Seçim tarihi yaklaþtýkça yeni sistemle ilgili bazý polemikler yaþanýyor, bazý spekülatif söylemler dillendiriliyor. Bunlarý konuþalým isterim size. Mesela deniyor ki “Cumhurbaþkaný hükümet sistemi istikrarý garanti altýna alacaktý, Evetciler bunu savunuyordu. Ama þimdi cumhurbaþkanýnýn partisi Meclis’te çoðunluðu oluþturamazsa sistem kilitlenecek, istikrar olmayacak”. Bu olasýlýk anayasa referandumundan önce düþünülmüþ müydü? Durumu mümkün, böylesi bir tedirginliði makul bulur musunuz?
Sistem kurulurken baþýndan itibaren içinde olan birisi olarak gelinen süreci ne tedirginlik verici, ne korkunç, ne de sürpriz buluyorum. Bence bu, yeni sisteme parlamenter sistemin gözüyle bakmayla alakalý, sanal bir kaygý… Yeni sistem doðasý gereði böyle bir þeyi içinde barýndýrýyor. Yani aslýnda içinde zorluluklar barýndýrýyor. Ama buradan geçildiði takdirde de hem parlamento, hem hükümet için kolaylýklar barýndýrýyor. En önemlisi de Türkiye için çok ama çok önemli iyilikler barýndýrýyor. Þimdi o yüzden ben bu sisteme þuan olmasý gereken gözüyle bakmayý tercih ediyorum. Ýkisi arasýnda bir kýyaslamayý doðru bulmuyorum. Çünkü seçim yaptýk. Seçimi yaparken de anlattýk. Hayýrcýlar “her þey ayný kalsýn” dedi, evet diyenler de, bizler de yeni yapýyý anlattýk. Yeni sistem bir defa beraberinde Türkiye için gerçek manada iþleyen bir demokrasiyi getiriyor.
SEÇMENÝN SEÇÝM HAKKI ARTTI
Ne manada?
Demokratik açýdan en önemli özelliði; iki tane sandýk koyuyor ve seçmene diyor ki “cumhurbaþkanýný bu sandýkta, parlamentoyu da diðer sandýkta seç”. Burada seçmeni ikna etmesi gerekenler oy isteyenler. Yani cumhurbaþkaný olacak olan þuanda iki tane asýl ana aks var. “Ben cumhurbaþkaný olmak istiyorum” diyen ittifak ekipleri, daha güçlü bir hükumet etme hali için seçmeni ikna etmek durumunda. Daha güçlü parlamento olursa kendisinin de bu konuda daha verimli olacaðýna dair seçmeni ikna etmesi gerekiyor. Þunu anlatmak istiyorum. Þimdi sistem çok daha demokratik bir sisteme doðru geçiyor. Bu sistem içerisinde insanlara anlatacaðýmýz konular, cevaplayacaðýmýz sorularda bir artýþ var. Daha çok konuda ikna etmemiz gerekiyor insanlarý. O yüzden ikna sürecinde iki ayrý kanal var. Hem cumhurbaþkanlýðý için ikna etmek gerekiyor hem parlamento için. Bu ikisi arasýnda paralellik olduðunda, çok daha güçlü bir hükümet tablosu ortaya çýkýyor. Ayný zamanda daha güçlü bir parlamento da çýkýyor karþýmýza. Seçmenin iki seçim hakký olmasý, evet seçime giren adaylar için iþi daha zorlaþtýrýyor ama Türkiye'nin hayrýna da olan bir þey.
AK PARTÝ VE ERDOÐAN KENDÝ KONFORLARINI BOZDU
Dolayýsýyla bu durum, sistem kurgulanýrken istenen bir þeydi, öyle mi?
Evet, biz bu sistemi kurgularken de, yaparken de hepsinin farkýndaydýk. AK Parti, aslýnda Sayýn Cumhurbaþkanýmýz kendi kolay kazanma halini býrakýp çýtayý yukarý taþýmýþ oldu. Yüzde 30-40 ile alabileceði bir çýtayý bilerek yüzde 50+1'e taþýmýþ oldu. Hem de tek bir sandýk için deðil, iki sandýk için de bir zorluða tabii olmuþ oldu.
GÜÇLÜ HÜKÜMET, GÜÇLÜ MECLÝS
Bunun Türkiye'ye nasýl bir faydasý olacak?
Bir kere çok güçlü, muktedir bir hükümet karþýmýza çýkacak. Ama hükumetin de iþi zorlaþýyor. Çünkü cumhurbaþkaný olan kiþi hükümetin yüzü ve hem hükumeti yönetmek hem parlamentodaki dengeleri gözetmek durumunda. Bu, Türkiye için þuana kadar belki çok tartýþtýðýmýz bir sürü meselede kolaylýk saðlayacak. Daha çok farklý fikrin Meclis’e taþýnmasýný ve hükümet edilirken o farklý fikirlerle uzlaþý içinde yola devam etmeyi saðlayacak. Sistemin doðasý bunu barýndýrýyor zaten.
