandýrmanýn çabasý içindeler. Bunu da gizlemiyorlar.
Bence Beka söyleminin arkasýndaki bir baþka gerekçe doðrudan Ýslam coðrafyasýyla ilgilidir. Bugün nerede bir Müslümanýn caný yansa, kýtlýkla karþý karþýya klasa, topraðý iþgal edilse veya zulme uðrasa ister istemez yüzü Türkiye’ye dönüyor. Yardým bekliyorlar. Çünkü vicdaný olan baþka bir ülke yok. Türkiye elinden geldiðince yardým elini uzatýyor. Ýþte Kudüs’ün ABD tarafýndan Ýsrail’in baþkenti olarak resmen tanýnmasýna diplomatik yollarla en iyi cevabý Türkiye verebildi. Yeni Zelanda’daki saldýrýnýn kýnanmasý için Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý Türkiye öncülüðünde toplandý. Bir öncülük pozisyonu var.
Türkiye istese de istemese de Selçuklu ve Osmanlý devletlerinin mirasýný taþýmasýndan dolayý sorumluluklarý var. Tarihin bir cilvesi bu. Mesela Yeni Zelanda’da camiye saldýrarak 50 Müslümaný öldüren teröristin yayýnladýðý bildiri doðrudan Türkiye’nin bekasýný ve Baþkan Erdoðan’ý hedef alýyor. Ýstanbul’daki camileri yýkacaðýz diyor terörist. Ayasofya’yý kiliseye dönüþtüreceðiz. Haritaya bakýldýðýnda Yeni Zelanda neresi, Türkiye neresi diye düþünüyor, ne alaka diyor insan. Ama biz demiyoruz bu bir haçlý ruhu. Rahmetli Halil Ýnalcýk’ýn “Batý Ýstanbul’un fethini hiçbir zaman unutmadý” cümlesini unutmamak gerekir. Bu türden yaklaþýmlarýn Türk ve Ýslam düþmanlýðý baðlamýnda batýda yoðunlaþtýðý bir düzlemde Türkiye için beka vurgusu oldukça yerindedir. Düþünsenize ABD, Türkiye’nin S-400 füze sistemlerini satýn alma çabasýna “ulusal güvenliðimize bir tehdit” ifadeleriyle itiraz edebiliyor. Böyle bir mantýk olabilir mi? Amerika neresi, Türkiye nerde?
Dolayýsýyla Cumhur Ýttifaký gelinen bu aþamada ortaya çýkabilecek siyasi bir zayýflamayý ve istikrarda oluþabilecek kýrýlganlýðý Türkiye’nin bekasý ile eþdeðer görüyor. Doðrusu da bu.
Millet Ýttifaký “ekonomi” konusunu öne çýkartýyor ama karþý ittifakýn partileri arasýnda da söylem birliði oluþtu mu, tam olarak neyi savunuyorlar kampanyada?
Millet Ýttifaký farklý bir söyleme sahip. Beka söylemini reddediyorlar. Ana tema olarak ekonomik sorunlar üzerine bir kampanya kurmuþ durumdalar. Süreç içerisinde terör örgütlerinden ve HDP yönetiminden yansýyan destekleri ceplerine koyup yola devam ediyorlar. Bunu bonus gibi görüyorlar. Bu noktada gelen eleþtirileri ise radikal bir boyuta taþýyarak kutuplaþma veya gerilim ifadelerine “hapsetme” çabasýndalar. Hâlbuki HDP kanadýndan baþta eþbaþkanlar Sezai Temelli ve Pervin Buldan olmak üzere CHP ve Millet Ýttifaký ile iþbirliði yapýldýðý konusunda pek çok açýklama geldi. Bu açýklamalar karþýsýnda CHP ve Ýyi Parti yönetimi sessiz kalarak süreci geçiþtirmeye çalýþýyor. Dolayýsýyla “HDP ile yan yanasýnýz, iþbirliði içindesiniz” söylemlerini Millet Ýttifaký gerilim olarak kodlayýp gerçekliði örtmeye çalýþýyor.
