Ýsminiz Ankara için Kasým ayýnda anýlmaya baþlandý, dolayýsýyla beþ aydýr meydandasýnýz aslýnda. Nasýl geçti bu beþ ay?
Algýlarla gerçekler çok farklý. Gezince dýþarýda insanlarýn ilgisini iltifatýný gördük. Günde bana yaklaþýk 7-8 program yazýyor arkadaþlar. En az 5-6 yerde konuþma yazýyorlar, 3-4 saat sokakta dolaþma yazýyorlar. Bu hiç deðiþmiyor, rutinimiz oldu. Binlerce insanla karþýlaþýyorum haliyle, görüþüyorum tokalaþýyorum. Ýlk günlerde biraz kendimi anlattým, ancak tanýnmýþlýk anketlerde yüzde 90’larda çýkýnca kendimi anlatmayý býraktým. Ankara’mýzý, Ankara’mýzda ne yapacaðýmýzý anlatmaya baþladým. Hedefteki Ankara’nýn ne olmasý gerektiðini söylemeye çalýþýyorum. Nihayetinde bir þehrin geleceði o þehrin yöneticilerinin ufkuyla doðru orantýlýdýr. Yönetime talip olanlar o þehri bir yere taþýmak, hizmet etmek istiyorlarsa bunun için proje hazýrlamalýlar. Ben bunu yapýyor ve bunu anlatýyorum. O zaman da gittiðim her yerde ilgi alaka karþýlýk görüyorum, Allah razý olsun insanlarýmýz boynuma sarýlýyorlar. Dört aydýr kampanyamýzý sürdürüyoruz, bundan da mutluyum.
Ýsminiz anýlýr anýlmaz ilk tepki “ama o Ankaralý deðil ki” oldu. Ankara sonuçta bir baþkent! Ülkenin her yerinden baþkente insanlar bir sebeple gelir, öðrenci olarak, memur, bürokrat olarak, ticaret için, iþ takibi için vs. Ankaralý olmak olmamak nasýl yansýyor sahaya, eleþtiri sürüyor mu?
Önce cenabý hakka þükrediyorum. Sadece doðum yerimi anarak, olur mu diye sordular Kemal Kýlýçdaroðlu da hakikaten çok çirkin bir kelamda bulundu, kimse ama “bu adam bu iþi bilmez” demedi. Tembel demedi, bu iþi yapamaz demedi. Çünkü ismim duyulunca karþý tarafta bir korku oluþtu. Tecrübe geliyor. Yirmi yýldan fazla süre belediye baþkanlýðý var. E bakanlýk yapmýþ. AK Parti gibi Türkiye’nin geneline hakim bir partide yerel yönetimlerden sorumlu baþkan yardýmcýlýðý yapan, belediye baþkanlarýnýn aðabeyi gibi olan biri. Baþarýlý tecrübeli bir isim. O zaman onlarda oluþan bu algýyý kýrabilmek amacýyla ortaya çýkýp benim doðum yerimi söyledi. Kemal bey bunu ilk söylediðinde dedim ki “ayýp olan bir þey varsa, kemal beyin Tunceli’de doðup da gelip Cumhuriyet Halk Partisi’nin baþýna oturmasýdýr. Bakýn çok çirkin bir þey söylüyorum, bunu söylerken utanýyorum ama ona verilebilecek en güzel cevap bu. Arkasýndan bu adamý Ýzmir’den aday yapýyorlar. Ýzmir’le ne alakan var senin? Yok. Peki sonra seni Ýstanbul’dan büyük þehir belediye baþkan adayý koyuyorlar. Ne alakan var, Ýstanbul’u bilir misin, yok, belediyeciliði bilir misin, yok. Bir kere aynaya baksa bu kelamlarý etmeyecek ama yok.
Ankara’da iki ilçede belediye CHP’li. Birisi Çankaya, Tuncelili bir adayý koyuyorlar. Birisi Yenimahalle, Afyonlu birisini koyuyorlar. O zaman bu nasýl bir iþtir böyle. Geçmiþe doðru Ankara’nýn belediye baþkanlarýna bakýyorsun, 1950’lerden itibaren baktým ben. Hiç birisi Ankaralý deðil. Melih Gökçek’ten Mustafa Tuna’dan baþlayýn, rahmetli Mehmet bey vardý Aksaraylý. Dalakoy Elazýðlý. Karayalçýn Rizeli. Þimdi böyle bir durum varsa çýkýp bana da Kayserili diyorlarsa bana þükretmek düþer. Gezdiðim yerlerde yüzbinlerce insanla karþýlaþtým bana nerede doðdun diye soran olmadý. Önemli olan bir yerde doðmak deðil. o þehre ne kattýðýnýz, ne deðer katacaðýnýz. Ve eðer þunu da iddia ediyorum. Eðer Ankara’yý bilen üç kiþi varsa birincisi benim. Þundan dolayý, yýllarca burada yaþadým, öðrenciliðim burada geçti çocuklarým burada doðdu okudu, 2000’lerin baþýndan beri Ankara’da hep bir evimiz oldu vesaire. Bunlar önemli deðil. Ankara’nýn 1 bölü 100 binlik planlarý yoktu. Bakanlýðým döneminde ben hazýrladým.
Karýþ karýþ biliyorsunuz yani öyle mi?
Ankara’yý karýþ karýþ biliyorum, neresinde ne olacak, neresi nasýl geliþecek, Ankara nereye doðru büyüyecek hepsini bilen tek kiþi var, o da benim.
Muharrem Ýnce’yi aday göstermeyen Kýlýçdaroðlu, gerekçe olarak “arkasýnda bir baþarý hikayesi yok” demiþti. CHP-ÝP ve HDP sizi oradan eleþtirmek istiyor ama siz arkanýzdaki hikayeyi yani beþ dönem Kayseri belediye baþkanlýðý yapmanýzý, yüzde 70’ler oranýnda oy almayý karþýlarýna bir baþarý hikayesi olarak mý koyuyorsunuz?
Þimdi bakýn. Þehirler arasýnda bilhassa baþkentler arasýnda bir rekabet var. Üzülerek söylüyorum ki Ankaramýz baþkentler arasýndaki rekabette, özellikle de turizm alanýnda, ticarette ve sanayide bu çekiþmeli ortamda en önde olan, adý gibi baþ olan bir þehir deðil maalesef. Ankara üstü örtülü bir hazine gibi. Tecrübeli bir elin gelip o örtüyü kaldýrmasý lazým. Bu tozun bir silkelenmesi lazým. Her alanda küçük dokunuþlarla Ankara’yý geleceðe taþýmasý lazým. Bunu her aday yapamaz.
Neden herkes yapamaz?
