AK Parti ile yolu daha yolun baþýnda, 2002'de kesiþen ve uzun yýllar boyu Erdoðan'ýn en yakýnýnda bulunup kabinelerinde bakanlýk yapan Yalçýn Akdoðan yakýn tarihin en önemli tanýklarýn biri.
Siyasetle iliþkisi, AK Parti Ankara milletvekilliðini aþýyor. Akademisyenliði, yaþananlarýn analizini yapmasýný ve kaydýný tutmasýný kolaylaþtýrýyor. 14 yýldýr en kritik süreçlerin içinde bulunmasý ve Erdoðan'ýn baþbakanlýðý döneminde çalýþma arkadaþlarýndan olmasý sözlerinin etkisini büyütüyor.
Nitekim "Asker Sivil Ýliþkileri ve Kumpastan Darbeye FETÖ" adýyla çýkardýðý iki ciltlik kitabý böyle bir dikkati hak ediyor. Biz de zaten kitaptan hareketle FETÖ'nün cüretini, AK Parti'nin sorumluluðunu ve Hükümet'in etkin bir üyesi olarak kendisinin yorumunu konuþtuk.
***
Cumhurbaþkanýmýz diyor ki, “FETÖ ile mücadelede beni sadece halkým anladý, partim, çalýþma arkadaþlarým anlamadý.” Bunun hem serzeniþ boyutu var, hem tanýmlama gücü. Buna sebep nedir, olan nedir? Neden halk anladý da yol arkadaþlarý anlamadý?
Þöyle bakalým, ortada bir tehdit var, Tayyip Erdoðan da bu tehdidi görüyor ve bir refleks ortaya koyuyor, büyük bir mücadele baþlatýyor. Bu mücadelede tehlikenin çok kapsamlý olduðu, her tarafa yayýldýðý anlaþýlýyor. Bütün kurumlarca bütün siyasi partilerce, sivil toplum ve medyaca mücadelenin topyekûn verilmesi gerekiyor. Tayyip Erdoðan’ýn oradaki aslýnda sitemi bu mücadelenin topyekûn bir mücadeleye dönüþememesidir. Devletin bütün kurumlarýnýn elini taþýn altýna koymamasýdýr sorun. Sadece AK Parti ye dönükte düþünmemek lazým bu eleþtiriyi. Maalesef herkes bu mücadelede sýnýfta kaldý. 17 Aralýk vs. çok yanlýþ bir þekilde Tayyip Erdoðan, ailesi ve yakýn çevresine yönelik bir saldýrý gibi algýlandý. Þu anlaþýlamýyordu: burada devrilmeye çalýþýlan bir kiþi deðil, bir parti ve bir devlettir. Ben de o süreçte bunu yazmýþtým. Bunun gereði o zaman yapýlmadý, devlet, siyaset kurumu, medya hiç biri mücadele sürecine yeterince müdahil olmadý.
KÝMÝ KORKTU ÜRKTÜ KÝMÝ TEHLÝKEYÝ ANLAMADI
Neden olmadý?
Bu tehlike tam olarak anlaþýlmadý bence, siyasi düzlemde yürütülen mevzi bir kavga gibi algýlandý veya iktidar mücadelesinin zaten parçasý olan bir kavga olarak algýlandý; topyekûn devlete yönelik bir saldýrý olduðu sonradan anlaþýldý. Herkes farklý gerekçelerle, farklý maslahatlarla, farklý endiþelerle hareket etti. Kim korktu zarar görmeyeyim dedi, kimi tehlikeyi anlamadý, kimi gerilim olmasýn istedi, kimi sorunun büyüklüðü karþýsýnda ürktü kafasýný kuma gömdü… AK Parti içinde bazý kiþilerin yerel dinamikleri düþünerek daha pasif kaldýðý belki söylenebilir ama bunu partimize yönelik yaygýn bir tutum gibi algýlamamak gerekir. Neticede bu bir neþter vurmayý gerektiriyor, bir hesaplaþma içine girmek gerekiyordu. Radikal þekilde iliþkileri yeniden dizayn etmek kolay deðil, yerel bazda herkes bunu yapamamýþ olabilir. Burada tabi þu da var; bir gaziyi ziyarete gittim 15 Temmuz’da, bizde eþimle senden bahsediyorduk dediler, “bu bakan seçim süreçlerinde sürekli FETÖ, Paralel deyip duruyor bu da abartýyor, lüzumsuz takýntý yapýyor” diyorlarmýþ benim için. ‘Sonra baktýk ki haklý çýktýnýz, boþa konuþmuyormuþsunuz’ dediler. Böyle bir psikoloji vardý o dönemde. Cemaate kafayý takmýþlar, baþka mesele yok gibi bunu konuþup duruyorlar deniliyordu bizim için.
CHP 15 TEMMUZ’A KADAR FETÖ DÝYEMEDÝ
15 Temmuz olmasaydý FETÖ tehlikesini anlamak mümkün deðil miydi hakikaten? Bu mücadele yeterince, gereðince yürütülemeyecek miydi yani?