Diðer bir gerilim noktasý ise dini deðerlere yönelik aþaðýlama ve alaya alma konusunda ortaya çýktý. Mansur Yavaþ’ýn dindarlar hayvanlara daha çok eziyet eder söylemi, Dünya Kadýnlar Gününde Taksim’de Ezan okunurken ýslýklý protestonun sesindeki yükselme ve Balýkesir’de bazý CHP’lilerin Ezan’ý ve Fatiha suresini alaya alacak þekildeki söyleminin medyaya yansýmasý tepki çekmiþti. Bu türden içeriklerin Cumhur Ýttifaký tarafýndan dile getirilmesine de “kutuplaþtýrma” diyor Millet Ýttifaký. Halbuki burada kutuplaþtýrmayý Ezan ve dini deðerler konusunda negatif bir tutum takýnan çevreler yapýyor. Bu ülkede ezana saygý göstereceksin. Nokta. Çünkü baðýmsýzlýðýn sembolü ve Ýslam’ýn niþanelerinden biri. Bu türden hor görmeler karþýsýnda sessiz kalmak eskiden olduðu gibi yeni zayýflýklarýn beraberinde getirecektir.
Esasen ezana saygýsýzlýk, “dindar ailelerin çocuklarý hayvanlara eziyet eder” iftirasý gibi “geliþmeler” karþý ittifakýn doðasýna aykýrý da bulunmadý aslýnda. Ýttifaklarýn yerel seçimler için avantaj ve dezavantajýný nasýl deðerlendirirsiniz?
Yerel seçimler açýsýndan bir ilk yaþanýyor. Seçmen pusulasýnda resmi bir ittifak görüntüsü olmadýðý için de farklý bir tablo bu. Sürekli kendi partisinin amblemine oy vermeye alýþýk olan seçmen için yeni bir durum. Dolayýsýyla seçmenin de bir miktar kafasý karýþýk. Fakat kampanya sürecinde bu konu üzerine baya çalýþtý partiler. Her iki ittifak için de geçerli.
Öte yandan Cumhur Ýttifaký þeffaf bir yapýya sahip. AK Parti ve MHP’den oluþuyor. 15 Temmuz ruhu üstüne kurulmuþ. Taban uyumu çok net. Tavanda Erdoðan ve Bahçeli güç birliði yapmýþ. Tarihsel arka planý oldukça derinlere gidiyor. Türk-Ýslam geleneði olarak tanýmlanabilecek bir havzadan besleniyor. YSK'ya teslim edilen listeye göre 44 ilde AK Parti, 7 ilde MHP'nin adayý desteklenecek. Ýlçelerde de buna göre daðýlým yapýlmýþ durumda. Ayrýca Büyük Birlik Partisi de 30 büyükþehirde aday çýkarmayarak Cumhur Ýttifakýný destekleyeceðini açýkladý. Dolayýsýyla seçmen muhatabýnýn kim olduðunu ve ne söylediðini net þekilde biliyor. Kafa karýþýklýðý yok.
Millet Ýttifaký ise resmi olarak CHP ve Ýyi Parti’den oluþuyor. Fakat HDP büyükþehirlerde aday çýkartmayarak Cumhur Ýttifaký’nýn karþýsýndaki adayý destekleyeceðini açýkladý. Bu konuda Sezai Temelli “CHP adaylarý seçilmiþse, HDP sayesinde seçildiðini bilecek” ve Pervin Buldan “aday çýkartmadýðýmýz her seçim bölgesinde halkýmýz diðer partilerin listesinden temsil ediliyor, hiç kuþkunuz olmasýn” mealinde açýklamalar yaparak CHP ile ittifaký itiraf ediyor.
Bu ittifak içinde Saadet Partisi hangi konumda?
Saadet Partisi konusunda CHP genel baþkaný çok iyimser ve övücü mesajlar veriyor. Üç-dört açýklamasýnda “iþbirliðinden ve dirsek temasýndan” dolayý teþekkür etti SP baþkanýna. SP tarafýndan bu konuda aksine bir açýklama gelmedi. Adýyaman ve Þanlýurfa’da ise HDP, Ýyi Parti ve CHP Saadet Partisi adayý lehine seçimden çekildi. Bu iki ilde SP etrafýnda bir toplanma var. Bunun diðer illerdeki yansýmasýnýn nasýl olduðunu seçimde göreceðiz. Çünkü süreçler örtülü bir þekilde yönetiliyor. Þeffaflýk yok. Kamuoyu tarafýndan bilinen tüm bu olgulara raðmen “ittifak yok” açýklamasýný da sürdürüyor bu parti yöneticileri.
