Böbrek taşı problemi bulunanlar nelere dikkat etmeli?
ABONE OL

Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Volkan Tuğcu böbrek taşı tedavisi hakkında merak edilenleri sizler için anlattı.

Risk faktörlerine dikkat!

Böbrek taşının oluşum mekanizması henüz tam olarak kesin olarak bilinmese de yaygın kanı idrar içinde doygunluğa ulaşan maddelerin birbirleriyle uygun ortam bularak birleştiği, kristaller oluşturduğu ve bu kristallerin büyümesi sonucu gerçekleştiği yönündedir.

Böbrek taşı oluşumuna etki eden pek çok faktör bulunmaktadır. Son yıllarda görülme oranı gittikçe artan obezite, tek taraflı gıda alımı, tuz kullanımındaki artış, idrar kanallarında görülen doğumsal anormallikler ve darlıklar, sık idrar yolu enfeksiyonu geçirme, genetik rahatsızlıklar, hipertansiyon, böbrek şekil bozuklukları, D vitamini denge metabolizmasındaki aksaklıklar, barsaktan geri emilim bozuklukları gibi pek çok sebep böbrek taşı oluşumuna etki etmektedir.


 

Böbrek taşı bu belirtilerle kendisini gösteriyor

İdrar kanalları içerisinde oynayan taşların künt bir yan ağrısı yapma özelliği bulunmaktadır. İdrar kanalını tıkayan taşlar ise böbrek içi idrar basıncını artırır ve böbrek kapsülünü gerer. İşte bu durum hepimizin bildiği “bıçak saplanır tarzda ağrı” olarak karışımıza çıkar. Biz bu ağrıyı “renal kolik” olarak adlandırmaktayız. Bu ağrı bizlere gelen hastaların büyük çoğunluğunda görülen bir ağrıdır. Fakat böbrek ağrılarının ağrısız seyredebileceği de unutulmamalıdır. Ağrı faktörü dışında sık idrara çıkma, idrarda renk değişikliği ve mide bulantısı da dikkat edilmesi gereken belirtiler arasındadır.


 

Tedavide hangi yöntemler uygulanıyor?

Tedaviden önce doğru tanının konulması son derece önemlidir. Böbrek taşının doğru tanısı için üroloji uzmanı tarafından yapılacak olan ayrıntılı fizik muayeneyi takiben böbreklere yönelik bir ultrasonografi, böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi için kan tetkikleri, idrar yolu kanama ve enfeksiyonunu değerlendirmek için idrar tetkikleri, röntgen, ilaçlı böbrek filmi (İ.VP.) ve ilaçsız (B.T.) ile tanı desteklenmektedir.

Tedavide bir takım değişkenler söz konusudur. Hasta, taşın böbreğe verdiği zarar, taşın bulunduğu yer ve taşın boyutu bu değişkenler arasında sayılabilir. Böbrek taşlarının çoğu için kendiliğinden düşmesi beklenirken bazı böbrek taşlarına ise ilaç tedavileri, taş kırma (ESWL) veya cerrahi müdahale gerekebilmektedir.

Genellikle kendiliğinden düşme ihtimali bulunmayan 2 cm’den küçük, idrar kanalını tam olarak tıkmayan taşlar için ilk tedavi alternatifi dışarıdan şok dalgalar ile yapılan taş kırma ESWL tedavisidir. ESWL’nin yapılamadığı durumlarda ise Flexible URS (RIRS) olarak adlandırdığımız, idrar kanalından endoskopik yöntemle girilip lazer ile taşın kırılması yöntemi başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. İdrar kesesi ve böbrek arasında üreter dediğimiz bir kanal yer almaktadır. Bu kanalı tıkayan taşlarda da yine kapalı yöntemle girilerek “ureterorenoskopi” olarak adlandırdığımız yöntemle taşların alınması mümkün olmaktadır.

Böbrek içinde neredeyse böbrek şeklini almış, 2cm’den büyük taşlara Perkütan nefrolitotomi dediğimiz böbreğe dışarıdan tek bir delikle erişim sağladığımız endoskopik girişim büyük böbrek taşları tedavisinde elimizi kolaylaştırmaktadır. Bunun yanı sıra karından delikler açılarak yapılan laparoskopik operasyonlarda çağımız böbrek taşı tedavisinde önemli yeri bulunmaktadır.