SÝSTEM KÝLÝTLENÝRSE SEÇÝME GÝTMEK SON ÇIKIÞTIR
Peki, Cumhurbaþkanýnýn partisi Meclis’te çoðunluðu saðlayamazsa ve sistem kilitlenirse ne olacak?
Farklýlýklar yönetilebildiði noktaya kadar devam edecek ama yönetilemediði noktada -ki bu bence gelinecek son noktadýr- Meclis’e de Cumhurbaþkanýna da kendi süresini yakmak pahasýna seçime gitme imkaný verecek. Bu bir nefes alma halidir. Eðer ihtiyaç duyulursa. Ama elbette ki bu, bütün son çýkýþlar gibi en son çýkýþ olarak düþünülecek. Meclisteki aritmetiði, seçimleri görmeden þimdiden bir kaos havasý oluþturmak yeni sisteme parlamenter sistem gözlüðüyle bakmanýn bir tezahürü.
SONRAKÝ SEÇÝMLERDE ÝTTÝFAKLAR DOÐALLAÞACAK
Yeni sisteme iliþkin bir acemilik de var galiba?
Türkiye ilk defa bunu uygulayacak. Ýlk defa uygulandýðý için mesela þu andaki bu ittifaklar, bir araya geliþler bir sonraki seçimde çok tabii olarak olacak. Türkiye'nin siyasal hayatý, siyasi partilere dair yaklaþýmlar tamamen deðiþecek. Siyasi partiler bir tarafta güç olmaya devam edecek ama onun dýþýnda sivil toplumdan gelen baþka isimlerin de öne çýkabileceði, aday olabileceði baþka bir siyasal alan oluþacak Türkiye siyasetinde.
CUMHUR ÝTTÝFAKI 15 TEMMUZ’DA KURULDU
Diðer polemik þu: Hani hükümet Meclis içinden çýkmayacaðý, hükümetin baþýný halk seçeceði için koalisyonlar olmayacaktý? Bakýn koalisyonlar seçimden önce oluþuyor bile, ittifak yasasýný çýkartan da AK Parti, deniyor?
Bir defa þunu ayýrmamýz lazým: 15 Temmuz ile beraber Türkiye’de her þey bambaþka bir noktaya geldi. 15 Temmuz’da toplumda bir koalisyon, bir birliktelik kendiliðinden oluþtu. Bütün siyasi partiler, herkes o gün itibariyle darbeye karþý durdu. Ama o günden itibaren tavýr alýþlarla alakalý farklý yollar ortaya çýktý ve bu ana ayrýlýþlar AK Parti'yi ve MHP'yi toplumun tabanýnda bir araya getirdi. Devamýnda Türkiye için birlikte ne yapabiliriz sorusu sorulurken Cumhurbaþkanlýðý hükumet sisteminin en iyisi olduðuna iki parti birlikte karar verdi. O birliktelik neticesinde bu yollar beraber yüründü. Önce Mecliste anayasa deðiþikliði oluþturuldu, daha sonra referanduma gidildi ve devamýnda da uygulamaya dair ittifakla alakalý deðiþiklikler gündeme geldi. Bunlar da pat diye olan þeyler deðil. Yaþadýðýmýz olaylarla birlikte toplumda birlikte inþa ettiðimiz þeylerin hukuki, siyasi yüzü. Ama asýl inþa toplumda, tabanda oldu. Bu bir araya geliþ de konjonktürle ilgili deðil. Tabanda meselelere dair bu yaklaþým iki siyasi partiyi çok daha derin bir þekilde yan yana getirdi. Tabii çok doðal olarak bir grup siyasetçi de kendisini bu tavrýn karþýsýnda konumlayarak siyasi bir hareket inþa etti.
