BEKÝR BOZDAÐ: Erdoðan için deðil Erdoðan sonrasý için
BOZDAÐ:Önerdiðimiz sistemde þahsa göre düzenleme yok. Ben Tayyip Bey’i seviyorum ama Cumhurbaþkanlýðý hükümet sistemine Türkiye ve Türk Milleti için ‘Evet’ diyorum. Bu sistem esasen Erdoðan sonrasýný garanti altýna alan bir sistem. Çünkü bu sistem özelliklerinden birisi güçlü liderlik özellikleri olan ve halkýn yüzde 50+1'nin oyunu alabilen kiþilerin Türkiye’yi yönetmesidir.
***
Türkiye her on yýlda bir demokrasisini sekteye uðratan, halk iradesini yere çalan vesayet rejimini geride býrakabilmek için gün sayýyor. 48 gün sonra halk sandýða gidecek ve "yasama organý gibi yürütme organýný da kendin mi seçmek istersin yoksa vekil olarak atadýklarýn mý" sorusuna cevap verecek. Cevabýn yüzde 50+1 EVET çýkmasý halinde sandýkta iktidar yetkisi alamayan ama Ankara'da hüküm sürebilmek için her yolu deneyen vesayetçilik tarih olacak. Koalisyon hükümetleri, istikrarsýzlýk, belirsizlik, kuvvetler karmaþasý da öyle.
Toplumun bir kesimi üzerinden buldozer gibi geçen 28 Þubat post modern darbesinin 20. sene-i devriyesinde Türkiye geleceðini konuþuyor.
Ben de Cumhurbaþkanlýðý Hükümet Sistemini en iyi bilen isimlerden olan Adalet Bakaný Sayýn Bekir Bozdað'a yeni sistemin neler getireceðini ve güçlü vesayet-zayýf siyaset dengesinin nasýl bozulacaðýný sordum.
***
Sizinle 2015 baharýnda yaptýðýmýz son röportajda parlamenter sistemin suiistimale açýk olduðunu söylemiþtiniz. 28 Þubat’ta hükümet düþürten post modern darbenin, 2007’deki yapay 367 krizinin sebebine bakýnca vesayetin Meclisteki çoðunluðu yani siyaseti, sivil iradeyi, velhasýl millet egemenliðini baskýladýðýný görüyoruz. 28 Þubat’ýn sene-i devriyesinde, cumhurbaþkanlýðý hükümet sistemi deðiþikliðinin arefesinde “vesayet-siyaset iliþkisi hakkýnda öncelikle ne demek istersiniz?
Mevcut Anayasanýn takdim ettiði hükümet sistemi, milletten alýnamayan iktidarýn Ankara’da alýnmasýný öngörüyor. Yani sandýkta alýnamayan iktidar Ankara’da alýnýyor. Bunun geçmiþte iki tür örneði var; birisi ahlaksýz ve hukuksuz yöntemlerle yapýlan transferdir, tehdit ve þantajdýr. Diðeri darbe teþebbüsleridir. Demokrat Parti’ni önü seçimlerle kesilemedi, milletten iktidarý alamadýlar ve 27 Mayýs 1960’da darbe yaptýlar. 1971 Muhtýrasý da böyle. 12 Mart’ta çift meclis var, bir senato, bir millet meclisi var. 71’de muhtýra Mecliste okundu, milletvekilleri dinledi. 2016’da ise darbeye karþý ölümüne direnen bir Meclis vardý. Muhtýrayý sinerek dinleyen bir Meclis olmadý. 12 Eylül’de de bahaneler farklý ama sonuç ayný. 28 Þubat daha dün gibi hafýzamýzda. Milletin sandýkta vermediði iktidarý Ankara’da paylaþmak istediler. Sayýn Erbakan’ý istifa ettirdiler. 276 Milletvekili Doðru Yol Partisi’nin genel baþkaný Sayýn Tansu Çiller’e hükümet kurmasý halinde güvenoyu vereceðine dair imza verdi ama Demirel, Tansu Haným’a hükümet kurma görevi vermedi. Bu arada Doðru Yol Partisi kapandý bölündü, içinden yeni bir parti çýkardý. 28 Þubat Postmodern Darbesi iktidarý indirme hedefine de, istediði iktidarý kurdurma hedefine de ulaþtý. Ak Parti döneminde kimi hazýrlýk, kimi daha ileri aþamada benzeri giriþimler oldu. Yargýya yansýdý. Ardýndan 27 Nisan e-muhtýrasý oldu ve biz o muhtýrayý yýrtýp çöpe attýk. Cumhurbaþkanlýðý seçim krizi oldu 2007’de, 367 olayý oldu, biz siyasi iktidar olarak bu vesayet giriþimlerini tanýmadýk.
AK PARTÝ MUHTIRAYI ÇÖPE ATTI
Aslýnda ne sistem ne zihniyet deðiþmemiþti. Vesayet odaklarý hala güçlü ve aktifti. AK Parti’ye vesayet dayatmalarýný, muhtýralarý çöpe atma gücü veren neydi?
AK Parti’ye gücünü veren halktýr, bu halkýn duasý ve desteði AK Partinin iktidardaki gücü ve yaptýklarýnýn sebebidir. AK Parti’nin arkasýnda yüzde 50’ye varan destek olmasa AK Parti bu cesur adýmlarý atamazdý. Öte yandan liderlik çok önemli. Cumhuriyet tarihinde çok liderimiz oldu ama Tayyip Bey’in Millet iradesine kast edenlere karþý hem hukuken hem demokratik duruþu çok net, çok cesurca. Geçmiþte darbeler oldu, Meclis oturup muhtýrayý dinledi ama kimse halký sokaða çaðýrma cesareti gösteremedi. Tayyip Bey darbenin karþýsýnda gerekirse ölmeye karar verdi ve halkýyla beraber meydanlara indi. Halkýn bu cesur liderliðe verdiði destekle liderlik birleþtiði zaman AK Parti’nin baþarý öyküsü ortaya çýkýyor.
HALKIN DUASI, LÝDERÝN AKLI
Bunu miletle, cumhurla buluþma birleþme olarak deðil otoriterlik, diktatörlük olarak ifade edenler var?
Dünyanýn neresinde darbe yapanlara karþý demokrasiyi ölümüne savunup, ölmek için sokaða çýkan bir lider var? Demokrasi için, hukuk devleti için, insan haklarý için, milli iradenin seçtiklerinin fazlasý ve müdafaasý için ölmeyi göze alýyor ve halkýyla beraber sokaklara çýkýyor? AK Parti’nin gücü; halk duasý ve desteði, çok güçlü, samimi, net, mert, gizli ajandasý olmayan, her þeyini milletle paylaþan, milletle beraber yol tayin eden, güçlü bir liderliðinin olmasýdýr. Tabii Rabbimin yardýmý da var.
TAYYÝP BEY ÝÇÝN DEÐÝL TÜRKÝYE ÝÇÝN EVET
CHP diyor ki; iktidar þahsileþecek, bir kiþiye çok fazla yetki veriliyor. Ne diyorsunuz?
Cumhurbaþkanlýðý hükümet sistemi tam da iktidarýn þahsileþmesini önleyecek bir sistem. Yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirinden tamamen ayrýlmasýný ve birbirine karþý tam baðýmsýz olmasýný temin ediyor. Þahsileþme, tüm güçleri bir araya toplarsanýz olur. Ayrýca bir sistem, bir þahýs için kurulursa o zaman þahsileþmeden bahsedebilirsiniz. Önerdiðimiz sistemde þahsa göre düzenleme yok. Ben Tayyip Bey’i seviyorum ama Cumhurbaþkanlýðý hükümet sistemine Tayyip Bey’i sevdiðim için deðil, Türkiye ve Türk Milleti için ‘Evet’ diyorum. Tayyip Bey bugün Türkiye’nin Cumhurbaþkaný, mevcut sisteme göre yasama-yürütme birlikte. Tayyip Bey’in veya AK Partinin Cumhurbaþkanlýðý hükümet sistemine geçmeyi istemesi güçleri bir elde toplamaksa eðer, bunun bir anlamý yok.