Durumun vahameti tam olarak anlaþýlmýþ oldu 15 Temmuz ile. Tüm millete bir saldýrýnýn olduðu anlaþýldý ve birlik beraberlik içinde hareket edilmesi gerektiði ortaya çýktý. Mesela CHP ilk defa 15 Temmuz’da tavýr takýndý bunlara karþý. Meclisteki tüm partilere, vekillere yönelik, yani hepimize bir saldýrý oldu, böyle bir anlayýþ ortaya çýkmýþ oldu. FETÖ konusunda hükümet zaten 3-4 yýldýr bir mücadele içerisinde, bu kitabý da aslýnda ben 15 Temmuz’dan önce yazdým. FETÖ konusunda bizim biraz daha fazla efor sarf etmemiz gerekir diye. Bazý devlet kurumlarýnda ki tasfiyeler bu kadar kolay olmayabilirdi. Bu süreçte biraz daha büyük bir farkýndalýk meydana gelmiþ oldu. Bunlarýn ne kadar hain, satýlmýþ, katil, sinsi ve habis bir örgüt olduðu daha iyi anlaþýldý. CHP gibi PDY diyemeyenler bile FETÖ demeye baþladýlar.
FETÖ ÝLE BAÞ EDEMEYÝZ KORKUSU VARDI
15 Temmuz’da darbe-iþgal giriþimi oldu, 16 Temmuz’da HSYK toplandý ve 2000’den fazla FETÖ’cü hakim-savcýyý açýða aldý. Pek çok kamu kurum ve kuruluþunda benzer süreçler hýzla yaþandý. Anlýyoruz ki devlet FETÖ’ye karþý önemli bir hazýrlýk yapmýþ ama çeþitli sebeplerle harekete geçilememiþ. Darbe giriþimi somut gerekçe verdi. Sizce de böyle mi?
Sarsýcý bir etki yarattý. Ýnsanlar bu kadar radikal bir hesaplaþma içerisine girmeyi göze alamýyorlardý. Bu silahlý kuvvetler için de geçerli, diðer kurumlar için de. Pandoranýn kutusu aman açýlmasýn, açýlýrsa baþ edemeyiz yönetilmez diye düþünceler vardý, ve bu düþünceler mücadeleyi aðýrlaþtýrýyordu. Ama artýk olan oldu, burada pasif durmak tamamen kayýptýr, karþý taraf sana saldýrýyor, yok etmeye çalýþýyor.
TÜRKÝYE HALKI ERDOÐAN’A GÜVENÝYOR
Parti ve halk kavrayýþýna dönmek isterim. Ýcraatýn baþý, Baþbakan iken Erdoðan çalýþma ekibine, devlet üst düzey görevlilerine anlatýyor gerekli desteði alamýyor ama ayný adam tek baþýna meydanlara çýkýp halkla neredeyse göz göze gelerek ayný þeyi anlatýyor ve halk bunu anlýyor. Bu nasýl oluyor?
Bu güvenoyu almasý demektir. O süreçte 17-25 Aralýk süreci, Sayýn Cumhurbaþkaný ile ilgili birçok þey iddia edildi, uydurma konuþmalar. Bunlarý muhalefete servis ettiler ve muhalefet bunlarý kullandý. Bütün o iddialara raðmen hem yerel seçimde hem Cumhurbaþkanlýðý seçiminde halkýn oyu þu anlama gelir; halk meseleyi anladý ve Tayyip Erdoðan’a güvenoyu verdi.
HALK FETÖ’YÜ 17-25 ARALIK’TA ANLADI
Halk nasýl anladý?
Tayyip Erdoðan’a duyulan güvenden kaynaklanýyor bence. Halk bir oyun olduðunu, Tayyip Erdoðan’ý devirerek baþka bir þey elde etmek istediklerini anladý. Biz bu süreçte yargý darbesi dedik bir takým baþka þeyler dedik, tam olarak algýlanmamýþ olabilir ama dýþ kaynaklý bir oyun oynandýðý konusunda halkta bir kanaat þekillendi ve Tayyip Erdoðan’a duyulan güvenle bir þekilde vatandaþ kirli oyunu fark etti.
SÝYASÝLERÝ DURDURAN NEYDÝ?
Halkýn anladýðýný siyasilerin, bürokratlarýn anlamamasý tuhaf deðil mi?
Burada dediðim gibi çok farklý sebepler, gerekçeler var. Belki kiþisel iliþkileri aþamama durumu ya da müdahale edersek baþýmýza açýlacak daha büyük meseleyi çözemeyiz kaygýsý, anlasa bile bazý siyasileri durdurmuþ olabilir.
FETÖ AK PARTÝ’DEN TEMÝZLENDÝ
Þununla ilgili olabilir mi? Devlete siyasete sýzan bir iþgal-terör örgütünden bahsediyoruz. Dolayýsýyla FETÖ ile mücadele etmesi gereken mekanizmalarý kilitlemiþ, mesaj kýrýcý bir etki üretmiþ olabilirler mi?
Evet temizlenememiþti. Onlarýn da bu süreçte etkisi olabilir ama AK Parti olarak bakacak olursak, kongrelerde teþkilatlarda bir çaba ortaya konuldu. Bir kýsmý kendi istifa etti, bir kýsmý kongrelerle tasfiye edildi. AK Parti sürecin içerisinde oldu ama bunlarla yerel düzeyde göðüs göðüse mücadele vermek konusunda eksiklikler olabilir, bu kýsýmda siyasi kaygýlar söz konusu olmuþ olabilir.
