Haftaya bugün 16 Nisan’ýn sene-i devriyesi. Bir yandan da 2019 seçimleri yaklaþmakta. Referandumda anayasal hüküm haline gelen cumhurbaþkanlýðý hükümet sisteminin mevcut sisteme uyumu için Meclis çalýþmakta. Uyum yasalarýnýn ilki seçim güvenliðini ve seçim ittifakýna iliþkin 26 maddelik kanun TBMM’nden geçti. Yürütmeye dair düzenlemeler dahil kapsamlý bir çalýþma sürüyor. Tamamlandýðýnda Nisan sonuna dek Meclis’e gelmesi bekleniyor. Geriye doðru en az on yýllýk bir sürecin netice evresindeyiz lakin esasen biz bu iþin neresindeyiz? AK Parti Ýstanbul Milletvekili, TBMM Anayasa Komisyonu Baþkaný, AK Parti-MHP arasýnda üçer kiþiden oluþan Milli Mutabakat Komisyonu’nun üyesi Prof. Dr. Mustafa Þentop’a sordum
***
Uyum yasalarýnýn ilk düzenlemesi Meclis’ten geçti. Yürütmeye dair yeni düzenlemeler üzerine çalýþýldýðýný biliyoruz, Nisan sonuna kadar Meclis’e gelmesi bekleniyor. Geriye doðru bakarsak en az on yýllýk bir sürecin netice evresindeyiz lakin size göre biz bu iþin neresindeyiz?
16 Nisan’a bir hafta kaldý. Geçen yýl 16 Nisan’da önemli bir hükümet sistemi deðiþikliði oldu Türkiye’de. Bu, yüzyýllýk tarihimizdeki belki de en önemli üç deðiþiklikten birisi. Bunlardan biri, birincisi saltanatýn kaldýrýlmasý, Cumhuriyetin ilaný 1923 deðiþikliði. Ýkincisi 27 Mayýs 1960 darbesi ve akabinde, 61 anayasasý ile getirilen sistem. Bu, Türkiye’de vesayetçi sistem dediðimiz, uluslararasý sistemin vesayetini esas alan ve bunu sürekli hale getiren, anayasal sistem haline getiren bir deðiþim. 61 anayasasý bunu teminat altýna alan bir anayasaydý. Bu da ikinci önemli, olumsuz yönde bir deðiþiklik. Bizim tarihimizde üçüncü deðiþiklik ise hükümet sistemi deðiþikliði. Çok kapsamlý bir deðiþiklik, ayný zamanda bir paradigma deðiþikliði.
1961 Anayasasýyla gelen o vesayetçi anlayýþ ve onu anayasal bir sistemle teminat altýna alan paradigma gidiyor, onun yerine bu sefer tamamen millet iradesine dayanan ve Türkiye’de seçilmiþlerin ülkeyi yönettiði, tek iktidar anlayýþýna dayanan bir yeni sisteme geçmiþ oluyor Türkiye. Bu bakýmdan, o yüzyýllýk tarihte üçüncü büyük anayasal deðiþiklik bu.
GÖNÜL ÝSTERDÝ KÝ YENÝ ANAYSA YAPALIM
Anayasal deðiþiklik ama bir anayasa deðiþikliði deðil…
Türkiye 2010’dan itibaren yeni anayasayý tartýþýyor, gönül ister ki yeni bir anayasa yapýlsýn. Türkiye’nin bunu hak ettiðini de düþünüyorum ama bu yeni anayasa ‘meselesi’ de anayasanýn sadece maddeleriyle ilgili bir mesele deðil, paradigmasýyla ilgili. Dolayýsýyla 16 Nisan’daki deðiþiklik sadece bir hükümet sistemi deðiþikliði deðil, bu bir paradigma deðiþikliðidir. Yeni anayasayla murat edilen sonuca bu anayasa ile büyük ölçüde ulaþmýþ oluyoruz.
Bu, esasen hükümet sistemi, yürütmeyle ilgili bir deðiþiklik ama onunla beraber yasamayý da etkiliyor. Devletin bütün sistemini yeniden gözden geçirmeyi bir taraftan zorunluluk, bir taraftan bir imkan olarak Türkiye’nin önüne getiriyor.
YENÝ SÝSTEMDE ANA MUHALEFET OLMAYACAK
Deðiþikliðin teknik boyutunda ne var?
Bir kýsmý teknik ve zorunlu bu deðiþikliklerin. Hükümet yeni sistemde Meclisin içinden çýkmadýðý için güven oylamasý diye bir þey yok. Hükümet parlamento, yasama faaliyetlerine katýlmýyor. Güven oylamasý olmadýðý için gensoru da yok. Bunlarýn bir kýsmý bu anlamda sistem deðiþikliðinin ortaya çýkardýðý zorunlu deðiþiklikler. Bir kýsmý böyle, daha basit düzeyde olanlarý var, hükümet meclisin içinden çýktýðý için buna iktidar partisi diyoruz. Veya koalisyon olursa hükümeti destekleyenler ama þimdi böyle bir þey yok çünkü iktidar partisi diye bir þey yok. Meclis’in içinden çýkmadýðýndan. Ýktidar partisi olmayýnca ana muhalefet partisi de yok. Bu açýlardan bazý yine teknik deðiþiklikler var. Siyasi Partiler Kanununda, Ýç Tüzük’te falan deðiþiklik yapmamýz lazým.
TOPYEKÛN BÜROKRASÝ YAPILANDIRILACAK
Bu sebeple bir kýsmý böyle zorunlu deðiþiklik, bir kýsmý ise sistemin yeni paradigmasý gereði olmasý gereken deðiþiklikler. Onlar da tabii baþbakanlýk ve cumhurbaþkanlýðý makamlarý birleþtirildiði için. Çift baþlýlýk zaten parlamenter sistemin temel ayýrt edici özelliði, burada baþbakanlýða, cumhurbaþkanlýðýna baðlý, bakanlýklara baðlý yapýlarýn yeniden þekillendirilmesi, bakanlýklarýn teþkilatýnýn yeniden yapýlandýrýlmasý gerekiyor. Belki bu baðlamda taþra ve merkez teþkilatlarý arasýndaki iliþkilerin düzenlenmesi gerekiyor. Dolayýsýyla yeni sisteme göre topyekun bürokrasinin merkez teþkilatýnýn yeniden yapýlandýrýlmasýný gerektirecek, sistemin anlamýna ruhuna uygun bir durum da var ortada. Zorunlu teknik deðiþikliklerden baþlayýp, sistemin gerekli kýldýðý deðiþikliklere kadar uzanan geniþ bir yelpaze var.
16 Nisan 2017’de Türkiye cumhurbaþkanlýðý hükümet sistemine karar verdi. Referandumdan önce baþlayan AK Parti MHP ittifakýnýn devamý da getirilmiþ oldu. Ýttifak düzenlemesi de uyum yasalarý çerçevesinde çýktý geçen hafta?
Somut olarak yaptýðýmýz ilk deðiþiklik, yerel seçimlere yönelik, bir de seçim güvenliðiyle ilgili deðiþikliklerdi. Bir bölümü de seçim ittifakýyla deðiþikliklerdi. Seçim ittifaký deðiþikliði de doðru açýdan bakarsak sistem deðiþikliðiyle alakalý. Çünkü çok basit ifade edecek olursak Cumhurbaþkanlýðý yani iktidarýn belirlendiði yürütme seçiminde yüzde 50’nin üzerinde bir oy gerekli. Bu, siyasi partilerin birlikte hareket etmesini zorunlu hale getiriyor. Tabii bu sadece orayla kalmayacak, devamý mahiyetinde yasama organý milletvekili seçimlerine de sarkacak.
Hükümet sistemi deðiþikliði Türkiye’de siyasi partilerin birlikte hareket etmesini zorunlu kýlacak bir tablo ortaya çýkaracak.
ÝTTÝFAK DÜZENLEMESÝ ZARURÝDÝR
Mevcut sistemde durum nasýldý?