ERBAKAN, TÜRKEÞ, DEMÝREL, ÖZAL
Neden istiyor peki?
Geçmiþte Erbakan ve Türkeþ daha siyasi hayatlarýnýn baþýnda “baþkanlýk sistemi istiyoruz” diyorlar. Özal ve Demirel, cumhurbaþkaný olduktan sonra, devleti yönetme tecrübesi üzerine onlar da baþkanlýk sistemini istiyorlar. Erbakan ve Türkeþ bu sisteme geçecek güçleri olmadýðý halde bunu istiyorlar, Özal ve Demirel ise eldeki gücü kaybettiklerinde istiyorlar. Tayyip Bey’in önceki liderlerden farký; bu iþi yapabilme güç ve kuvvetinin olduðu anda bunu istemesidir. Tayyip Bey baþkanlýk sisteminin Türkiye için en doðru sistem olduðunu önceden beri söylüyordu. Rasyonel bir siyasettir bu. Neden istiyor? Türkiye’nin yönetilme þeklini Baþbakan olarak da yaþadý, Cumhurbaþkaný olarak da. Türkiye’nin bu gidiþinden netice almasýnýn mümkün olmadýðýný gördüðü için, Türkiye için bunu istiyor, kendisi için deðil. Bu meseleye Türkiye meselesi olarak bakýlýyor.
HALÝHAZIRDA YASAMA FAALÝYETÝ YÜZDE 99 HÜKÜMETE AÝT
Yasama ve yürütmenin ayrýlmasý gerektiði üzerinden mi bakýlýyor?
Bugün de deniyor ki kuvvetler bir yerde birleþiyor. Kesinlikle söz konusu deðil, bilakis bu sistem kuvvetlerin bir elde toplanmasýnýn önüne geçiyor. Mevcut sistemde yasama seçimi yapýlýyor ama yürütme seçimi yapýlmýyor. Yürütme, yasamadan çýkýyor ancak yasamanýn üye tam sayýsýnýn çýkmasýna dayanýyor. Kanunlar ve kararlar da salt çoðunluða göre alýnýyor. Komisyonda, genel kurulda salt çoðunluk kime ait? Hükümete. Bu, hükümete raðmen mecliste bir konunun gündeme alýnmamasý demektir. Bugün kuvvetler kâðýt üzerinde ayrý. Fiilen yürütmenin kontrolünde bir yasama var çünkü iktidar grubu kendini, yürütmenin de parçasý kabul eder. Önerdiðimiz sistemle yürütmeyi de halk kendisi seçecek, yasamayý da halk seçecek. Mevcut anayasa halka doðrudan yürütmeyi seçme yetkisini vermiyor. Yürütmeyi seçmeye halký yetkin görmüyor. “Sadece milletvekillerini seç, hükümet onun içinden çýksýn” diyor. Anayasa deðiþikliðinin halka sorulacak en önemli sorusu budur; “Türkiye’yi yönetecek hükümeti doðrudan seçmek istiyor musun istemiyor musun? Ben hükümeti seçeceðim diyorsan ‘Evet’ demelisin, yok ben hükümeti seçmek istemiyorum veya kendimi buna ehil görmüyorum, ben vekil seçeyim vekiller hükümeti seçsin diyorsan o zaman ‘Hayýr’ diyeceksin”. Halkoyuna sunulan öneri yürütmeyi ve yasamayý daha iþin baþýnda birbirinden ayýrýyor. Þu an yasamada çýkan kanunlarýn yüzde 99’u kanun tasarýsýdýr yani Hükümetin çalýþmasýdýr, yüzde 1’i milletvekili teklifidir, onlar da hükümetin onay verdiði teklifler. Ama þimdi Hükümet komisyonda oturmayacak, genel kurula gitmeyecek, kanun tasarýsý vermeyecek ve bütün yasama iþlerini milletvekilleri yapacak. Teklifi de onlar verecek, komisyonda ve genel kurulda kabul veya reddetme kararýný da onlar verecek. Bütün bu faaliyetlerde hükümet olmayacak. Sadece bütçe kanunu hükümet verecek. Peki, bu halde yasama ve yürütmeyi ayýrýyor mu birleþtiriyor mu?
ÝKTÝDAR TEKELLEÞMÝYOR
Yasama ve yürütme halkoyuyla seçilecek, yürütmenin baþýný cumhurbaþkanýný halk seçecek ama hükümetin üyelerini o tek kiþi seçecek. Bu da iktidarýn tekelleþmesidir eleþtirisine cevabýnýz ne?
Mevcut anayasamýzda yürütme yetkisi Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaþkaný tarafýndan kullanýlýr ve yerine getirilir. Önerilen sistemde, Cumhurbaþkanýnca yürütme yetkisi kullanýlýyor. Cumhurbaþkaný bu yetkiyi nasýl kullanacak? Cumhurbaþkaný yardýmcýlarý, bakanlar olacak. Fakat þimdi öyle bir hava oluþturuluyor ki, bakanlar kalkýyor, baþbakan yardýmcýlarý kalkýyor, baþbakan kalkýyor ve tek kiþi hem adalet bakaný, hem milli savunma bakaný, hem sanayi bakaný olacak gibi bir algý oluþturuluyor. Yürütme yetkisi cumhurbaþkanýna veriliyor ama cumhurbaþkaný bu yetkiyi anayasanýn düzenlemesine göre kullanacak. Bakanlarý ve cumhurbaþkaný yardýmcýlarý olacak yani bakanlar kurulu yine olacak. Bakanlarýn hepsi milletvekili seçilme yeterliliðine sahip olacak ve atandýktan sonra da gelip TBMM huzurunda yemin edecek. Dolayýsýyla cumhurbaþkanýnýn yürütme yetkisini kullanmasý bugünki hükümetin yürütme yetkisini kullanmasýyla ayný olacak.
YASAMA VE YÜRÜTMEDE TAM BAÐIMSIZLIK OLACAK
Peki, bakanlarýn vekil olmamasýnýn nasýl bir avantajý olacak?
Bu sistem, yasama ve yürütmeyi birbirine karþý tam baðýmsýz yaptýðý için yürütmede görev alanlarýn yasama da görev almasýna izin vermiyor. Bir milletvekili yürütmede bakan olabilir, Cumhurbaþkaný Yardýmcýsý olabilir ama o zaman milletvekilliði sona erecektir. Yürütme organý, yürütme yetkisini doðrudan halktan alýyor, halka ve meclise karþý sorumluluðu vardýr. Bununla birlikte, ayný anda iki yerde görev alma uygulamasýna da son veriyor. Kuvvetler ayrýlýðýný tam saðlayan bir sistem bu. Kuvvetler bir elde toplanmasýn diye, ne yürütme ne de yasama birbirleri üzerinde güç kurmasýn diye sistemin kendi içinde bir fren sistemi var.
BAKAN - VEKÝL SEÇÝMÝ
Bakan düzeyinde siyaset yapan insanlar da, aslýnda tüm siyasetçiler de bir seçim yapmak durumunda kalacak. Seçime girmeyip bekleyeyim, belki görev teblið edilir gibi bir seçenekle seçime girip vekil olayým seçeneðinden birini seçecek ilgili kiþi. Yoksa vekil olursa da istifa etmek zorunda kalacak. 21 madde 18’e indirildiðinde yedek milletvekilliði de tasarýdan çýkmýþ oldu. Öyle olsaydý istifa eden vekilin yeri doldurulabilirdi ama artýk öyle deðil. Cumhurbaþkaný þayet bakanlarýný Meclisten seçerse, bu þekilde diyelim ki 15 kiþi meclisten eksilirse, durum nasýl olacak?