AK PARTÝ’DE FETÖCÜ VAR ÝDDÝASI FÝTNE AMAÇLI
Þu anda AK Parti FETÖ’den temizlendi mi? Halk þunu bekliyor; tamam askeriye temizlensin, emniyet, yargý temizlensin, devlet temizlensin. Ya siyaset ne zaman temizlenecek? Kandýrýlýyor muyuz gibi bir düþünce de var.
Ýç içe geçmiþ halkalar þeklinde suçlar var. Bir darbeciler var. Ýki, bir takým suçlara karýþanlar var, kumpas kuranlar, bir sürü insaný ceza evine dolduranlar, þantaj yapanlar, dinleme yapanlar. Üçüncüsü de bu örgütün hiyerarþik yapýsý içinde imamlarý, bölge sorumlularý, organik iliþki içinde olan kiþiler var. Bir de bunlarýn insan havuzu var, adam devþirdikleri bir þey var. Bu yapýlar içerisine bakýldýðýnda AK Partililerin bu halkalarýn içerisinde olduðu kanaatinde deðilim. Darbeci, suça karýþan veya örgütün o hiyerarþik yapýsý içerisinde olan, bu halkalarda bulunduðunu düþünmüyorum. Bu maðduriyet edebiyatý ve AK Partili FETÖ’cüler söyleminin biraz da fitne çýkarmaya yönelik baþka bir oyun olduðunu da düþünüyorum. Þöyle bir þey olabilir; Bunlardan bir kýsmý kendi ayrýldý AK Parti’den, bir kýsmý da tasfiye edildi. AK Parti içerisinde bu iþlere karýþan önemli pozisyondan kimse olduðu düþünmüyorum ama bunlarla mücadele edilirken daha pasif kalan, onlarla kiþisel iliþki içerisinde olan kiþiler olabilir. Bunlarýn da bu sürece uygun olarak biraz daha geride durmasý gerekir. Yoksa onlarýn Fetö’cü olduðu anlamýna gelmez bu.
FETÖ’NÜN KULLANDIÐI PARTÝ CHP’DÝR
17-25 Aralýk öncesi ve sonrasý süreçte FETÖ’cü isimler AK Parti’den gösteriþli bir biçimde ayrýldý. Muhalefete yöneldi FETÖ ve CHP FETÖ tezlerini, kumpas kasetlerini vs Meclis’e soktu, grup toplantýlarýnda kullandý. Muhalefet partilerinde halihazýrda bir FETÖ yapýlanmasý ya da etkisi görüyor musunuz?
FETÖ’cü olduklarý anlamýna gelmese de bir kullanýlma durumu olduðunu düþünüyorum. Medyada, siyaset kurumlarýnda FETÖ’cülerin kullandýðý kiþiler ve kurumlar olduðu kanaatindeyim. FETÖ’cü olmamakla birlikte onun amaçlarýna hizmet eden, deðerlerine su taþýyan bir þekilde onlarýn verdikleri malzemelerle siyaset yapan kiþiler ve kurumlar olduðu anlaþýlýyor.
CHP FETÖ’NÜN SÝYASÝ SÖZCÜLÜÐÜNÜ YAPTI
CHP tam aksini iddia ediyor?
Burada tabi CHP, AK Parti kendini kullandýrttý, onlarý kullandý, iþ birliði içerisine girdi diyor biz de tam tersi CHP örgütün kullandýðý siyasi partidir diyoruz. Bugün FETÖ olarak adlandýrdýðýmýz örgütün, bir casusluk þebekesi, bir terör örgütü olduðu anlaþýlmýþtýr.
DEVLETE ÝHANETÝ ANLAÞILDIÐI HALDE CHP FETÖ’YÜ DESTEKLEDÝ
Bu kategorizasyonda kriteriniz nedir?
Manevi çalýþmalar yürüten bir cemaat olmadýðý ortaya çýktý ve devlet kurumlarýna saldýrmaya baþladý. Devletin onlarla mücadele ettiði süreçte kimin nasýl tavýr takýndýðý belirleyicidir. Daha önce CHP de cemaat diyordu, AK Partililer de cemaat diyordu. Bunlarýn gerçek yüzü ortaya çýktýðý ve bir kavga baþladýðý zaman, sen nerede durdun, o önemli. Mücadele sürecinde kimin pasif kaldýðýnýn ve kendini kullandýrttýðýnýn bence bir deðeri var. Bunlar ihanet adýmý attý dedik. Mesela MÝT týrlarý meselesi açýk bir ihanet, Türkiye’yi teröristlere yardým eden bir ülke gibi göstermeye çalýþýyor. Þimdi bu operasyonu yapanlar, bunun medya ayaðýnda destekçiliðini yapanlar, siyaset alanýnda sözcülüðünü yapanlar, bu suçun parçasý deðiller mi? Bu þekilde baktýðýmýzda CHP hala bunlarý siyasette kullanýyor. 17 Aralýk iddialarýnda MÝT týrlarý ile ilgili iddialarda ve ihanet adýmlarýnýn hepsinde CHP bunlarýn siyasetini yaptý. FETÖ’nün siyasi sözcülüðünü CHP yaptý.