Burasý baþkent. Acemi biri, tecrübesi olmayan, geçmiþte belediyecilik hikayesi, bir baþarý hikayesi olmayan birinin bunu yapabilmesi mümkün deðil. Ben beklerdim ki adaylarda rakiplerde proje ortaya koysunlar, çýkalým bunu tartýþalým. Üçüncü sefer insanlarýn önüne çýkan Cumhuriyet Halk partisi adayý daha bir tek proje söylemedi. Bizim yaptýðýmýz gibi bu proje anlatan kitaplardan bastýrýp altýna imza atmadý.
Neden yapmadý sizce?
Bilmediðinin, hazýrlanmadýðýnýn alameti... Projen var mý dediðimizde çýktý su paralarýný indireceðim dedi, komik duruma düþtü. Þimdi onu da söyleyemiyor. Niye? Çünkü su parasý, otobüs fiyatlarý bir tarifedir proje deðil. Hatta bu arkadaþý biraz sýkýþtýrýnca EYT’lilerin problemlerini çözeceðim dedi. Yapma dedi o TBMM’nin yetkisinde. Belediye’nin deðil deyince onu da yuttu arkadaþ. Gittiði mahalleye yaranabilmek için çok garip þeyler söylüyor, Böyle sýk sýk komik duruma düþüyor.
Rakibinizden memnun deðilsiniz sanýrým?
Ben zannediyordum ki Ankara’da deve diþi gibi tecrübeli baþarýlý adaylar çýkacak. Projelerini ortaya koyacaklar, konuþacaðýz yarýþacaðýz. Böyle bir þey yok.
Rakibinizin þöyle bir tecrübesi var. Son iki seçimdir, 10 yýldýr Ankara büyükþehir belediye baþkaný adayý. Üçüncü kez aday þimdi... Bu da bir tecrübe deðil mi?
Ne güzel, madem on yýldýr bekliyor, beklerken yazsaymýþ Ankara’yý nereye taþýyacakmýþ. Neyle taþýyacakmýþ? Ben sýrf turizmde beþ tane ana dal belirledim. Kültür, inanç, termal, saðlýk, doða turizmi. Bunlarýn altýný doldurdum. Kültür yolu projesini açýkladým madem 10 yýldýr bu günü bekliyor, o zaman çýksýn ne yapacaðýný ne hazýrladýðýný açýklasýn. Ben spor projelerimi açýkladým. Ankara Gücü’nün problemlerini çözdüm. Ankara’ya yapýlacak yeni stadýn projesini bile çizdim yakýnda ihaleye çýkartýrýz. Rakibim de söyleseydi ya spor projesi nedir? Ben 13 yerde millet bahçesi yapýlacaðýný, nerelerde yapýlacaðýný tek tek yazdým. 12 milyon 970 metrekare Millet bahçesi yapýlacak Ankara’ya. Rakip madem boþ geziyor 10 senedir, yazsaydý ya bunlarý. Ben ayrýca kadýnlar için gençler içi tüm projeleri yazdým ama rakibimizden öyle bir þey hala duymadýk.
Geçmiþ dönemde bir çatýþmadan fýrsatla, o olmasýn da bu olmasýn diyerek bir þekilde seçime girmiþ. Rakibimiz ama kendini yenilemediði için hala durum böyle sanýyor. Çok da komik oluyor. Bu beþ sene daha bekler.
Mustafa Tuna dönemini bir kenara koyarsak, 1991’den 2017’ye kadar belediye baþkanlýðý yapan efsaneleþmiþ bir ismin ardýndan AK Parti’nin adayý olarak giriyorsunuz seçime. Ki Gökçek þehrin her yerinde, her köþe baþýnda, tüm Ankaralýlarýn bir þekilde hafýzasýnda... Bu durumda Gökçek’le de mi yarýþýyorsunuz, hatýrasýyla ve mirasýyla?
Benim þahsi kanaatim þu. Tabii Kayseri’ye baþkan olarak geldiðimde kýsa bir dönem Þükrü Bey yaptý ama ondan önce üç dönem CHP’li bir baþkan vardý. Nihayetinde ona muhalefetimi de her þekilde yaptým. Ama belediyeye geldiðimde insani iliþkilerimi sürdürdüm, kapýda karþýladým, kapýda yolcu ettim. Bu insani iliþkiler farklý belediyeyle ilgili düþündüklerimiz farklý. Melih Bey ve ondan önceki belediye baþkanlarýmýz kendi dönemlerinde mutlaka üzerlerine düþeni yapmýþlardýr. Geçmiþe doðru bakan insanlardan deðilim. Siyasette geçmiþe bakarsanýz önümüzü göremezsiniz, ilerleyemezsiniz. Hatta geçmiþte yaþanan acý olaylarý da deþerseniz yükünüz çok aðýrlaþýr, hareket edemezsiniz.
Siz bu yola hafif mi giriyorsunuz?
Çok hafifim, tüy sýklet. Arkaya doðru çok bakmam. Melih Bey kendi döneminde birçok iþ yaptý Allah razý olsun, ellerine saðlýk. Ben teþekkürümü çok net ifade ediyorum. Ancak þimdi yeni bir dönem baþlýyor. Bu yeni dönemin ihtiyaçlarý farklý. Þehirler canlý organizmalar, yaþýyorlar. Ve Melih bey gidince bütün hizmet bitmiþ mi olacak Ankara’da. Ben þimdi planlarýmý yaptým, baþkan seçilirsem bunlarý yapsam, 5-10 sene Allah ne nasip ettiyse, benden sonra gelecek arkadaþ hiçbir þey söylemeyecek mi? O da söyleyecek. Ona “Haseki yapmadýydý bu iþi” denebilir mi? Olmaz. Herkes kendi dönemine has mutlaka yeni þeyler söyleyecek, yeni iþler yapacak, þehri bir yerden bir yere taþýyacak. 50 sene geçtiðinde de bu böyle olacak. Hayat akýp gidiyor. O yüzen ben geçmiþte olaný ne avantaj, ne dezavantaj olarak görüyorum.
Peki, þuna ne dersiniz? Melih Gökçek Ankara’ya ilk baþkan olduðunda Refah Partisi’nin adayýydý, öyle seçilmiþti. Sonra AK Parti kuruldu ve sonraki seçimleri AK Parti’nin güçlü bir adayý olarak kazandý. Öte yandan Sayýn Cumhurbaþkaný partisinin baþýna yeniden geçtiðinde partide, teþkilatlarda, belediyelerde bir metal yorgunluðundan bahsetti. Halkta da bir tür tekrar yorgunluðundan söz edildi. Siz bütün bu süreci yakýndan bilen bir isimlerdensiniz. Sahaya çýktýðýnýzda bu yorgunluðu mu teþhis ettiniz, yoksa toparlanan yeniden canlanmak isteyen bir zemin mi buldunuz?