Bu sistem doðasý gereði meclis dýþý bakan atamasýna özendiriyor, mecliste cumhurbaþkanýnýn partisine mensup milletvekilleri sayýsý azaldýðý zaman mecliste ki gücü azalacaktýr, dolayýsýyla bir iki tane belki olabilir, çok sayýda olacaðý kanaatinde deðilim. Meclise girmiþ vekillerden on tane, onbeþ tane bakan yaparsa bu ne rasyonel, ne de doðru olur. Mecliste de sayýya ihtiyaç var, meclisin dýþýndan bakanlarýn atanmasý esastýr, meclisten atanmasý istisnadýr. Biz hep meclisten bakan çýkmasýna alýþtýðýmýz için, sanki yeni sisteme geçilince de milletvekili olanlar oradan bakan olacak zannediliyor ama sistem böyle deðil. Ýstisna da olsa meclisten birisi Cumhurbaþkaný yardýmcýsý veya bakan olursa milletvekilliðinden otomatikman ayrýlýyor, o þekilde yeni görevi devralýyor.
BAKANLAR KURULUNUN BAÞARI POTANSÝYELÝ YÜKSEK OLACAKTIR
Bir uzmanlar kabinesi gibi mi olacak öyleyse hükümet?
‘Sadece milletvekillerinden Bakan olur da onun dýþýndakilerden bakan olmaz demek’ millete karþý saygýsýzlýk olur. Milletvekili olmaya ehil bu ülkede on milyonlarca insan var. Zaten bu sistemde kimsenin bakan olmak gibi bir garantisi yok. Cumhurbaþkaný birlikte baþarýlý olacaðý bir ekip kurmak durumundadýr. Halkýn yüzde 51’inin oyunu alarak seçileceði için baþarýlý olmasý þart, bunun için her alanda milletin takdirini toplayacak, baþarýdan baþarýya koþmayý saðlayacak bir ekip kuracaktýr. Bu da cumhurbaþkanýnýn hükümet kurarken elini güçlendirecektir.
TÜM CUMHURBAÞKANLARI TARAFLIYDI
Partili Cumhurbaþkanlýðý konusu da oldukça tartýþmalý bir konu. Partisi ile iliþkisi devam edecek ve belki de genel baþkan olacak. Özellikle genel baþkan olmasý halinde yüzde 51 oyu almýþ bir parti mecliste de çoðunluðu oluþturursa, vekil adaylarýný o belirlerse, hem yürütmeye hem yasamaya hakim olmuþ mu olur? CHP bunu iddia ediyor, eleþtiriyor.
CHP hala parlamenter sistemden cumhurbaþkaný hükümet sistemine bakýyor. Parlamenter sistemi biz deðiþtiriyoruz, Cumhurbaþkaný hükümet sistemine geçiyor yeni sistemin gereklerine bakmýyor. Bu yeni sistemin mantýðýnda Cumhurbaþkanýnýn partili olmasý esastýr. Þöyle bir geçmiþimize bakýldýðýnda, Atatürk, Ýnönü, Celal Bayar hepsi partilidir. CHP’nin kongre kararlarý 61 anayasasýnýn maddelerine dönüþmüþtür, CHP ve o zihniyet darbeyi yapan zihniyet Türkye’de millet iradesiyle iktidara gelme ihtimalinin her geçen gün daha da azaldýðýný görünce cumhurbaþkanýnýn partiyle iliþiðini keselim ki sandýkta halkýn bize vermediði yetkiyi burda biz cumhurbaþkaný vasýtasýyla kullanalým, fikri var. Cumhurbaþkanýnýn istemediði birisini bakan yapamaz, görevden alýnmasýný istemediði birini de görevden alamaz. Yani millet sandýkta kimi en çok milletvekiliyle meclise gönderirse göndersin cumhurbaþkanýnýn istemediði biri bu sistemde, bakan da olamaz görevden de alýnamaz, Baþbakan da olamaz. Milletvekillleri arasýndan cumhurbaþkaný buradan sistemi kontrol ediyor. Esas olan burada halk iktidarý vermeyince, partiyle iliþiði keseceðiz ama cumhurbaþkaný herþeye karýþacak partisizmiþ diye ama vesayet güçleri adýna herþeyi tanzim edecek herþeyi dizayn edecek, öyle kurgulanmýþ. Bu anayasa deðiþikliðiye, vesayet düzeni ortadan kaldýrýlýyor. Cumhurbaþkaný halk hükümeti doðrudan sandýkta tutuyor yetkiyi sandýkta veriyor. Güvenoyunu sandýkta veriyor halkýn seçtiði cumhurbaþkaný da kabinesinden aldýðý yetkiye istinaden seçimi oluþturuyor, yoluna öyle devam ediyor. Þu anda Türkiye’de baþbakan partili mi? Yürütme yetkisini kullanýyor mu? Evet. Bütün güç elinde mi? Genel baþkan mý? Parti grubu elinde mi? Evet, hükümet bu durumda. Hükümet partili baþbakan partili cumhurbaþkaný sembolik dili neden iliþiðin kesildiðini söyledim ama halkýn iradesini kontrol etmek için bu yapýlmýþ ama sembolik olmayan baþbakan var, icracý, o partili, öte yandan belediye baþkaný var, partili milletvekillleri var partili milletvekili olursanýz baðýmsýz tarafsýz görev yapacaksýnýz, baþbakan olursanýz, bakan olursanýz ya da tarafsýz görev yapacaksýnýz hepsi, meclis baþkaný bile partili ama Türkiye’nin cumhurbaþkaný olursanýz kýyamet kopar bu siyasete güvenmemektir. Siyasete ve millete güvenmemektir.
AHMET NECDET SEZER CHP ZÝHNÝYETLÝ DEÐÝL MÝYDÝ?
Ben Türkiye Cumhurtiyeti tarihinde partisiz tek bir cumhurbaþkaný olduðuna inanmýyorum. Hepsi partili. Ahmet Necdet Sezer bal gibi CHP zihniyetinin bir temsilcisi yani baktýðýnda öyledir kim diyebilir o partisiz diye, 28 Þubat uygulamalarýnýn takipçisi CHP zihniyetinin Çankaya’daki bekçisi onu yaptý. Demirel Doðru Yol Partisini kurmuþ yönetmiþ baþbakan olmuþ, cumhurbaþkaný olmuþ, partiyle iliþiði kesilir denildiði zaman demirel þimdi partisiz mi oldu. Rahmetli Özal Anavatan Partisini kurmuþ iktidara getirmiþ iliþiði kesilince Özal partisiz mi oldu, Sayýn Gül partisizmiydi. Tayyip Erdoðan, Ak Partiyi kurmuþ baþarýdan baþarýya taþýmýþ þimdi cumhurbaþkaný seçilmiþ kâðýt üzerinde iliþiði kesilir deyince Tayyip Erdoðan partisiz mi olacak? Sayýn Abdullah Gül partiliydi, Sayýn Sezer de partiliydi, merhum Demirel, Özal’da Partiliydi. Generaller içinde ayný þeyi söyleyebiliriz sonuçta Kenan Evren bütün partileri kapattý saðdan soldan astý ya da neyin temsilcisiydi. Evrende kendini cumhurbaþkaný seçtirdi. Darbeci birini demokratik siyasetin bütün yolarýný kullanarak hür ve demokratik seçimlerle iktidara gelen insanlarla mukayese etmek yanlýþtýr halk 82 anayasasýna Kenan Paþayý seçmek için oy vermedi. O zaman herkes diyor böyle böyle darbeciler bu ülkenin baþýndan defolup gitsinler diye oy verdi. Bunu hepimizin görmesi lazým þimdi Kenan Paþayý beðendiði için deðil o zaman darbeciler gelmiþ yönetime el koymuþ bundan rahatsýz býrakýp gitsinler diye yapýyor. Normal demokratik düzen içerisinde siyaset yapmýþ siyasetin içinden gelmiþ cumhurbaþkanlarýmýzý kýyaslamanýn çok doðru bir yaklaþým olduðunu görmüyorum ne yapacaðýz o zaman darbeci cumhurbaþkanlarýný mý arayacaðýz? Cevdet Sunay, Cemal Gürsel, Fahri Korutürk, Kenan Evren hangi zihniyeti temsil ediyor bunlar? Yaptýklarý icraatlara bakýldýðýnda o zihniyete daha yakýþýr. Biraz önce saydýðým isimlerin hepside öyledir. Yani Kenan Paþa bir oradan, bir buradan yapmýþtýr büyük bir haksýzlýk, hukuksuzluk yanlýþ yapmýþtýr ama icraati ortada. Ben bütün darbecilerin bir zihniyete yakýnlýk uzaklýk babýndan deðerlendirilmeli. CHP zihniyetine çok yakýþtýðýný görüyorum. Bunu söylemekte de bir beis görmem.
