Ýran’da sokaklar -2009’dan sonra bu kez aniden hareketlendi öyle deðil mi? Bu hareketlilik kendi doðallýðý içinde mi yoksa bir güdüleme var mý?
Söylentiler var. Hükümeti, özellikle Cumhurbaþkanýný yýpratmaya yönelik olarak Ýran içinden bir hareketlenme olduðuna dair, en azýndan baþlangýç olarak. Çünkü daha muhafazakar, iþçi sýnýfýnýn yoðun olduðu bölgelerden çýktý ayaklanma. Normalde Ruhani’yi destekleyenler reform yanlýlarý, zengin ve eðitimli kesimdi. Çýkýþ kaynaðýnýn içeriden ve iktidara yakýn olmasý bunun rejime yönelik deðil de daha çok hükümet ve Cumhurbaþkanýna yönelik bir hareket olduðunu gösteriyor. Orada da þöyle söylentiler var. Eski Cumhurbaþkaný Ahmedinejad’ýn tekrar siyasete girmek için böyle bir hareketi desteklediðine dair. Bilemiyoruz. Ama olma ihtimali de yüksek.
BÝRÝKMÝÞ ENERJÝ AÇIÐA ÇIKTI
Rejimi deðiþtirmeye yönelik bir doku sonradan eklemlendi mi harekete?
Aslýnda öyle çýkmadý ama orada birikmiþ bir enerji, birikmiþ bir beklenti olduðu için rejime yönelik bir tepki de çýktý ortaya. O kýsmý muhtemelen planlanmamýþ olan kýsmý. Zaten birazcýk tahmin edilenin ötesinde kontrolden çýkmasýnda da bunun etkisi olduðunu düþünüyorum. Kimse bu kadar yayýlmasýný beklemiyordu, sokaklarda protesto edilir, insanlar evlerine döner diyordu ama demek ki orada biriken ciddi bir enerji var.
DIÞ DEÐÝL ÝÇ DÝNAMÝKLER
Siz güdüleme deðil iç dinamikler dediniz ama þunu hatýrlatmak isterim. Trump “Ýran’a gününü göstereceðim” gibi bir söylemle seçildi. Ve ABD Baþkaný olduðu günden itibaren de benzeri cümleler kuruyor. Hareketlilik baþlayýnca da hemen destek açýkladý?
Trump ve Ýsrail’in bu tip söylemleri biraz içerideki muhalifleri cesaretlendirmeye yönelik hareketler. “Çýkýn sokaða biz destekleyeceðiz”, “Ýran’ý istikrarsýzlaþtýrmaya yönelik þeyleri destekleyeceðiz” diye bir yaklaþým ortaya koydular. Bu kýsmen içerideki muhalifleri cesaretlendirmiþ olabilir ama bir yandan da 2009’da ortaya çýkan Yeþil Hareket ile baþarýsýz olan bir ayaklanma vardý. O epey kanlý þekilde bastýrýldý. Hareketin liderleri hapislerde iþkence gördü. Dolayýsýyla bu insanlarda kaygý var. Ben biraz da bu yüzden dýþ boyutu olsa bile cesaretlendire noktasýnda tamamen dýþ kaynaklý görmüyorum meseleyi. Artan beklentilerle baðlantýlandýrýyorum.
TRUMP DURUMDAN FAYDALANMAK ÝSTÝYOR
Trump durumdan faydalanmak mý istiyor?
Nükleer müzakereler yapýlýrken Ruhani halka þunu söyledi “anlaþmalarla birlikte ekonomik olarak düzlüðe çýkacaðýz, ekonomimizi reform edeceðiz, yeni iþ imkanlarý ortaya çýkacak, dünya ile daha entegre hale geleceðiz”. Bir yandan da nükleer anlaþma sonrasýnda kendilerini daha güvende hissedeceklerinden dolayý güvenlik mekanizmalarýnýn, devrim muhafýzlarýnýn toplum üzerindeki etkisinin azalmasýný öngörüyordu. Vaatte bulundu Ruhani ama öyle olmadý. Anlaþma imzalandýktan sonra hayata geçmesi yavaþ oldu. Bunda Trump’ýn etkisi var. Ama diðer konu da oradaki kaynaklarý ve avantajý aslýnda rejim; dini liderle Devrim Muhafýzlarý ortaya çýkan avantajý daha fazla yayýlmak için kullandý. Ýran’ýn iç reformu ve dýþ dünyayla entegrasyondan ziyade, Suriye’de, Lübnan’da yayýlmak için kullandý. Bu da ciddi bir hayal kýrýklýðýna neden oldu.