Ben sahaya çýktýðýmda insanlarda bir heyecan dalgasý oluþturduðunu gördüm. Yeni bir bakýþ, yeni bir anlayýþ, yeni bir üretim tarzý, AK Parti’nin bu yeni dönemde manifesto ile ortaya koymuþ olduðu yeni belediyecilik anlayýþýný icra edecek birisiyim ben nihayetinde. Onlarý hazýrlayarak yeni dönemde yeni anlayýþý hayata geçirecek isimlerin baþýndayým, Cumhurbaþkanýmýza bu konuda yardýmcýlýk da yapýyorum. Öyle bir ortamda bizim kendimizi yenilememiz icap ediyordu, biz bunu yapýyoruz. Çaðýmýza damgasýný vuran en önemli olgu deðiþim olgusu. Siz bu deðiþimi doðru anlýyorsanýz, gereðini yapýyorsanýz durumunuzu iyileþtirebilirsiniz. Ama deðiþimi doðru anlamadýnýz veya zamanýnda anlamadýnýz ve ona uygun bir tavýr alamadýnýz. Siyasette de bu böyledir, belediyecilikte de böyledir, esnafken de böyledir. Biz bu yeniçaðda yeni bir belediyecilik, yeni bir siyaset anlayýþýyla inanlarýn önüne çýktýðýmýz için insanlarýmýz bizden býkmýyorlar. Dünyada var mý, pati kurulur kurulmaz iktidar olmuþ, kaç seçim geçmiþ yine iktidar.
Ben Kayseri’de ilk yüzde 30’larla seçildim, sonra yüzde 40, sonraki seçim yüzde 70 oldu! Sonra ortasýný bulduk, böyle devam ettim. Böyle bir süreç nasýl olabilir? Güncellenerek. Yenileceksiniz kendinizi. Vatandaþýn istediklerini yerine getirerek, onlarla birlikte hareket ederek. Belediyecilikte en önemli þey dürüst olacaksýnýz. Her þeyiniz þeffaf olacak. Ben belediyeciliðimin son 15 yýlýnda bütün ihaleleri canlý yayýnlamýþ birisiyim. Belediyeye gelir gelmez tüm makam araçlarýný satmýþ birisiyim. O yüzden bu belediyecilik anlayýþýný tüm Türkiye’de görmek istiyorlar, heyecanla da bekliyorlar.
Bu anlayýþ Ankara’da da geçerli olacak diyorsunuz?
Elbette, ne yapayým yani 60 yaþýmdan sonra deðiþeyim mi, mantýðýmý, uygulamamý, yüzlerce belediyeciye saatlerce anlattýðým dersleri tersine mi çevireyim. Ben böyle yaþayacaðým.
Güncellenmekten bahsediyorsunuz, Ankara nasýl güncellenmeli sizce? Ankara 96 yýl önce bozkýrýn ortasýnda küçük bir þehir iken Türkiye Cumhuriyetine baþkent oldu. Payitaht Ýstanbul canlýlýðýný sürdürürken hem de. Ankara size göre nasýl bir baþkent? Devletin kalbi burada atýyor ama güçlenen, þahlanmak isteyen Türkiye’ye eþ deðerde mi yoksa irileþmiþ bir Anadolu þehri hükmüne mi?
Ankara’yý þöyle görüyorum. Tabii ki mütevazý bir Anadolu kentiyken baþkent ilan edilmesiyle baþýna talih kuþu konmuþ bir kent. Anasý kadir gecesi doðurmuþ kentlerden birisi. Þu anda geldiði noktada, çok hizmetler yapýlmakla –yapanlara teþekkürümü bir kez daha iletmekle birlikte üstü tülle örtülü, deðerlerini açýða çýkaramamýþ bir kent olarak görüyorum. Ankara’nýn her alanda attýðý adýmlarla “baþ” kent olmasý lazým. 81 vilayet kent, Ankara baþkent. Turizmde de baþkent olmalý, kültür sanat alanýnda baþkent olmalý, sanayide baþkent olmalý, sporda pek çok alanda baþkente yaraþýr olmalý. Bunlarý çalýþtým ve yazdým. Ýnþaat temelli projeleri zaten bahsettiðim hizmet kitabýnda sona doðru yazdým. Raylý sistemler önemli mi önemli. Ancak sona doðru yazdým.
Ýlk sýrada kültür sanat var. Ýlk tercihiniz bu mu?
Evet, çünkü bir baþkentte kültürü sanatý sporu öncelemezseniz hatta meþru eðlenceyi öncelemezseniz, doðrusu orada bir baþkentten bahsedemezsiniz. Kocaman, sizin dediðiniz gibi irice bir kentten bahsetmiþ olursunuz. Hatta ve hatta bunlarýn olmadýðý kocaman bir huzurevine döner. Ýnsanlar iþinde evinde huzurlu, park bahçe var, su akýyor, araba da çalýþýyor, hayat bu kadar mý? Deðil. Ýþte kültür sanatýn eðlencenin de baþkenti olmalý Ankara. Her alanda ne yapacaðýmý tek tek de yazdým zaten. Bunu önemsiyorum.
Sayýn Cumhurbaþkaný Türkiye geneline ve icraat geçmiþine bakarak dedi ki, “biz pek çok þeyi baþardýk ama kültür sanat alanýný dönüþtüremedik ve kendi medeniyetimizi yeniden inþa konusunda istediðimizi yapamadýk.” Parti politikasýyla örtüþen tarafý var sanýrým projelerinizin?
Öyle. Bunlarý önemsiyorum çünkü mesela gençlik projelerini yazdýðýmda gençlerin ders çalýþma, okula geliþ gidiþleri, temel ihtiyaçlarý dýþýnda ne yapmasý lazým dediðimizde yapacak o kadar çok þey var ki. Bununla birleþtirerek anlatayým. Bir genç ders dýþýnda kültür sanatla sporla bir uðraþla uðraþmýyorsa eðer emin olun onu kötü yollar bekliyor maalesef. Ýstemediðimiz menfi þeylerin olduðu ortamlara gidebiliyor genç. Kültür sanatla sporla uðraþýyorsa kesinlikle gitmiyor o tür yerlere. Bunu saðlayacak olan da belediyeler. Tabii ki baþka Aile Bakanlýðýmýz, Spor Bakanlýðýmýz var, onlarýn projeleri var ama halka en yakýn birim belediyeler. Bu anlamda çok projelere hazýrladýk. Mesela ben Saraçoðlu Mahallesini kültür sanat merkezi yapmayý düþünüyorum. Her bir binada kültür sanatýn her dalýnýn icra edildiði merkezler haline getirip gençlerin oraya yönelmesini saðlamak istiyorum. Genç gelsin orada gitar çalsýn, ud çalsýn, resim yapsýn. Ýster klasik, geleneksel ister modern müzikle uðraþsýn. Parklarda eskiden görünce üzülürdüm. Amatör müzik yapanlarý zabýtalar toplardý. Ne var bunda, enfes bir þey bu, ne güzel çocuk sanatla uðraþýyor, insanlar onu dinliyor. Bu geri zihniyetin geride kalmasý lazým.