PARTÝLÝ OLMAK HÝZMETÝN ADALETÝNÝ DE TEMSÝLÝN DEÐERÝNÝ ETKÝLEMEZ
Partili Cumhurbaþkaný belli bir tabanýn oyuyla seçilecek ve tarafsýz makamý nasýl temsil edecek? Partililik, tarafsýzlýða izin vermeyecek, herkes kendini dýþlanmýþ hissedecek deniliyor?
Bu büyük bir çarpýtma. Þu anda baþbakan partili mi? Genel baþkan mý? Evet. Peki Türkiye’nin her tarafýna bütün hizmetleri götürüyor. Baþbakanýn parlementer sistemde partili olmasýnýn ülkeye tarafsýz hizmet yapmasýnýn önünde bir engel olarak görmüyorum. Benim anladýðým tarafsýzlýk þu, siz yaptýðýnýz hizmetlerle insanlara eþit muamele yaptýðýnýzda bu tarafsýzlýktýr. Ak Parti döneminde Sayýn Cumhurbaþkanýmýz partili baþbakan iken partili, þimdi de partili. Bizden olan var olamayan var hiçbir ayrýmcýlýk yapmadýk belediyecilik konusunda bu milletin her yerine hizmet konusunda tarafsýzlýk budur. Tayyip Erdoðan ve arkadaþlarý Türkiye’ye yaptýðý hizmetlerle oy versin, vermesin heryere koyduðu kazandýrdýðý eserlerle tarafsýzlýðýný ispat etmiþtir. Bundan sonra da öyle olacaktýr. Yüzde 34 ile Ak Parti ilk dönem iktidar oldu. Türkiye’de yüzde 24 bütün yönetimi eline alabiliyor koalisyonda. Öbür taraftan %22 alabiliyor, %78 onun karþýsýnda oluyor buna güzel diyorsun %34 alýyor, %66’sý bunun karþýsýnda duruyor bu da güzel diyorsun ya, gelin bir sistem kuralým bu sistemde yürütme yetkisini elinde bulunduran kiþi en az bu milletin %51’nin desteðini alsýn, oy veren iki kiþiden birinin desteðini alsýn diyoruz, bunun neresi kötü? Türkiye’yi çok az bir grubun oyunu alan bir hükümet yönetmeyecek. Çoðunluðun oyunu alan bir hükümet yönetecek. Hükümet daha iþin baþýnda bütün hükümeti kucaklayan bir hükümetin kurulmasýný zorunlu kýlýyor. Milletin % 51’inin oyunu alan herkesin oyunu almýþ gibi, kime ayrýmcýlýk yapacak.
LAÝKLERÝN DE DÝNDARLARIN DA TEMÝNATI YÜZDE 50+1
Yüzde 50 + 1 almak toplumun merkezinin yarýsýndan fazlasýnýn güvenini almak demektir, dediniz. CHP’den Akif Hamzaçebi dedi ki “Erdoðan baþkan olsun diye bu sistemi getirenler bir gün laik bir diktatörle de karþýlaþabilirler”. Laik birinin de bu yetkileri kullanacak olmasýna karþýn belli bir çevrelerde bir tedirginlik olsun, bu da evete deðil hayýra hizmet etsin mi isteniyor?
Esasýnda bu sistem tüm bunlarýn panzehiri. Bu sistemde toplumun inançlarýna, farklýlýklarýna, kültürlerine, renklerine saygý duymayan bir siyasi parti adayýnýn seçilme þansý yok. Hem laikler için bu sistem bir teminattýr hem de muhafazakar insanlar için bu sistem teminattýr vb. tüm farklý görüþler için. Ak Parti yüzde 49 biliyor ki bu oylarýn hepsi sabit deðil, oylarý azalabilir, deðiþebilir, vazgeçebilir. Bu yüzden diðer partilere oy veren insanlarýn kabullerine, redlerine, inançlarýna deðerlerine saygý duyan bir dil geliþtirmiþ olacaktýr. CHP yüzde 26, yüzde 51’i almak için ne yapacak? Bu ülkede dini deðerlerine önem veren muhafazakar çevrelere karþýn bir saygýsýzlýk yapýlabilir mi? CHP’nin kendi oyuyla birini Cumhurbaþkaný seçtirme imkaný yok. Ak Parti, MHP, HDP tabanýndan oy verdirmeli, tek HDP’de yetmez çünkü ona. Tüm diðer partilerin hassasiyetleriyle, deðerleriyle kavga eden birisini býrakýn cumhurbaþkaný seçmeyi, aday gösteremezler. Bu sistem adý bile CHP’nin politikalarýný deðiþtimeye yetti. Kýlýçtaroðlu Anayasa mahkemesine gideceðiz dedi. Parti, grup baþkan vekilleri öyle dedi, milletvekilleri de bunu dedi ama sonunda vazgeçtiler. Peki bunun için ne dediler? Biz halka güveniyoruz red çýkacak dediler. Ama sebep o deðil, oysa Anayasa Mahkemesi bunu reddecek biliyorlar, reddedince de halka giderken eli zayýflayacak. Halk karar verecek çünkü %51’in oyuna ihtiyacý var. Kendi oyu yüzde 26 yani 25 puana ihtiyaç var. Bu sebepen mahkeme kapýsýnda kavgalý olma görüntüsü halkýn benim dediðim yönde oy vermesine engel olur diye anayasa mahkemesine gitmeyi 40 yýldýr alýþkanlýk haline getiren bir parti, bundan vazgeçti. Geçenlerde baþörtülü bir hanýmefendiye hakaret edildi, saygýsýzlýk yapýldý, Sayýn Kýlýçdaroðlu gitti evini ziyaret etti. Arkasýndan bir genelbaþkan yardýmcýsý ‘AKP demeyelim AK Parti diyelim’ dedi. Sistemin adý bile CHP’nin dilini deðiþtirmeye yeti.
BAKIN CHP DEÐÝÞMEYE BAÞLADI BÝLE
CHP AK Parti ve MHP tabanýna mý ulaþmaya çalýþýyor?
Kendi tabanýyla imkan elde edemeyeceðini görünce Ak Parti, MHP ve diðer tabanlarýn hoþuna gidecek bir söylem geliþtirmeye çalýþýyor ve eylem yapýyor. Bu sistem olduðu zaman Sayýn Hamzaçebi’nin dediði gibi birisini aday dahi göstermeyi aklýnýn ucundan geçiremez çünkü öyle biri yüzde 26’yý dahi bu milletten alamaz. Bakýn bir þey daha söyleyeceðim orada kalktý bir bayan ‘Bu ezanlar ki þehadetleri dinin temeli ancak, benim yurdumun üstünde inlememeli’ dedi. Eðer cumhurbaþkaný sistemi olsa CHP parti meclisinde bu hanýmý saniye bile tutmaz. Sistem deðiþikliði olduktan sonra da tutmayacaktýr, bu milletin deðerlerine kabullerine redlerine anlayýþlarýna saygýsýzlýk eden birisinin siyasette yer bulma þansý yok ve cumhurbaþkaný adayý olma cumhurbaþkaný seçimi kazanma durumu da yok. Çünkü bu sistem uçlarda olanlara, radikal olanlara, eðilimleri olanlara, hem laikçilik yapanlara hem de baþka tür aþýrýlýk içinde olanlara iktidar olma imkaný vermiyor. Ve bu sistem herkesi uçlardan merkeze çekecek ve merkezi güçlendirecek. Merkezi güçlendiðinde de Türkiye güçlenecek.