ESKÝ KOALÝSYANLAR GÝBÝ DEÐÝL
Devamýnda da þunu söylememiz lazým. Bugün kurulan ittifaklarý parlamenter sistemde var olan o eski koalisyonlar gibi deðerlendirmek her þeyden evvel bu topluma haksýzlýk olur. Toplumumuz insanýmýz kendi bekasý için çözüm ararken bu yolu bulmuþ oldu. Devamýnda gelinen þey, efendim sen ne alacaksýn ben ne alacaðým gibi bir pazarlýðýn tezahürü olmadý. “Beraber geleceðimiz için ne yapabiliriz” sorusunun cevabýný ararken bulduk bu yolu. O yüzden alýþtýðýmýz manadaki bir koalisyonlarla uzaktan yakýndan alakasý yok. Bu, tabanda bir fikri ittifak, tabanda çözüm arayýþýnda bir ittifak. Birlikte hareket etme hali. Ama iki parti de ayrý iki siyasi parti. Temel meselelerde ayný ama muhakkak ki siyasi parti olarak kendini farklý konumlandýrma, kendini muhafaza etmek gayretleri var. Ýttifakla ilgili yapýlan yasalarda bunu görüyoruz zaten. Bir araya gelen siyasi partiler oy pusulalarýnda yan yana duracaklar ama çatýda hepsine ayný oyu basmýyoruz. Seçmene “sen bir partiyi tercih et ama bu parti nihayetinde bir çatýnýn altýnda” diyoruz. Bu çatý altýnda iki ayrý yoldan bahsediyoruz. O yüzden bunun klasik manada bir koalisyon olduðunu asla söyleyemeyiz. Bu, Türkiye'nin geleceðine dair bir fikri ittifak. Karþý taraf da bir baþka ittifakýn içerisinde. Bu da asla bir sürpriz deðil. Zaten yola çýkýþ noktasý bu, doðal þekilde oluþan birliktelik bizi buraya taþýdý.
ÝTTÝFAKLAR SEÇÝME KADAR
Sandýk için ayný çatý altýnda toplanan partiler Meclis’e girdikten sonra birbirlerinden baðýmsýz hareket etme özgürlüðüne sahip olacak, deðil mi?
Tabii ki. Hatta seçim kampanyalarý da öyle. Muhtemelen birbirlerini yanlýþlamayacak, birbirlerine karþý söylemleri olmayacak ama kendi özlerini muhafaza ederek her parti kendi sandýðýna çalýþacak ama totalde birlikteliðe, bir ittifaka çalýþmýþ olacak. Her bir oy önce bana, ama günün sonunda ittifaka olacak. Cumhurbaþkanlýðý ile alakalý sandýkta zaten siyasi parti amblemi yok. Sadece isimler var. Nitekim AK Parti ve MHP birlikte bir aday önermiþ oldular.
ÝKÝ FÝKRÝ AKIM SÝSTEMÝ
Türkiye'ye epeyce bir zamandýr iki partili bir sisteme doðru gidiyordu, bu anlaþýlýyordu. 7 Haziran bunun en net göründüðü seçim oldu sanýrým. Ondan bu yana da hep iki blok halinde hareket ediyor siyasi partiler. Bu gidiþat Türkiye'ye bir anlamda iki partili sistemi mi getirecek?
Ýki parti diyemem ama iki fikri akým diyebilirim. Kiþi deðil fikri ekol bence öne çýkýyor.
ABD’deki Cumhuriyetçiler ve Demokratlar gibi mi?
Evet. Türkiye siyasetine yaklaþým konusunda iki ana ekol, iki yol oluþuyor bence. Hatta bu iki ana yol içerisinde bence bir süre için birden fazla siyasi parti olmaya devam edecek ama daha sonrasýnda bence bu sistemi doðru anlayanlar ve milletin sisteme yüklediði anlamý doðru kavrayan siyasi partiler yollarýna devam edecekler. Görebildiðim kadarýyla Türkiye'de siyaset iki aks üzerinden akmaya devam edecek evet.
SÝYASÝ MÜNAFIK NE DEMEKTÝR?
Sayýn Cumhurbaþkanýn, Cumhurbaþkanlýðý seçiminde Erdoðan’a, Mecliste baþka partilere oy verenlere “siyasi münafýk” dediði yönünde bir eleþtiri var? Münafýklýk hali midir farklý tercihlerde bulunmak?
Muhalefet kampanyanýn altýna sürekli odun koymaya çalýþýyor ama baþka bir þey söylemeye çalýþtý kanaatimce Sayýn Cumhurbaþkanýmýz. Bir defa muhalefetteki siyasi partiler kazanmak üzerine bir hesap yapmýyorlar, bütün hesaplarý kaybetmek üzerine. Bu söylemde de bir Cumhurbaþkaný seçim sandýðýnda kaybedilmiþliðin kabulü var; “Diðer sandýklarda kazanma ihtimalimiz de zayýf ama yeni sistemin getirdiði bazý imkanlarý tersinden kullanarak Türkiye demokrasisini kilitlemek, daha zorlaþtýrmak adýna burayý iþlersek acaba daha güçlü bir þey elde edebilir miyiz?” Yine kaybettirmek üzerinden kazanýrmýþ gibi yapma halinin çalýþýldýðýný görüyoruz.