Ben Eskiþehirliyim, Ankara’da bir süre yaþadým ama üniversite için gittiðimden beri Ýstanbul’dayým. Ýstanbul’un en büyük cazibesi herhalde þu. Bir yandan büyük bir kaos var, ama bir yandan da kendine has bir ritmi, bir kokusu, sesi var. Hatta ilçelere semtlere göre deðiþiyor. Ankara için önyargýyým yok ama genel bir yargý var. Gri ve donuk þehir, memur þehri deniyor ve bu söylem Ankara’yý boðuyor sanki. Sanýrým siz Ankara’yý sese, müziðe, kokuya kavuþturmak istiyorsunuz?
Ýþte o örtüyü, o gri perdeyi kaldýrmak, algýyý deðiþtirmek istiyorum. Bununla ilgili çalýþýp ortaya çýkardýðýmýz projelerim var. Pek çok açýdan Ankara’nýn özelliklerini öne çýkarmak lazým. Hakikaten bakýldýðý zaman Ankara bir memur kenti olarak görülür. Ama Ankara’da ciddi bir ticaret var, ciddi bir sanayi var. Türkiye’de hiç olmayan savunma sanayi var. Ýþ makineleri sanayi var. Ankara’nýn bir sanayi þehri olduðunu kimse bilmiyor. Kendine has müthiþ bir kültür turizminin icra edileceði bir ortam var. Termal turizminin icra edileceði ortam var. Bunlarý öne çýkarmak istiyorum.
Çok genç bir þehir aslýnda Ankara, bir öðrenci þehri ayný zamanda?
Dediðiniz gibi öðrenciler, üniversiteliler þehri çok canlý tutuyor. Öðrencilerimize de açmamýz iyi tanýtmamýz lazým baþkentimizi. Kültür turizmiyle ilgili 11 kilometrelik bir hat planladýk. Ankara Kalesinden baþlayarak Roma Hamamý, Ulus, Sýhhiye’ye... Hazýrladýðým uzun ve kýsa kültür yolu üzerinde 411 tane tescilli eser var. Atatürk zamanýnda çizilmiþ inþa edilmiþ 29 tane çok önemli Cumhuriyet dönemi kamu binasý, tarihi eser var. Cumhuriyet döneminin en güzel eserleri. 72 tane müze var ama kimse gezmemiþ bile. Ankara kendi deðerini bilmiyor, üzeri külle kaplanmýþ gizli bir hazine gibi. 5 bin yýllýk tarih var, 8 kere de baþkent olmuþ, izlerini hala taþýyor. Bu tarihi ve kültürel deðerlerin açýða çýkarýlýp turizme kazandýrýlmasý lazým. Bunu yapacaðým.
Ankara’nýn demografisine bakalým istiyorum. Ankara Anadolu’nun kalbinde bir baþkent olarak haliyle Türkiye’nin her yerinden de nüfus alan bir þehir. Üniversite öðrencisi, memur, bürokrat, iþ insaný olarak herkes gelir yerleþir ve yaþar Ankara’da. Bazen döner bazen kalýr. Bu demografi için ne dersiniz?
Ben Ankara’ya en çok gelen 20 þehir hangileri diye baktým. Çorum, Yozgat, Çankýrý, Kýrþehir, Kayseri var. Ýlk 20 içinde Samsun var Karadeniz’den. Onun dýþýndakiler hakikaten Anadolu. Bir orta Anadolu kenti. O yüzden de hiç zorluk çekmiyorum. Kültürü, iklimi, topraðý ayný. Yenilenme mevzu tamamen belediye baþkanlarýný ufkuyla alakalý.
Siyaset ne kadar yenileniyor, yenilenecek?
Bakýn þimdi 50'li yýllardaki, 60'lý yýllardaki siyaset anlayýþý bu gün geçerli mi? Deðil. Peki 50'lerden önceki siyaset tarzý? O da geçerli deðil. Tek parti dönemindeki valilerin il baþkaný olduðu CHP zihniyetinin olduðu dönem kaldý mý? Hayýr. Sonra onu müthiþ þekilde deðiþtiren bir Menderes geldi. Onun devamýnda Demirel'ler falan geldi ama asýl deðiþim Menderes ile baþladý. Sonra bir baþka deðiþim daha vardý rahmetli Özal'la birlikte. Ben onu çok sevdim Allah için. Müthiþ bir deðiþime imza attý. Türkiye'yi dünyaya açtý önce. Türk parasýný koruma kanunuyla ilgili almýþ olduðu kararlar bile baþlý baþýna devrimdi. Özgüven aþýladý. Sonra 2002 yine bir devrimdir adeta. Tayyip Erdoðan ile birlikte milletin istediði oranda ve doðrultuda bir siyaset tarzý; milletin tam isteklerini yerine getiren içinden çýkmýþ bir insan. Onu da bütün kötülere karþý vesayetçilere karþý dimdik ayakta durarak, savaþarak yapan bir adam. O savaþlardan da galip geldiði içiz zaten ayakta kalan bir adam. O da bir yönetimdi. Ve her dönem yenilenme icap ettiðinde siyasetçi kendini yeniler. Eðer siyasetçi kendini yenileyemiyorsa millet siyasetçinin zaten defterini dürer, kendisi yeniler. Bu kural hiç deðiþmiyor.
Ankara için deniyor ki "milliyetçi bir þehirdir." Mesela CHP'nin de güçlü olduðu dönemleri hatýrladýðýnýzda deðiþen demografi ya da deðiþen siyasi anlayýþ için ne diyorsunuz? Oyuna talip olduðunuz insanlarýn milliyetçiliðini nasýl görüyorsunuz? Mesela Cumhur Ýttifaký beka sorununu önemsiyor. Türkiye'nin dýþardan gelen saldýrýlara karþý yekvücut olmasý gerektiðini söylüyor ve bunun etrafýnda buluþuyor. Karþý ittifak ise Türkiye'de beka sorunu yoktur diyor, bu tehdidi alaya alýyor. Olmaz denilen partiler yan yana gelebiliyor ve seçime bu tartýþmalarýn gölgesinde gidiliyor.