“NE ÝSTEDÝLER DE VERDÝK” NE ANLAMA GELMEZ?
Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðý FETÖ-PYD çatý iddianamesinde FETÖnün yapýsal tarihini 1966’dan baþlatýyor. 40 yýllýk bir örgüt yapýlanmasýndan bahsediyoruz yani. Ama AK Parti 2002’den beri de Türkiye’yi yönetiyor. Ýki yapý yükseliyor bu süreçte, biri siyasi ve meþru, diðeri gayri meþru ve muðlak. Ama birlikte yürünen bir yol var, “ne istediler de vermedik” var. O süreç nasýl yaþandý, kronoloji nasýl çakýþtý ve ayrýþtý?
Ne istediler de vermedik sözü “Her istediklerini verdik veya bunlarla birebir bir pazarlýk içindeydik” anlamýna gelmez. Bu aslýnda tepkisel bir sözdür, “siz sivil toplum alanýnda sivil alanda bir organizasyonsanýz legal çerçevede hangi amacýnýza ulaþamadýnýz? Legal sivil alanda faaliyet yapmak neyinize yetmiyor” anlamýnda…
ÝLK UYARI FÝDAN’A SALDIRDIKLARINDA YAPILDI
2012’de Yasin Doðan müstearýyla Yeni Þafak’ta yazdýðýnýz yazýda “her türlü oyunun farkýndayýz” diyor ve “AK Parti ve Gülen hareketi sadece gönül birlikteliði deðil güç birlikteliði de yapýyor, fitne çýkarmaya çalýþanlar sadece AK Parti’ye deðil Türkiye’ye de zarar verir” diyorsunuz?
2012 baþýndaki ortamý düþünmek lazým. MÝT müsteþarýna dönük bir saldýrý var. Ben de diyorum ki, “bakýn bu, büyük bir fitneye kapý açar, siz burada bir savaþ baþlatýyorsunuz. Bu zarar verir, önce insanlar psikolojik sýkýntý yaþar diyorum. Kim o insanlar? Diyelim ki o dönem cemaatin tabanýnda AK Partiye oy veren insanlar var. Bu insanlar Tayyip Erdoðan’ý seviyorlar hem de o cemaat baðlantýsýndan dolayý Fetullah Gülen’i seviyorlar. Þimdi bu adamlar psikolojik travma yaþayacaklar. Siz burada doðrudan bir siyaset mühendisliði içerisine giriyorsunuz...”
Bunu Cemaate mi söylüyorsunuz?
MÝT müsteþarýna saldýrýnýn arkasýndaki gücü sorgulayan, bunun habis bir anlayýþ olacaðýný, Türkiye’ye zarar vereceðini sorgulayan bir yazý o.
Cemaat diye bilinen yapýya bir uyarý, öyle mi?
Tabi o dönemde cemaat gibi görülen oluþumun içinden bu operasyonlarý çevirenlere yapýlmýþ bir uyarý. Bak burada yanlýþ bir kulvara girdiniz, bu Türkiye’ye de çok zarar verir’ diyorum. Çok tehlikeli bir þeye kapý açmaktýr. Burada siyaset mühendisliði yapmak veya MÝT’i hedefe koymak meselesini sorgulayan bir yazý bu. Yanlýþ bir iþ var, Türkiye’ye zarar verecek bir þeyler yapýlýyor, bunu kim yapýyor? Cemaat isen sen böyle bir iþ yapmaman lazým, cemaatin içindense yapýyorsa hangi amaca hizmet ediyor ve kim bunlar?
AMAÇLARI BAÞINDAN BERÝ BELLÝ ÝMÝÞ
Bugünden düne bakýnca Gülen yapýlanmasýnýn ne olduðuna, kimler tarafýndan kullanýldýðýna dair algýlamanýn sorgulamanýn ilk evreleri gibi görünüyor ama sizin kronolojiniz nasýl oluþuyor?
Bugünden baktýðýmýzda benim kanaatim 60’lar, 70’ler, 80’ler den beri istihbarat þebekesi gibi kurgulandýðý, anahtar teslim bir fabrika gibi kurgulandýðý kanaatindeyim. Yani bunlar baþýndan beri buralara gelmek için devletin içine sýzmýþlar. Maneviyatý bir kamuflaj olarak kullanmýþlar, gelinen nokta aslýnda bu. Ama o güne baktýðýmýzda farklý þeyler ön planda; okullar, Ýstiklal Marþý okuyan yabancý ülkelerin çocuklarý vs. ama bugün geldiðimizde böyle bir kanaat ortaya çýkýyor. Ve bunlarý geriye doðru okuduðumuzda birçok karanlýk iþin içinde olduklarý sadece AK Parti döneminde deðil belki daha önce ki süreçlerde de devlet gücünü kullanarak devlete operasyon çekmeye baþladýklarý görülüyor.
FETÖ TAM BÝR ÝSTÝHBARAT ÖRGÜTÜ GÝBÝ
Baþka bir devletin istihbarat örgütünün aklýný elini gücünü mü görüyorsunuz FETÖ’de?