ÝKÝ OTORÝTE ARASINDA GERÝLÝM VAR
Bu farklýlýk nereden doðuyor?
Bir yandan reform yapmaya, ülkesini dünyaya açmaya, ekonomide yeni þeyler yapmaya çalýþan bir Cumhurbaþkaný var, bunlarý vaat ediyor. Bir yanda da yeni durumu Ýran’ý daha yayýlmacý noktaya getiren bir rejim yaklaþýmý var. Bu ikisi arasýnda da bir gerilim var. Dini lider Hamaney ile Ruhani arasýnda tam bir uyum olmadýðýna dair bazý emareler var. Ama bu genel durumdur. Aslýnda bütün Ýran liderleri çok popüler þekilde Cumhurbaþkaný seçilirler. Ve dini liderle kavga ederek giderler. Hemen hepsinde bu olmuþtur. Bir öncesinde Ahmedinejad neredeyse dini lideri kabul bile etmiyordu, ondan önce de benzer þeyler yaþandý.
RUHANÝ KAYBEDÝYOR
Bu farklýlýk olaylarýn bastýrýlmasý, ABD’nin kuþatmasýnýn püskürtülmesi gibi konularda da kafa karýþýklýðýna yol açýyor mu?
Kesinlikle. Bir kere Cumhurbaþkanýný itibarsýzlaþtýrýyor, konumunu zayýflatýyor. Bütün bu nükleer müzakereyi, dýþ politik alanlarý yöneten, halka vaatlerde bulunan oydu çünkü. Dini lider ve rejim deðil. Ama bir yandan da rejimin genel manada almýþ olduðu güvenlik merkezli politikalar onlarýn kendi vaatlerini hayata geçirmelerine neden oldu. O açýdan aralarýndaki gerilim gittikçe artýyor. Ruhani’nin aslýnda çok makul tepkiler verdiðini görüyoruz. “Ýnsanlarýn protesto haklarý vardýr, bunu dile getirebilirler, þiddete baþvurmadan protesto edebilirler, güvenlik birimleri mümkün olduðunca makul tepki vermelidir” þeklinde açýklamalarý oldu. Bu meseleyi rejime ya da devrim muhafýzlarýna ne kadar anlatabildi tam emin deðiliz ama bu kontrolden çýkýþ görüntüsü aslýnda Cumhurbaþkanýnýn pozisyonunu zayýflatýp Devrim Muhafýzlarýnýn gücünü artýyor. Bu yüzden makul bir çizgi sürdürmeye çalýþýyor Ruhani.
ABD’NÝN ÝRAN SOKAKLARINA ASIL ETKÝSÝ
Ýran sokaklarýnda CIA’in Ýran Masasýna bakan Michael D’Andrea’nýn parmak izini sürenler var. Hakikaten acayip bir sicil-kariyer... Göreve gelmesinin 7 ay sonrasýnda Ýran’da bu hareketlilik oluþuyor. Bir neden-sonuç baðý görmüyor musunuz siz?
Tabii. Trump’ýn Ýran’a yönelik daha etkili ve zorlayýcý yöntemler kullanacaðýnýn emaresiydi. Dolayýsýyla Obama döneminde Ýran ile anlaþmaya, Ýran’ý bölge sistemine entegre etmeye çalýþan yaklaþýmdan uzaklaþtýðýna dair bir politikanýn emaresiydi D’Andera’nýn atanmasý. Diðer bir konu da Ýran’ýn bu kadar yayýlmýþ olmasý Ýsrail’i de, Suudi Arabistan’ý da rahatsýz etti. Türkiye’yi de kýsmen rahatsýz etti. Ýran’ý dengelemek hatta kendi içindeki sorunlarla uðraþtýrarak o bölgelerden geri adým attýrýlmaya çalýþýlacaðýna dair beklenti vardý. Yaþanan bir diðer þey ise bankalarýn bu yaz çökmesi. Haziran, Temmuzda patýr patýr dökülmeye baþladýlar. Bankalarýn bir kýsmý iflas etmeye baþladý ve devlet tam olarak onlarý garanti altýna almadý. Bu durum toplumda çok ciddi güvensizlik ortaya çýkardý. Çünkü Ýran’daki ekonominin büyük kýsmýný devlet kontrol ediyor, çok önemli bir kýsmý da halkýn bir þekilde devletten aldýðý desteklerle yardýmlarla dönüyor. Yani bankalarýn çökmesi, ekonomideki belirsizlik, halkta da ciddi tepki oluþturdu. Bankalarýn batmasýnda Amerika’nýn ne ölçüde etkisi olmuþ olabilir, bunu da sorgulamamýz gerekir.