Öte yandan SP agresif bir seçim kampanyasý izliyor. Hazýrlanan TV ve sosyal medya reklamlarýnda radikal eleþtirel bir dil tercih edilmiþ. CHP ve HDP tarafýndan uzun zamandýr AK Parti’ye yöneltilen “liyakat ve adalet” baðlamýndaki muhalif içerik SP tarafýndan tekrarlanýyor. Erdoðan karþýtlýðý, olabildiðince ön planda. Gerek mitinglerde, sosyal medya içeriklerinde ve gerekse televizyon programlarýnda ayný söylem tekrarlanýyor.
Kampanyada CHP ve HDP konusunda belirgin bir eleþtirel tutum SP tarafýndan dile getirilmemiþ. Tek rakibi AK Parti imiþ gibi davranýyor SP. 24 Haziran seçimlerinde de benzer bir yöntem kullanan SP seçmen tarafýndan cezalandýrýlmýþtý. Ayný bakýþ açýsý devam ediyor. Bir sembolle özetlemek gerekirse Saadet’in Beþiktaþ, Kadýköy ve Bakýrköy’de sempatisi artarken aksine Fatih, Eyüp ve Baðcýlar’da azalmaya devam ediyor.
31 Mart seçimlerinde hangi partinin ne kadar oy aldýðýný bilemeyeceðiz. Muhtemelen bundan sonra da bu böyle olacak. Ne dersiniz, ittifak partileri kaynaþýyor, birbirine iyice karýþýyor mu?
Cumhurbaþkanlýðý sistemi kabul edildikten ve fiilen uygulamaya geçildikten sonra yapýlan ilk yerel seçim. Partiler tüzel kiþiliðini korur, fakat seçim süreçlerinde doðal olarak ikili bir yarýþ olacak. Sistemin oturmasýndan sonra seçmen tabanlarýnýn daha fazla yakýnlaþacaðýný ve büyük ölçüde ortak dini deðerlere ve kültürel geleneðe daha pozitif bakan siyasi söylemlerin öne çýkacaðý öngörülebilir. Çünkü baþka türlü yüzde 50 almak veya büyükþehirlerin baþkanlýklarýný kazanmak uzak ihtimal.
Kampanya içeriklerine geçelim. Cumhur ittifakýndan baþlayalým. Nasýl bir kampanya yürüttü. Sloganlarý, mesajlarý, þarkýlarý ve mitingleri açýsýndan kampanyalarý nasýldý?
AK Parti Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn liderliðinde sahada. Kadýn kollarý, gençlik kollarý ve ana kademe olarak çalýþmalarý yürütüyorlar. 24 Mart’ta yapýlan büyük Ýstanbul mitingi AK Parti ve MHP uyumunu göstermesi ve geniþ kesimlere sinerji ulaþtýrmasý bakýmýndan belirleyici bir eþik oldu.
AK Parti çok boyutlu bir kampanya yürütüyor. Bir taraftan parti teþkilatlarýyla yüz yüze iletiþimin tüm imkanlarýný kullanýyor. Çünkü Erdoðan tarzý siyasetin kurucu dinamiðidir. Hala bunu en iyi yapan siyasetçinin de Erdoðan olduðunu ekleyelim. Yüz yüze iletiþimde en kritik nokta samimiyet ve inandýrýcýlýktýr. Rahmetli Erol Olçok Cumhurbaþkaný Erdoðan için “tüm çabamýz onun sahiciliðini bozmamak üstüne kurulu” mealinde bir açýklama yapmýþtý. Çünkü toplum bu yüzden Erdoðan’ý destekliyor. Erdoðan’ýn partisinden istediði ve uygulattýðý birinci yöntem bu.
Ýkincisi yoðun bir miting programý var. Erdoðan 8 Þubat’ta Sivas’ta baþlattýðý miting maratonunda þu ana kadar 50 ilde ve 20’ye yakýn ilçede miting yaptý. Toplumla buluþtu. Her miting öncesinde ve sonrasýnda o þehirlerde partisi lehine bir iklim oluþturdu. Tabandaki kararsýzlarý en fazla etkileyen konulardan birisi bu mitinglerdir.