Tabi bir istihbarat örgütü nasýl dizayn edilmiþse bunlar da öyle bir kurgulanmýþ. Türkiye’de diyelim MÝT nasýl kurgulanmýþsa bunlar da o þekilde bir yapýlanmaya girmiþtir. Ýletiþim aðý, çalýþma þekilleri, haberleþme yöntemleri her þey ona göre kurgulanmýþ. Bu kadar sinsi bir yapý olmasý zaten onu gösteriyor. Abi kardeþ birbirini bilmiyor, eþler birbirini bilmiyor. Bu kadar sinsi bir yapýlanma ancak o kadar profesyonel bir örgütlenme tarzý ile kurulabilir. Bu dýþ baðlantýyý gösteren bir faktör, ayrýca 150 ülkede faaliyet gösterebilmeleri de bu dýþ organizasyonu gösteriyor. Bunlarýn zaten Türkiye’den kalkýp bu kadar kolaylýkla kapýlar açýlarak iþ yapmalarý öyle kolay deðil. Ayrýca FETÖ sadece Türkiye’de casusluk þebekesi olarak kullanýlmamýþlar, o ülkelerde de ayný faaliyetleri yapýyorlar. O ülkelerde de iktidarlarý dinliyor, tapeler, þantajlar, güç elde etme, sýzma yapýlýyordur.
GÜLEN’ÝN VE FETÖ’NÜN SAHÝBÝ KÝM?
FETÖ’nün bu anlamda sahibi kim?
Bu örgütler istihbarat örgütleri veya küresel güç odaklarý tarafýndan kullanýlýyor diye baktýðýmýzda görünen devletlerin, hükümetlerin her þeyi bilemeyebildiðini, belli servislerin, ülkeleri aþan güçlerin, lobilerin, örtülü operasyon yapan kimi yapýlanmalarýn bunlarý þekillendirebildiði söylenebilir. Amerika’yý yöneten güç kimdir diye sorduðunuzda bununla ilgili de bir sürü spekülasyonlar yapýlabilir. Sadece bir hükümet bütün dünyayý yönetiyor gibi bakmak doðru deðil. Bu kadar yaygýn bir sinsi yapýyý ancak derin devletler veya ulus-üstü þer yapýlanmalar kullanabilir.
2010 REFERANDUMUYLA HAREKETE GEÇTÝLER
Dalga dalga gelen bir süreçti. Önce emniyet boþalmýþ. Sonra askerlere yönelik saldýrýlar operasyonlar oldu. Ergenekon, Balyoz, casusluk...
Sonraki süreçlerde Cumhurbaþkanýmýzýn da tepkisi ortaya çýktý. Ama doðrudan ilk müdahale MÝT müsteþarýna dönüktü. Onun bir hafta öncesinde eski Genelkurmay Baþkaný tutuklandý. Orada artýk aleni bir savaþ pozisyonu aldýklarý görülüyor. 2010’da referandum da belli bir güce ulaþtýklarýný düþündüler. Yargýda, diðer kurumlarda 2011’de AK Parti iktidara gelince bence bunlarýn düðmesine basýldý. Ondan sonra bu hadiseler üst üste gelmeye baþladý. Sayýn Cumhurbaþkanýnýn o dönemde dershane hamlesi bunlarýn çok aleni bir þekilde savaþ pozisyonu almasýna sebep oldu. Beddualar vs. 2013 sonu Kasým ayýnda zaten Cumhurbaþkanýmýz dershane yasasýnýn Meclis’e geleceðini söyledi, hemen arkasýndan, yaklaþýk bir hafta sonra 2004 MGK’sýyla ilgili cemaatleri bitirme planý vs haberleri yaptýrýldý. 17 Aralýk darbe giriþiminden üç hafta önce bu hamlenin yapýlmasý hem cemaatleri hükümete karþý kýþkýrtma, hem de darbeye zemin hazýrlama amacý taþýyordu.
DUYGUSAL REFLEKS ZORLADI
Herkes bu derece böyle algýlamadýðý için de mücadele gevþedi tabi...
Ne kadar gereðini yaptý o ayrý bir þey ama çýkýp da rüzgarýn tersine konuþan bir iki kiþi vardý. Bunlar nihayetinde hükümetin pozisyonunu savunan ve örgütün hamlelerini eleþtiren kiþilerdi, ancak cemaat tabanýna yönelik endiþeleri aþamýyorlardý. Bu manevi bir çalýþma burada bir sorumluluk var, anlamýnda bir duygusal refleks ile hareket ettikleri zamanlar var, bir de açýk bir þekilde madem hükümet tavýr aldý biz de tavýr alýyoruz þeklinde pozisyon aldýklarý durumlar var. Konu netleþtikçe saflar da daha belirgin þekilde ayrýþtý.
FETÖ VAMPÝRÝNÝN GÖÐSÜNE YAÐLI KAZIÐI SOKAN BENÝM
Siz durumu ilk fark eden ve tavýr takýnanlardansýnýz?
O süreçte tehlikeye iþaret edip sorumluluk çaðrýsý yapan ve örgüte karþý net tavýr takýnanlarýn baþýnda geldiðim söylenebilir. Bu örgüte habis ur diyen, zombi diyen, istihbarat ve þer þebekesi diyen, tabiri caizse bu FETÖ vampirinin göðsüne yaðlý kazýðý sokan benim. Bunlarda bunun farkýndalar ve o yüzden 17 Aralýk’tan önce bana saldýrdýlar. Bir takým iddialar falan.