BU DAHA BAÞLANGIÇ
Sorgulayalým?
Bence Amerika sistemli þekilde Ýran’ý istikrarsýzlaþtýrmak için adýmlar atýyor. Bu adýmlarý tam görmüyoruz ama önümüzdeki dönem de atmaya devam edecek. Burada Amerika’nýn Ýsrail’le Suudi Arabistan ile koordinasyonun da önemli bir rolü olduðunu görebiliriz. Bir yandan da tabii Suriye ve Yemen’de krizin devam etmesi Ýran’ý bir açýdan yýpratýyor. Sadece maddi boyutu yok. Orada askerlerini savaþçýlarýný kaybediyor ve bunun toplum üzerinde bir etkisi var. Atýlan sloganlardan birinde “Suriye’ye deðil içimize bakýn” deniyordu. Hedef Ýran’ýn yayýlma politikasýna tepki oluþmasý ise baþarýlý. Ýran’ýn devrim sýrasýnda özellikle Ýran-Irak Savaþý sonrasýndaki stratejisine bakýldýðýnda þu görülür; “kendi savaþlarýný dýþarýda vermek”. Lübnan’da vermek, Suriye’de vermek. Yaþanan bu son kriz tekrar gerilimi Ýran’ýn içine taþýdý. Þimdi bunun ne kadar süreceði önemli. Þuan bastýrýlmýþ gibi görünüyor, rejim yanlýlarý da sokaða çýktý. Ama ben bunun bir bitim deðil bir baþlangýç noktasý olduðunu düþünüyorum.
ÝRAN TOPLUMU BÖLÜNMÜÞ BÝR TOPLUM
Neye dayanarak diyorsunuz, daha yeni baþlýyor diye?
Ýran toplumu ikiye bölünmüþ gibi. Ýran toplumu deyince yüzde 70 civarýnda þehirleþmiþ, eðitim seviyesi oldukça yüksek, dünyaya entegre olmaya çalýþan bir toplumdan söz ediyoruz. Taþralý dünyadan habersiz bir topluluktan deðil. Dolayýsýyla bu topluluk bir yandan mevcut rejimin ihtiyaçlarýný beklentilerini karþýlamadýðýný görüyor, bundan dolayý bir gerilim var ama bir yandan da bütün var oluþu rejimle baðlantýlý bir kitle var. Bunlar arasýndaki gerilim gittikçe artýyor. Bu durum mevcut gerilimi daha da körüklüyor. Kaygýlandýrýcý þeylerden biri halka ateþ açýlmasý, beklenmedik þeylerin olmasý, bunun istihbarat operasyonu olabileceðinin iþareti sayýlmasý.
Nasýl yani?
Ýç dinamiklerle baþlamýþ olabilir sokak hareketleri ama o iç dinamiklerden faydalanarak bu tarz kontrolsüz güç güvenlik birimlerince kullanýlýrsa bu çok daha ciddi gerilime ve kutuplaþmaya yol açabileceðini öngörebiliriz. Öyle riskler her zaman için var. Ýsrail’in Amerika’nýn Ýran’da nasýl bir istihbar kapasitesi var, bilmiyoruz. Ýran kolay nüfuz edilebilir bir ülke deðil ama bu kapasite var mý, ne kadar var, nasýl kullanýlacaklar?
ABD’NÝN HEDEFÝ: ÝRAN ÝÇÝNE DÖNSÜN
Diyelim ki var, ABD neden istikrarsýzlaþtýrmak istiyor Ýran’ý, hedefi ne?
