Kanser tedavisi sürecindekilere ’verem’ uyarısı
ABONE OL

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Gündeniz Altıay, 68. Verem Savaşı ve Propaganda Haftası nedeniyle Trakya Üniversitesi Hastanesi Başhekimlik Toplantı Salonunda basın toplantısı düzenledi.

Basın mensuplarına verem hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Altıay, verem hastalığına karşı her zaman uyanık olunması gerektiğini söyledi. Kötü beslenmenin verem için risk faktörü olduğu gibi bunun yanında, vücut direncini azaltan, şeker hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, kanser ve kanser tedavisi görenlerin de bu riski oluşturduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Altıay, "Her mikropla karşılaşan hasta olmuyor. Vücut direnci bunların büyük bir kısmını ortadan kaldırmaktadır. 5 yaşın altındaki çocuklar, beslenmesi bozuk, yetersiz beslenen zayıf kişiler, altta yatan hastalığı olanlar, verem için risk altındalar" dedi.

"3 HAFTADAN UZUN SÜREN ÖKSÜRÜKLERE DİKKAT"

Verem Hastalığının öksürükle başladığını belirten Altıay, "3 haftadan uzun süren öksürüklere özellikle dikkat etmek gerekiyor. Öksürüğün yanında dikkat çeken diğer sebepler, iştahsızlık, zayıflama, halsizlik ve gece terlemeleri olarak ortaya çıkıyor. Balgamda kan görülmesi gibi daha ciddi sıkıntılar da sebep olmaktadır. Bugün kullandığımız ilaçlarla yüzde yüze yakın tedavi edebiliyoruz. Kısa sürede bulaştırmayı ortadan kaldırıyoruz. Bu hastalar tedavi başladıktan sonra risk oluşturmuyor.

Bizim ülkemiz bu konuda tecrübeli, Verem Savaş Dispanserlerimiz var. Sağlık Bakanlığı tarafından Verem Savaş Dispanserleri aracılığıyla hastaların ilaçları ücretsiz bir şekilde sağlanmaktadır. Hastaların ülkemizde 70 yıldan beri tüm tedavisi hastanede yatışları, takipleri ücretsiz bir şekilde yapılmaktadır. Geçmiş yıllardan bugüne hastalıkla mücadelede başarı oranı yüksek. Hasta sayımız günümüze göre 3’te 2’ye inmiş bir durumdadır. Nüfus artışını da sayarsak bu önemli bir başarıdır. Verem Savaş’ın başarılı olduğunu göstermektedir" şeklinde konuştu.

"TEDAVİYİ REDDEDEN HASTAYA HUKUKEN KOLLUK KUVVETİ İLE İLACI VERİLMEK ZORUNDA"

Veremin toplum için bir tehdit oluşturduğundan bildirimi zorunlu bir hastalık olduğunu kaydeden Altıay, "Tedaviyi reddeden hastanın hukuken kolluk kuvveti ile ilacını vermek zorunda, böyle bir zorunluluğu var. O yüzden her nerede olursa olsun, tüberküloz hastasına tanı konulduğu zaman bildirimi yapılmakta, hem yakınlarının taraması yapılmakta hem de ilaçlarını alıp almadığının takibi yapılmaktadır" ifadelerine yer verdi.