Diðer taraftan kitle iletiþim araçlarý seçmene ulaþmak için kullanýlýyor. Cumhurbaþkaný Erdoðan ile baþta Binali Yýldýrým ve Mehmet Özhaseki olmak üzere belediye baþkan adaylarý çeþitli programlara katýlarak mesajlarýný topluma aktarýyor. Özel toplantýlar yapýlarak gençlerle buluþuluyor.
Bu aradasosyal medya da ayrý bir mecra olarak nasýl kullanýlýyor artýk?
Kampanyada yoðun þekilde sosyal medya ve internet mecrasý kullanýlýyor. Youtube’da yayýnlanan kýsa reklamlar, twitter ve facebook’taki sponsorlu paylaþýmlar ve konuþmalardan yapýlan kýsa alýntýlar etkileyici. Bu seçimde ilk kez bu kadar etkin kullanýldý youtube. Farklý içeriklerde hazýrlanan reklamlarda kadýnlar, gençler, ilk kez oy kullanacak olanlar, emekliler, öðrenciler gibi odak gruplar hedef kitle olarak seçilmiþ.
Tüm bu çalýþmalarda iki vurgu öne çýkmýþ. Birincisi yapýlan hizmetler anlatýlýyor. Ýkincisi yapýlmasý planlanan hizmetler vaat ediliyor. Rasyonel seçmene ulaþmak öncelikli hedef gibi görünüyor. AK Parti geçmiþle AK Partili yýllar arasýndaki farký anlatma konusunda baya çaba içinde. Ama siyasal iletiþimde temel bir ilke olarak seçmen genel olarak geçmiþ için deðil gelecek için oy verir. Bu yüzden gelecek vurgusu somut adýmlar üzerinden daha fazla iþlenmeli.
Klasik kampanya dönemlerinde kullanýlan caddelerin ve sokaklarýn baþtanbaþa parti bayraklarýyla süslenmesi ve parti araçlarýndan yoðun müzik dinletilmesi bu kampanya döneminde uygulanmadý. Bunda da Erdoðan öncü oldu. AK Parti’nin müzik kullanýmý konusunda ciddi birikimi var. Daha önce yaptýklarý ortada. Fakat 2014 yýlýnda hazýrlanan dombra þarkýsý bir zirve oldu. Dilden dile dolaþtý. Onu bir türlü aþamadý AK Parti. Kuþkusuz tüm süreçlerde profesyonel reklam ajanslarýndan destek alýnýyor. Parti içinden yetkili isimler de sürecin içinde.
AK Parti 17 yýldýr kesintisiz iktidarda. Girdiði her seçimde en fazla halk desteðini alan parti. Yüzde 40 ile 50 arasýnda deðiþen bir oyu var. Yaptýðý kampanya aracýlýðýyla hangi seçmene ulaþma çabasýnda AK Parti?
Aslýnda kampanyalar genel olarak üç tür seçmene ulaþmak için yapýlýr. Birincisi kendi tabanýný konsolide etmek, motivasyonunu artýrmak için yapýlýr. Çünkü bu kelebek etkisiyle pozitif bir tonda etrafa yayýlabilir.
Ýkincisi rakip seçmenin sempatisini kazanmak için yapýlýr. Erdoðan’ýn konuþmalarýna bakýldýðýnda partililerine bu yönde pek çok mesaj verdiði görülüyor. Bize oy vermeyen seçmene de yaptýklarýmýzý düzgün bir dille anlatýn diyor.
Üçüncüsü kararsýz seçmeni ikna edebilmek için yapýlýr kampanyalar. Büyük ölçüde kararsýzlarý etkileyebilen sandýkta ipi göðüslüyor. Bu seçimde partilerin kendi içinde kararsýzlar ve küskünler oluþtuðu için kendi küskünlerini sandýða daha fazla götürebilen ve kararsýzlarýný ikna edebilen partiler ön plana çýkacak.
Cumhur ittifakýnda kampanya boyu AK Parti ve MHP uyumu nasýldý?