Beka sorunu yok diyenlere þunu sormak lazým: Bir buçuk sene önce bir ihtilal denemesi olup da onlara uçak insanlara bomba yaðdýrdý mý? Yaðdýrdý. Tanklar ortaya çýktý mý? Çýktý. Ýhtilal denemesi yapanlarýn amacý ülkeyi parçalamak, küçültmek, bölmek miydi? Evet. Bunu bir buçuk senede nasýl unuttuk biz. 250 insanýn þehit olduðunu nasýl unuttuk. Her gün sabah dikkat ediyorum. Bakýn bu söylediðim önemli. Televizyonda bir altyazý var: Hava kuvvetleri komutanlýðýna baskýn yapýldý, 60 kiþi gözaltýna alýndý. Bu gün baktým 30 küsur kiþi diyor. Muvazzaf insanlar. Ne yapalým bunlarý, görmeyelim mi, unutalým mý? Kriptolar, mahrem imamlar, ByLock, ankesörlü telefon vs. vs. Daha baþka insanlar var da dilim dönmüyor onlarý söylemeye. Hakikaten dilim dönmüyor. Peki, bir soru... Bütün bu yapýlanmayý Erzurum'dan çýkmýþ, medresede tahsil almýþ bir molla mý yaptý? Bizim bildiðimiz geriye doðru, dini inançlara doðrultusunda teblið yapmak isteyen hoca efendiler çýkarlar, Hazreti Peygamberin yolunu izlerler. Bir teblið metodu vardýr, dini anlatýrlar. Hepsi o kadar. Sade, basit, Kur'an ve Sünnete dayalý bir anlayýþ. Bu söylediðim isimlerle anýlan, matruþka gibi örgüt içinden örgütün çýktýðý bin bir türlü bir yapý. Biz bunlarý görmeyelim mi?
Ýkinci bir konu: 3-4 sene önce çukur kazýp birileri devleti idare etti mi? Etti. Öz yönetim dediler kibar adýna. Peki, orada paçavralarýný bayrak diye çekerek, silahlarýný ellerine alarak Türkiye Cumhuriyeti buraya giremez dediler mi? Dediler. Bunu görmeyelim mi? IÞÝD gibi bir belayý Türkiye'nin baþýn bela edip de iþgalin içerisine sokmaya çalýþan batý ülkeleri yok muydu? E vardý. Türkiye ile iliþkilendirmeye çalýþmadýlar mý? Bunlarý da mý görmeyelim? Arkasýndan 2-3 senedir yine süren bir para operasyonu, Türkiye'yi sýkýþtýrma, sýcak para giriþini engelleme, Türkiye'nin ticaretini çökertme, sonra aþýrý para sürerek Türk Lirasý'ný deðersizleþtirme operasyonunu hepimiz yaþamadýk mý? Bu gün ekonomide bile ufak tefek duraðanlýk varsa bu hükümetin beceriksizliðinden mi? Tövbe. Dýþardan yapýlan operasyonlar. Ýstekleri de tekdir. Bunlarý görmeyelim mi? Beka sorunu yok diyenlere bunlarý sormak lazým.
Diyorlar ki bütün bunlarýn yerel seçimlerle ne ilgisi var?
Var. Þundan dolayý var: Biz bir ittifak kurduk, Milliyetçi Hareket Partisi ile kol kola girdik. Bunlarý anlattýðýmýz zaman da insanlar bize hak veriyor. Dýþarýda CHP'ye oy veren insanlar bile bize bu konuda hak veriyorlar. Siz onlarýn söylemlerini boþ verin. Peki, karþý taraftaki ittifakta da ayný dürüstlükte biz bunlarla beraberiz demelerini beklemek hakkýmýz deðil mi? Burada ÝP var CHP var. Bir de söyleyemedikleri ortak var. Utandýklarý mahcup olduklarý ortak var. Söylersek Ankara’daki seçmen bize kýzar diye herkesi kandýrmak istedikleri bir ortak var.
Ankaralý görmez mi bunu?
Biz de çok net diyoruz ki dürüst olun. Deyin ki evet öyle bir parti var ama bu parti çok güzel biz yanýmýza aldýk deyin övünün savunun. Ve yahut da deyin ki bunlarýn oylarýna kan bulaþtý biz bunlarý istemiyoruz deyin. Ýkisinden birini söyleyin. Niye söylemiyorlar? Söyleyemezler. Çünkü Ankaralý vatandaþ tam Anadolu’nun göbeðinde, milli manevi deðerlerine baðlý, bu iþlere de çok öfkeli o yüzden de insanlarý saf zannediyorlar. Saf zannediyorlar ama ipuçlarýyla da ele veriyorlar. Kýlýçdaroðlu ile Ahmet Türk’ün konuþmalarý yakalandý mý? Yakalandý. Ne dediler çýkýp? Ahmet Türk dedi ki beni Kýlýçdaroðlu davet etti yerel seçimlerde ittifaklarda destek verin dedi biz olur dedik. Kandil çýkýyor destek vereceðiz diyor, eþ baþkanlarý Kürdistan da biz kazanacaðýz Batý’da cumhura kaybettireceðiz diyor. Biz bunlarý yok mu sayalým þimdi? Biz bu kadar saf mýyýz? Bence kendileri saf. Ýnsanlarý saf zannedenler kendileri aptal bana göre. Ýnsanlar saf deðil neyin ne olduðunu görüyorlar. Bunlarý da yeri geldiðinde söylemeye devam ediyoruz.
Ankara’daki HDP oyunu hatýrlamýyorum doðrusu?
Düþük. Seçimlerde bir buçuk iki almýþ bazen daha da yükseldiði olmuþ.
Ankara’ya hiç girememiþ yani HDP?
Ama HDP her yerde, her zaman aday çýkarmýþ. Þimdi 11 tane büyükþehirde aday çýkarmýyor. Onlar genellikle ya meclis üyesi çýkarabilmek amacýyla özellikle bazý ilçelerde veyahut da kendi oyumuzu görelim amacýyla bazen de kendi seçmenini konsolide etmek için aday çýkarmýþlar. Çýkarsýnlar o zaman Ankara’da niye çýkarmýyorlar. Ne farký var? Sadece dediðim gibi bu ittifaka dayalý bir iþ.
Yani Mansur Yavaþ’a gidecek HDP oyu?
Kendi vicdanlarýna nasýl sýðdýrýyorlar bilmiyorum. HDP’li Mansur Yavaþ’a nasýl oy verir, bilmiyorum. Mansur Yavaþ arada “ben eski ülkücüyüm” falan gibi nutuklar atýyor o nasýl siniyor içine, onu da bilmiyorum. Ama öyle bir gerçeklik var.