Birincisi bölgedeki yayýlmayý toparlamak istiyor. Kendi içine çekilsin, iç sorunlarýyla uðraþsýn, içeriden rejim deðiþikliðine yönelik baskýlar oluþsun istiyor.
ÝRAN’DA REJÝM DEÐÝÞÝR MÝ?
Ýran’daki rejim Batý’nýn ve elbette ABD ve Ýsrail’in rahatsýzlýk duyduðu, deðiþtirilmesi gereken olarak gördüðü bir rejim, bu sonucu alabilirler mi? 79’da rejim deðiþtiðinde sonuç böyle beklenmiyordu. Bugün de seküler bir rejime geçiþ ihtimali var mý, görünür görünmez?
Dünyadaki devrim ayaklanmalarýný inceliyorum, oradaki en önemli kriter bence güvenlik bürokrasisinin nasýl davranacaðýyla ilgili. Ýstihbarat, polis ve asker ne yapacak? Bir de Ýran’da milis güçleri var. Bunlar rejimin arkasýnda dururlarsa sýkýntý olmaz, Ýran çok kolay þekilde bastýrýr ama bunlar içerisinde bir gerilim varsa baþka. Ýran’da o yaþanmýþtý devrim zamanýnda. Mýsýr’da da öyle, Hüsnü Mübarek’in arkasýnda durmadýlar. Suriye’de ise Esed’in arkasýnda durdular. Dolayýsýyla Ýran’da rejim deðiþikliði tartýþmasý yapýlacaksa en kritik nokta budur.
GÜVENLÝK GÜÇLERÝ REJÝME SADIK
Ýran güvenlik bürokrasisinin karakteri nasýl, halihazýrda pratiði nasýl?
Ben orada bir çatlak görmüyorum. Ýran güvenlik bürokrasisi tamamen rehbere, dini lidere baðlý. Devrim Muhafýzlarý, milis güçleri ve ordu, neredeyse tamamen rehbere baðlý. Orada bir kýrýlma, kafa karýþýklýðý görünmüyor. Onun alternatifi olabilecek bir þey de yok. Türkiye’de 15 Temmuz’daki en büyük kýrýlma oydu, güvenlik bürokrasisi içinde ciddi bir yarýk oluþmuþtu. Türkiye o açýdan büyük bir risk atlattý bence. Mýsýr’da ordu Mübarek’in kendileri açýsýndan taþýnamaz bir yük olduðunu gördü ve yüzüstü býraktý. Ama sonra kontrolü tekrar ele aldýlar. Ýran’da böyle bir çatlak ben henüz görmüyorum. Kendi aralarýnda muhtemelen tartýþýyorlardýr ama mevcut rejimin güvenlik bürokrasisine meydan okuyabilecek bir kapasite yok bence.
KONTROLLÜ ÝSYAN OLABÝLÝR MÝ?
Peki, göstericilerin kamu binalarýna ve askeri noktalara saldýrýyor olmasýnýn anlamý ne? Dýþsal bir güdülemenin iþareti deðil mi? Silahlanma potansiyeli var mý sokaklarýn?
Bunu rejimin kendisi de yaptýrmýþ olabilir mi? Kendisi de “muhalifleri bir görelim, sokaða çýksýnlar” þeklinde kontrollü bir hareket de olabilir. Ýran bu konularda çok baþarýlýdýr. Ýçini manüpile etmek konusunda. Belli noktalarda ateþi yakalým bakalým kimler dökülecek diye görmek istemiþ olabilirler. Þunu biliyoruz, ABD yaklaþýk yirmi senedir Halkýn Mücahitleri örgütüne yatýrým yapýyor. Bunlarýn Ýran içinde nasýl bir kapasitesi var bilmiyoruz. Ýran’ýn kendi güvenlik bürokrasisi de yapmýþ olabilir. Bu bilgiye dayalý bir yorum deðil ama refleksleri düþünüldüðünde Ýran’ýn bu tarz þeylere yatkýn bir ülke. Kendi içini çok rahat manüpile edebilen bir rejimden bahsediyoruz.
RUSYA’NIN TAVRI DEÐÝÞÝR MÝ?
Rusya ile Ýran pek çok alanda yakýn iliþkide. Astana sürecinde partnerler. Suriye’de dayanýþma içindeydiler. Rusya’nýn tavrý ne olur, nereye kadar olur?