Bence Cumhurbaþkanýmýz þunu ifade etti, ben öyle anlýyorum bu ifadeden: Siz cumhurbaþkanlýðýnda ittifaka, Sayýn Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan’a oy verdiðiniz zaman diðer sandýkta bununla tamamen tezat bir seçim yaptýðýnýzda bu oyunuzu sýfýrlýyorsunuz aslýnda. Söylenen bu. Eðer asli iradeniz burasýysa bu iradenizle bu kadar çeliþemez. Bu varsa -kedi ciðer gibi- burasý olamaz.
MUHALEFET KARÞIT KÝTLENÝN ÝRADESÝNÝ FESADE UÐRATMA DERDÝNDE
Çünkü oy verdiðiniz kiþinin bir partisi var ayný zamanda?
Ayný zamanda iki partinin de adayý. O ifadeyi kullanýrken söylemek istediði bu tezatlýk. Bir þey varken yok olamaz, eðer varsa bir iraden, burada da devam etmeli. Bunun anlaþýlmasý için daha güçlü bir ifade kullanmayý tercih etti Sayýn Cumhurbaþkanýmýz. Türkiye demokrasisi için çok önemli olacak bu açýlým konusunda muhalefet kasýtlý olarak sandýðýn birine konsantre ve orada da hedef kitlesi kendi seçmeni deðil farkýndaysanýz. Hedef kitlesi yine AK Parti’ye MHP’ye oy veren kitle. Kendi karþýt kitlesini hedefliyor. Onlarýn iradesini fesada uðratmaya çalýþýyor. Cumhurbaþkanýmýzýn söylediði taným da iradenin fesada uðrama halidir zaten.
ÝKÝNCÝ TUR ÝHTÝMALÝ SIFIR
Gül projesi çöktükten, daha doðrusu Gül’ün dediði gibi geniþ bir mutabakat oluþmadýktan sonra Muhalefet iki hedef seçti. Bir, Meclis çoðunluðunu AK Parti’ye vermemek, parçalý bir Meclis aritmetiði çýkartarak Erdoðan’ý çalýþamaz kýlmak. Ýki, seçimleri ikinci tura býraktýrmak ve yüklenmek. Öngörünüz ne?
Þahsi görüþüm böyle bir ihtimal yok. Ýþin matematiðini de yaparak baktýðýmda seçimin ikinci tura kalma ihtimali sýfýr. Bu kadar seçim yaþadým, AK Parti’de baþýndan itibaren her seçiminde çalýþtým. 7 Haziran'daki süreçte de o tabloya bakan birisi olarak söylüyorum bunu.
Bizim konsantre olduðumuz mesele elimizden geldiðince Cumhurbaþkaný seçim sandýðýnda oyumuzu yükseltmek ama ayný zamanda parlamentoda da mümkün olduðunca daha çok milletvekili alarak var olmaya gayret etmek. Ben bu konuda bir tereddüt görmüyorum ama þu var. Bu süreçle ilgili, tabii ki insanýmýz bize sorular soracak, kaygýlarý olacak, hepsini cevaplayacak tüketeceðiz.
MUHALEFET SÜREKLÝ BÝZÝ DOÐRULUYOR
Muhalefetin taktikleri hakkýnda ne düþünüyorsunuz?
Çok zayýf iddialar olarak görüyorum. Yeni bir model gelmiþ, bu yeni model için Türkiye biz ne diyorsak doðruluyor, aslýnda muhalefetin varlýðý bizi doðruluyor. Þu an muhalefetin içinde bulunduðu tavýr yeni anayasayla alakalý gayret gösteren bizlerin bütün tezlerini doðruluyor. Dediler ki “Türkiye’de demokrasi rafa kalkýyor”. “Tek adamlýk sistemi geliyor” hatta “padiþahlýk geliyor”, “Meclisin kapýsýna kilit vuracaklar.”
Fakat bakýn Türkiye tarihinde ilk defa altý cumhurbaþkaný adayý var. Bunlardan üçü siyasi partilerin adayý, üçü yüz bin imza ile geldi. Yüz bin imza Türkiye için çok büyük bir þans, gelecekte gençler için, kadýnlar için, siyaset dýþý aktörler için, sivil toplum örgütleri için çok büyük bir þans. Evet, az deðil ama asla çok deðil yüz bin imza. Hatýrlarsýnýz, Türkiye’de bunun uygulanmayacaðýna, nasýl olacaðýna dair de bir sürü düþünce vardý. Ýþte görüyorsunuz, çok demokratik bir þekilde hayata geçti. Üstelik adaylardan biri de -Türkiye gerçek manada bir hukuk devletidir- halen tutuklu ama ona raðmen cumhurbaþkaný adayý.