Mansur Yavaþ kendi tabanýna ve çizgisine aykýrý açýklamalar yaptý. Ýslamofobik bir tarzda ‘dindar ailelerin çocuklarý kediye köpeðe iþkence ediyor’ diyebildi! Siz yerelde siyaset yaptýnýz. Bu bulguyla karþýlaþtýnýz mý?
Asla öyle bir þey yok. Herhalde Mansur Bey’in yeni gittiði mahalleye yaranma güdüsü olsa gerek. O gittiði mahallede bakýþ öyle olunca ondan dolayý öyle söylemiþtir. Özellikle CHP bile yeni yönetimi ile birlikte bir eksen kaymasýna uðradý. Deniz Bey dönemindeki bizim bildiðimiz çaðdaþ laik sosyal demokrat bir takým çizgilere baðlý CHP’den ayrýlýp, sadece ve sadece AK Parti düþmanlýðý, Recep Tayyip Erdoðan düþmanlýðý, sadece ona karþý olalým da ne olursa olsun. Yýlan çýyan hepsi ile bir araya gelebiliriz gibi bir anlayýþ vatan millet meselesinde bile tehlike arz ediyor bana göre.
Ankaralý CHP tabaný bunu nasýl deðerlendiriyor?
CHP yönetimi bana göre eski CHP’lileri küstürdüðü için Ankara’da birçok CHP’li seçmenin ben seçime gitmeyecekleri kanaatindeyim. Bunu benim yüzüme defalarca söyleyen insanlarla karþýlaþtým. ‘Ben çaðdaþ sosyal demokratým, ben CHP’liyim, ama lanet olsun bunlara oy vermeye de gitmeyeceðim’ diyor. O zaman bana ver diyorum. Bak ben yaptýðým belediye baþkanlýðýnda Kayseri’de CHP’nin yüzde 35 oyunu almýþ bir insaným diyorum. Bu önemli. DSP’lilerin yüzde 50 sinden fazlasýnýn oyunu almýþ bir insaným. Yapacaklarým ortada, insaný iliþkilerim ortada, kimseyle kavga etmeden sadece hizmet eden bir adamým. Ankara’yý seviyorsanýz bana verin. Düþünürüz diyorlar. Emin olun böyle geziyoruz biz. Fakat ne yazýk ki Cumhuriyet Halk Partisi'nin de böyle bir sorunu var. Bu sorunu da aþabilmiþ deðiller. Zaten bir grup CHP’li de bu yerel seçimlerin sonucunu bekliyor ki bir hesap soralým bu partinin yaptýklarý nedir diye.
Bir anket firmasý baþkaný dedi ki, “MHP’lilerin gönlü aday olduðu dönemde Mansur Yavaþ'a bir kere kaydý, oylarý þimdi Cumhur Ýttifaký’na gelmeyecek, Yavaþ'a gidecek”. Bu iddiayý doðrular bir bulgunuz oldu mu sahada?
CHP'den aday olmadan önce MHP’den þöyle ayrýlmýþ Mansur Yavaþ. Devlet Bey'e hitaben bir mektup yazmýþ, arkadaþlar gösterdiler, istifa gerekçesi olarak. "Siz CHP’lileþtiniz" demiþ. Eðer demediyse inkar etsin. Kendi partisini CHP’ye benzediniz diyerek eleþtirip çýkan ve gidip oradan aday olan bir adamla karþý karþýyayýz.
Ben þimdi CHP'nin adayýný eleþtirirken, eski kimliðiyle mi, yeni gittiði mahalledeki durumla mý, söyledikleriyle mi nasýl eleþtireceðimi þaþýrmýþ durumdayým.
Ne oluyor sizce orada?
Orada bir üst akýl var, üst akýl bunu Cumhuriyet Halk Partisi’ne yamadý. Etrafýndan oy devþirebilme adýna bir takým söylemlerde devam ediyorlar. Arkadaþýmýz belediyeciliði bilmiyor ve projelerde yok. Sonra da sýkýþtýrýnca, projesi yok deyince de öyle saçma sapan þeyler söylüyor ki ben bile hayretler içerisinde izliyorum. Önce dindarlara hakaretvari sözler söyledi. Sonra “televizyonda izledim Allah Allah bu montaj mý acaba dedim, sonra baktým ki ben söylemiþim” dedi. Ne demek ya, böyle bir þey olabilir mi?
Önce su tarifeleri dedi. Ya su tarifedir adý üstünde, bundan proje olmaz. Ben bastýrýnca ondan da vazgeçti. Sonra biraz daha biz sýkýþtýrýnca EYT’leri çözeceðim dedi. Çözümlerimle geliyorum EYT’ye dedi. Ben de dedim ki “EYT TBMM’nin iþidir, belediye meclislerinin iþi deðil. Komik duruma düþme, hakikaten alay eder gibi konuþmak bana yakýþmaz, sözlerinden vazgeç dedim de ondan da vazgeçti. Hakikaten neresinden tutayým bilemiyorum.
Zaten daha az konuþuyor, öyle bir strateji belirlediler sanýrým?
Konuþtukça pot kýrýyor. Ona demiþler ki televizyonlara çýkma, az konuþ. O da bu taktiði kullanýyor.
Cumhurbaþkanlýðý Hükümet Sistemine geçtikten sonraki ilk yerel seçimler bu. Merkezdeki sistem deðiþikliðinin yerele bir þekilde nüfuz etmesi, yeni bir kültür ve zihniyetin oluþmasý gerekiyor. Siz yerel yönetimlerden sorumlu genel baþkan yardýmcýlýðý yaptýnýz. Siyaset iki ana damar etrafýnda toplanýyor. Bir tarafta AK Parti ve MHP, Cumhur Ýttifaký etrafýnda buluþtu, tabanlar birbirine yaklaþtý. Öbür tarafta da geniþ mutabakat oluþturulmaya çalýþýlýyor. CHP, HDP, ÝP ve SP’de alt taraf dökülse de parti elitleri arasýnda iþbirliði var. Yeni dönemde siyaset iki koldan ilerlerken yerelde sistem nasýl deðiþecek?
Yeni döneme herkesin ayak uydurmasý lazým. Yeni dönem tabi ki ittifaklara açýk bir dönem. Eskiden böyle bir durum yoktu. Her parti kendi adayýný gösterip meclis üyeleriyle çýkar hizmetini sürdürmeye çalýþýrdý ama bu yeni dönemde bir kaç tane ana iþaret var. Birisi biz ittifak kurduk MHP ile büyük þehirlerde ve bazý illerde arkasýndan meclis üyeliklerimizi de tekledik. Bu bir ortak kültürü getirecek. Beraber hareket etme güdüsünü getirecek. Bu bir nokta da uyum kültürü ile birlikte belki eskiden çatýþmacý üslubun olduðu bir ortamda artýk yavaþ yavaþ baþkanlýk ile idare edilen ülkelerdeki gibi ana damarlarýn ortaya çýktýðý bir ortamý da saðlayacak. Bunu ben uygun ve olumlu görüyorum. Aykýrý karþýlamýyorum. Sayýn Baþkanla görüþüp iþlerini çözebilecekleri bir ortama doðru gidiyoruz. Bana göre bu bir fýrsattýr, bunu inþallah belediye baþkanlarý iyi deðerlendirirler.