Rusya Suriye’deki gibi muhtemelen statükonun bozulmasýna karþý. Rusya’nýn genel tavrý bu asýnda; statükonun muhafazasý. Türkiye’de de Ýran’da da. Dýþ müdahaleyle statükonun bozulmasýna sýcak bakmýyor Rusya. O açýdan Ýran da benzer bir konumda olacaktýr ama Ýran’ýn arkasýnda ne kadar durup destekler onu bilemiyoruz. Þu andaki rejimle koordineli þekilde çalýþabiliyorlar. O açýdan ABD ve Ýsrail’in etkileyebileceði bir aktörün gelmesindense mevcudun devamý Rusya’nýn menfaatinedir.
TÜRKÝYE ÝKÝ ÞEYÝ NET SÖYLÜYOR
Türkiye’nin tavrý da çok net; Ýran’ýn huzurunu öncelediðini söyledi ama Türkiye’nin pozisyonunu, tutumunu nasýl öngörüyorsunuz önümüzdeki dönemler için?
Türkiye’nin söylediði þey birincisi istikrarýn önemi, ikincisi dýþ müdahalenin yanlýþlýðý... Dýþ müdahale olmasýn dedi. Dolayýsýyla Türkiye protesto içeriðine fazla girmeyerek net tavýr aldý. Þuan iþler bir iliþkisi var Türkiye’nin Ýran ile. Suriye ve Irak’la ilgili fikir ayrýlýklarý olmakla birlikte Astana süreci, sýnýrýmýzýn PKK’nýn tehdidine karþý kontrolü konusunda Ýran’la koordinasyonumuz önemli. Diðer konu üç istihbarat görevlisinin öldürüldüðü. Yani PKK veya belli Kürt aktörlerin tekrar harekete geçebileceði ihtimali var. Ýran’ýn o bölgesinin istikrarsýzlaþmasý Türkiye açýsýndan çok ciddi bir risk. Türkiye’yi etkileyecektir. Kendi sýnýrlarýný kontrol edebilen bir Ýran bizim açýmýzdan çok daha olumludur.
ÝRAN KENDÝNÝ ABD’YE GÖRE AYARLIYOR
Türkiye’nin güney sýnýrý Suriye’de ve Irak’ta son derece istikrarsýz, savaþ var, terör var. Þimdi güneydoðumuzda Ýran’da da benzeri bir karýþýklýk olursa bu Türkiye’nin kuþatýlmasý demektir, yorumlarý var. Öyle mi sizce de?
Doðrudan Türkiye’ye yönelik bir saldýrý deðil ama þunu görmek lazým. ABD için kendisiyle koordineli, altýnda çalýþan meþru aktör kim olursa, rejimi ne olursa olsun umurunda deðildir.
Ben Amerika’nýn bu konuda ideolojik baktýðý kanaatinde deðilim. Ýran da yarýn ABD ile çalýþmak isterse, onlarýn koordinasyonuna girerse rahat çalýþabilir. Bunu da görmek gerekiyor.
Girer mi peki?
Kýsa vadede mümkün görünmüyor ama Obama döneminde yaptýlar bunu. Obama döneminde gayet koordineli çalýþtýlar, birbirleri aleyhlerine fazla þey kullanamadýlar. Yarýn öbür gün benzerinin olmayacaðýný söyleyemeyiz. Ýran’ýn iç siyaseti biraz da ABD’ye göre þekilleniyor. Hatemi dönemi 1997-2005 arasýydý, açýlým diyalog söylemi ortaya çýkmýþtý ve diyalog 11 Eylül ile kýrýldýktan sonra radikal söylemlere sahip Ahmedinejad geldi. Ahmedinejad gittikten sonra bu sefer reformcu, ABD ile daha rahat konuþabilen bir lider geldi. Þimdi eðer Trump yönetimi bu þekilde devam ederse muhtemelen Ruhani yerine daha sert bir lider gelebilir. Ýran rejimi Ruhani’yi yük olarak görmeye baþlayabilir, en büyük risklerden biri bu. Amerika’ya göre kendi siyasetini ayarlayan bir Ýran var.
ABD’YE GÖRE LÝDER SEÇÝYORLAR
Ama sanki daha tepkisel, duygusal bir ayarlanýþ bu?