Mevcut sistemdeki hükümlere dokunmadan ayný normun devamýna izin vermiþ olsaydýk siyasi partilerin birlikte hareketinin legal bir zemini olmayacaðý gibi, kanunen yasak olduðu için kanuna karþý hile yoluyla bunlarýn yapýlmasýný temin etmiþ olacaktýk. Bu bakýmdan sistem deðiþikliðinin zorunlu bir sonucudur ittifak konusu. Biz mevcut kanunlardaki partilerin birlikte hareket etmesini yasaklayan hükümleri kaldýrdýk ve birlikte hareket etmelerine imkan saðlayan basit, kýlavuz mahiyetinde bazý düzenlemeler yaptýk. Siyasi partilerin kendi tercihlerine göre belirleyebilecekleri geniþ bir alan da býrakýyoruz. Bunu yapmamýþ olsaydýk fiili ittifaklarla, kanuni temeli olmayan ittifaklarla karþý karþýya kalýrdý Türkiye.
YASAKTI AMA ÝTTÝFAKLAR HEP VARDI
Türkiye’nin geçmiþ dönemlerinde görülen ve meclisin onuruna, vekilin onuruna, milli iradenin onuruna dokunan milletvekili pazarý, partiler arasý pazarlýk gibi durumlarýn önü ilelebet alýnacak o halde?
Tabii, Türkiye’de yasak olmasýna raðmen ittifaklar yapýldý bugüne kadar. 1991’den itibaren seçimlerin hemen hemen hepsinde ittifaklar vardý. Refah Partisi ile Milliyetçi Çalýþma Partisi, öbür taraftan SHP ile Halkýn Emek Partisi (HEP) vardý. 95’te baþka ittifaklar var, Anavatan Partisi ve Büyük Birlik Partisi’nin fiili ittifaký var. 99’da ittifak var, 2007’de var; Demokratik Sol Parti (DSP) ile CHP ittifaký var. Dolayýsýyla kanunda yasak konmasýna raðmen bu tür ittifaklar fiilen olmuþ bu güne dek. Bunun sebeplerinde biri Türkiye’deki seçim barajý. Aslýnda bizim yapmýþ olduðumuz, kanunen yasaklarý kaldýrmak ve ittifak yapýlmasýna izin veren zemini hazýrlamak. Seçim barajýyla ilgili zorluðu aþmak konusunda bir alternatif yol açýyor o da.
SEÇÝM ÝTTÝFAKI DÜZENLEMESÝ OBJEKTÝFTÝR
Muhalefetin seçim yasasýndaki yüzde 10 barajýna yönelik keskin eleþtirileri var. Birisi þu: AK Parti ve MHP öyle bir ittifak kurdu ve yüzde 10 barajýný kendi lehlerine öyle kullandýlar ki sað kesimde diðer partilerin önünü kestiler. Cevabýnýz nedir?
Milliyetçi Hareket Partisi ile AK Parti’nin seçim ittifaký yapmasýna yönelik çalýþma ayrý bir çalýþma olacak ve seçime doðru yapýlacak. Seçim ittifakýyla ilgili yapýlan çalýþma ise bir kanun çalýþmasý, Meclisten geçirdiðimiz. Bu objektif bir çalýþma, ilkeleri, çerçeveyi belirleyen bir çalýþma. Bu tür ittifaklar yapan bütün partiler açýsýndan geçerli hükümler getiriyor. AK Parti, MHP ittifak yaparken de bunlar uygulanacak, CHP veya HDP için de ayný hükümler uygulanacak. Bu hükümlerde belli bir ittifak lehine sonuçlar doðuracak özel düzenlemeler yok. Böyle iddialar ortaya atýlabilir ama onlarý temellendirecek,hususlarý, ilkeleri, cümleleri kanun metninde bulmak mümkün deðil. Bu açýdan bunlarý ben tamamen bir çarpýtma olarak görüyorum. Ama AK Parti ile MHP arasýndaki mesele üzerinde biraz durmak lazým.
MÝLLÝ MUTABAKAT 15 TEMMUZ’DA KURULDU
Duralým…
Malumunuz 15 Temmuz'dan sonra AK Parti ile Milliyetçi Hareket Partisi birçok temel konuda birlikte hareket etti, etmeye baþladý. 15 Temmuz siyasi tarihimizde bir milat. 15 Temmuz'u yok sayarak Türkiye'de artýk siyaset yapabilmek mümkün deðil. Dolayýsýyla partiler bütün pozisyonlarýný ve Türkiye'nin, bölgenin, dünyanýn meselelerine bakýþlarýný 15 Temmuz'la beraber yeniden gözden geçirdiler. Bu çerçevede 15 Temmuz sonrasý Yenikapý'da çýkan o Türkiye'nin temel meselelerinde birlikte hareket etme kararlýlýðýný kýsa süre sonra Sayýn Bahçeli'nin yaptýðý açýklamalarla Türkiye'de hükümet sistemini deðiþtirme noktasýnda birlikte çalýþmaya çevirdik. Niye bu þekle döndü bu mesele? Çünkü 15 Temmuz'da Türkiye'de devlete ve millete karþý bir saldýrý, taarruz vardý. Bunun karþýlýðýnda bizim milleti ve devleti tahkim etmemiz lazým. Türkiye'deki parlamenter sistem baþlangýcýndan itibaren darbelere kolaylýk saðlayan, darbelere imkan veren bir tablo ortaya koydu. Biz bunu imkansýzlaþtýracak bir sistemi, Türkiye'de anayasal sistemi belirlememiz lazým diye düþündük. Uzun zamandýr siyasetin tavýr alýþlarýyla beraber vesayetçi sistem de büyük ölçüde geriledi ama bunu anayasal teminata kavuþturmamýz lazýmdý.
AK PARTÝ VE MHP ÝTTÝFAKININ BÝR HÝKAYESÝ VAR
Dolayýsýyla 15 Temmuz sonrasýnda alýnan tedbir bu anlamda devletin, istikrarýn tahkim edilmesi, millet iradesinin tahkim edilmesi yönündeydi. Milliyetçi Hareket Partisiyle beraber bunu yaptýk ve 16 Nisan'da milletimizin teveccühüyle bu anayasa deðiþikliði gerçekleþti.
Türkiye'de sistem deðiþikliði sadece anayasal düzeyde gerçekleþtirmek yeterli deðil. Bu anayasal deðiþikliðin kanunlarla, kanun deðiþiklikleriyle uygulanabilir hale getirilmesi lazým. Dolayýsýyla uyum kanunlarý veya uyarlama dediðimiz þeyler hep buradan çýktý. Anayasa deðiþikliði sonrasý beraber yol yürüdüðümüz MHP ile kanun deðiþikliklerinde uyum çalýþmalarýný da birlikte yapma kararý verince Milli Mutakabat Komisyonu oluþturuldu.
O komisyonda çalýþmalarýn ilk meyvesi de Meclisten geçen Seçim Kanunlarý deðiþikliði oldu. Dolayýsýyla Milliyetçi Hareket Partisi ile AK Parti arasýndaki o ittifak meselesi, biz bu konuyu gündeme getirdikten, kanun deðiþikliði Meclisten geçtikten sonra ortaya çýkan bir þey deðil. Mesela "Biz de ilkeler ittifaký yapacaðýz" diyorlar. Ama kanun geçtikten sonra, AK Parti ve MHP ittifaký ortaya çýktýktan sonra "karþý ittifak" olarak planlanan bir þey bu. Hangi ilkeler üzerinden yapacaklarýný bu bakýmdan merak ediyorum CHP'nin ve arkadaþlarýnýn. Ama bizim MHP ile ittifakýmýz bu þekilde ortaya çýkan bir ittifak deðil. Bir hikayesi var. 15 Temmuz'dan sonra bir birliktelik var. Belli konularda bir perspektif ortaklýðý var. Bunun devamý mahiyetinde, somutlaþtýrýlmasý mahiyetinde ortaya çýkan bir ittifak. Tabii herkes istediði gibi yapabilir. Kimisi barajý aþmak için yapabilir. Kimisi AK Parti- MHP ittifaký baþarýsýz olsun diye yapabilir. Herkesin niyeti farklý olabilir. Kanun bunlara bir emir getirmiyor ama AK Parti-MHP ittifakýnýn diðerlerinden farklý olduðunu, birlikte yol yürümenin arka planýnda böyle bir hikâyesi olduðunu söylemek isterim.