Dünyayý da takip etmeye çalýþan biri olarak bakýyorum, bu kadar renkli ve demokratik bir ortamda seçime giden bir baþka tablo hatýrlamýyorum. Kampanyalar da hareketli. Ve muhalefetin tezlerinin hepsi bizim “Cumhurbaþkanlýðý Hükümet Sisteminin Türkiye için çok daha iyi olacak” tezlerimizi doðruluyor. Muhalefetin þu an içinde bulunduðu tutum fiilen teyit ediyor bu fikriyatý.
GÜL PROJESÝ TUTMADI ZÝRA LÝDERLÝK ÝÇÝN ÝKÝ AKIMA ÝHTÝYAÇ VAR
Abdullah Gül etrafýnda þekillenen proje kendi adaylarýnýn Erdoðan karþýsýnda þansý olmayacaðý ön görüsüne dayanýyordu. Çatý çatýlamadan daðýldý. Gül projesi ya da alternatif çatý aday neden olmadý sizce? Olmayan neydi?
Liderlik zor bir iþ... Ýstanbul Boðazý için söylenir, iki yönlü akým vardýr denir, dip akýntý ve üst akýntý. Lider olabilmeniz için iki tip akýntýnýz olmalý. Biri, liderlik için kendinizin siyasi bir gücünüz, birikiminiz, siyasi sermayeniz olmalý, belli bir dozda olmalý. Diðeri de bu sermaye ile örtüþen, tabandan gelen bir akým olmalý. Ýkisi örtüþtüðü zamandan itibaren güçlü bir liderlik ve güçlü bir siyasal hareket ortaya çýkýyor. Sadece isim kâfi deðil, isim olacak, o isimle beraber, o ismin etrafýnda koþan insanlar olacak ve bunu iþleyen örgütsel bir yapýnýz olacak.
BAZI ADAYLARDA LÝDERLÝK HÝÇ YOK, TABANDA DA TALEP YOK
Böyle bakýldýðýnda bir noksanlýk var. Bazýsýnda mesela liderlik hiç yok, tabanda da talep yok. Benim gördüðüm CHP tabaný “ben kendi adamýmý görmek istiyorum” diyor. Ben de bunu çok akýllýca görüyorum, seçilsin seçilmesin. Senelerce siyasette çalýþtým, teþkilatýn öz güveni çok yüksektir. Teþkilat zaten bu iþin hamallýðýna talip, yola çýktýðý zaman der ki ‘benim adamým olsun, ölümüne çalýþayým, görelim bakalým ne yapacaðýz”. Muhalefet liderlikte deðil zayýflýk, hiçlik hali var. Tabanlar kendi liderlerini kendi ekip arkadaþlarýný görmek istiyor. Kendi fikriyatý için koþsun emek versin. Buna inanmadan nasýl anlatacaksýn, inanç birlikteliði olmasý lazým. Bunlar bir araya gelmeyince ister içerden ister dýþarýdan akýmlarla örgütlenmiþ þeyler gerçek, tabii olmadýðý için netice vermiyor. AK Parti MHP ittifakýnda dediðim þeyler var, önce tabanda birliktelik var. Liderle bir örtüþme var ve bunu beraber iþleyecek örgüt yapýsý var. Olduðu için de hayat buluyor.
Ama diðer tarafta dediðim þeyler olmadýðý için, netice bulmuyor, bulmasý da gerçekten zor. O yüzden þahsen tabanýn dinlenmesini anlamlý buluyorum. Tabaný dinlemek ve ona liderlik yaparak bir hareket inþa etmek. Türkiye muhalefeti bunu baþarabilirse yerli ve milli bir muhalefetimiz olacak. Umarým olur.
KARÞI ÝTTÝFAK, ERDOÐAN KAYBETSÝN ÝTTÝFAKI
Türkiye ilk kez yeni sisteme göre seçime gidiyor. Ve iki ittifak oluþtu. Bir yanda 15 Temmuz merkezinde þekillenen Cumhur Ýttifaký var. Karþýsýnda da karþý olmak paydasýnda buluþan Millet Ýttifaký. Önümüzdeki dönemler için birbirine daha yaklaþan, yakýþan, uzlaþan bir kaynaþma olur mu karþý ittifakta, bir fikri birliktelik ve siyasi bir hareket çýkar mý yoksa eklektik hal sürer mi?
Þu haliyle yapay bir birliktelik var ama son seçimler iktidardan ziyade muhalefetteki tüm partileri dönüþtürdü. Dönüþmeye zorladý. Bu seçimin neticesinde öyle zannediyorum ismi geçen partiler ya yaþamaya devam edecek ya da bir tür kimlik deðiþtirerek yoluna devam edebilecek. Þu an ki halleriyle yola devam etmeleri zor gözüküyor. O açýdan sorunuzun cevabýný seçimden sonra daha iyi görebiliriz. Ama bu haliyle görünen o ki, en önemli motivasyonlarý Tayyip Erdoðan kaybetsin diye yan yana gelmiþ olmalarý. Yaklaþýmlarý fevkalade farklý partiler.