Tamamen rasyonel, zerre kadar duygu yok. Þunun sinyalini veriyor, bizimle konuþmak isterseniz konuþacak adam koyarýz, kavga etmek isterseniz kavga edecek adam koyarýz. Gayet rasyonel. Þu anda karþýmýzda konuþacak muhatap yoksa kavga edecek olaný getiririz. Ben bu ayaklanmalarýn en büyük kaybedeninin Ruhani olduðunu düþünüyorum, suçu olmasa da. Ýran’da sert deneyecekler eðer Ruhani ile sürdüremezlerse, Trump ve Ýsrail saldýrgan tavrýný dengelemezse…
AHMEDÝNEJAD GELEMEZ
Ahmedinejad’ýn þansý var mý tekrar?
Ahmedinejad’ýn dini liderle arasýnýn çok iyi olmadýðý söyleniyor. Dini liderle ve Devrim Muhafýzlarý ile arasý iyi olmayan birinin iþ yapmasý zor Ýran’da. Devlet mekanizmasý ile çalýþamaz, o da yýpratýr.
ASTANA SÜRECÝ NASIL ETKÝLENÝR?
Yürüyen ve önümüzdeki süreci de belirleyecek birkaç baþlýk var. Ýlki Astana süreci. Ýran önemli bir garantör, Suriye’de siyasi çözümün bulunabilmesi içinde masada olmasý gerek. Bu durum nasýl etkiler Astana’yý? Malum ABD hiç memnun deðil Astana’dan.
Kesinlikle memnun deðil, Amerika’nýn tamamen isteði dýþýnda. Amerika’nýn en büyük korkusu orada bir istikrarýn oluþmasý ve Astana süreci bu istikrarý vaat eden bir süreç. Belki oradaki halklarýn beklentilerini karþýlamayacak ama en azýndan bölge ülkeleri arasýnda Irak, Suriye, Ýran ve Türkiye arasýnda bir mutabakat olursa bu bölgeye nüfuz etmek zor olur. Astana süreci bunu saðlamaya çalýþýyor ve büyük güçlerden biri de buna destek veriyor. Öte yandan iç mutabakatý bozmaya yönelik hamleler oluyor. Ýran’a vaatler olacak, Suriye’ye belki vaatler olacak yani bu koordinasyonu bozmak için hamleler olacak. Baský olabilir, yapýcý vaat görünümünde vaatler de olabilir. Bence en kritik þey o, bölgede istikrar saðlanmasý.
ÝRAN MAKSÝMALÝST HEDEFLERDEN VAZGEÇER MÝ?
Ýran sokak hareketleri Suriye’de çözüm ihtimalini durdurmanýn bir iþareti olur mu? Ýran’ý güçsüzleþtirecek, Suriye’deki kararlýlýðýný gevþetecek bir amacý olabilir mi?
Tam aksine etkileyebilir. Ýran maksimalist hedeflerinden vaz geçip makul noktaya gelebilir. Þunu biliyoruz, Suriye’de kalýcý olmak, üstler kurmak gibi niyetleri var Ýran’ýn ve bunlarýn maliyeti var. Bu sayede Suriye rejiminin daha sert davranmasýnda Ýran’ýn karþýlýksýz desteðinin önemli rolü var. Bu marksimalist hedeflerinden vazgeçmesine neden olabilir. Irak’taki marksimalist hedeflerinden de vaz geçebilir. Bu açýdan Ýran’ýn dengelenmesi süreç noktasýnda katký da saðlayabilir.
TERÖR KORÝDORU PLANI ÝÇÝN MÝ?
Suriye’nin kuzeyinde siyasi fiziki bir varlýðý var PKK’nýn. Kuzey Irak’ta fiziki varlýðý var. Ýran’da PJAK kolu var. Ýran’ýn bir kaosa sürüklenmesi Türkiye’yi çevreleyen, enerji hatlarý üzerine kurulan bir terör koridorunu somutlaþtýrýr mý?
Hem Türkiye hem Ýran PYD koridorunu bir ABD operasyonu olarak görüyor. Uzun vadede Türkiye’yi ve Ýran’ý istikrarsýzlaþtýrabilecek bir unsur olarak görmek lazým bunu. Ýran bundan rahatsýz tabii ki. Kendi içinde gerilim saðlayabilecek bir diðer konu kendi Kürtleri. ABD’den Ýsrail’den destek gören Kürtler tekrar ayaklanmak isteyebilirler mi, bununla ilgili Ýran’ýn kaygýsý var.