BARAJ YÜRÜTMEDE ÝSTÝKRARIN TEK UNSURU DEÐÝLDÝR
Diðer bir eleþtiri de þu: Ýktidar çevreleri “yüzde 10 barajý yönetimde istikrar için gerekli” diyor, olabilir, bu yürütmeyle, Cumhurbaþkanlýðý seçimiyle ilgilidir ve onunla sýnýrlýdýr, ama yasama için uygulanýyor ve temsilde adaletsizliðe yol açýyor, deniyor?
Baraj meselesini tek baþýna deðerlendirmeyi doðru bulmuyorum. Seçim sisteminin, içinde baraj olmak kaydýyla bir bütün olarak deðerlendirilmesi gerektiðini düþünüyoruz. Doðrudur Türkiye’de baraj yürütmede ilk defa istikrar düþüncesiyle getirilmiþ. 80’li yýllar bunu kendi çapýnda saðlamýþ. Ama 90’lý yýllarda baraja raðmen saðlayamamýþ. 90’lý yýllarda Mecliste birçok parti olmuþ ve baraj olmasýna raðmen istikrarlý hükümetler üretememiþ. Dolayýsýyla barajý yürütmedeki istikrarýn tek unsuru olarak almak doðru deðil. Evet, sebeplerden birisi barajýn yüzde 10 olarak belirlenmesidir. Fakat seçim sistemini bir bütün olarak görmek lazým. Mesela Ýngiltere’de baraj yok. Ama Ýngiltere’de yüzde 30’lar civarýnda oy alan bir parti parlamentoda yüzde 55-60’lar civarýnda temsil elde edebiliyor. Çünkü tek dereceli ve çoðunluk sistemi var. Dolayýsýyla beþ adayýn katýldýðý bir dar bölgede yüzde 20 oy alan bir aday seçilebiliyor. Dolayýsýyla orada yüzde 80’in temsili söz konusu olmuyor. Baraj da yok. Dolayýsýyla temsili zayýflatan tek unsur baraj deðildir. Seçim sisteminin bütününü dikkate almak lazým. Biz de bunu söylüyoruz, seçim sistemini bütünü dikkate alarak düzenlemek lazým. Tabii hükümet sistemi deðiþikliði yapýldýktan sonra masa baþýnda deðiþikliklerin hepsini birden yapýp yepyeni bir sistemi teorik olarak birden yürürlüðe koyalým demek de doðru deðil. Bu bir süreçtir. Bu sistem deðiþikliðinin belli bir zaman dilimi içinde yerleþip oturmasýný saðlamak lazým.
2019 SONRASI YAPILACAKLAR DA VAR
Bu bir ilk evre mi?
Evet, 2019 seçimleri öncesi yapýlan uyum çalýþmalarý bunun birinci basamaðýdýr. 2019 sonrasýnda o beþ yýllýk dönemde sistemin yerleþmesi için gerekli uyum çalýþmalarý yapýlacak. Bunlar arasýnda seçim kanunu, baraj, siyasi partiler kanunu hususlarýnýn da olacaðýný düþünüyorum. Yapalým bakalým ne olacak diye masa baþýndaki bir uygulamayý birden yürürlüðe sokmak yerine kademe kademe gerçekleþtirmek daha doðru olur diye düþünüyoruz.
BARAJ 2019 SONRASI KALKACAKTIR
Muhalefet ýsrarla, iktidar sözcüleri referandumdan önce halka “yeni sistemde baraj olmayacak” diyorlardý. Oysa baraj var, insanlarý kandýrdýlar, diyor?
Bunu inkar etmiyoruz. Söyledikleri doðrudur ama dediðim gibi bunun hemen deðiþiklikten sonra olacaðýný söylemedik. Zaten yapýlabilmesi mümkün deðil. Bir kýsým deðiþikliklerin mecburen seçimden sonra yürürlüðe girmesi gerekiyor. Ama bir kýsmýnýn da uygulama sýrasýnda adým adým gerçekleþtirilmesi gerektiðini düþünüyoruz. 2019 sonrasýnda ortadan kalkacak.
MÜHÜRSÜZ OY ÝDDÝASI TAM BÝR ÇARPITMA
Seçim sistemiyle ilgili tartýþma baþlýklarýndan birisi “mühürsüz oy”. Sandýk kurulu mührü olmayan oylarýn geçerli sayýlmasý kararýna muhalefet “YSK fazla oy pusulasý bastýðý için mühürsüz oylar þaibeli olur” diyor. Durum nedir?
Gerek zarflara sandýk kurulu mührünün vurulmasý, gerekse oy pusulalarýna sandýk kurulu mührünün vurulmasý 1961’de getirilmiþ bir uygulama Türkiye’de. Tabii þunu özellikle belirtelim zarflar ve oy pusulalarý üzerindeki tek mühür sandýk kurulu mührü deðildir. Zarflarda ayrýca ilçe seçim kurulu mührü de var. Bu bakýmdan “mühürsüz oy” demek bir çarpýtmadýr.
Her ne kadar kanunda bulunsa da zarflarýn ve oy pusulalarýnýn Yüksek Seçim Kurulu veya Ýlçe Seçim Kurulundan geldiðine dair þüpheleri aþmak için düþünülmüþ bir yöntem. Fakat daha sonra teknolojik geliþmeler olmuþ. Bir tanesi filigran meselesi. Filigran zarf ve oy pusulasýna sonradan eklenen bir þey deðil. Filigran, üretilen kaðýdýn dokusuyla ilgili bir þey. Kaðýdý özel olarak üretiliyor ve kaðýdýn üzerinde Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu diye bir ibare yazýlýyor. Kanun gereði yazýlýyor. Bu kaðýtlar özel kaðýtlar. Dolayýsýyla 60’lý 70’li yýllarda bu kaðýtlarýn benzerini taklit edip matbaada bastýrabilmek belki mümkün olabilirmiþ fakat þimdi kaðýt özel bir kaðýt, bu kaðýdýn benzerini üretebilmek imkansýza yakýn. Dolayýsýyla bu kaðýdýn Yüksek Seçim Kurulu’ndan geldiði ýþýða tuttuðunuzda gözüküyor filigranla. Ayrýca zarflar üzerine YSK’nýn filigraný dýþýnda YSK’nýn amblemi de basýlýyor. Oy pusulalarýnýn da zemininde YSK’nýn amblemi bulunuyor. Bu da ikinci bir teminat. YSK’dan geldiði belli. Ýlçe Seçim Kurulu’nun da mührü zaten zarflarda var. Onu da kaldýrmýyoruz.
SAHTE OYA KARÞI KANUNDA HEM ÝPTAL HEM CEZAÝ ÝÞLEM VAR
Eleþtiriler esasen YSK fazla oy pusulasý bastýðý için yapýlýyor?
Ama orada da þu var; hangi sandýða ne kadar oy pusulasý ve zarf gittiði, gideceði belli sayý olarak. Tutanakla paketlenmiþ olarak gidiyor. Tutanakla alýnýyor. Dönerken de tutanak altýna alýnýyor. Yani kullanýlan zarf, kullanýlan oy pusulasý sayýsý, kullanýlmayanlar, geçersiz sayýlanlar, yýrtýlanlar vesaire hepsi sayýlýyor. Sayým iþlemini sandýk kurulu üyeleri dediðimiz görevliler yapýyor. Ki aralarýnda CHP’den de HDP’den de görevliler sandýk kurulu üyesi olarak var. Dolayýsýyla bütün bunlarý dikkate aldýðýmýzda, iddia ettikleri gibi “mühür olmadýðý takdirde dýþarýdan birisi oy pusulasý getirir” gibi bir iddia mümkün deðil.
