Bel ağrıları olanların ağır işlerden uzak durması gerektiğini dile getiren Kayıran, hastalığın iyileşme sürecinde yüzme ve koşu yapmanın faydalı olacağını ifade etti.
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Kayıran, bel ağrılarının vücudun arka bölgesinde yer alan yapıların, özellikle omurgayı destekleyen kas, tendon ve ligamanların zorlanması ile ortaya çıktığını söyledi.
Yaşamın herhangi bir döneminde bel ağrısı geçirme olasılığının yüzde 50'nin üzerinde olduğunu ifade eden Kayıran, gelişmiş ülkelerde iş gücü kaybına neden olan hastalıklar sıralamasında bel ağrısının ilk sıralarda yer aldığını dile getirdi.
Her bel ağrısının bel fıtığı olmadığını belirten Kayıran, bel ağrısının en yaygın sebebinin kas iskelet sistemi hastalıkları olduğunu kaydetti. Bunun dışında bel ağrısına neden olan diğer hastalıkların da mutlaka akılda tutulması gerektiğini dile getiren Kayıran, "Halk arasında bel fıtığı olarak bilinen Lomber Disk Hernisi ise omurgalar arasında bulunan disk materyalinin fizyoanatomik yapısının bozularak komşu sinirlere bası yapması ile ortaya çıkan klinik bir durumdur." diye konuştu.
Bel ağrısına neden olan başka hastalıkların da olduğunu söyleyen Kayıran, "Bu nedenle ağrının karakteri ve lokalizasyonu çok iyi tespit edilmelidir. Örneğin çocuklarda doğumsal hastalıklar ve gelişimsel (bel kemiği eğrilmesi) bozukluklarda, erişkin yaşlarda başta böbrek olmak üzere iç organların yansıyan ağrılarında ve ileri yaşlarda osteoporoz ile diğer kemik metabolizma hastalıklarında da görülebilir. Burada önemli olan her yaş grubunda yansıyan ağrıların (infeksiyöz, inflmatuvar ve malignite) bel ağrısı ile birlikte olabileceğinin her zaman akılda tutulmasıdır." dedi.
Kas-iskelet sistemi tutulumunda en önemli yakınmanın lokalize bel ağrısı olduğunu ifade eden Kayıran, söz konusu ağrının yavaş gelişen, hareketle artan istirahatle azalan bir hastalık olduğunu söyledi. Kayıran, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu sinirin anatomik dağılımına uygun olarak bacağa yayılan mekanik karakterde bir ağrı olmasıdır. Muayene sırasında sıklıkla bel kaslarında yaygın kas spazmı görülür. Hastalarda nörolojik muayene yapılarak kaslarda güç kaybı, reflekslerde azalma ve his kaybı olup olmadığı muhakkak araştırılmalıdır. Tanıda şüpheli durum varsa ilgili olabileceği düşünülen hastalığa yönelik labaratuvar incelemesi ve görüntüleme yöntemlerine müracaat edilebilinir."
Kayıran, kas-iskelet sistemi odaklı bel ağrılarının tedavisinin ise şöyle yapıldığını anlattı: "Bel ağrısı olan hasta gerekli incelemelerden sonra operasyon gerektiren herhangi bir (ileri derecede kronik bel fıtığı) durum yoksa Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı tarafından değerlendirilir. Hastanın ilk önce ağrısının süresi sorgulanır. Eğer ağrı yakın zamanlı (akut) bir ağrı ise öncelik ağrının azaltılması ve giderilmesidir. Tedavide ilaç tedavisi olarak antiinflamatuvar ve miyelorelaksan ilaçlar ile uygun topikal krem/jeller kullanılabilir. Akut ağrısı olan hastalar fizik tedavi uygulamalarından oldukça yarar görürler. Ağrı kısmen azaldığında egzersiz programına hemen başlanılmalıdır. Egzersiz programı muhakkak hekim ve fizyoterapist kontrolünde olmalıdır. Kişi asla plansız egzersiz yapmamalıdır, zira yanlış egzersiz ile daha ciddi ağrıya ve şikayetlere sebep olabilir. Eğer ağrı uzun süreli (kronik) ise fizik tedavi yanında egzersiz programı da başlangıçta muhakkak düzenlenmelidir."
Bel ağrısı olan hastanın bütün olarak ele alınması gerektiğini dile getiren Kayıran, ilgili uzmanca sadece bel bölgesi değil komşu yapıların da incelenmesi gerektiğinin altını çizdi. Yapılan çalışmalarda kalça çevresi ve diz kaslarında bulunan kısalıklarının da bel ağrısı sıklığını artırdığının bulunduğu bilgisini beren Kayıran, "Ayrıca taban düzleşmesi açısından da hastalar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu nedenle akut dönem geçtikten sonra medikal tedavinin yanında, hastaya lokomotor sistemine uygun egzersiz programı da mutlaka verilmelidir."ifadelerine yer verdi.
Bel ağrısı olan hastaların fizik tedavi ve egzersiz dışında çeşitli aktiviteler yapabileceğini belirten Kayıran, günlük yaşamlarına fazla ayakta kalmamaya dikkat etmeleri gerektiğini, ağır ve tehlikeli işlerden bir müddet uzak kalmalarını tavsiye etti. Kayıran, haftanın belirli günlerinde(3 gün) yarım saat yürüyüş yapılabileceğini ifade etti.