DÝNDARLARA SAYGISIZ ZÝHNÝYET FETÖ’NÜN ÝÞÝNÝ KOLAYLAÞTIRDI
2010 referandumuyla birlikte HSYK’da yapýlandýðý ve yüksek yargý dahil yargýyý tamamen ele geçirdiði anlaþýlýyor. Ama öncesi de olmuþ. Hükümetin 2004 MGK’sýnda dönemin Genelkurmay Baþkaný Hilmi Özkök tarafýndan uyarýldýðý ama bunun dikkate alýnmadýðý beyanlarý oldu?
2004 meselesi þu; 2002 AK Parti iktidara gelmiþ, 28 Þubat sürecinin devamý olan o laikçi zihniyet refah partisine nasýl tahammül edemiyorsa AK Partiye de tahammül edemiyor. Ve AK Partiyi biz bir kaç ayda deviririz anlayýþý vardý. O dönemde gündeme getirilen þey toplumsal alandaki dindarlaþma sorunudur. Yani irtica yaygarasý kurumlarýn içerisindekilere yönelik deðil daha çok toplumsal kesime dönük bir irtica iddiasýydý. Din ile ilgili bir sorunu var ve bütün bunlarýn siyasi uzantýsý olarak AK Parti görülüyor hedefe konulan AK Parti oluyor. O dönemde ki hassasiyet böyle bir hassasiyet. Bu FETÖ’ye dönük bir hassasiyet olmaktan öte bütün muhafazakar kesime dönük ve onun temsilcisi AK Partiye dönük bir þeydir. Orada AK Parti’nin manevi çalýþmalar yürüten cemaatlere savaþ açmasý intihar anlamýna gelir kendi ayaðýna sýkmak anlamýna gelir. Bu baþka bir þeydir. Bu yüzden 2004’te psikolojisini doðru anlamak lazým.
TSK’DAKÝ FETÖ YAÞ’TA TEMÝZLENÝR, MGK DA DEÐÝL
FETÖ özelinde cemaati deðil, tüm dindarlarý hedefe koyan bir yaklaþým vardý?
TSK içerisinde FETÖ’cüler temizlenecekse bunun zemini MGK deðildir, YAÞ’týr. YAÞ’ta getirilmiþ FETÖ’cüler atýlmak istenmiþ de hükümet engel mi olmuþtur? Hükümet þerh koydu o da namaz kýlýyor, oruç tutuyor vs. diye farklý cemaatlerin içerisindeki kiþilere dönük þeyler yaptý. Yani atýlmayý engelleyemiyorsun. Zaten Baþbakan, Savunma Bakaný iki kiþi var, dosyalarý asker hazýrlýyor. Asker getiriyor, sen aklýna yatmýyorsa þerh koþuyorsun. Yani temizlik yapmayý engelleyen bir mekanizma deðil bu. Peki sen YAÞ’ta bunlarý mý gündeme getirdin? Atsaydýn o zaman o adamlarý. O dönem hatýrlýyorum her YAÞ bir gerilim konusuydu. Yani Ýmam Hatip’te kýz baþýný örtmüþ, Kur’an kursu açýlmýþ diye toplumsal alandaki dindarlýk ile kavga etmek yerine askerin içerisindeki bu adamlarla uðraþsalardý ve bunlarý dindar diye deðil, bunlar casustur, örgütçüdür diye kodlasalardý ve o þekilde bunlarýn gereðini yapsalardý.
MADEM ÖYLE ÖZKÖK PAÞA GEREÐÝNÝ YAPSAYDI
Özkök‘ün “Cemaat takip edilmezse bu iþin sonu kötü olacak, inanýlmaz bir hareket kabiliyetine kavuþtu. Niyetin deðiþmesi bir gün sürer” gibi bir ifadesi olmuþ MGK’da. Aslýnda FETÖ’yü doðru kavramýþ gibi görünüyor ama bugün mü böyle konuþuyor yoksa bu sarih bakýþ o zaman da var mýydý?
O zaman onun gereðini yapmalarý lazýmdý. YAÞ’ta getirselerdi, bu kiþiler böyle diye, gereðini yapsalardý. Orada bir mekanizma var bunu yapabilen, AK Parti zaten o süreçte onu engelleyemiyor. Bunu yapabilirlerdi diye düþünüyorum. O dönemde yaþanan hadiseleri biliyoruz biz, getirilen dosyalar þikayet edilen konular biraz önce bahsettiðim baðlamdaki þeyler.
DARBECÝYE ÝDEOLOJÝK BAKILIR MI?
Þimdi bunun gerçekliði var mý?
Asker içerisinde de bir takým çalýþma gruplarý var, rektörlerle toplantýlar var. Yani bunlar ileride güce ulaþýr da darbe yapabilirler diyorsan, bu kadar öngörülüysen kendi içinde þuan da bir sürü birileri bir þeyler yapýyor. Muhtýra vermek isteyenler var bunlarý temizleyelim diye uyarsaydý. Darbeci anlayýþa karþý olan YAÞ’ta bunlarý gündeme getirir, tasfiye ettirilir. O günkü darbeciler daha yakýn tehlikeydi ona karþý hangi temizlik yapýldý? Darbecilik tehlikesi dini istismar edenlerden gelirse mi sorun, diðer ideolojik gruplar veya kurumun kendisi bunu yaparsa ihanet olmayacak mý?