HDP KUDÜS BÝLDÝRÝSÝNE ÝMZA BÝLE KOYAMADI
Yaklaþýmý bambaþka olan HDP yok ama o ittifakta?
Toplumdan büyük itiraz gelmeyecek olsa, buna dair ufacýk bir ümit olsa HDP’yi de alýrlardý ama itirazýn çok geniþ olduðu çukur eylemlerindeki, 7 Haziran 1 Kasým arasýndaki süreçte HDP’nin tavrýný gördükten sonra geri durdular. Bunun için uzaða gitmeye gerek yok. Filistin ile alakalý kalbinde bir gram merhamet olan insanlarýn hangi dine mensup olursa olsun göz yaþý döktüklerine þahit olduk. Bakýyorsun HDP Meclis’ten çýkan bildirinin altýna imza koymadý, diðer siyasi partiler AK Parti, MHP, CHP ortak bir bildiri yayýmladý. HDP’nin imzasý niye yok? Amerika var diye yok. Amerika’ya karþý söz söyleyemediði için yok. Böyle olunca bir araya gelememiþ oldular.
Ben þunu gördüm siyasette, sadece bir karþýtlýk üzerinden siyasal hareketi yaþatamazsýn, onu sulayacak bir fikriyata ihtiyaç var. Seçim için yaptýklarý birlikteliði ben dereyi geçmek için planlanan bir þey gibi görüyorum. Devamýnda baþka formülasyonlar deneyebilirler belki ama bu haliyle yaþamasýný çok zor. Dönüþtürecek ama bu seçim muhalefeti.
DEMÝRTAÞ KAMPANYASINI MAÐDURÝYET ÜZERÝNE KURACAKTIR
HDP’nin adayý olan Selahattin Demirtaþ tutuklu. Partisi salýverilmesini istiyor. Akþener, Karamanoðlu, Muharrem Ýnce de salýverilsin diyor. Hukukçu bir siyasetçi olarak soruyorum size; bir yanda tutukluluðunu gerektiren bir durum var, öte yanda demokratik bir hak. Seçilmesi halinde ne olacak o ayrý konu ama sýrf aday oldu diye tutuklunun salýverilmesi ayrýcalýk talebi midir, bu nasýl bir siyasettir?
Hukuken tutukluluk Cumhurbaþkaný adayý olmasýna engel deðil, süreç ile alakalý hepimizin bireysel manada kanaatleri olabilir ama bu konuya dair kararý yargý verecek. Bildiðim kadarý ile Yüksek Seçim Kurulu’na bir baþvurularý oldu. Çok yakýn takip etmedim ama öyle okudum. Ýçeride kampanya yapmayý kendi lehlerine görerek maðduriyeti iþleyecekleri kanaatindeyim. Sorunun cevabýný yargý kýsa zamanda verecektir.
BÖLGEDE ÝNSANLAR PKK BASKISINDAN KURTULDU
Kürtler ne yapacak sorusu var bir de. Malum bölgede iki parti var. HDP’nin oyunun erimediði görülüyor, 8-9 baraj sýnýrýnda. AK Parti’ye oy vermiþ Kürtler ise suskun, Afrin operasyonu nasýl etkiler, farklý yorumlayanlar var. Beklentiniz ne?
Ben bölgeye çokça gidip geliyorum, üniversitelere gidip geldim son iki yýl içerisinde. Tabloyu þöyle. HDP’ye oy veren seçmen sadece Kürtler deðil, sadece bölgede yaþayanlar deðil. Batýda yaþayan pek çok insan da HDP’e oy verdi. Türkiye’nin Batýsýnda yaþayarak HDP’ye oy verenler, meseleye daha hissi bakýyor. Ama bölgedeki insan çok hayati bakýyor. Ülkenin Batýsý için konu daha teorik. Ama bölge insaný için bu hayati bir mevzu. Bu hayati mevzu, çukur eylemlerinden sonra Hükümetin icraatlarý insanlarýn hayatýný çok rahatlattý.
HDP kabul etsin etmesin devam eden yargýlama süreçleri de bunu gösteriyor. HDP’nin seçim kazandýðý, özellikle yerel yönetimlerin olduðu yerlerde PKK’nýn müthiþ bir baskýsý vardý, onlarýn talimatlarý doðrultusunda iþleyen bir sistem vardý. Kayyumlarla beraber bölgede devletin bunlara artýk müsaade etmemesiyle beraber insanlarýn gündelik hayatý çok rahatladý. Þehirde de bu böyle, ama özellikle kýrsalda inanýlmaz bir rahatlama var. Oy kullanýrken insanlarýmýzýn tepelerine çöküyorlardý. Bu tabiri bilerek kullanýyorum, kendi iradesi ile oy kullanmasýna müsaade etmiyorlardý. Hangi aile nereye oy veriyor, takip edildiði için baský altýndalardý. Kendisi malý mülkü, çoluk çocuðu kaçýrýlan, zorla parasý alýnan, tehdit edilen aileler vardý. Özellikle AK Parti’yi aleni destekleyen ailelere karþý evini yakmak, iþ yerini yakmak, tehdit etmek vardý, öldürdüler teþkilatýmýzdan baþkan yardýmcýlarýný.