Þunu da ifade edeyim, öncelikle biz prensip olarak sandýk kurulu mührünün bulunmasý gerekliliðini kaldýrmadýk zaten, o duruyor. Prensip olarak yine sandýk kurulu mührü kullanýlacak. Ama sandýk kurulu mührü vurulmadýðý için sadece bu sebeple oylarýn geçersiz sayýlmasýný engelliyoruz bu düzenlemeyle. Ama bu sahte oy pusulalarý geçerli olacak demek deðildir. Sahtecilik iddiasý varsa bu ayrý bir iddiadýr. Bununla ilgili hükümler kanunda zaten var. Sahtecilik iddiasý varsa bu ayrý bir iddiadýr, bununla ilgili ayrý hükümler kanunlarda var.
Hem geçersiz sayma imkâný var, hem bu sahtelikle ilgili cezai iþlemler var ama iddia sahtecilik iddiasý deðil de sadece mühür yok iddiasýysa o zaman bunun geçerli sayýlmasýný öngörüyoruz. Ama onunla beraber hem mühür yok, hem sahte, o zaman sahtecilik dolayýsýyla bu konuda yapýlacak iþlemler var. Kaldý ki 1984’ten beri Yüksek Seçim Kurulu kanunda bu hükümler olmasýna ve böyle bir düzenleme yapýlmamýþ olmasýna raðmen Yüksek Seçim Kurulu 1984’ten bugüne kadar bu tür kararlarý vermiþ hep.
SANDIK KURULU MÜHRÜ OLMAYAN OYLARLA ÝLGÝLÝ ÝLK TALEP SODEP’TEN
Bu yönde oluþmuþ bir teamül mü var?
Üstelik sadece YSK bu kararlarý vermemiþ bütün siyasi partiler de bunlarý geçerli sayýlmasý yönünde talepte bulunmuþ. Ýlk talep SODEP-Sosyal Demokrasi Partisi’nden 1984 seçimlerinde geliþmiþti Yüksek Seçim Kuruluna.
CHP 7 HAZÝRAN SEÇÝMLERÝNDE BUNU TALEP ETTÝ
SODEP CHP’nin bileþenlerinden birisidir?
Evet, CHP’nin kapalý olduðu dönemlerde CHP’lilerin bulunduðu partidir. Demiþler ki ayný bu söylediðim gerekçelerle “Burada sahtecilik iddiasý yok, sadece mühür yok. Sahte olduðuna dair bir tereddüt de olmadýðýna göre geçerli sayýlmasý lazým” demiþ SODEP. Ondan sonra bütün partilerin her seçimde benzer talebi var. Son olarak 7 Haziran seçimlerinde, Cumhuriyet Halk Partisi’nin talebi var geçerli sayýlmasý yönünde. Maltepe’de bir sandýkta sandýk kurulu mührü olmayan oylar geçerli sayýlmýþ, buna itiraz edilmiþ Maltepe Ýlçe Seçim Kurulu’na. Maltepe Ýlçe Seçim Kurulu demiþ ki “Bu geçersizdir kanuna göre, sandýk kurulu mührü olmadýðý için”. Cumhuriyet Halk Partisi Ýl Baþkanlýðý, il seçim kuruluna Ýstanbul’da itiraz etmiþ, demiþ ki “Burada sahtecilik iddiasý yok sadece sandýk kurulu mührü bulunmadýðý için iptal ediliyor oy, bu yanlýþtýr, geçerli sayýlmasý lazým.” Ýstanbul Ýl seçim Kurulu da CHP’nin talebini doðru bulmuþ ve geçerli saymýþ.
YSK 35 YILDIR BU YÖNDE KARAR VERÝYOR ZATEN
O halde devam eden bir ihtiyaca binaen yapýlmýþ bir deðiþiklik bu?
Bu deðiþiklik herkesin þartlara, duruma göre kullanmasýna imkân vermemek ve tartýþmayý ortadan kaldýrmak için yapýlan bir deðiþiklik. Tartýþmayý çözüyor. Yüksek Seçim Kurulu 35 senedir zaten ayný yönde karar veriyor. Sandýk baþýnda ilçede ilde bu tartýþmalar olmasýn diye bütün partilerin de benimsediði ve kabul ettiði uygulamayý kanuna geçirmiþ olduk. Burada tartýþýlacak bir husus yok esasen, su-istimal ediliyor bence.
PRATÝKTE DE SANDIK BAÞKANI KAMU GÖREVLÝSÝ
Muhalefetin bir baþka iddiasýna, itirazýna geçmek isterim. Yapýlan deðiþiklikle sandýk kurulu baþkaný memur olacak. Muhalefet diyor ki “Memur iktidarýn adamýdýr, bir tartýþma olduðunda cumhur ittifakýndan yana tavýr alýr”. Buna cevabýnýz nedir?
Sandýk Kurulu Baþkaný ile ilgili itirazlar haklý itirazlar deðil. Sandýk baþkanlarý ile ilgili düzenleme çok kýsa. Ýlçe Seçim Kurulu Baþkaný -ki hâkimdir- kanunen bir liste hazýrlatýyor, bu liste kamu görevlilerinden oluþuyor. Ýlçe seçim kurulunda üyesi bulunan siyasi partiler de birer liste vermek imkanýna sahip, kanunen. AK Parti, CHP, MHP ve HDP liste verebiliyorlar. Fakat uygulamada çoðu siyasi parti liste vermiyor, veremiyor, isim bulamýyor ve verdiði listeler de çoðu zaman sandýk baþlarýna kamu görevlilerini koyuyor.
Dolayýsýyla bugüne kadar zaten sandýk baþkanlarý fiili zaten kamu görevlilerinden oluþuyor. Eðer zaten siyasi partiler liste vermediyse, Ýlçe Seçim Kurulu Baþkanlýðýnýn kamu görevlilerinden oluþan listesi, yok hayýr liste vermiþse siyasi partilerin listesinden çýkan ve büyük ölçüde kamu görevlisi olan kiþiler baþkan oluyor.
SANDIK BAÞKANLARININ YÜZDE 70’Ý MEMUR VE ÝLÇE SEÇÝM KURULU LÝSTESÝ
Burada da bir teamülün yasal zemine kavuþturulmasý var o zaman?
Zaten bugüne kadarki uygulamada bu hep böyle olmuþ. En son 16 Nisan’daki uygulamaya baktým, sandýk baþkanlarýnýn yüzde 70’i bir kere kamu görevlisi ve Ýlçe Seçim Kurulu Baþkanýnýn verdiði listeden çýkmýþ kamu görevlisi. Bunun dýþýnda geri kalanýnýn tamamýnýn beþte biri, üçte birin beþte biri yani on beþte biri AK Parti’nin verdiði listeden olmuþ. Ona yakýn CHP’den var, MHP’den var, HDP’den var. Onlar arasýnda da kamu görevlileri çoðunlukta. Dolayýsýyla oransal olarak baktýðýnýzda aþaðý yukarý yüzde 95’in üzerinde kamu görevlisiymiþ 16 Nisan’da. Daha geriye gittiðimizde ise uygulamada zaten bu þekilde bir durum var, çoðu zaman siyasi partiler liste vermediði için. Þimdi buna niye itiraz ediliyor, bilmiyorum. Ýkincisi burada biz kamu görevlileri arasýnda bir eleme yapmýyoruz, bir ilçedeki kamu görevlilerinin tamamýnýn listesini kaymakam Ýlçe Seçim Kurulu’na gönderecek. Siciline baþka þeye göre eleyerek göndermiyor, ilçedeki bütün kamu görevlilerini elemeden gönderiyor. Ýlçe Seçim Kurulu Baþkaný her sandýk baþýna iki kiþi olmak üzere kura çekecek, onun da takdir yetkisi yok orada. Niye iki kiþi? Mazeretli olan, raporu olan, görevi kabul etmek istemeyenler olabilir diye. Tekrar bir eleme yapýp, bir daha çekmek gibi bir durum olmasýn diye baþtan yedeði ve kura ile belirlenmiþ olacak.