CHP YÜZDE 25 ÝLE CUMHURBAÞKANI ÇIKARAMAZ
CHP bu deðiþiklik önerisine ‘Hayýr’ oyu çýksa bile bu sistemin önerdiði siyaset biçimini yapmaya baþladý diyorsunuz…
Sistem önce CHP’yi deðiþtirdi. Sistemin adý bile yetti CHP’nin deðiþmesine. Onun için sayýn Hamzaçebi laikçilik yapan birisini CHP laikçilik yapan birisini partilerinde siyaset bile yapýlmasýnda o sistemi geldiðinde birþey yapmazlar yani diyecekler ki bu bize zarar verecek. Sen halkýn inançlarýyla kavga mý ediyorsun? Bizim bu halkýn oyuna ihtiyacýmýz var yüzde 51 alacaðýz yüzde 25’iz o zaman geri kalan 26 puaný karþý olduðumuz insanlardan alacaðýz. Nasýl alacaðýz?Onlara hakaret yani bidon kafalý diyerek alabilir mi? Göbeðini kaþýyan adam diyerek alabilir mi? Bunlar okuma yazma bilmiyor cahil cühela diyerek alabilir mi? Makarnaya, kömüre oy satýyor diyerek alabilir mi? Bütün bu baþarýsýzlýðýný, beceriksizliðini halka hakaretle gidererek halktan oy alamaz. Bakýn bütün bu laflarýn hepsi tarihe havale olacak.
CHP’NÝN ERDOÐAN SEVGÝSÝ GÖZLERÝMÝ YAÞARTTI
CHP ya da Hayýr deme eðilimli kesim AK Parti içindeki olasý kararsýzlýklarý ve MHP içindeki parçalanmayý fýrsat bilerek ya Erdoðan olmazsa diye soruyorlar. “Erdoðan’ý biliyoruz 30 yýldýr bu siyasetin içinde ne yaptýðýný, ne yapmadýðýný biliyoruz. Sevsek de, sevmesek de biliyoruz ama ya Erdoðan’dan sonra bu kadar fazla yetki bir baþkasý kullanýrsa” diyerek ne yapmak istiyorlar?
CHP’lilerin þimdilerde bu kadar Erdoðancý olmasanýndan dolayý gözlerim yaþardý. Yani CHP’lilerin efendim HDP’liler “Hayýr’’ diyenler Cumhubaþkanýmýzý bu kadar seviyorlarsa niye “Evet” demiyorlar. Þimdi o kadar düþünüyorlar. Bu sistem esasýnda Erdoðan’dan sonrasýný garanti altýna alan bir sistem. Neden? Çünkü bu sistem özelliklerinden birisi güçlü liderlik özellikleri olan kiþilerin Türkiye’yi yönetmesidir. Hatýrlarsanýz 2014’te Cumhurbaþkanlýðý seçimi oldu, esasýnda bu sistemin ilk uygulamasý odur. Ne oldu bir yanda AK Parti adayý Sayýn Cumhurbaþkanýmýz diðer yandan da diðer partiler Cumhurbaþkanýmýz karþýsýnda en güçlü gördükleri bir ismi aradýlar hatta yurtdýþýndan ithal yaptýlar ve aday koydular.
ZAYIF ADAY SÝLÝNECEK
Çatý adayý Ekmeleddin Ýhsanoðlu…
Koydular çünkü yüzde 51’in oyuna ihtiyaçlarý var, güçlü bir adaya ihtiyaç var. Ekmeleddin Bey’i güçlü gördüler. Getirip aday koydular. Ama bundan sonra Türkiye’nin yönetimine gelecek kiþiler liderlik özellikleriyle, ahlakýyla, ehliyetiyle cesaretiyle güçlü kiþiler olacaktýr. Tayyip Bey’den sonra kim gelirse gelsin sonuçta güçlü liderlik özelliklerine sahip olan bu milletin yüzde 50’sinin asgari duasýný ve oyunu almayý baþaran birisi yönetecek kim yönetir ise yönetsin sonuçta Türkiye kazanacak. Ýster AK Parti’nin içerisinden birisi kazansýn ister baþka partiden bir aday kazansýn Türkiye kazancaktýr. Çünkü bu system kim iktidar olursa olsun kazandýðý sonuçlarýn ortaya çýkmasýný zorunlu kýlan bir sistem. Zayýf liderler sistemi sona eriyor yani sistemin özü gereði... Bir de sistem deðiþimini zorunlu kýlan bir sistemde.
KAYBEDEN GÝDER
Ne manada?
Þu anlamda; aday oldunuz Cumhurbaþkanlýðýna kaybettiniz gidiyorsunuz. Kaybeden kaybolur siyasetten yani siz býrakýyorsunuz. Kazandýnýz baþarýsýz oldunuz 5 yýl sonra gidiyorsunuz. Baþarýlý oldunuz milletten bir daha yetki aldýnýz, tekrar baþarýlý oldunuz 10 yýl sonra. En baþarýlý siyasal aktörün bile Türkiye’yi en fazla 10 yýl yönetmesine izin veriyor. Tabi bu ne demektir siyatte de sürekli deðiþim demektir. Türkiye’yi yöneten en güçlü aktör Cumhurbaþkaný, hükümet diyelim, hükümetin azami çok baþarýlý olsa bile on yýlda bir deðiþik ellere geçmesi, deðiþik kiþiler tarafýndan yönetilmesi demektir. Bu Türkiye’yi yöneten siyasal aktörelerinde deðiþmesi demektir. Hem yasamaya bu yansýr çünkü Partili Cumhurbaþkaný olacaðý için yasamda ki deðiþime de bu yansýyacaktýr, hem yönetimde deðiþime hem de milletvekillerine bu yansýyacaktýr. Yani bunun bir anlamý Türkiye’yi yöneten siyasal aktörlerin on yýlda bir deðiþmesi demektir.
EN UZUN ÖMÜRLÜSÜ 10 YIL KALACAK
Siyaset bir meslek olarak görülmeyecek yani…
Bu deðiþimi zorunlu kýlan bir sistem esasýnda, kimse gelip de “Ben gitmem diyemiyor.” Bu sistemde geldiniz, kaybettiniz, gidiyorsunuz. Kazandýnýz, baþarýsýz, oldunuz gidiyorsunuz. Çok baþarýlýsýnýz, 10 yýl sonra gidiyorsunuz. 10 yýlda bir büyük deðiþim yaþanýyor. Yani bu siyasette heyecan demektir, dinamizm demektir, yeni fikirlerin yeni kuþaklarýn Türkiye’nin deðiþiminde söz sahibi olmasý demektir ve Türkiye’nin gücüne ayrý bir anlam katacaktýr, deðiþimde büyük fayda vardýr. Sistem onu saðlýyor.
HALKIMIZ CHP’NÝN NE YAPTIÐINI GAYET NET GÖRÜYOR
Kemal Kýlýçdaroðlu bir televizyon kanalýnda þunu söyledi: CHP’nin deðiþen startejisine ve hedefine iþaret niteliðinde: Bu sandýktan ‘Hayýr’ çýkarsa Cumhurbaþkaný Cumhurbaþkaný olmaya, AK Parti de Hükümete devam edecek...
Þimdi bu sandýktan ne çýkacaðýný, kararýný millet verecektir. Benim gördüðüm millet kararýný vermiþ durumda. ‘Evet’tir milletin kararý þuan anketlere baktýðýmýzda da görüyoruz. Cumhurbaþkanýmýzýn Maraþ, Antep, Malatya, Elâzýð, Mersin, buluþmalarýna baktýðýmýzda halkýn kararlýlýðýný ve kararýný biz burada görüyoruz bütün bunlar halký aldatmaya dönük algý operasyonlarý. CHP’nin bütün derdi ‘Hayýr’ çýksýn bu ‘Hayýr’ý çýkmasýný saðlayacak her yola baþvuruyorlar. Bunlar samimi deðil bunlar milleti aldatmaya dönüktür. Millet Kýlýçdaroðlu’ndan daha akýllý kimin hangi lafý ne maksatla söylediðini emin ol bizden daha çok biliyor. Onun için boþuna kendini yoruyor milleti aldatma þansý yok.