Bu baský þimdi çok hafifledi. Bölgedeki insanlar çok memnun, o yüzden genel yaklaþým içerisinde nasýl tavýr alýnacak diye baktýðýmýzda ben bölgedeki insanlarýmýzýn geçmiþte AK Partiye oy verenlerin oy vermeye devam edeceðini hatta bu kampanyanýn çok aleni parçasý olacaðýný ama belki diðer taraftan bu iþleri devam edenlerin de devam edeceðini düþünüyorum.
AKÞENER HDP’DEN OY ALABÝLMEK ÝÇÝN DEMÝRTAÞ AÇIKLAMASI YAPTI
Ya ülkenin batýsýndakiler?
Batýya geldiðimizde 7 Haziran’da HDP’yi yükselten hissiyat, Erdoðan’a karþýtlýktý, Meclise bir parti girerse kaybettirebiliriz hissiyatýydý. Bu mantýk içinde HDP’yi destekleyen, fikri bir þey olarak görenler için oy verme halinin devam edeceðini düþünüyorum. Meral Akþener’in HDP ile alakalý çýkýþý da Batýda bu manada oyunu HDP’ye veren seçmeni hedefliyor. Yeri geldiðinde CHP’ye, yeri geldiðinde MHP’ye oy veren bir kitle var biliyorsunuz. Onlarýn bir kýsmý Haziran seçimlerinde HDP’ye oy verdi. Bu kesimi hedeflediði için Akþener’in, Demirtaþ ile alakalý bir çýkýþ yaptýðý kanaatindeyim. Ortak bir pota deðiller, farklý yaklaþýmlar var.
ÝNCE’NÝN ÝDDÝASI KÜLLÝYEN YALAN
Muharrem Ýnce dedi ki “Beni Amerikalýlar aradý ve Türkiye’nin Fetullah Gülen’i ABD’den usulüne uygun þekilde istemediðini söylediler” dedi. Ýddiayý nasýl deðerlendirirsiniz?
Bu külliyen yalan, çok net söyleyeceðim. Yalan kelimesini çok kullanan birisi deðilim ama bu yalan. Çünkü Adalet Bakanlýðýmýzýn çok önemli bir birimi var, uluslararasý hukuk ile alakalý bütün çalýþmalarýn yapýldýðý bir birim. Birimin hazýrladýðý dosyalarý biz gördük zaten. Bu dosyalarda Fetullah Gülen de dahil olmak üzere birden fazla farklý konu üzerinden iade talepleri var. Hatta Gülen ile alakalý iade talebi süreci 15 Temmuz’dan önce baþladý, ve bal gibi de usulüne uygun olarak. Ýade süreci sadece Adalet Bakanlýðý üzerinden yürüyen bir süreç deðildir. Daha karma bir sistem var. Ýade süreçleri, aslýnda siyasi süreçlerdir. Siz iade talebinizi, Adalet Bakanlýðý bütün hazýrlýklarýný yapýyor ama Dýþiþleri Bakanlýðý üzerinden yapýyorsunuz. O ülkenin Dýþiþleri Bakanlýðý’na, onlar Adalet Bakanlýðý’na… Böyle bir dairesel hareket içerisinde takip ediliyor. Gülen dahil olmak üzere ABD’ye, Ýngiltere’ye, Almanya’ya kaçan bütün firari terör örgütü mensuplarý ile ilgili uluslararasý hukuka uygun olarak bütün talepler yapýlmýþ durumda. Kaldý ki o süreçten sonra Cumhurbaþkanýmýz iki defa Amerika’ya gitti. Seyahatlerin tamamýnýn ana gündem maddesi budur. Hatta son Washington ziyaretimizde Türkiye ekranlarýnda görmediðimiz kadar kanlý görüntülerle hazýrlanmýþ görüntüler vardý ki, görsünler darbede resmin ne olduðunu diye.
Ama o kadar toplantýya gittik geldik, her seferinde ayný soru; ne olacak bu FETÖ maðdurlarýnýn hali. Dýþarýdan gelen soru böyle. O yüzden muhalefetin sorusunu tuhaf buluyorum. Muhalefetin de sorusu bu: ‘Ne olacak bu FETÖ’cülerin hali’. Asýl soru bu deðil ki, FETÖ’cülerin maðdur ettiði insanlar. Ne olacak öldürdüðü insanlar, kalbine hançer soktuðu Türkiye ne olacak? Asýl mesele bu. Muhalefetin dediði dýþarýnýn bize sorduðu þeyler.