Kuþkusuz kurumsal kimlikleri ve parti programlarý ayrý olan iki partiden bahsediyoruz. Fakat iki parti tabaný arasýnda zaten ciddi bir uyum vardý. Hem kültürel kodlar hem de tarih bilinci gibi konularda ortak noktalar çok fazlaydý. FETÖ tarafýndan yapýlan 15 Temmuz darbe giriþimine direniþ iki tabaný daha da yakýnlaþtýrdý. Tam baðýmsýz, milli ve manevi deðerlerine baðlý, güçlü bir Türkiye ideali esas birleþtirici unsur. Erdoðan ve Bahçeli tarafýndan ortaya konulan siyasi irade ile ittifak saðlam bir zeminde ilerliyor. Bu uyumu bozacak yaklaþýmlar dýþlanýyor. Ýki siyasi yapýnýn bir arada bulunmasý Türkiye’nin geleceðine daha güçlü yürümesi bakýmýndan deðerli bir tablo oluþturuyor. Ýzmir, Ankara ve Ýstanbul’da yapýlan ortak mitingler uzun vadede Türkiye’nin siyasal ve toplumsal hafýzasýnda iz býrakacak tonlar taþýyor.
“Memleket iþi, gönül iþi” sloganý ülkenin, partinin ve toplumun zamaný, hissiyatý bakýmýndan doðru muydu?
Rahmetli Erol Olçok AK Parti’nin daha önce kullandýðý “Durmak yok yola devam” sloganýný kullanmaya baþladýklarýnda çok tereddütte olduklarýný, acaba nasýl karþýlanacaðý konusunda endiþeli olduklarýný açýklamýþtý. Fakat sloganýn Erdoðan tarafýndan kullanýlmasýndan sonra çok tuttuðunu, bunun da büyük bir liderlik özelliði olduðunu ifade etmiþti. Çünkü Erdoðan ile seçmeni arasýnda özel bir bað var. Erdoðan’ýn hitabet yeteneði ile slogan birleþince kitlelerde yanký oluþturabiliyor.
AK Parti’nin baþarýsýnýn arkasýnda Erdoðan’ýn 1994 yýlýnda Ýstanbul Belediye Baþkaný seçildiði dönemde elde ettiði baþarýlar yatýyor. Bu seçimde de 94 ruhu olarak çokça zikredildi. O dönemdeki hizmet aþkýyla bu dönemin imkânlarý buluþturulmak isteniyor. Ýkisi bir araya gelince çok daha güçlü bir hizmet anlayýþý ortaya çýkabilir. Bu yüzden sloganlarýn odaðýnda gönülle yapýlan bir iþin ancak düzgün yapýlabileceði ve bu ruhun da AK Parti’de olduðu iþleniyor.
Ýstanbul adayý Binali Yýldýrým’ýn kampanya süreci nasýl geçti sizce?
Binali Yýldýrým tecrübeli ve kendini ispatlamýþ bir siyasetçi. Bunun avantajý var. Tam bir proje adamý. Zaten kampanya söylemini de büyük ölçüde projelerin üstüne kurmuþ. Sempatik kiþiliði, saðlam esprileri karþýlýk buluyor toplumda. “Sakin güç” benzetmesi yapýlabilir Yýldýrým için. Ýstanbul’da MHP tabaný ile de çok uyumlu bir söylem yakalamayý baþarmýþ. Kartal’daki konuþmasýnda yeni yapýlacak kültür merkezlerinden birine Alparslan Türkeþ adýný vereceklerini söylemesi çok ciddi karþýlýk buldu.
Ýstanbul’un temel ihtiyaçlarý denildiðinde trafik sorunu ve yeþil alanlarýn eksikliði ilk akla gelenler. Bu yüzden AK parti sadece Ýstanbul için deðil tüm Türkiye için seçim manifestosunda aðýrlýklý olarak yeþil alan, çevre, geri dönüþüm, kent estetiði ve akýllý þehirler gibi konulara aðýlýk verdi. Binali yýldýrým bu konularda önemli projeler açýkladý Ýstanbullulara. Daha önce baþardýklarýndan dolayý toplumda bir karþýlýðý oluyor Yýldýrým’ýn söylediklerinin. Güven veriyor. Ayrýca gençlere özel bir yer ayýrmýþ durumda. Kütüphane ve gençlik merkezleri baðlamýnda pek çok yeni projesi var. Sosyal medya ve televizyonlar da etkin kullanýlýyor. Mesela Binali Yýldýrým adýna "Yavaþ konuþurum, hýzlý iþ yaparým" baþlýðýyla gençlere yönelik hazýrlanan reklam ve “memleketin neresi” baþlýklý televizyon reklamý bu açýdan oldukça dikkat çekiciydi. Sosyal medyada yoðun þekilde takip ediliyor.