Mansur Yavaþ daha önce CHP’den ve MHP’den aday oldu. Son adaylýðýndan önce Ýyi Partiden mi aday olacak, CHP’den mi tartýþmalarý oldu. ÝP çok ýsrar etti ama Yavaþ ÝP’i istemedi, CHP den aday oldu. Bunlar kamuoyunun önünde oldu. Yavaþ belediye baþkaný seçilirse CHP rozeti de taþýmýyor, rozetsiz siyasetten bahsediyor. Seçildikten sonra parti deðiþtirme ihtimalini de öngörür müsünüz Yavaþ’ýn?
Onu bilemiyorum, kendisi bilir. Ancak bir tehlike öngörüyorum O da þu geçtiðimiz günlerde televizyonlara da yansýdý, CHP il binalarýnda iþçi forumlarý almaya baþlamýþlar. Umarým bu, seçimlere doðru bir popülist bir çýkarcý anlayýþla yapýlmýþ olsun. Çýkarcýlýk bu, çok çirkin bir þey. Eðer belediyeye giriþ parti il binalarýnda, ilçe binalarýnda baþlamýþsa eyvah ki ne yandýk. Bir adamý kim iþ baþýna getiriyorsa ona borcunu ödetirler. Millet iþ baþýna getiriyorsa rahatsýnýz millete borcunuzu ödersiniz. Yok, birilerinin ittifakýyla, düzenlemeyle, gizli kapýlar ardýnda yapýlan çirkin pazarlýklarla iþ birliði yapýyorsanýz. Sizin burnunuzdan fitil fitil getirirler ve bunu ödettirirler. Televizyonda karþýlaþtýðým manzara þu; CHP’nin milletvekili olan bir hanýmefendi vardý. Mustafa Balbay vardý. Soruldu “20 bin kiþiyi iþe alacakmýþsýnýz bunun için forumlar doluyormuþ”. Ben bekliyorum ki “yok, öyle þey mi olur, nereden çýktý bu” desinler. Belediyelerde zaten ne kadarlýk bir hizmet varsa onu karþýlýðýnýn gerektiði kadarsa eleman çalýþýyor. 20 bin ne demek Ankara’da!
Ýþ karþýlýðý oy mu istiyor?
Zaten iþ yapanlar var, yeni bir durumda yok. 20 bin kiþi demek ayda 140 milyon lira para demektir. Var mý belediyede, yok. Gidip faizden her ay 140 milyon alacaksýn. Bu belediyeyi batýrýr, bir, hizmeti öldürür iki, sonra militan doðmasýný getirir. Partili adam kolay kolay çalýþmaz. Sýrtýný bir yere yaslamýþ adam, ya il baþkanýdýr, ya ilçe baþkanýdýr, ya meclis üyesidir veya torpilli bir milletvekilidir. Çalýþtýrýn da göreyim. Ben bunlara þahitlik etmiþ birisiyim ve CHP’li arkadaþlar inkar etmediler. “Tabi dediler Türkiye’yi düþürdüðünüz durum bu! O yüzden alýnacaktýr. Ýstihdam bu. Hayretler içerisinde izledim. Peki; þimdi Ýçiþleri Bakanýmýz açýkladý; 300 civarýnda örgütlere yakýn militan meclis üyesi oluyor. Listeleri de var Ankara içinde her halde, listeler açýklanacaktýr yakýnda. Onlarýn torpili ile partiden gelmiþ adam parklara oturduðunda, eve elektrik faturasý getirdiðinde nasýl olacak, vatandaþýn güvenliði. Bunu söylediðimde adeta çýldýrýyorlar, kýnýyorlar durmadan. Niye kýnýyorsunuz kardeþim? Cevap verin ya, merak ediyorum. Ben çocuðumu parka göndereceðim. Sizin 20 bin militanýnýz parklarda görev yapacaksa çocuðumu nasýl göndereyim oraya? Öfkeleniyorlar ama bu biraz da gerçeðe yakalanýp da suçüstü olma halidir. Allah bizi böyle bir tehlikeden korusun.
CHP ve ÝP’in ortak adayý, HDP’nin açýktan destek verdiði Mansur Yavaþ’ýn sahte senetle icra takibi konusunda hakkýnda verilen cezanýn Yargýtay’da onanmasý haberleriyle birlikte Ankara’da hararet çok yükseldi. Cumhur Ýttifakýndan Yavaþ’a net sorular yöneltilirken Yavaþ kýsýtlý ve gecikmeyle cevap veriyor. Ýlginç olan ise Mansur Yavaþ isminde kolayca ittifak eden ama hangisinden aday yapacaklarý konusunda uzun süre çekiþme yaþayan CHP ve ÝP’in suskun kalmasý. Ýddialar ilk olarak Mansur Yavaþ isminin tartýþýldýðý, CHP PM’de itirazlarýn yükseldiði dönemde geliyor gündeme. Aralýk 2018’de Türkgün gazetesinde haber oluyor. Ama CHP’de konu olmuyor. Kýlýçdaroðlu’na konuyla ilgili dosya gittiði ama kararýnýn deðiþmediði de söyleniyor. Cumhur Ýttifaký liderleri ve parti sözcüleri iddialarý muhataplarýna sorarken Mehmet Özhaseki konuyla ilgili bir basýn toplantýsý yaparak açýklamalarda bulundu. Ana baþlýklar þöyle:
Konu dört ay önce gündeme gelmesine raðmen Mehmet Özhaseki konuyu neden kampanyasýna dahil etmedi?
“Ben insanlarýn içinden hiç çýkmadým. Bu kampanyayý böyle sürdürmeye çalýþýyorum. Þimdiye kadar kimse benim için, çok þükür ki söylediðimin dýþýnda davrandýðýmý söyleyemedi. Karþý taraftan gelen tehditkar sözlere de kulaklarýmýzý kapattýk. Kayseri’ye adamlar gönderdiler, açýðý var mý diye soruþturuyorlar. ‘Yapsýnlar, önemli deðil’ diye gülümseyip geçtim. Bununla ilgili kimlerle görüþtüklerini ve ne istediklerini belgeleriyle size sunabilirim.