ÖZKÖK PAÞA VE AK PARTÝ DÝRAYETLÝ DURDU
Peki. 2007 sonrasýnda Özden Örnek’in günlükleriyle birlikte Sarýkýz, Ayýþýðý gibi darbe planlarý çýktý ortaya. TSK içinde bir huzursuzluk ve hatta hareketlilik var. dolayýsýyla bunu bertaraf etmek isterken görüldü ki Gülen yapýsý kendini öne atýyor. Bu sayede devlete daha güçlü çökme imkaný bulduklarýný da görüyoruz. Acaba o darbe hareketliliði de sanal bir þey miydi yoksa gerçek ve yakýn tehditler miydi?
AK Parti’ye karþý bir hazýmsýzlýk var. Baskýlamaya dönük bir þey vardý. Bunlar kimi zaman hükümetin dirayetli duruþu kimi zamanda kuvvet komutanlarýnýn dirayetli duruþu ile aþýldý. Burada Hilmi Paþa’nýn da hakkýný vermek lazým altta birçok fokurdama var, kaynama var, onlarýn somut bir þekilde ortaya çýkmasý, bir takým neticeler alýnmasýna engelleyici oldu bence. Ama FETÖ’cüler bunun üzerinden bir tehdit algýsý oluþturarak temizlenmeye çalýþýrken iþi baþka bir duruma getirdiler kendi adamlarýnýn önünü açtýlar ve bu FETÖ’cülerin orduyu bir þekilde etki altýna alabilmek için kullandýklarý bir malzemeye dönüþtü ve o darbeci anlayýþ ile hesaplaþma fýrsatýný da heba ettiler.
FETÖ AK PARTÝYÝ DEÐÝL ÖZGÜRLÜK ORTAMINI KULLANDI
Ben bir gözlemci olarak bütün sürece baktýðýmda þunu görüyorum, siz ne düþünürsünüz? Çevreden gelen ve toplumun ana gövdesini oluþturan dindar, muhafazakar kesim merkeze sokulmadý. 28 Þubat’la birlikte özellikle elendi. Ama FETÖ kendini kamufle etti ve devlete yerleþti. Ne zamanki AK Parti iktidar oldu ve devletteki klasik darbeci vesayetçiyi yapýlarý temizlemek istedi, sonra temizledi iþte o zaman yetiþmiþ eleman sýkýntýsý yaþadý. Bu esnada ise çok yakýnýnda kendine benzeyen, “alný secdeye deðen insanlar gördü ve onlardan faydalandý. Bir süre sonra ise resim deðiþti. Olay bu mudur?
Þimdi AK Parti bir cemaat deðil, cemaatimsi bir parti deðil, AK Parti bir merkez partisi, kitleselleþmiþ bir siyasi hareket içinde her siyasi görüþten insan var. Cemaatlere, farklý gruplara, destekleri var. Türkü, Kürdü, Alevisi, Sünnisi her kesim AK Parti’yi destekleyebiliyor. FETÖ ise AK Parti’nin saðladýðý özgürlük ortamýný kullandý. AK Parti’yi kullanmaktan çok, özgürlük imkanýndan faydalandýlar. Bütün yapýlar toplum gruplarý nasýl rahat nefes aldý ve daha önce ki o baskýcý anlayýþtan, ayrýmcýlýktan kurtularak, belli pozisyonlarda yer bulabilme imkânýna kavuþtuysa bunlar da kavuþtular. Yoksa AK Parti ne bunlarla bir iþ birliði içerisine girdi ne de bunlarla bir koalisyon kurup bunlarý büyüttü.
Ergenekon, Balyozda maðdur olan insanlar “siz bizi dinlemediniz, cezalandýrdýnýz, dolayýsýyla biz haklýyýz ve tepkiliyiz’ diyorlar. Bu konuda nasýl bir ayrým yapýyorsunuz?
AK Parti’ye yönelik bir tepki vardý. Bu darbeci anlayýþýn bir türevi idi ve bununla yargý önünde hesaplaþmasý gerekiyordu. Ama bu yaþadýðýmýz süreç tam böyle olmadý, sapla samanýn birbirine karýþtýðý, FETÖ’nün kendi mücadelesinin bir parçasý olarak burada büyük haksýzlýklar zulümler yapýldý. Birçok ilgisiz kiþi bu iþin içine çekildi ve bu iþ sulandýrýldý. Bunu böyle görmek lazým hiç bir þey yoktu, her þey hayaldi gibi bir kanaat yok bence.
MAÐDURÝYETÝN MÜSEBBÝBÝ FETÖ’DÜR
Þimdi Türkiye FETÖ ile mücadele ediyor, hukuki idari süreçler yaþanýyor ve hali ile Ergenekon, Balyoz gibi süreçleri de yaþamýþ bir ülke olarak tedirginiz. Tekrar bir yanlýþa düþmek riski var. Bu süreçte mesela mevcut durumda maðdur kesim oluþtu ve CHP diyor ki “ben savunacaðým, FETÖ maðdurlarý bana gelsin”, nasýl görüyorsunuz?