HER SANDIKTA HER PARTÝDEN ÜYE VAR
Dolayýsýyla bugüne dek zaten kamu görevlileri görevini yapýyordu, þimdi de bütün kamu görevlileri hangi partiye oy vermiþ olursa olsun kurayla belirleneceði bir sistem getiriyoruz. Eskiden kamu görevlilerini partiler veriyordu, partinin verdiði kamu görevlisi oluyordu. Þimdi tamamen kaymakamlýðýn verdiði ve Ýlçe Seçim Kurulunun belirlediði, hangi partiye mensup veya üye olduðu bilinmeyen bir kamu görevlisi baþkan olmuþ olacak. Kaldý ki sandýk baþkaný bir kiþi, sandýk kurulunda partilerin üyeleri var, sorun yok.
CHP BÝLMEDEN ARAÞTIRMADAN ÝTÝRAZ EDÝYOR
Muhalefetin þüpheyle yaklaþtýðý diðer itiraz, ayný bina ya da sitedeki bazý seçmenlerin farklý sandýklara yönlendirilmesi… Sahte seçmen yaratýr diyor muhalefet?
Komisyonda da tartýþtýk bunu. Seçim teknik bir alan, bu konuda bilgi sahibi olmayan arkadaþlar gelip komisyonda konuþtular, seçim kanununda bugün de bulunan bazý hükümler bizim getirdiðimiz metinde de tekrar edildiði için sanki yeni geliyormuþ gibi eleþtirenler oldu (gülüyor, FA) 1961’den beri var hal bu ki. Ayrýca oradaki teknik ifadeleri bilmedikleri için de benzer durumlar oldu. Mesela bir seçim bölgesinde ayný binada oturanlar aile bütünlükleri korunmak kaydýyla farklý sandýklarda oy kullandýrýlabilir, deniyor. Onlar seçim bölgesi deyince Ýstanbul, Ankara veya Tekirdað seçim bölgesi sanýyorlar, hal bu ki kanunda tanýmý var, her muhtarlýk bir seçim bölgesidir. Buradaki seçim bölgesi bir mahalledir. Ayný apartmanda olanlarýn farklý sandýða atanmasý meselesi de ayný okulda bir aile bir sýnýfta, bir aile öbür sýnýfta, bir hanede oturanlarý koruyacaðýz. Sandýklarýn birleþtirilmesi de var bununla baðlantýlý, hem sandýklarda seçmenin daðýtýlmasý hem sandýklarýn birleþtirilmesi.
TERÖR ÖRGÜTLERÝNÝN SEÇMEN OYUNU TAKÝP ETMESÝNÝ ENGELLÝYORUZ
Neden ihtiyaç duyuluyor buna?
Yaþanan olaylar var daha önceki seçimlerde, özellikle Güneydoðu Anadolu bölgesinde terör örgütünün bazý köyleri tehdit ettiðine rastladýk, buna dair þikayetler geldi. Seçim güvenliðini hükümet saðlayamýyor mu? Saðlýyor, seçim güvenliðini seçim gününde hükümet saðlýyor orada sorun yok ama tehdit seçim gününe dair bir tehdit deðil. Diyor ki terör örgütü “Bu köyden baþka bir partiye oy çýkarsa malýnýza, canýnýza zarar veririz”. Seçim günü sorun yok ama bir hafta, bir ay iki ay sonra zarar veriliyor o köyde yaþayanlara, baþka partiye oy çýktýysa. Tehdit böyle bir tehdit. Dolayýsýyla biz o köyden, o sandýktan, o mahalleden kime oy çýktýðýnýn belli olmayacaðý bir þekle kavuþturmak istiyoruz bunu. Ne olacak? Böylece birden fazla köy birleþtirilmiþ ve farklý sandýklara daðýtýlmýþ olacak. Mesela üç beþ köy ortak bir noktada birleþtirilecek ama beþ köye on sandýk olacak ve her köyden on sandýkta da seçmenler olmuþ olacak. Dolayýsýyla da çýkan oyun hangi köyden çýktýðýna dair bir fikir olmayacak. Seçmen oyunun takibini böylece önlemiþ olacaðýz.
Büyükþehirlerde genelde bölgeden göç eden insanlar geniþ aileler olarak belli apartmanlarda oturuyorlar, bir-iki apartman aþaðý yukarý bir sandýk teþkil ediyor. Orada da baþka partiye veya partilere oy çýkarsa diye tehditler oluyor, dolayýsýyla biz seçmen oyunun takibini engellemek için bunu yapýyoruz. Bu zorunlu bir þey deðil ihtiyaç olursa uygulanacak. Ýhtiyaca ilçe seçim kurumlarý, hakimler karar verecek.
SEÇMEN TAKÝBÝ MÜMKÜN OY TAKÝBÝ ÝMKANSIZ HALE GETÝRÝLÝYOR
Vatandaþ da talep edebilir mi bunu?
Talep edebilir. Bunu deðerlendirip birleþtirme kararýný Yüksek Seçim Kurulu veriyor.Talep Ýl Seçim Kurulu’na veya valiliklerine iletilecek. Bunlar ciddi risklerse konu Yüksek Seçim Kurulu’na sunulacak, o da gerek görürse birleþtirmeyi yapacak. Þimdi tabii seçmenlerin takibi meselesini teknik olarak bilmediði için Cumhuriyet Halk Partili arkadaþlar, Komisyonda da bunu çok tartýþtýk, bilmiyorlar, bilmeyince kolay þekilde yalan yanlýþ yorumalar yapýyorlar. Burada seçmen listeleri her yýl bütün siyasi partilere dijital ortamda Yüksek Seçim Kurulu tarafýndan veriliyor ve bütün siyasi partiler kontrol edebiliyorlar. Mesela 2017’deki seçmen listesi var, 2018 ocak ayýnda tekrar bu listeyi alýyor her siyasi parti. 2017’den 2018’e ne deðiþmiþ, dijital ortamda üç beþ gün içerisinde tespit edebiliyor. Bu deðiþikliklerde þüphe uyandýran varsa itiraz imkaný var. Bu her yýl oluyor, bir. Ýkincisi, YSK seçimden önce bir siyasi partilere bu listeleri bir daha veriyor. Listeler askýya çýkýyor önce. Aský aþamasýnda seçmenlerin apartmanlardan daðýtýlmasý söz konusu deðil. Aksine herkesin ikametgahýna göre bir sýra dahilinde var, buradan takip etmek mümkün. Seçmenler var mý, yok mu, mükerrer yazým var mý yok mu, diye takip etmek askýya çýkýlýyor. Askýda þu çýksýn, þu insin gibi itirazlarýn kanuni þartlarý var. Onlar yapýldýktan sonra güncellenmiþ oluyor liste. Güncellemiþ listeler siyasi partilere bir kere daha veriliyor. Sonra buna da itirazlar mümkün. Bu itirazlar da deðerlendirildikten sonra son þekli veriliyor, kesinleþiyor liste. Bu kesin listeler bir daha siyasi partilere veriliyor. Daha sonra bu kesin listeler üzerinden sandýklara atama yapýlýyor. Yani kimin hangi sandýkta oy kullanacaðý, dördüncü aþamadan sonra belirleniyor. Bu da ayrýca siyasi partilere veriliyor. Yani hangi seçmenin hangi sandýkta oy kullandýðýný biliyorsunuz ama sandýkta 200-300 seçmen var. Onun ne oy verdiðini bulamazsýnýz. Biz burada seçmenin nerede oy kullandýðýný gizlemiyoruz ama oyunun takibini engelleyen bir sistem getirmiþ oluyoruz. Dolayýsýyla yapýlan itirazlar temelsiz, cahilce, konuyu bilmeyenlerin itirazlarý.