MECLÝS GÜÇLENÝYOR
CHP’nin temel eleþtirilerden biri “meclis baypas ediliyor. Cumhurbaþkanýna kanun hükmünde kararname yetkisi veriliyor, böylece meclisin yasama yetkisine ortak olacak” deniyor. Bu tasarý bunun için mi?
Þimdi bu tasarý meclisi güçlendiriyor, milletvekilini yürütmeye karþý daha etkin, güçlü bir aktör haline getiriyor. Þimdi bakan ne yapýyor dediðimde 550 milletvekili var. 600’e çýkarýyor, halka daha fazla temsil imkâný veriyor. Seçilme yaþýný 25’ten 18’e indiriyor, gençlerin parlamentoda olmasýnýn önünü açýyor.
18 YAÞA ÝTÝRAZ EDEN GENÇLERE GÜVENMEYENDÝR
18 yaþ da çok eleþtiriliyor?
Gençler parlamentoda tecrübe kazanacak, Türkiye’nin geleceðinde söz sahibi olacak, gençlerin fikirlerinin parlamentoya, hükümete yansýmasý Türkiye için büyük bir kazanç olacaktýr. Þu anda bizim bakanlarýmýzýn içerisinde gençler var. 25 yaþýný dolduran milletvekili, belediye baþkaný var, gençler de olacaktýr. Fatih’in Ýstanbul’u 21 yaþýnda fethettiðini konuþtuðumuzda imreniyoruz. Gençlerimize güvenmemiz lazým, oðullarýmýza kýzlarýmýza, torunlarýmýza güvenmemiz lazým. Bu iþlerde rol vermek istemeyenler oðluna kýzýna torununa güvenmeyenlerdir. Biz güveniyoruz çünkü Türkiye’yi onlara emanet edeceðiz. Erken yaþta sorumluluk altýna girmelerini saðlayarak bilgi ve tecrübeleri artacak ve onlar daha ileriki yaþlarda ülkelerine daha iyi hizmet yapacaklardýr. Bunda benim hiç þüphem yok þimdi seçmek mi zor seçilmek mi zor? Seçmek daha zordur seçilmekte aday olursun seçilir veya seçilmezsin. Biz gençlere seçme gibi zor bir hak tanýyoruz ama seçilme gibi bir konuya gelince de tanýmýyoruz.
18-25 YAÞ ARASI 8-9 MÝLYIN GENÇ VAR, NASIL GÖRMEZDEN GELEBÝLÝRÝZ
Sayýsal olarak yansýmasý pek de çok olmayacaktýr herhalde?
Parlamentoda her yaþtan insan var. Her yaþtan milletvekilimizin bakanýmýzýn olmasý Türkiye’ye güç katar. Þu anda yaklaþýk 18 ile 25 arasýndaki genç sayýmýz 8-9 milyon civarýnda. Biz bu kadar insana seçme hakký veriyoruz, seçilme hakký vermiyoruz. Halk oylama sürecinde CHP ‘Hayýr’ oyu toplamak üzere konuþuyor gençlere diyor ki; ‘siz ki siz milletvekili olmak istiyor musunuz?’ Bakan, Cumhurbaþkaný danýþmaný olmak istiyor musunuz? Belediye Baþkaný olmak istiyor musunuz? Onlar da olmak istemeyiz deyince, ‘Hayýr’ oyu verin o zaman diyorlar. Yani gençlere bir imkân getiriyor bu sistem, erken yaþta siyasal aktör olmasýný saðlayan bir düzenleme var ama onlar gençlere propaganda yapýyorlar bu referanduma ‘Hayýr’ deyin diyorlar. Niye gençleri kendilerine belediye baþkanlýðýný milletvekilliðini bakanlýk yolu açan bir deðiþikliðe ‘Hayýr’ dedirttiriyorsunuz? Belli koltuklarýna yapýþmýþ bir kesim var. Gençler gelirse bizim koltuklar ne olacak endiþesi var dertleri gençler deðil koltuktur. Biz onun için gençlerin önünü açalým.
YASALARIN YÜZDE 99’U HÜKÜMETÝN, YENÝ DÖNEMDE YÜZDE YÜZ MECLÝSÝN
Meclisin yasama faaliyetinde baþka deðiþiklik olacak mý?
Kanunlaþma faaliyetlerine baktýðýmýzda yüzde 99 kanun tasarýsý, yüzde 1 teklif. Teklif de hükümetin izin verdiði teklifler. Þimdi hükümete raðmen TBMM’de bir kanun görüþmesi yapma veya herhangi bir görüþme imkâný yoktur. Þimdi kanun tasarýsýný kaldýrýyoruz hükümet kanun tasarýsý vermiyor. Kanun teklif etme yetkisi münhasýran milletvekillerine veriyor. Görüþmeleri milletvekilleri yapacak kabul ve reddi de vekiller yapacak bu parlamentoyu güçlendiriyor. Þimdi Cumhurbaþkanýnýn parlamentonun seçimleri yenileme yetkisi var. Anayasada 116’da hatýrlarsanýz, 7 Haziranda Sayýn Cumhurbaþkanýmýz kullandý. Peki, meclisin Cumhurbaþkanýnýn görevine son verme yetkisi var mý yok Cumhurbaþkaný bu yetkiyi kullandýðý zaman seçime gidiyor mu? Yine gitmiyor. Peki, ne oldu bunlar Cumhurbaþkaný meclis seçimlerini yenileme yetkisi kullandýðý zaman kendi seçimini de yenileniyor. Yani keyfi kullanmasýn diye bir müeyyide getiriliyor. Seçime beni götürüyorsan sen de geleceksin. Bu, meclisi güçlendiren ve cumhurbaþkanýnýn yetkisini keyfi olarak kullanmasýna bir fren. Öte yandan Meclisi de ilk defa kendi seçimlerini yenileme kararý almakla eþ zamanlý seçim nedeniyle cumhurbaþkanýnýn görevine son verme yetkisi getiriyor. Ve Cumhurbaþkanýnýn görevine sonlandýrma yetkisi TBMM’de þuan yok. Burada Cumhurbaþkanýnýn görevini sonlandýrýyor. Bu da Meclisi güçlendiriyor.
MECLÝS BY-PASS EDÝLÝYOR ÝDDÝASI ÝFTÝRADIR
Yasama faaliyetiyle ilgili temel eleþtirel argümanlardan biri “Cumhurbaþkaný kanun hükmünde kararname çýkarma yetkisine sahip olmasý”. Herhalde sorulmasý gereken soru þu: Kararnameler Meclisin yasama faaliyetini iþlevsiz mi kýlacak?
Hayýr. Olmayan bir þey de deðil KHK. Þu anda anayasamýzda Meclisten yetki almak üzere Hükümet KHK çýkarabiliyor belli konularda. OHAL ilan edildiðinde Cumhurbaþkanýnýn baþkanlýðýnda toplanan bakanlar kurulu çýkarabiliyor. Þuan ikisi de var, Cumhurbaþkaný genel sekreterinin kuruluþ ve teþkilatýna iliþkin düzenleme Cumhurbaþkanlýðý kararnamesinde yapýlýyor. Bunlar yeni deðil.
Þimdi ne getiriliyor?
Cumhurbaþkanlýðý kararnamesi ile hükümetin meclisten çýkmasý kalktýðý için KHK de kalktý. Þimdi Cumhurbaþkanlýðý kararnamesi geliyor. Peki Cumhurbaþkanlýðý kararnamesinde ne düzenleniyor? Muhalefete bakarsan kararnamede Cumhurbaþkaný, Meclisi bir tarafa koyuyor her þeyi kendi yapýyor. Bu yalandan öte bir iftiradýr, bu sisteme yapýlan en büyük iftira. Cumhurbaþkanlýðý kararnamesinde ne yapýlýyor:
1- Bakanlýklarýn merkez ve taþra teþkilatlarýnýn görev ve yetkilerini belirliyor.