Millet Ýttifaký’nýn Ýstanbul adayý Ekrem Ýmamoðlu CHP’den farklý bir kampanya yürüttü. Nasýl buldunuz?
Ortalama bir CHP’liden farklý bir profili var Ýmamoðlu’nun. Bu yüzden tercih edildiði ortada. Daha fazla sað-muhafazakâr seçmenin oyunu alabilmek için aday gösterilmiþ. O da bunun bilincinde. Bu yüzden zorunlu olmadýkça CHP’li kimliði ile öne çýkmamaya gayret ediyor. CHP baðlamýnda kendisine yöneltilen eleþtiriler konusunda bir ilgisi olmadýðý veya bunlarýn geçmiþte olduðu yönünde cevaplar vererek malum CHP bagajlarýndan kurtulma yolunu seçmiþ. Kampanya stratejisi olarak belirli odak noktalarý var. Mesela bunlardan birincisi çarþý pazarda dolaþarak tanýnýrlýðýný saðlamak. Zaman zaman konu olduðu tartýþmalar da bu açýdan katký sundu Ýmamoðlu’na.
Sokaktaki tartýþmalarda kýzmamaya özen göstermesi, sürekli pozitif bir dil kullanma çabasý baþlangýçta olumlu bir hava oluþturmuþken sürekli ayný tavrýn her durum karþýsýnda sergilenmesi giderek yapaylýk tartýþmasýný gündeme getirmeye baþladý. Bir reklam ajansýnýn hazýrladýðý ajandayý uygulayan bir model havasý oluþmaya baþladý Ýmamoðlu hakkýnda. Bununla birlikte ortalama bir CHP’liden daha baþarýlý olduðu kesin. Ýmamoðlu da hem televizyonlarda hem de sosyal medyada projelerini içeren reklamlarý ile kamuoyuna ulaþýyor. Ayrýca youtube videolarý yoðun þekilde kullanýlmýþ. Twitter ve facebook’taki sponsorlu reklamlarda Ýmamoðlu’nun þahsý etrafýnda hazýrlanmýþ içerikler yer alýyor. Genellikle baþörtülü kadýnlarla ve sakallý amcalarla çekilen fotoðraflar ve videolar ön planda. Ayrýca sýk sýk çocuklarý sevdiði, gençleri önemsediði ve her þeyin iyi, herkesin mutlu olacaðý yönünde bolca mesaj var. Tabi, bunlar bir strateji etrafýnda özellikle tasarlanmýþ içerikler.
Ankara’ya geçelim isterim. AK Parti adayý, MHP’nin Cumhur ittifaký çerçevesinde bu adaylýðý desteklediði Mehmet Özhaseki’den baþlayalým. Aleyhine yürüyen bir anket söylentisiyle baþladý kampanyaya. Ankaralý deðil eleþtirisi çok öne çýktý… Kampanya sizce nasýl yol aldý?
Ankara’da sizin de söylediðiniz gibi baþlangýçta farklý bir tablo oluþtu. “Ankaralýlýk” özelinde baþlayan tartýþma ile kamuoyunda Mehmet Özhaseki’nin geride olduðu yönünde bir söylem dolaþýma sokuldu. Anketçiler de benzer sonuçlar açýkladý. Bunun ciddi bir etkisi oldu Ankaralý seçmen üzerinde. Aslýnda Anadolu’nun tüm þehirlerinde bir hemþehri milliyetçiliði yaygýndýr. Ýstanbul’da böylesi bir kimlik üzerinden siyaset tutmaz fakat Ankara’da farklý oldu. AK Parti ve Özhaseki baþlangýçta oluþan bu tabloyu dönüþtürmek için epey gayret gösteriyor. Nitekim son anketler ile ilk anketler arasýnda çok belirgin bir fark var. Önümüzdeki 5 gün bu açýdan deðerlendirilmesi gereken önemli bir zaman dilimi.
Ya Millet Ýttifaký adayý Mansur Yavaþ?