Bir baþka itiraz: Artýk vatandaþ da seçim kurulu baþkaný gibi ihtiyaç hissettiðinde polis ya da jandarma davet edebilecek, çýkan olaya müdahale için. Sýkýntýlý deniliyor?
Güvenlik görevlilerini çaðýrma imkaný þu anda sandýk kurulu baþkanýnýn ve sandýk kurulu üyelerinin. Ama bazý yerlerde yaþanan þeyler var. Sandýk kurulu baþkaný hatta sandýk kurulu üyeleri bir olay olduðu halde çaðýrmýyor sandýk baþýna güvenlik güçlerini. Çekiniyor oradaki psikolojik ortamdan etkilenerek. Þikayetler geldi. Çünkü sandýk kurulu üyeleri ve baþkan oy kullanma süresi boyunca ve sandýk açýldýktan sonra orada görev yapýyor. Halbuki oraya gelen bir seçmen buna þahit olduðunda oyunu kullanýp gidecek, göz önünde olma durumu yok. Eðer sandýk kurulu baþkaný ve üyeleri bunu yapmazsa seçmenlerin yapabilmesine imkan getiriyoruz, olay varsa.
SUÝSTÝMAL ÝHTÝMALÝNE KARÞI TEDBÝR ALINDI
Olasý suistimalleri engelleyecek tedbirler alýndý mý?
Evet, telefonla SMS’le çaðýrma imkaný yok. Bizzat yapýlmasý gerekiyor. Karakola gidecek veya güvenlik güçlerine kimliðini tanýtarak bunu yapacak. Sorumluluðunu alacak. Ve sandýk güvenlik güçleri oraya gittiklerinde olay gerçekse müdahale gerektiren bir durumda müdahale edecekler ve sorun çözüldüðünde oradan ayrýlmak zorundalar. Bu kanunda hüküm olarak var. Kaldý ki güvenlik güçlerinin sandýk baþýnda müdahaleleri de sandýk kurulunun denetiminde olacak.
“SÝYASETE YATAY GEÇÝÞLE GELENLERÝN” CAHÝLCE ÝTÝRAZI
Seçimlerin boykot edilmesi de konuþuldu aslýnda CHP çevrelerinde. Böyle bir olasýlýk var mý sizce, süreç nasýl etkilenir öneri güncellenirse?
Eski TBMM Baþkanýmýz Cemil Çiçek'in bir tabiri var sonuçlarý iyi hesap edilmemiþ teklifler yapan siyasetçilerle ilgili, “Bu tür teklifleri siyasete yatay geçiþle gelenler yapýyor” der. Bu öneri de Cumhuriyet Halk Partisi’ne yatay geçiþle gelen arkadaþlarýn teklifleri. Siyasetin içinden gelmemiþ, tamamen soyut, teorik bir takým parlak zannettiði fikirleri ortaya atanlar. Öyle bir þey söz konusu olmaz. Olamayacaðýný da zaten CHP'nin yetkilileri söylediler. Ýfade ettiðim gibi CHP'nin getirdiði eleþtirilerin hiçbirisinin gerçekte temeli yoktur. Önemli bir kýsmý seçim hukukunu, kanunu bilmemelerinden kaynaklanan itirazlardý. Ayrýca meseleyi sistemin bütünlüðü içinde deðerlendiremiyorlar. Sandýk kurulunda CHP'liler var zaten. Bütünlük içinde bakabildiklerinde zamanla bunlarý göreceklerini düþünüyorum.
YENÝ BÝR ÝÇ TÜZÜK YAPILABÝLÝR MÝ?
Uyum yasalarýnýn yürütmeyle ilgili çalýþmalarý ne durumda?
Uyumla ilgili yapýlacak çalýþmalarýn aðýrlýklý kýsmý yürütmeyle ilgili. Bu bir taraftan devletin merkez, taþra teþkilatlarý olarak yeniden yapýlandýrýlmasý, bir taraftan bürokrasinin de üst düzey bürokrasinin özellikle yeniden yapýlandýrýlmasýyla ilgili düzenlemeler. Yasamayý da etkileyen bir yönü var bu deðiþikliðin. Dolayýsýyla yasama organýnýn temel metni, parlamentonun anayasasý kabul edilen iç tüzüktür. Ýç tüzük yapmýþ olduðumuz uyum çalýþmalarýnýn önemli bir unsuru. Çalýþýlýyor yeni bir iç tüzük yapýlabilir mi diye. Diðer husus da seçim ve siyasi partilerle ilgili çalýþmalar. O da devam ediyor. Bu bakýmdan yani sadece yürütmeyle ilgili deðil ama dediðim gibi birçok alaný düzenleme imkaný var karþýmýzda.
NÝSAN SONUNA KADAR SOMUTLAÞIR
Nasýl bir takvim var, Nisan ayý bitmeden meclise gelecek deniyor?
Çalýþma devam ediyor. Belli bir noktaya geldi. Tamamlandýkça Meclise gelecek.
Partimizin Genel Merkezimizde, bir komisyon kuruldu, komisyonlar çalýþýyor. Komisyonlarýn çalýþmalarý ortaya çýkýnca Milliyetçi Hareket Partisi ile de paylaþýlacak. Milli Mutabakat Komisyonu bir deðerlendirme yapacak. Ortaklaþtýrýlacak çalýþmalar. Daha sonra bunlar Meclis’e verilecek. Sonra da normal süreçler içerisinde kanunlaþtýrýlacak.
Ama þunu söylemek isterim. Çalýþmalarla ilgili planlama Nisan sonu itibariyle en azýndan somutlaþmasý þeklinde. Ama büyük kýsmý, seçimden sonra uygulanabilecek þeyler. Bunlarý bu gün yapmýþ olsak bile uygulanmasý mümkün deðil çünkü yeni sistem uygulamaya tam olarak girdikten sonra uygulanacak þeyler. Dolayýsýyla o zaman için yapýlan bir çalýþma bu. Ama tabii ki kamuoyunun bilmesi, tartýþmasý için zaman olmasýnda fayda var.
MÝLLÝ MUTABAKAT KOMÝSYONU SENKRONÝZE MÝ?
MHP'nin hukukçu kurmaylarýyla AK Parti hukuk kurmaylarý arasýnda savrulmamak, paralel çalýþmak için bir koordinasyon var mý? Tamamen baðýmsýz mý çalýþýyorsunuz yoksa?
Zaten Genel Baþkanlarýmýzýn görevlendirmiþ olduðu komisyonlar var. Milli Mutabakat Komisyonu var. Bu komisyonda iki partiden üçer kiþi var. Gerek olduðunda görüþüyoruz. Ama esas mesele bu tür çalýþmalarýn parti mutfaðýnda somutlaþtýrýlmasý, daha sonra ortak çalýþmaya dönüþtürülmesi. Bu bakýmdan ihtiyaç olduðu takdirde görüþme imkanýmýz var. Ama dediðim gibi program dahilinde çalýþmalar tamamlandýkça görüþmeler için toplanýlacak.
BAKANLAR KURULU OLSA DA ESKÝSÝ GÝBÝ OLMAYACAK
Birkaç nokta basýna yansýdý, mesela bakanlýklara bir tür uyum ayarý yapýlacaðý, bazýlarýnýn birleþtirilip kiminin ayrýþtýrýlacaðý ve yeni bakanlýklar kurulacaðý gibi. Üst bürokrasiye Cumhurbaþkanýyla gelip giden CEO anlayýþýyla atamalarýn yapýlacaðý gibi. Bunlar AK Parti'in ýsrarcý olduðu önerileri mi?