2- Üst düzey kamu görevlilerinin atanmasý veya görevden alýnmasý düzenleniyor -ki çok normal, bir sistem deðiþikliði yapýyorsunuz, üst düzey bürokrasinin Cumhurbaþkanýyla gelip Cumhurbaþkaný ile gitmesi herkesin söylediði bir sonucu ortaya koyuyor, bu da normal. Bunun dýþýnda mesela memurlarýn atamalarý, yer deðiþtirmeleri cumhurbaþkanlýðý kararnamesi ile düzenlenmiyor çünkü mevcut hüküm diyor ki “kanun ile düzenleneceði belirlenen konular Cumhurbaþkaný kararnamesi ile düzenlenemez”. Bu þu demektir, insan haklarýna iliþkin konular siyasi haklar ve ödevlere iliþkin konular kararname ile düzenlenemez. Memurlara iliþkin konular üst düzey memurlara sadece atama ve görevden alma harici diðer konular Cumhurbaþkaný kararnamesi ile düzenlenemez. Yargýya ve Yasamaya Ýliþkin konular Cumhurbaþkaný kararnamesi ile düzenlenemez. Anayasada tam seksen iki madde de ‘kanun ile düzenlenir’ hükmü var yani bu konularda Cumhurbaþkaný kararnamesi çýkarýlamaz ama bir þey daha var kanun ile düzenlenmiþ konularda da cumhurbaþkaný kararnamesi çýkarýlamaz. Yani anayasa da yazmýyor ama bir kanun var. Þimdi burayla ilgili cumhurbaþkaný kararnamesi düzenlenemez. Þuanda kanunla düzenlenmedik hiçbir alan var mý? Yok. Az önce söyledim bakanlýklarla ilgili kuruluþ teþkilat dedim ya o anayasada yazdýðý için burada sadece çýkarabiliyorum. Ama diðerlerinde çýkarýlma þansý yok.
KHK’LARI MECLÝS DE, AYM DE DENETLEYECEK
Kararnamelerin denetimi nasýl olacak peki?
Cumhurbaþkaný kararnameleri hem AYM denetimlerine hem Meclis denetimine tabi. Meclis, cumhurbaþkaný kararnamesini yürürlükten kaldýran bir kanun yapabilir. Deðiþtiren bir kanun pekala yapabilir. Yürürlükten de kaldýrabilir, deðiþtirebilir de. Yasama denetimi de AYM denetimi de var. Ayrýca bir kanun hükmüyle cumhurbaþkaný kararnamesi arasýnda çatýþma olmasý halinde kanun hükmü daha üstün tutuluyor. Dolayýsýyla Cumhurbaþkaný kararnamesi sistemin doðasý gereði yasama yürütme birbirinden ayrý olduðu için, yürütmenin belli konularda rahat karar almasý, hýzlý hareket etmesi için gerekli ve sýnýrlý bazý konularda cumhurbaþkanýna, cumhurbaþkaný kararnamesi çýkarma yetkisi veriyor. Bu keyfi kullanýlamaz, sýnýrsýz bir yetki deðil. Bir de OHAL döneminde çýkarýlan cumhurbaþkaný kararnameleri var, þimdi de var bildiðiniz gibi. Þimdi ise bir farký var: Eskiden Meclisin bunlarý yasalaþtýrma zorunluluðu yoktu. Meclise sunuyorsunuz Meclis ister görüþsün, ister görüþmesin, o kararname kanun gibi iþlem görmeye devam ediyor. Ama yeni düzenlemede üç ay içinde Meclisin bunu görüþmesi ve kanunlaþtýrmasý þarttýr.
YASA KHK’DAN ÜSTÜNDÜR
Cumhurbaþkanlýðý Hükümet sistemi Meclisi çalýþtýrmaya ve yasal alaný denetlemeye zorluyor aslýnda, öyle mi?
Hem denetliyor hem Cumhurbaþkaný Kararnamesini reddedebilir, deðiþtirebilir, görüþmeyebilir. Görüþmediði zaman da üç ay içinde görüþmezse cumhurbaþkaný kararnamesi kendiliðinden yürürlükten kalkýyor. Dolayýsýyla bugünkünden daha güvenceli bir sistem kuruyor. Bu da Meclisi ayrýca güçlendiriyor.
YARGI ÝLK KEZ “TARAFSIZ” OLACAK
Yüksek yargý mensuplarýný Cumhurbaþkaný atayacak, yargý baðýmsýzlýðýný yitirecek, iddiasý?
Yargýyla ilgili devrim niteliðinde düzenlemeler var bu anayasa deðiþikliðinde. Bir de yargýnýn tarafsýzlýðý ilk defa anayasal güvenceye alýnýyor. Bizim anayasamýzda yargý yetkisi Türk milleti adýna baðýmsýz mahkemelerce kullanýlýr deniyor ve tarafsýzlýk ifadesi yer almýyor.
Neden yer almýyor?
Konmamýþ çünkü.
Bir ihmal mi sadece?
Hayýr. Bazýlarý tarafsýzlýk baðýmsýzlýðýn içindedir, deðerlendirmesini yapýyor ve konmamýþ. Þimdi biz diyoruz ki baðýmsýzlýðýn içinde olsun veya olmasýn, bunu somut bir þekilde baðýmsýzlýk gibi anayasal bir güvenceye almamýz lazým. Tarafsýzlýk da adaleti koruyan bir þeydir. Taraflý olmak ise adaleti yok eden bir þeydir. Onun için de anayasal teminata kavuþturuyor.
BAÐIMSIZ VE TARAFSIZ YARGI
Türkiye’de yargýnýn hep taraflý olduðu genel bir kabül. Bir takým pratiklerini de gördük ama FETÖ öyle bir sarstý ki öyle sýzdý ve yergýya tanýnan yetkiyi öyle suistimal etti ki biz buna yeni mi ayýldýk? Tarafsýzlýk mefhumunu adlandýrmak sabitlemek aklýmýza o yüzden mi þimdi geldi?
Bu esasýnda sürekli dile getirilen bir konu. Mesela anayasa taslaklarý önerilerine bakarsanýz deðiþik partilerin sivil toplum örgütlerinin hazýrladýðý hemen hemen tamamýnda baðýmsýzlýðýn yanýnda tarafsýzlýkta vardýr. Sadece FETÖ’nün yargýya adalete ihanet etmesi deðil uzun zamandýr herkesin bunun gerekliliðine inanmasý var. Ýnsan haklarýna iliþkin bazý sözleþmelerde de, mahkemelerin baðýmsýzlýðý ve tarafsýzlýðý var. Bir nevi onu buraya taþýyoruz.
ASKERÝ YARGI KALKIYOR, YARGIDA BÝRLÝK SAÐLANIYOR
Askeri yargýnýn kalkmasý da paketin ilklerinden, öyle deðil mi?
Yargýda birliðin saðlanmasý çok büyük bir demokratikleþme adýmý ve hukuk devletinin gereðini yapma adýmý. Türkiye’de siviller ayrý mahkemelerde yargýlanýyor, askerler ayrý, iki ayrý hukuk var. Bu düzenlemeyle Türkiye’de herkes için ayný hukuk uygulanacak, ayný mahkemelerde yargýlanacak, ayrý hukuk ve ayrý mahkeme ortadan kaldýrýlýyor, yargý birliði temin ediliyor ve hukuk devleti bakýmýndan büyük bir ayýp Türkiye Anayasasýndan temizlenmiþ oluyor. Herkesin ayakta alkýþlayacaðý büyük bir demokratikleþme adýmýdýr bu.
MECLÝS ÝLK KEZ YÜKSEK YARGIYA ÜYE ATAYACAK
Yüksek yargý atamalarý nasýl deðiþit?