FETÖ ÝLE MÜCADELEDE KÝMSE ERDOÐAN’IN ELÝNE SU DÖKEMEZ
Kim aramýþ olabilir Ýnce’yi?
Amerika’da yaþayan birini kastediyor olabilir. Cevabýný Muharrem Ýnce vermeli. Cumhurbaþkaný adayý olmak feci derecede ciddi bir iþtir. Bilmiyorum Muharrem Ýnce farkýnda mý? Bu kadar ciddi bir meselede Türkiye’nin en hayati konusu olan FETÖ konusunda eðer bir iddianýz varsa, sizi biri aramýþsa, arayanýn adýný, saatini dakikasýný, kim olduðunu söylersiniz. FETÖ ile mücadele konusunda kimse kusura bakmasýn, Tayyip Erdoðan’ýn eline su dökemez. Onlar kol kola yürüdüðü günlerde Sayýn Cumhurbaþkanýmýz kendini paralýyordu. Cumhurbaþkanýmýz olmasaydý bu FETÖ meselesinden çýkmak neredeyse imkansýz. Bunu böyle görmek lazým.
Bir de tabii bu kadar hayati ve mücadele ettiðiniz bir alanda ölümü göze almýþsýnýz, darbe gecesi sizin hayatýnýza kast edilmiþ, çoluðunuza çocuðunuza torununuza kast edilmiþ. Bunu eleþtirip kahramanlýk taslamaya çalýþýyorsunuz. O gece orada yoksunuz, lideriniz yok, televizyondan seyretmiþsiniz, mitinge gelmek için bile bin bir naz yapmýþsýnýz, 20 Temmuz darbesi diye bir þey uydurmuþsunuz… Türkiye neden olaðan üstü hal ilan etti? OHAL ilanýnýn sebebi FETÖ’cülerle gerçek manada hukuken, hýzlý mücadele etmek. Adýný Adalet Yürüyüþü koyduðunuz yürüyüþte bile motivasyonunuz Türkiye’yi hançerleyen bu adamlara nefes aldýrmak. Bu açýdan bakýnca da bu iddiayý çok ciddiyetsiz buluyorum.
FETÖ TEMÝZLÝÐÝNDE ÝNCE ELEK SAFHASIYIZ
TSK’dan hala onlarca muvazzaf subay tutuklanýyor, bu nedenle. Emniyet sürekli operasyon düzenliyor. Sivil bürokrasiden sanki hiç ayýklama yok. FETÖ ile mücadeleyi yanlýþ mý yapýyoruz?
Yanlýþ deðil ama bu uzun vadeli bir iþ çünkü bu örgüt Türkiye’nin daha evvel gördüðü örgütlere benzemiyor. Çok katmanlý bir örgüt yapýsý var, örgüt yapýsý içinde hücreler var, birbirini tanýyanlar var, tanýmayanlar var. Örgütün en aða babalarý þu anda bizim kriter olarak koyduðumuz bir sürü þey hiç hayatýna deðmiyor. Kendisini kat kat bohçalara sarmýþ durumda. Her birini açman gerekiyor. Türkiye bunlardan kurtulmak için önce kriterler belirledi. En üst elekteki kriterler, üsttekini görmek için. Þimdi ince elek safhasýna geçiliyor. Ýlki halburdu, halburdan geçti. Þimdi ince elek zamaný. Kýrk yýlda hayatýnýza sirayet etmiþ, bu kadar kendini iç içe perdelemiþ, böyle kurgulanmýþ bir yapýyla Türkiye’nin uzun zamana yayýlmýþ, inceltilmiþ bir ayýklama sürecini devam ettirmesi gerekiyor. Yanlýþ yapmýyoruz, çözüyoruz. Problem çözüyoruz.
Eklemek istediðiniz bir þey var mý?
Türkiye’de seçim atmosferi var. Ramazan geldi, ilk defa bu kadar kýsa zamanda kampanya yapacaðýz. Az bir zaman var gibi. Bence bu zamaný Ramazanýn havasýna uygun olarak daha sakin, merhametli, birbirini deðersizleþtirmeden muhatabýný anlamaya çalýþýp rekabet ederek, hakkýyla kazanma gayretinde olarak birinci öncelik kazanmak olacak þekilde seçim kampanyasý kurgulansýn istiyorum. Bu manada bu kampanyanýn keyifli daha hafif eðlenceli, tebessüm ettiren taraflarý olsun. Böyle bir duam olsun bu ramazan günü.