Tabii parlamenter sistemden farklý olarak baþkanlýk sisteminde bakanlýklarýn durumu farklý. Aslýnda teknik olarak bir kabine söz konusu deðil, parlamenter sistemde olduðu gibi. Her ne kadar uygulamada bakanlar kurulu deniyor olsa da. Temel farklýlýk þu; bakanlar bakanlýklarýna dair sorumluluk taþýyorlar, bir de parlamenter sistemin temel özelliði kolektif sorumluluðu kabine olarak var bakanlarýn. Hal bu ki yeni sistemde tabii ki her aþamadaki görevlinin bir sorumluluðu var. Nihayetinde tek sorumlu var, o da cumhurbaþkaný, baþkan... Dolayýsýyla Amerika Birleþik Devletleri’nde kabine derler bakanlar kuruluna ama bizdeki gibi bakan deðildir oradaki görevlilerin adý. Sekreterdir, belli departmanlarýn sekreteridir. Dýþiþleri sekreteridir, yani devlet sekreteridir. Ve yine parlamenter sistemde güvenoyu, gensoru gibi meseleler var ama burada yok. Bakanlarýn ve kabinenin sorumluluðu parlamentoya karþý deðil baþkana, cumhurbaþkanýna karþý. Dolayýsýyla bunlarý bu anlayýþla yeniden yapýlandýrmak lazým. Þüphesiz birlikte deðerlendirme, istiþare etme imkanlarý olur. Bunun adýna kabine diyebiliriz ama içeriði, mahiyeti farklý. Þimdi erken bunlarýn üzerinde konuþmak için.
CHP’NÝN KATKISI YOK, TOPTAN REDDÝ VAR
Ana muhalefet partisi kamuoyuna dönük olarak bütün sistemi ve uyum çalýþmalarýný eleþtiriyor. Referanduma giderken de böyleydi, 2019 için de böyle. Parlamenter sisteme dönüþü vadediyor CHP. Ama bir yandan da TBMM komisyonlarýnda birlikte çalýþýyorsunuz. Toptan reddiyeci tutum sürüyor mu komisyonda yoksa þu maddeyi þöyle ýslah etsek gibi bir öneriyle de gelebiliyorlar mý?
Hükümet sistemi deðiþikliðine baþýndan beri Cumhuriyet Halk Partisi'nin tavrý toptan ret tavrý. Anayasa deðiþikliði sürecinde de gördük, katký yapmayý seçmediler. Zaman zaman “biz esasen sisteme karþý deðiliz, olabilir ama bu þekline karþýyýz baþkanlýk sisteminin” de diyorlar. Gerçek böyle deðil çünkü ‘yaptýklarý katký’ bakýmýndan deðerlendirdiðimizde görüyoruz, son uyum kanunlarý deðiþikliðinde de gördük. Katký yapmak isteyenler, madde metninde neyin deðiþmesi gerektiðini söyleyebilirler. Öneride bulunabilirler somut olarak. CHP’nin son kanun teklifi deðiþikliðinde verdikleri önergelerin hepsi “madde kanun metninden çýkartýlsýn” þeklindeydi. Bunu bir katký olarak deðerlendirmek mümkün deðil. Metnin tamamýna karþý olabilirsiniz, o zaman da böyle bir tepkiye gerek yok. Bu, çalýþmalarý sabote etmek gibi bir amaca ancak yorumlanabilir. HDP’nin tutumu da aynýydý. HDP sadece iki konuda farklý önerge verdi. Onun dýþýnda onlar da madde metinden çýkartýlsýn yönündeydi.
CHP’DEN ÜMÝTLENDÝK AMA CÝDDÝYE ALINACAK ÖNERÝ GETÝRMEDÝLER
Biz CHP’den katký saðlayacaklarý konusunda biraz ümitlendik, komisyon çalýþmalarýnýn uzatýlmasýný istemiþlerdi, kabul ettik uzattýk. Komisyon çalýþmalarýnýn son gününe üzerinde tartýþma olmayan iki madde, yürütme ve yürürlük maddelerini koyduk, erteledik. Bitebilecek bir çalýþmayý bir gün ertelemiþ olduk. CHP’nin diðer partilerle yapacaðý görüþme vardý, oradan çýkacak raporu vereceklerini söylemiþlerdi. Bekledik ama grup baþkan vekilimize verilen rapor daha sonra CHP sözcüsünün komisyon kayýtlarýna geçilmiþ olan raporunun özetine baktýðýnýzda ciddiye alýnacak somut bir öneri yok. Az önce konuþtuðumuz itirazlarý dile getiriyorlar ama itirazlarýn gerçek olmadýðýný, seçim kanunlarýnda düzenlemeler dikkate alýndýðýnda itibar edilecek itirazlar olmadýðýný net olarak görüyoruz.
Neden bu yolu seçiyor olabilirler?
Kanaatim CHP daha önce de olduðu gibi buraya Ak Parti-MHP ittifakýnýn getirmiþ olduklarý tekliflere sadece karþý çýkmak üzerinden bir siyaset yürütüyor. Kendisinin bir tezi yok sadece eleþtiri yapýyor. Bu bakýmdan sonrada ittifak çalýþmasýna da baþladýlar, bazý partilerle görüþüyorlar hatta genel baþkanlar düzeyinde yok ama alt düzeyde yürüyor falan diye geçen gün açýklama vardý CHP kanadýndan. Biz kanun deðiþikliðini yaptýk herkes ittifak yapabilir de, bu da bir ittifak deðil, bir ‘karþý ittifak’. Öncesi, bir hikayesi olmayan, ilkeleri, bir parametresi ve paradigmasý olmayan bir ittifak bu.
ERKEN SEÇÝMÝ ÝKTÝDAR ÝSTEMEZ, MUHALEFET ÝSTER
Son günlerde yoðun konuþulan konulardan biri de erken seçim ihtimali. Cumhurbaþkaný net lakin muhalefet ýsrarla AK Parti istediði oyu bulamadýðý için þartlarý deðerlendirip seçimi erkene alacak diyor. Bir taraftan da AK Parti’ye yakýn bir ismin “erken seçim bekliyorum” yorumu partiye atfediliyor. Baþbakan ile Bahçeli’nin sürpriz görüþmesi de bir iþaret olarak görüldü. Böyle bir ihtimal var mý?
Tuhaf bir durum var. Erken seçimi kim istiyor? Hükümetin istemediði ortada, zaten parlamenter sistemlerde daha çok hükümet istemez de erken seçimi, muhalefet ister. Peki, muhalefet istiyor mu? Hayýr. Muhalefet biz erken seçim istiyoruz diye ortaya çýkmýyor, hükümet erken seçim düþünüyor diyor. Eðer hükümet kanadý yüzde 50’yi bulamýyorsa muhalefet açýsýndan ne güzel bir fýrsat, deðerlendirmesi, çýkýp seçim istemesi gerekir. Ama istemiyor. Biz prensip olarak 2002’den beri seçimler vaktinde yapýlacak prensip bu diyoruz. Çok istisnai bir durum 7 Hazirandan sonra ortaya çýktý, hükümet kurulamadýðý için seçim erken yapýldý. Ama burada erken seçim yapýlmayacaðýna dair bir kararlýlýðý çok defa ifade ettik.
SPEKÜLASYONLARI ORTADAN KALDIRDIK, 2019’A KADAR ORTAM STABÝL
Deniyor ki, “hükümet sistemi deðiþikliði parlamenter sistemi deðiþtirecek, parlamento bu anlamda görevini yaptý, dolayýsýyla daha fazla beklemeye gerek yok”.
Ýzah etmek isterim: Evet ittifakla ilgili düzenleme milletvekili seçimlerinde uygulanacak. Dolayýsýyla 3 Kasým 2019’da yapýlacak olan seçimlerde uygulanacak. Bunun erken yapýlmasýnýn sebebi de bu tür spekülatif deðerlendirmeleri ortadan kaldýrmak Türkiye’de. Bir çok tartýþma vardý, burada güçlü bir duruþ ortaya koyarak MHP ile beraber, Türkiye’deki tüm bu tartýþmalarý bugün ve gelecek açýsýndan ortadan kaldýrdýk ve seçime kadarki dönemi stabil hale getirmiþ olduk.