Bundan üç ay kadar önce basýnda, CHP’nin adayý ile ilgili bir takým iddialar çýktý ve ben de herkes gibi okudum. Birçok arkadaþým ‘bu konuya deðin, burada önemli iddialar var’ dediði halde bir cümle bile söylemedim. Çünkü beni ilgilendirmiyordu, dýþýmda bir konuydu. Buna cevap vermesi gerekenler baþkalarýydý. Yenimahalle’deki bir toplantýda yapacaklarýmý anlatýrken vatandaþýn biri bir gazete baþlýðý gösterdi. Orada rakibimin senet sahtekarlýðý ile ilgili baþlýklar vardý. Ben de “okudum ama býrakalým þimdi bunlarý, mahkeme nasýl olsa karar verecek” diye geçiþtirdim. Konunun detayýný bir hafta önce haberlerden öðrenmiþ oldum.”
Ýddialarla ilgili ne düþünüyor?
“Sorulara cevap vermesi gereken kiþi Mansur Yavaþ’týr. Burada ne olduðunu, geçmiþteki 10 yýllýk iliþkide neler yaþandýðýný izah etmeli. Basýnýn karþýsýna çýktýðýnda sorulara cevap vermedi, bülten okudu. Sorulara cevap vermediði gibi de, bir de maðdur edebiyatý yaptý. Basýný, parti sözcümüz Sayýn Ömer Çelik’i ve beni suçladý. Hayretle izledik. Ben böyle kurnazca bir iþi ilk defa görüyorum. 10 yýl görüþen sizsiniz, alýþveriþ yapan sizsiniz, ortaklýk yapan sizsiniz. Aranýzda çýkan çatýþmayý da açýklayacak olan sizsiniz. Bunun bizimle ne ilgisi var. Demek ki siyaset tarzlarý bu.
Bahsedilen þahsý ömrümde görmedim, ismini haberlerde çýkana kadar duymamýþtým. Orada anlatýlan ticari iliþkinin ne olduðunu da bilmiyorum. Ama gördüðümüz kadarýyla 10 yýllýk bir iliþki var. Birlikte yeniliyor, içiliyor, geziliyor, alýnýp veriliyor. Fakat þimdi o þahsýn suçlarýný ortaya döküp saçmaya baþlýyorlar. Bu þahýs senin arkadaþýn; biz görmedik ki ömrümüzde. Þimdi menfaat çatýþmasý olmuþ suçlamaya baþlamýþsýn. Madem bu kadar kötüydü iliþkini neden sürdürdün.
Þimdiye kadar yazýlanlardan benim anladýðým, kesinleþmiþ bir tane mahkeme kararý var. Bu mahkeme kararýnda da senedin sahte olduðu, imzanýn da kendisinin suçladýðý þahsa ait olmadýðý yazýyor. Karar da Yargýtay’da onanmýþ ve karar kesinleþmiþ. Burada da kendisine verilen 500 bin liraya yakýn imza inkar tazminatý ve ceza var. Bunun dýþýnda da onlarca karþýlýklý suçlama, dava, icra takibi var. Kurnazca, basit polemiklere girip kaçmamasýný rica ediyorum. Yýllardýr siyasetin ve ticaretin içinde bulundum, hukuk tahsili yaptým; ancak bu kadar kirli bir iliþki yumaðý görmedim.”
“Benim kendisine sorduðum net ve sade sorular var. Bu senedi kim düzenledi? ‘Benim bürom bu senedi önümde imzaladý’ dediðiniz mahkeme kayýtlarýna da yansýdý; o zaman nasýl oluyor da o imzanýn o þahsa ait olmadýðý 3 kez Jandarma, Adli Týp ve Emniyet Kriminalde geçiyor?
Burada kocaman bir yalan var, bu yalaný kim söylüyor? Bu kadar büyük meblaðlý bir senedi hangi hizmet karþýlýðýnda aldýnýz? Ne iþ yapýyorsunuz, 600 bin dolardan bahsediyoruz? Eðer bu parayý avukatlýk ücreti olarak alýyorsanýz vekaletiniz var mý? Avukatlýkta mutlaka vekaletname gerekir. Eðer bunu danýþmanlýk ücreti olarak almýþsanýz, sözleþmenizi ibraz edebilir misiniz?
Eðer avukat deðilseniz ve danýþmanlýk hizmetiniz yoksa bu kadar büyük bir parayý hangi maharet ve hizmetiniz karþýlýðýnda almayý düþünüyorsunuz? Sözleþme ve vekalet düzenlememe sebebini, 8. Aðýr Ceza Mahkemesindeki beyanýnda ‘Makbuz kesildiðinde yaklaþýk 300 bin dolar vergiye gidiyordu. Bunu da ne zaman alacaðýmýz belli deðildi” gibi bir ifade var. Bu vergiyi kaçýrmaya teþebbüs deðil mi? CHP’nin Ankara büyükþehir belediye baþkan adayý olarak bu izahýnýzý ahlaki buluyor musunuz?”
“Bir baþka konu da kriminal suçlu diye suçladýðý kiþiye geçtiði mesajlar. Birkaç tanesini okuyayým size: ‘Hukuk Fakültesi diplomaný iptal ettiririm. Sahtekar, seni yarýn üniversiteden arayacaklar, hapistesin. Diploma iptali mi, rapor iptali mi tercih et. Bugün ödemeye yanaþmazsan, diplomayý iptal dilekçesi çarþamba sabahý hem fakülteye hem savcýlýða veriliyor, askeri savcýlýða da önümüzdeki pazartesi veriliyor’
Bunlar þantaj ve tehdit deðil mi arkadaþlar? Bunlarýn hepsi mahkeme kayýtlarýnda var. Mesajlara devam ediyor: ‘Bak Necmettin, baþlangýç olarak Pazartesi baroya raporunu veriyorum. Dahasý da olacak, öde borcunu konu kapansýn’ ‘Emekliliðini iptal ettiririm’ ‘Ailen senin bir sapýk olduðunu biliyor mu, iðrenç adam. Bilgisayarýn yarýn ilgili savcýlýða veriliyor’, ‘Öde kurtul, vazgeçeyim, hýrsýz’, ‘Kodese hazýrlan, senin düðününü basacaðým, seni rezil edeceðim. Seni Ankara’da yaþatmayacaðým. Seni sürüm sürüm süründüreceðim’ Bunlara bakýldýðýnda maðdurdan çok; tehditkar, þantajcý, maðrur bir adam gözüküyor ortada. Algý farklý, gerçekler farklý. Bunun gibi onlarca mesaj var. Benim bu mesajlardan anladýðým kadarýyla; parayý alýrsam bütün bunlara göz yumacaðým, sesimi çýkarmayacaðým diyor. Bu sorularýn cevabýný bilmek Ankaralý hemþehrilerimizin hakký.”