İnanmazsınız ama çok çekingenim
ABONE OL

-İşler Güçler dizisinin fragmanında sizi görünce çok şaşırdık.

Her şey bir anda gelişti (gülüyor). Aslında bir filme başlamak üzereydim ve İşler Güçler’den teklif geldiği gün filmin ertelendiği haberi geldi. Zamanlama o kadar iyiydi ki belki bir gün önce teklif etseler kabul edemeyecektim. O zaman da çok üzülürdüm. Çünkü diziyi hiç kaçırmadan izliyordum ve içten içe de hep bu projenin içinde yer almak istiyordum. Bu nedenle de teklif gelir gelmez kabul ettim. Ecevit karakterini okuyunca daha  çok hoşuma gitti.

-Nasıl biri Ecevit?

Naif, pasif, çekingen, çok fazla arkadaşı yok ama çok eğlenceli. Bir de çocukluğundan gelen bir travması var. İlk bölümlerde karakteri henüz kimse tanımadı ama şimdiden sonra Ecevit’in çocukluğuna da dönüş yapılacak. O zaman çok daha iyi anlaşılacak karakter.

-Daha ilk bölümde Ecevit’in yaşadıkları, bu karakterin şanssız biri olduğu izlenimini verdi.

İyi niyetli ama her şeye nazar değdiriyor (gülüyor). Üstelik oyunculuk tecrübesi de yok ama çok hevesli. Asıl komedi, oyunculuk yapmaya başladığında çıkacak.

-Dizide Kayıp dizisindeki Kate karakterini canlandırmak nasıl bir his?

Hiç sormayın, Kate’i ben canlandırıyorum. Tabii bir problemimiz var, o mavi gözlü ve zayıf. Ecevit tam tersi. Kendini de Kate’e benzetmeye çalışacak. O zaman da işin eğlencesi iyice ortaya çıkacak.

GÜLMEKTEN SIK SIK ÇEKİM DURUYOR

-Dizideki Ahmet Kural, Sadi Celil Cengiz ve Murat Cemcir ile daha önce tanışıyor muydunuz?

Tanışmıyordum. Sadece Ahmet ile merhabamız vardı o kadar. Ama onların beni, benim onları daha önce tanımamam sorun olmadı. İlk günden itibaren sanki hepimiz birbirimizi yıllardır tanıyormuş gibiydik. Zaten ekip ilk gün beni öyle güzel karşıladı ki kendimi çok iyi hissettim.

-Bu proje sizi neden bu kadar heyecanlandırdı?

Çünkü uzun zamandır yapmak istediğim, içine dahil olmak istediğim bir işti. Çünkü yaratıcılığa çok müsait. Oyuncu olarak da bir şeyler ekleyebileceğim bir set. Çekim esnasında aklına gelen bir şeyi senaryoya ekleyip doğaçlama yapabiliyorsunuz. Ayrıca ben de gerçekten göründüğüm gibi değilim. Kimse inanmaz belki ama utangaç ve çekingen biriyim. Oynarken çok rahat olabiliyorum ama kendim olunca çekingen oluyorum. Bir ortama girdiğimde sessiz kaldığım çok zaman olur. Ama bir süre sonra açılıyorum.

-Sette gülmekten çekim yapamadığınız zamanlar oluyor mu?

Olmaz mı, neredeyse sürekli çekim duruyor. Birbirimize çok gülüyoruz. Zaten ekip birbiriyle çok uyumlu. İşim çok kolay bu nedenle.

-Film ertelendi demiştiniz. Ne zaman başlayacaksınız çekimlere?

Şu an için belli değil ne zaman çekimin başlayacağı ama çekilecek. Film bir kitap uyarlaması. Fakat çok fazla açıklama yapamıyorum çünkü konuşmam doğru olmaz.

-Daha önce rol aldığınız Aşağı Yukarı Yemişliler, Annem Uyurken dizileri kısa ömürlü oldu. Her ikisinin de yayından kalkması sizde ne gibi duygular uyandırdı? Demoralize oldunuz mu?