YA ABD ÝLE RUSYA ANLAÞIRSA
PKK ile Ýran’ýn daha önce çok kere anlaþabildiðini gördük. Yine olur mu?
Sanmam. PKK anlaþmayý çok da tercih etmeyecektir. Çünkü ABD’nin Ýsrail’in sýnýrsýz destek verdiði bir ortamda niye anlaþsýn ki PKK Ýran’la. Kavga etmese bile, o görüntüyü vermesi kendileri açýsýndan ciddi kazaným saðlýyor. Ýran açýsýnda da Kürt meselesi risk haline geldi. Bu konuda Türkiye ile 20-30 yýldýr anlaþamadý, kendisine dokunmadýðý sürece PKK’yla mücadeleye müdahil olmadý ama PKK’nýn Suriye’deki varlýðý Ýran için de büyük risk. Rusya ile nasýl konuþacaklardýr. Bir yandan da Rusya kendine göre Kürt politikasý oluþturmak istiyor. PYD’yi tamamen devre dýþý býrakmýþ deðil. Eðer Rusya ve Amerika Kürt meselesi konusunda anlaþýrsa hem Türkiye hem Ýran açýsýndan facia olur. Orada böyle bir risk var.
AVRUPA HATASINI ANLAYACAK
Türkiye bu riski görüyor, tedbirini almaya çalýþýyor, muhatabýný uyarýyor fakat sonuç deðiþmiyor. ABD, PKK ve FEÖ’yü desteklemeye devam ediyor. Bu durum sürdürülebilir gibi de görülmüyor. Nereye kadar gider bu böyle?
ABD, Türkiye ile birebir muhatap olduðunda ben güçlüyüm, istediðini yaparým, diyor maliyeti ne olursa olsun. Geniþ çerçeveye koymak gerekiyor konuyu. Türkiye’nin kaygýlarý kadar aslýnda Avrupa’nýn da ciddi kaygýlarý var. Trump Avrupa’nýn güvenliði konusunda Amerika’nýn vaatlerini geri çeken bir aktör. Avrupalýlara þimdi Trump “kendi savunmanýzý kendiniz yapýn, NATO’daki borçlarýnýzý ödeyin” diyor ama 2. Dünya Savaþý sonrasý NATO böyle bir amaçla kurulmadý. ABD “siz benim dediklerimi yapýn, ben sizi korurum” dedi. Þimdi buradan geri adým atan bir ABD var. Avrupalýlar çok kaygýlýlar, ABD çekildiði zaman ne olacak? Brexit, Katolonya olaylarýyla radikal siyasi hareketlerin güçlendiðini de gördüler. Bu açýdan Türkiye ile Avrupa’nýn örtüþen çok çýkarý var. Türkiye’nin son dönemde en büyük kazanýmý Rusya ile iliþkilerini normalleþtirmiþ olmasýdýr. Bunun illa stratejik olmasý gerekmiyor, Rusya’nýn dost olarak kalmasý Türkiye’nin Amerikaya baðýmlýlýðýný azaltan ciddi bir faktör. Ayný þekilde ekonomik ve diplomatik açýdan Avrupa ile de koordineli olabilirsek çok önemli bir kazaným elde etmiþ oluruz. Avrupa açýsýndan da kazanýmdýr.
Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn Fransa ziyareti tam da bu yönde bir geliþmeyi doðruladý sanki?
Ayný þekilde Almanya’nýn da daha makul bir seviyeye geleceðini düþünüyorum. Ýngiltere ile iliþkilerimiz zaten iyi. Rusya ile iliþkilerimizi bozmadan Avrupa ile de koordinasyon saðlarsak iyi olur. Onlar da görüyorlar Türkiye’deki istikrarsýzlýk onlarýn iþine yaramayacak, tersine. Türkiye’deki kurumlarýn, demokrasinin güçlenmesi, teröre karþý daha güçlü olmasý onlarý da güçlendirir. Bir dönem kafa karýþýklýðý yaþadýlar. Türkiye de iyi anlatamadý 15 Temmuz’u dünyaya. Ne Amerika’yý ne Avrupa’yý hala ikna etmiþ deðiliz. FETÖ, 15 Temmuz anlatýlmasý zor bir mesele bir yandan da. Nasýl oluyor da 40 yýl boyunca bir organizasyon yargýyý polisi istihbaratý askeriyeyi ele geçiriyor. Bunun Erdoðan’ýn muhaliflerini bastýrmak için kullandýðý bir þey olduðunu düþünüyorlar.
