Prof. Dr. Tarhan, "Çünkü insan da tahmin edilebilirlik özelliði var. Diðer canlýlardan farklý olarak insan dýþý hiçbir canlý da tahmin ve öngörülürlük özelliði yok. Bu nedenle insan soyut bir kavramken basýndan duyduðu, kulaktan dolma duyduðu, ciddi þekilde iklim ortalamanýn üzerinde sellerin olmasý, yangýnlarýn olmasý, doðal afetlerin artmasý ve bazý görünmeyen þeyler var... Mesela aðaçlar çiçek açýyor, meyve verme oranlarý düþüyor. Bu nedir? Arýlarýn azalmasý, arý popülasyonun azalmasý. Bütün bunlar hepsi ciddi bir bilimsel öngörüler. Çevre olarak dünyanýn çok kötüye gittiði görünüyor. Böyle olarak çevre anksiyetesinin ortaya çýkmasý çok doðal. Çünkü kötü dünya sendromu diye bir sendromdan bahsediyoruz. Zaman zaman geleceðini güven de hissetmeyen kiþiler genellikle politik nedenlere baðlanýrdý. Ýnsanýn kontrol edemeyeceði þeyler var çevreyle ilgili. Kontrol edemeyeceði þeyler de belirsizliðin olmasý" dedi.
Tarhan, "Sosyal medyadaki bilgileri normal bir insan bilgiyi üç defa 1-2-3 deyip düþünüp öyle inanacaksak böyle durumlar da hepimiz sosyal medyanýn tuzaðýna düþebiliyoruz. Ýnsanýz sonuçta. Ama sosyal medyadaki bilgileri de kültürün oluþmasý da zaman alýcý bir þey. Eko kaygý acýsýndan da sosyal medya da gerçekten faydalý olma potansiyeli olan bir alan. Çünkü insan çevresinde yaþadýðý canlýlara, hayvanlara karþý olan saygýsýzlýklarý rahat dile getirebiliyor. Böyle durumlarda ve bu paylaþým oluyor ve bununla da olumlu þeyler de paylaþýlýyor. Ýþte kaplumbaða yardým paylaþýlýyor. Köpeðin ayaðýnýn alçýya alýnmasý paylaþýlýyor. Bu iyi özellikleri de paylaþabilir sosyal medya. Bunun için bizatihi sosyal medya tarafsýzdýr. Ýyiye yönlendirilse iyi þeyler yapar, yanlýþa yönlendirirse yanlýþ yapar. Sosyal yönden kaygýsý, katký saðlamasý sosyal çevre kültürünü toplumda artýrmaya her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Çünkü dünya doða açýsýndan iyiye doðru gitmiyor, kötüye doðru gidiyor" ifadelerini kullandý.
Tarhan, "Bu kaygý sürecini yönetmek için önce kendi içimizde bu konunun haklý bir kaygý olduðunu bilinmesi gerekiyor. Kiþinin özellikle genç çocuklarýna ve torunlarýna daha iyi bir dünya býrakmak istiyorsa bu kaygý haklý bir kaygý. O halde bununla ilgili bu konuyu umursamayan böyle politik tutumlara karþý ciddi þekil de karþý görüþ ifade etmesi gerekiyor. Önyargýlardan uzak görüþ ifade etmesi bununla ilgili somut adýmlar atarsa kaygý yönetilir. Ama bazý insanlar var çok yakýnmaca oluyor. Hep söyleniyorlar hiçbir þey yapmýyorlar. Bu kiþilerin kaygýsý gittikçe büyüyor. Kaygýyý yönetmenin yolu; kaygýyla ilgili zihinsel bir plan yapmak, o konuda adýmlar atmak, çevre kültürü geliþtirmeye çalýþmak, çocuklara öðretebilmek, hikayeler, kitaplarla desteklemek gerekiyor. Çocukta bu kaygý daha da çok oluyor, gelecekle ilgili endiþenin ortaya çýkmasý çevre bilincinin oluþmasý açýsýndan çok önemli. Çocuklar ve gençler genellikle büyüklere bakarlar, ona göre pozisyonlarýný alýrlar. Ýyi örnek olabilmek, bu konuda medyanýn da sorumlu davranmasý gerekiyor. Sosyal medya plansýz bir medya, dezorganize medya ama planlý medyanýn da bu konuda çevre bilincine katký saðlayacak planlar, projeler yapmasý lazým. Hatta TÜBÝTAK bu konu ile ilgili projeler yapmalý. Kalkýnma ajanslarý projeler yapmalý. O habitatý korumak için hayvanlarla ilgili konular desteklenmesi gerekiyor. Çevre bilincine her zamankinden daha çok ihtiyacýmýz var" diye konuþtu.