Aksine hiç demoralize olmadım. Proje de kadro da iyi olsa, en ufak stratejik hata dizinin bitmesine neden olur. Aslında diziye başlarken en başında ikisinin de biteceğini görmüştüm. Hatta belki yıllar sonra kimsenin hatırlamayacağı iki projede yer almıştım ama çok da sorun etmedim bunu. Seyirci ilk etapta kapılmadıysa ne yaparsanız yapın, ekrana kimseyi kilitleyemezsiniz. Sonuçta kanal olarak da ekip ve senaryo olarak da her ikisi de iyi projelerdi. Ben de oyuncu olarak elimden geleni yaptım. Biri biter başka bir dizide yer alırım. O nedenle bunlar beni çok etkilemiyor. Sadece ekipten ayrıldığım için üzülüyorum.

Senaryo yazmayı ‘mutfak’ta öğrendi

-Çok Güzel Hareketler Bunlar tamamen bitti mi? Ekip dağıldı mı?

Proje bitti ve her oyuncu kendi yoluna gitti. Ama BKM’de kalan  bir grup arkadaşımız şu an başka bir proje üzerinde çalışıyor. Başka bir grup ise başka bir televizyon kanalıyla iş yapmaya hazırlanıyor. Yalnız hepimiz hala bir aradayız, görüşürüz. En ufak bir projede dahi ‘Haydi toplanıyoruz’ denildiği takdirde bir anda tüm ekip bir araya gelebiliriz. O anda çekimi olan, müsait olmayan biri bile ne yapar ne eder gelir. Biz öyle kolay kolay birbirinden kopacak bir ekip değiliz.

-BKM Mutfak ne kattı size?

Beni tanınır biri haline getirmesinin dışında senaryo yazma yeteneğimi de geliştirdi. Yılmaz Erdoğan yazma konusunda beni ve arkadaşlarımı çok destekledi, kendimize güvenmemizi sağladı, yüreklendirdi. Mesela bir dizide oynadığım zaman senaryoyu okuduğumda karaktere başka bir gözle bakıp başka fikirler üretebiliyorum. En önemlisi de şimdiye kadar hiç komedi yapacağımı düşünmezken BKM komedi tarafımın gelişmesine de katkı sağladı.

-Dizi ya da film senaryosu yazmayı düşündünüz mü?

Aslında yazdım sayılır. BKM Mutfak’taki arkadaşlarımla Aşağı Yukarı Yemişliler’in senaryosunu yazdık ve oynadık. Altı gün setimiz vardı, geriye kalan bir günde de diziyi yazıyorduk. O dönem çok zorlanmıştık çünkü ikisini birden bir arada götürmek kolay değildi. Fakat ne yapmaya çalıştığımızı nasıl bir senaryo yazmamız gerektiğini bildiğimiz için eğlenceli geçiyordu. Ama ‘Siz bana tek başınıza yazar mısınız?’ diye sorarsanız da o şimdilik tek başıma üstesinden gelebileceğim bir şey değil.

‘BÜŞRA HANIM’ YERİNE ‘BÜŞRA KIZIM’I TERCİH EDERİM

-Bir GSM operatörünün reklamlarında oynuyorsunuz. Devam edecek misiniz?

Dizi çeker gibi Vodafone reklamı çekiyoruz. Gelen talepler çok güzel, zaten çekimlere de devam ediyoruz. Senaryosunu da şirketin bir ajansı var, onlar yazıyor ama bizler çekimdeyken sürekli doğaçlama yapıyoruz. Hatta hastane reklamının neredeyse hepsi doğaçlamaydı. O anda geldi espriler aklımıza ve bence çok da güzel oldu.

-Artık Büşra Pekin’i neredeyse tanımayan yok. Sokakta nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Çok komik (gülüyor). Bazıları ‘Büşra’ diye sesleniyor ama ‘Hatçe’ diyen de çıkıyor. Açıkçası insanların sokakta bana samimi ve sıcak yaklaşımı hoşuma gidiyor. Çünkü bana Büşra Hanım diye yaklaşmak yerine ‘Büşra kızım nasılsın?’ diye soruyorlar ya da ‘Büşra abla’ diye sesleniyorlar. Artık beni aileden biri gibi görüyorlar. Bir de hiç tanımadığım insanlarla konuşmak bana çok iyi gelir. Kendimi daha iyi hissederim.