Yargýtay ile ilgili bir düzenleme yok. Danýþtay ile ilgili de bir düzenleme yok. Anayasa Mahkemesiyle ilgili de bir düzenleme yok. Sadece Askeri Yargýtay, Askeri Yüksek Ýdari Mahkemesi kaldýrýldýðý için üye sayýsý 17’den 15’e düþüyor, çünkü bu mahkemelerden gelen giden olmayacak. Buralarda düzenleme yok. Sadece HSYK ile ilgili bir düzenleme var. Hakimler Savcýlar Yüksek Kurulu adý Hakimler ve Savcýlar Kurulu olarak deðiþtiriliyor. 22 olan üye 13’e düþürülüyor. 3 olan daire sayýsý 2’ye indiriliyor. Þimdi Cumhurbaþkaný 4 üye seçiyor. Bundan önceki anayasa hükmünde 4 üye seçiliyordu. Yani Cumhurbaþkanýna ilave bir seçim hakký verilmiyor. Ýlk kez olan þey Meclise üye seçme hakký verilmesidir. Ýlk defa milletin temsilcileri yüksek yargýya üye seçiyor. Ve demokratik meþruiyet bakýmýndan son derece önemlidir. Yargý millet adýna karar veriyor. Ancak millet adýna karar veren yargýyla ilgili idari tasarruflarda bulunan hatta disiplin hükmü uygulayan bir kurulun üyelerinin milletin seçtikleri cumhurbaþkaný veya parlamento tarafýndan seçilmemiþ olmasý bizim açýmýzdan büyük bir eksiklikti.
Meclis bu üyeleri nasýl seçiyor?
Meclis 2/3 çoðunlukla seçecek, ilk turda, ulaþamadý 3/5 çoðunluk. O da olmadýðý takdirde kura ile belirlenecek. En çok oy alan iki kiþi arasýnda kura çekilecek ve onlardan çýkan kiþi HSYK üyesi olacak.
CHP bunu eleþtiriyor?
CHP diyor ki “bürokratlar seçerse çok doðru, çok güzel, çok isabetli olur. Yargý baðýmsýz ve tarafsýz olur. Ama milletin iradesiyle seçilmiþ milletvekilleri seçerse berbat olur, kötü olur. Milletin iradesiyle seçilmiþ cumhurbaþkaný seçerse berbat olur”. Bu, millete güvenmemektir, siyasete inanmamaktýr, milletin temsilcilerine saygý duymamaktýr. Þu anda HSYK’nýn demokratik meþruiyeti daha da güçlendiriliyor.
LAÝKLER ÝÇÝN DE DÝNDARLAR ÝÇÝN DE TEMÝNAT “EVET”TE
CHP’liler Erdoðancý oldu. “Biz aslýnda Erdoðan’a karþý deðiliz, ama ya yarýn?” diyorlar. Ýþte yarýnlarý teminat altýna alýyoruz. Bu sistem muhafazakarlarý da, laik olaný da, laikçi olaný da, ýrkçý olaný da, radikal olaný da güvence altýna alýyor. Çünkü iktidar olmak için azýnlýk bir grubun oyuna deðil yüzde 51’in oyuna ihtiyacýmýz var. Bu, siyaseti yumuþatacak, üslubu deðiþtirecek, kutuplaþmayý azaltacak ve herkes birbirini yok sayarak deðil birbirinin varlýðýný kabul ederek siyaset yapacak. Bu sisteme evet çýksýn göreceksiniz CHP’de çok büyük bir deðiþim zorunlu olarak yaþanacak. Baþka yolu yok. Bu deðiþiklik Türk milletini güçlü kýlacaktýr. Onun için bu bir millet meselesidir, bir devlet meselesidir. Türk devletinin ve Türk milletinin bekasý ve gelecekte daha huzurlu, daha müreffeh, daha güçlü bir Türkiye'de yaþamasý için bu þarttýr. Sayýn Bahçeli Türkiye'nin ve Türk milletinin çýkarý olan konularda Türkiye'den ve Türk milletinden yana tavýr almaktan hiç geri kalmadý.
TÜRKÝYE BU KADAR BADÝREYÝ AK PARTÝ ÝKTÝDARI SAYESÝNDE ATLATTI
2002'den sonra Irak iþgal edildi, arkasýndan Suriye'de bu kadar olay yaþandý. Türkiye'de siyasi istikrar ve güçlü AK Parti iktidarý olmasaydý etrafýmýzdaki bu kadar yangýn, bu kadar terör, bu kadar olay olurken acaba Türkiye nasýl olurdu? Ekonomimiz, güvenliðimiz, eðitimimiz, saðlýðýmýz, ulaþýmýmýz nasýl olurdu? Herkesin elini vicdanýna koyup düþünmesi lazým. Türkiye bütün bu badireleri güçlü siyasi iktidarla atlattý. Fazla geriye gitmeye hiç gerek yok. 2007’de 367 krizi, 27 Nisan muhtýrasý, 2008’de kapatma davasý, dünya finans krizi yaþandý. 2013 7 Þubat MÝT krizi, Mayýs’ta Gezi olaylarý, Aralýkta 17-25, 19 Ocak MÝT týrlarý hadisesi, mahalli seçimler 2014'de, arkasýndan Cumhurbaþkaný seçimi, arkasýndan Kobani hadiseleri... 2015'de iki seçim, yazýn terörün yeniden baþlamasý ve 2016'da darbe teþebbüsü... Baþka bir sürü örnek var. Suriye’de iç savaþ var. Türkiye'de 3 milyon mülteci... Bütün bunlara raðmen Türkiye'nin ekonomisi saat gibi iþliyor. Türkiye'de huzur var. Ýstemediðimiz bazý olaylar olsa da Allah'a þükür iyi durumdayýz, Türkiye dimdik ayakta. Etrafýndaki olaylara seyirci deðil. Yön vermek için mücadelesini yapýyor. Bunlar ne ile oluyor: Siyasi güçlü iktidar, etkin, iyi yönetim ve bunun doðurduðu güvenle oluyor. Bu olaylar Almanya'nýn Fransa'nýn baþýna gelse, ne gibi sonuçlar çýkardý? Onun için önerdiðimiz sistemin merkezi Tayyip Erdoðan deðil Türkiye'dir. Ak Parti deðil Türk milletidir. Þahýslarýmýz için deðil bizden sonra bu milletin ve devletin daima güçlü olmasý içindir.
17 NÝSANDAN SONRA TÜRKÝYE
16 Nisan’da referandum yapýlacak, 17 Nisan'dan sonraki Türkiye nasýl bir Türkiye olacak?
Milletimizden aldýðým enerji, referandumun milletimizin ‘Evet’leriyle olumlu sonuçlanacaðýný gösteriyor. Bu Türkiye için yeni bir sayfanýn açýlmasý demektir çünkü cumhuriyet tarihinin en büyük anayasal reformu yapýlmaktadýr. Hükümet sistemi deðiþtirilmektedir. Güçlü yasamasý, güçlü yürütmesi, etkin yönetimi olan yeni ve güçlü bir Türkiye'nin temelleri atýlmýþ olacaktýr. Milletimizle beraber güçlü yasayý, güçlü yürütmeyi, etkin ve iyi yönetimi kýsaca yeni Türkiye'yi siyasi istikrarý hep beraber inþa etmiþ olacaðýz. Ýnþallah bunu Türkiye kazanacaktýr, evet milletimiz kazanacak. Evet diyenler kazanacaktýr. Hayýr diyenler de kazanacaktýr çünkü sonuçta bu sistem deðiþikliði ile Türkiye neler kazanacak hep beraber göreceðiz. Ýþte köprülere ‘Hayýr’ dediler, bölünmüþ yollara hayýr dediler, hastanelere hayýr dediler, üçüncü havaalanýna hayýr dediler. Hayýr diyenlerin hepsi nasýl mutlu? Biz bunlarý onlara baksak yapmazdýk. Ama yaptýk, yapýnca hepsi Allah razý olsun diyor. Onun için biz bu sistem deðiþikliðini milletimizin ‘Evet’ leriyle baþardýðýmýz takdirde ‘Hayýr’a çalýþanlar da iyiki devlet bize bu güne kadar ‘Evet’ dediler diye mutlu olacaklardýr.