Ben bu þeye hiç katýlmýyorum. Elbette yönetenler, yargýlama yapanlar adil olmak durumundadýr adaletten þaþýldýðý zaman haksýzlýk ortaya çýkar haksýzlýk ortaya çýktýðý zamanda o þey sürdürülemez. Bizim ahlaki ilkesel duruþumuz budur. Ama böyle baktýðýmýzda ortada sinsi bir yapýlanma var, bu mücadelenin çok keskin bir þekilde ve uzun soluklu olarak verilmesi lazým yoksa bunlar baþka bir formatta baþka bir þekilde reenkarne olarak benzer þeylerle tekrar karþýmýza çýkar. Evet maðduriyet yaþandý peki ne zaman yaþandý? Bunlarýn dört beþ yýldýr yaptýklarý kumpaslarla, komplolorla yaþandý, bir sürü yuva yýkýldý, bir sürü insanýn sicili bozuldu, bir sürü insanýn hayatý kaydý. Bunlarýn zulmetmediði, maðdur etmediði kimse kalmadý Türkiye’de. Öðrencilerin sorularýný çaldýlar, iþ adamlarýna þantaj yaptýlar, gazetecileri dinlediler, futbol klüplerine bilmem ne yaptýlar, herkese dokundular ya da zulmettiler. O insanlarýn çocuðu yok muydu? Ailesi yok muydu? Onlar haksýz bir þekilde terörist vatan haini vs. gibi iftiralara maruz kalmadýlar mý? Bunlarýn tökezlemesinin bir sebebi de yaptýklarý zulümlerdir. 15 Temmuz’dan sonra da maðdur etmeye devam ettiler. Þehitler, gaziler bütün Türkiye etkilendi. Üçüncü dünya ülkesi pozisyonuna düþürdüler bizi. Darbe yapýlan, darbelerle anýlan bir ülke. Ekonomiye zarar verdiler. Türkiye bu iþin maðdurudur burada çocuðunun bir þekilde vatan haini darbeci vs. olduðunu öðrenen anne babanýn, ailenin yaþadýðý maðduriyet deðil bir þok. Bu nasýl olabilir diye onu kabul edememe durumudur. Ortada somut bir suç var. Senin oðlun gitmiþ darbeye kalkýþmýþ, insanlarý öldürmüþ insanlarý dinlemiþ, insanlara her türlü haksýzlýðý yapmýþ, bu yüzden o çevrenin yaþadýklarý þoku bir maðduriyet gibi deðerlendirmemek gerek. Elbette bir travma var, onlarýnda rehabilitasyonu gerekebilir, onlarýn kabullenmesi de zaman alýr ama sonuç ortada. Bu maðduriyeti onlara yaþatan devlet deðil.
UMARIZ CUMHURÝYETÇÝLER ABD’YÝ KURTARIR
Trump’ýn geliþi Türkiye ABD ile iliþkilerini nasýl etkiler?
Trump’ýn baþarýsý, Clinton’dan önce Obama’nýn ve Demokrat Hükümetin baþarýsýzlýðý anlamýna geliyor. ABD’nin dünyada izlediði güvenlikçi politika ülke olarak üzerinde yükseldiði deðerleri tahrip eden ve Demokratlarý kendi ilkelerine yabancýlaþtýran bir etki yaptý. Bölgemizde yaþanan darbeler, iç savaþlar, terör örgütlerinin mevzi kazanmasý hep bu politikanýn bir yansýmasý, doðrudan veya dolaylý etkisi olarak görüldü. Bölgede ahlaki duruþ sergileyen Türkiye ile bu ahlaki/ilkesel/demokrat hassasiyeti kaybeden Obama yönetimi arasýnda istenen iþbirliði oluþamadý. Türk-Amerikan iliþkileri iki ülkenin sýnýrlarýný aþan birçok boyutluluða sahiptir. Umarýz sistem kurmakta daha baþarýlý olan Cumhuriyetçiler son dönemde sergilenen dirayetsiz perspektiften ABD’yi kurtarýrlar ve bölge halklarýnýn iradelerine saygý duyan bir siyaset izlerler.
OBAMA’NIN AYIBINI TRUMP TEMÝZLEYECEK
Gülen’in iadesi konusunda Trump yönetimi Obama yönetiminden farklý davranýr mý?
Fetullahçýlar özellikle Demokratlarýn iktidara geldiði 1993’ten sonra ABD’de mevzi kazanmaya baþladýlar. Gülen de 1999’da Clinton döneminde ABD’de konuþlandýrýldý. Hillary Clinton’un kazanmasý halinde bu çizgide deðiþiklik yapmasý daha zor görünüyordu. Trump ve yakýn ekibi bu konuda daha duyarlý görünüyor ve Cumhuriyetçiler bu ayýbý temizleyecektir diye umuyoruz. Ýnþallah bu sorunun Türk-Amerikan iliþkilerini esir almasýna izin vermezler. Beklentimiz terörle mücadelede temiz bir sayfa açmalarý, PKK-PYD-DAÝÞ-FETÖ ile mücadelede Türkiye’nin hassasiyetlerine uygun hareket etmeleridir.