ÇATIÞMA ÝPEK YOLUNA TAÞINIYOR
Son olarak Doðu’ya bakalým. Ýpek Yolu geleceðin projesi, Ýran da önemli bir durak. Eðer Ýran sokaklarý kasten kýþkýrtýldý ise, bu Ýpek Yolu’nun dinamitlenmesi mi demek?
Ýran deðil Afganistan’da olaylarýn karýþýp kontrolden çýkacaðý kanaatindeyim ben. DEAÞ’lý bir sürü aktör gibi John Bass’in de oraya gitmiþ olmasý bunun bir sinyaliydi. Ýpek Yolu’nun Çin, Orta Asya, Pakistan, Ýran boyutu da var. O kadar kritik bir nokta ki. Hep öyle olmuþtur. Suriye’deki DEAÞ’lýlarýn ABD tarafýndan Afganistan’a taþýndýðý söylemi var. Öte yanda Rusya’nýn Afganistan’da Taliban ile anlaþtýðý söylemi var. Beri yanda Pakistan’ýn orada operasyonlarý var, artan gerilim var, McMaster’ýn ABD’de kalacaðýna dair bir söylem var. Aslýnda Afganistan’daki gerilimin doðrudan Ýpek Yolu projesiyle ilgili olduðu görüyoruz. Çin’in önünü kesmek için yapýlan bir operasyon. Aslýnda Ýpek Yolu’ndan en fazla istifade edecek üç ülke Çin, Ýran, Türkiye. Türkiye’ye Türk dünyasý derinliðini kazandýran bir proje, yeni bir alan açacak. Avantajlýlarý dezavantajlarý var elbette ama Amerika’nýn özellikle Çin’e yönelik olarak Afganistan’ý týkayabileceðini öngörebiliriz. ABD zaten memnun deðil Ýpek Yolu projesinden. Afganistan’da ki pozisyonunu deðiþtirmesini ben buna baðlýyorum. Orada büyük bir gerilim potansiyeli görüyorum. Trump’ýn Pakistan’ý gündeme getirmesini þans eseri saymýyorum. Pakistan’ý istediði gibi kullanamýyor. Pakistan þuan Çin’le ciddi stratejik iliþkiler içinde. Çin de Afganistan’ý Pakistan üzerinden kontrol etmeye çalýþýyor. Amerika’nýn Afganistan’ý kontrol etmesini engelliyor. Oradan da büyük öfkesi var Amerika’nýn. Ben çatýþmanýn Ortadoðu’dan Afganistan’a taþýnacaðý kanaatindeyim. Ortadoðu önemini kaybedip orasý merkezileþecek. Çünkü ABD’nin yeni hedefi Çin. Yeni süper gücün dünyaya açýlma alaný olan bir bölge orasý ve orada bir çatýþma potansiyeli görüyorum.
ABD BASKILARI ARTIRACAK MI?
2019’a giderken iç siyasette çalkalanmalar ittifak alametleri belirdi. ABD, AB kaynaklý dýþ baský da sürüyor. Ne bekliyorsunuz?
2019’a giderken Amerika’nýn baskýlarýný farklý þekillerde artýracaðý kanaatindeyim. Ekonomik baskýlar, diplomaside restleþmeler gündeme gelebilir. Türkiye’den hoþnut deðiller ama doðrudan karþýlarýna almak da istemiyorlar. Hatta yeni ulusal güvenlik stratejisinde Türkiye’den neredeyse hiç bahsedilmiyor. Bir yanda dostlar bir yanda düþmanlar var. Türkiye ne dost ne düþman. Bu kaygý verici bir durum. ABD’lilerin de kafasý karýþýk. Türkiye’yi yanýmýza alalým diyenler de var, Erdoðan olduðu sürece anlaþamayýz diyenler de.