Millet Ýttifaký adayý Mansur Yavaþ ise birkaç kez televizyonlara çýkýp konuþmak dýþýnda fazla kamuoyu önüne çýkmýyor. CHP adayý olmasýna raðmen “rozetsiz siyaset yapacaðým” söylemini kullanýyor. Miting bile yapmadýlar Ankara’da. Ankaralýlýk dýþýnda üretilebilmiþ bir söylem yok. Ama tuttu. Bazen böyle olur. Böyle olunca da seçmen Özhaseki’nin yerel yönetimler tecrübesini satýn alma konusunda kendi zihnine bariyer koyuyor. Yeni söylemlerle bunu da aþacak formülleri bulmasý gerekiyor Özhaseki’nin.
Öte taraftan HDP Ankara’da Mansur Yavaþ’ý destekleyeceðini açýkladý. Hatta bir adým ileri giderek seçilirse bizim sayemizde seçilmiþ olacak diyerek üstü kapalý tehdit de etti. Yavaþ’ýn bu konularda belirgin bir cevabý olmadý. Gazetecilerin HDP’yi ziyaret edecek misiniz sorusuna “ajans karar verecek” diyerek yeni bir þeyi de literatüre sokmuþ oldu. Tabi, HDP desteði çok önemli Yavaþ için. Oradan gelecek oylarý kaybederse seçimi kazanma þansý yok. Bu yüzden bir taraftan milliyetçiyim, ülkücüyüm diyor ama diðer taraftan HDP’den gelen sert açýklamalar karþýsýnda sessiz kalýyor. Bu da bir stratejidir. Ve uygulanýyor.
Mansur Yavaþ’ý konuþurken sahte senet olayýný da konuþmak gerekiyor mecburen. Son düzlükte iddialý-ispatlý, yürüyen bir durum patladý. Nasýl etkileniyor seçmen bundan?
Aslýnda ortada çok somut bulgular var. Belgeler var. Mesajlar var. Fakat seçim atmosferinde öne çýkartýlýnca seçmen nezdindeki etkisini iyi hesaplamak gerekir. Çünkü siyasal iletiþim literatüründe bu tür iddialar için “bumerang etkisi” ve “kurban sendromu” kavramý kullanýlýr. Yani iddianýz size dönebilir veya itham edilen kiþi toplum nezdinde kurban edilmeye çalýþýlan maðdur olarak algýlanmaya baþlanabilir. Türk siyasal yaþamýnda da bunun pek çok örneði vardýr. Böylesi süreçlerde ince eleyip sýk dokumak gerekir. Kuþkusuz adli süreçlerin muhatabýný yýpratýcý yönünü ýskalamamak gerekir. Hele de ortada gerçekçi þeyler varken. Fakat toplumu buna ikna etmeniz gerekir.
Nasýl bir sonuç bekliyorsunuz desem son soru olarak…
Ýttifaklar olduðundan dolayý tek tek partilerin oy oranýný tespit etmek zor olacak. Yarýþ Türkiye genelinde olsa da gözler Ýstanbul ve Ankara’ya çevrilmiþ durumda. Ýstanbul’da Cumhur Ýttifaký önde görünüyor. Ankara’da ise önceki seçimde olduðu gibi baþa baþ bir yarýþ var. Mutlaka Türkiye genelinde el deðiþtiren belediyeler olacak. Genel oy daðýlýmýnda ise tablonun büyük ölçüde 24 Haziran’la benzer tonlar taþýyacaðýný düþünüyorum. Yerel seçim olduðundan dolayý birkaç puanlýk deðiþiklik olabilir, fakat ana eksen deðiþmeyecek.
Yusuf Özkýr Trabzon’un Araklý ilçesinde doðdu. 2003 yýlýnda Marmara Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisans ve doktora çalýþmalarýný Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim Dalýnda tamamladý. 2016 yýlýndan bu yana Ýstanbul Medipol Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi Gazetecilik Bölümünde akademik hayatýný sürdürmektedir. SETA Vakfý tarafýndan yayýnlanan Kriter dergisinde Yayýn Koordinatörü olarak görev yapan Özkýr’ýn Hürriyet Gazetesi 1948-2012, Militan Gazetecilik ve FETÖ-Medya-Darbe isimli üç kitabý bulunmaktadýr. Aðýrlýklý olarak siyasal iletiþim ve medya konularýna kafa yormaktadýr.