Ak Parti yüzde 60 hedefinden bahsediyor, Kýlýçdaroðlu yüzde 70 bekliyor. Herkes ittifaklarýn olasý aritmetik sonuçlarýný ölçmeye çalýþýyor. Her ittifakýn da bir takým yan etkileri olabilir. Mesela Kürt oylarýný kaybeder mi MHP ittifakýndan dolayý AK Parti deniyor. Dolayýsýyla 15 yýldýr zaten rahat þekilde önde ve iktidar olan AK Parti yüzde 50 artý 1 barajýný kendine koymuþ oldu. Bu çýta zorluyor mu AK Parti’yi? Neden “çoðunluðu alan parti” denmedi de yüzde 50 +1 dendi?
Hayýr, o bakýmdan AK Parti’de sýkýntý yok. Baþta Cumhurbaþkanýmýz olarak, AK Parti olarak baþkanlýk sistemini uzun zamandýr çalýyoruz. Yeni bir konu deðil, partinin kuruluþundan itibaren var. Kaldý ki Cumhurbaþkanýmýzýn içinden geldiði siyasi gelenek bu sistemi ta 70’lerden beri savunuyor. Bu açýdan bizim bir tereddüdümüz yok.
AK Parti-MHP ittifakýndaki mesele, Türkiye’nin karþý karþýya kaldýðý riskler bakýmýndan dünyada önümüzdeki dönemde Türkiye’de daha güçlü bir siyasi iktidar, birlik beraberlik tablosu ortaya koymak için düþündüðümüz bir þeydi.
Elbette MHP farklý, AK Parti farklý parti, her konuda mutabýkýz anlamýna gelmiyor bu. Ama doðrudan Türkiye’yi alakadar eden konularda mutabakatýmýz var. Yine ayný þekilde partilerin siyasetçilerin menfaatleri Türkiye’nin menfaati ile çeliþiyorsa o zaman Türkiye’nin menfaatini önceleyen bir tavýr, duruþ var. Bunun, yapýlacak seçimde yüzde 50 artý 1 gerekiyor þeklindeki noktadan hareketle ortaya çýkmadýðýný söyleyeyim peþinen. Zaten bu sistem deðiþikliðini MHP ile beraber yaptýk. Ýttifak baþlarken de söylediðimiz gibi anayasa deðiþikliðiyle oluþmuþ bir ittifak deðil. Onun öncesinde oluþmuþ, ittifakýn sebebi deðil, ittifakýn bir sonucu olarak ortaya çýkmýþ anayasa deðiþikliði. O bakýmdan bu tartýþma, biraz ters tartýþma. Necip Fazýl’ýn bir lafý vardý, “Atý arabanýn önüne deðil arkasýna koþmak” diye, onun gibi bir þey bu da. Türkiye içerisinde birlik görüntüsü ortaya koyabilmek için düþünülmüþ bir þey bu.
CHP TÜRKÝYE’DEKÝ GELÝÞMELERÝ YANLIÞ OKUYOR
Bir son soru: CHP’nin vaadi; parlamenter sisteme dönüþ vaadi. AK Parti ve MHP 16 Nisan 2017’de anayasal hüküm haline gelen yeni hükümet sistemini uyumlu ve iyi iþler hale getirmek için çabalarken muhalefet tam tersini savunuyor, geri dönmek istiyor. Ne demek istersiniz?
Ben bunu Türkiye’deki siyasi geliþmeleri yanlýþ okumak olarak deðerlendiriyorum. Benzer bir þeyi CHP, Cumhurbaþkanýnýn halk tarafýndan seçilmesine dair anayasa deðiþikliði yapýldýktan sonra da dile getirdi. 2007’de Ekim ayýnda referandumdan geçmiþti deðiþiklik halbuki. Önceki Cumhurbaþkaný Sayýn Abdullah Gül referandumdan önce seçilmiþti. Referandum yapýldý, halk tarafýndan seçilme benimsendi ve seçim 2014, 10 Aðustos’taydý. 7 yýla yakýn bir zaman vardý. CHP ile Uzlaþma Komisyonu’nda da, anayasa deðiþikliðinde de çalýþtýk, bunu geri çevirelim, Cumhurbaþkanýný parlamento seçsin, diyordu. Anayasa deðiþikliði yaptýk, referandumdan geçti artýk dediðimizde de “henüz uygulanmadý, deðiþtirebiliriz” modundaydý. Deðiþikliðin ne anlama geldiðini tam olarak bilmiyorlardý.
TÜRKÝYE’DEKÝ ANAYASAL AKIÞ SÝSTEM DEÐÝÞÝKLÝÐÝNÝ GETÝRDÝ
Ne anlamda?
Konjonktürel bir sebepten ortaya çýkmýþ bir deðiþiklik deðildi, konjonktürel bir sebep, 2007’de parlamentoda Cumhurbaþkanýnýn seçilememiþ olmasý anayasa deðiþikliðini tetikledi. Cumhurbaþkanýnýn halk tarafýndan seçilmesi Türkiye’de çok uzun zamandýr tartýþýlan bir husus. Bu bir adým olarak gerçekleþmiþ oldu. Deðiþiklikler bu adýmýn devamý mahiyetinde. Baþkanlýk sistemi tartýþmasý 1923’e kadar gidiyor. Ama esasen Türkiye’deki anayasa deðiþiklikleri sürecine bakarsak 1961’de bir cumhurbaþkaný var, parlamento seçiyor, sembolik yetkileri var. 1982 Anayasasýnda parlamento seçiyor ama yetkileri artýrýlmýþ bir cumhurbaþkaný var. 2007 deðiþikliðinde halk tarafýndan seçilen cumhurbaþkanýnýn yetkilerinde artýrma var. Sistem, yetkileri cumhurbaþkanýnda toplayan bir çizgi izlemiþ bu güne kadar. Sonraki adým zaten baþkanlýk sistemiydi. Yani bir sonuç var, akýþýn getirdiði bir sonuç.
16 NÝSAN 15 TEMMUZ’DAKÝ DURUÞUN TAPUYA TESCÝLÝ GÝBÝDÝR
1961 Anayasasýyla Türkiye’de getirilen vesayetçi bir sistem var. Vesayetçi sistemin tasfiyesi için AK Parti geldiði günden bu yana bir mücadele yürütüyor. Bu mücadele, büyük ölçüde siyasetin gücüyle yürütülen bir mücadele ama bununla baðlantýlý olarak kazanýlan noktalarda hukuki deðiþikliklerle teminat altýna alýnan bir mücadele. 2002’den bu yana Türkiye’de 61 Anayasasýnýn getirdiði vesayetçi anlayýþý, bürokratik oligarþinin Türkiye’de gerçek iktidar olduðu anlayýþýný deðiþtirmeye çalýþan AK Parti politikasý var. O konuda çok mesafe alýndý. Bu sebeple 15 Temmuz’daki darbe teþebbüsünün baþarýsýz olmasýnýn sebebi de budur. AK Parti 2002’den bu yana Cumhurbaþkanýmýzýn liderliðinde Türkiye’de vesayet paradigmasýný ortadan kaldýrdý. 15 Temmuz’da darbe yapmak isteyenler darbe yapacak güçlerinin olduðunu vehmettikleri an esasen darbeciliðin ortadan kalkmýþ olduðunu gördüler. 16 Nisan’daki deðiþiklik aþaðý yukarý devam eden o siyasi tavýr alýþlarýn, mücadelelerin anayasal temelini ortaya koymaktý, bir bakýma tapuya tescil ettirmekti. Bu akýþýn getirdiði sonuç varken tekrar parlamenter sisteme dönelim iddiasý, suyun akýþýný tersine çevirmeyi istemek gibi. Olayý bir fotoðraf karesi gibi deðil bir film þeridi gibi görmekte fayda var.