Ýnsansýz hava araçlarýnda ortaya koyduðu baþarýnýn bir benzerini insansýz deniz araçlarý için yazmaya hazýrlanan Türkiye, þimdiden batýnýn hedefinde. S/ÝDA motorlarýna ambargo uygulayan ülkeler olduðunu açýklayan uzmanlara göre Ankara bu sorunu yerli motorlarla çözecek noktaya ulaþtý.
Yerli ve milli savunma sanayiinde Türkiye için kýrýlma noktalarýndan biri de insansýz hava araçlarýnýn ortaya koyduðu baþarýlý performanstý... Bu durum ünü dünyanýn dört bir yanýna yayýlan S/ÝHA'lara sahip olmamýzý saðlamakla kalmadý. Ayný zamanda Türk mühendislerin burada elde ettiði kabiliyetleri farklý platformlara aktarabilmesinin de önünü açtý.
Ýþte bu noktada öne çýkan iþlerden biri de Türkiye'nin yerli/milli imkanlarla ürettiði insansýz deniz araçlarý oldu. Kimisi keþif/gözlem/istihbarat amaçlý, kimi silahlý, kimisi de sürü halinde hareket edebilecek çok sayýda proje bir anda ete kemiðe büründü ve Ankara bu alanda adýndan sýkça söz ettirmeye baþladý.
TRT Haber'e konuþan Savunma Sanayii Araþtýrmacýsý Yusuf Akbaba'ya göre aslýnda Türkiye'nin SÝDA macerasý zaten yabancýlar tarafýndan yakýndan takip ediliyordu. Ancak hem Ukrayna'da Kamikaze SÝDA'larýn ortaya koyduðu performans hem de Marlin'in NATO tatbikatýnda yaptýklarý batýnýn ilgisini bir anda deðiþtirdi. "Çünkü bu platformlarýn kabiliyetlerini ve karþý tarafa verebilecekleri hasarý somut olarak sahada gördüler" cümlesiyle özetliyor süreci.
Akbaba'nýn bahsettiði Marlin SÝDA sadece ülkemizin deðil dünyanýn bu alandaki en önde gelen platformlarýndan biri. TRT Haber'in yerinde takip ettiði Portekiz'deki NATO Tatbikatýnda, Marlin kendisine verilen görevlerin hepsini baþarýyla tamamlamýþtý. Ayrýca tatbikatý yöneten üst düzey komutanlarýn da tamamýndan en yüksek puaný almýþtý.
Akbaba bu noktada ilginç bir konuya dikkat çekiyor... Batýlý ülkelerin Türk SÝHA'larý geliþirken düþtüðü hataya þimdi düþmek istemediklerini söylüyor.
Akbaba'ya göre Türk SÝHA'larýnýn bu kadar geliþebileceðine inanmayan batýlý ülkeler ilk dönemlerde motor ya da kamera konusunda herhangi bir ambargo uygulamadý. Ancak iþler deðiþip bu platformlar kendi alanýnda en iyilerden biri olmaya baþladýkça doðrudan ya da örtülü ambargolar birbirini izledi.
"Batýlý ülkeler bu örneði iyi bildikleri için insansýz deniz araçlarý meselesinde iþi en baþtan sýký tutup motor ambargosuna hemen baþladýlar" diyor Akbaba ve devam ediyor:
"Ancak bu kez sadece onlar deðil Türkiye de baþýna neler gelebileceði konusunda tecrübe kazandý. Ankara bu nedenle söz konusu platformlarýn yerli motorlarla donatýlmasý konusunda elini sürekli güçlü tuttu.
Bugün geldiðimiz noktada batýlý bazý ülkeler net bir þekilde ambargoya baþladý. Ancak biz bu süreç içinde TÜMOSAN ve BMC Power gibi firmalarla bu iþi farklý bir noktaya taþýdýk.
ARES-METEKSAN tarafý insansýz deniz araçlarý için TÜMOSAN ile anlaþtý. Sefine-ASELSAN üreticisi ise motor için BMC Power ile yola devam edecek.
Türkiye'nin ürettiði milli insansýz deniz araçlarý yine ülkemizde geliþtirilen milli motorlarla donatýlacak ve ambargo etkisi neredeyse hiç hissedilmeden yola devam edilecek."
Bir platformu ihraç etmek istediðiniz zaman çok farklý parametrelerle karþýlaþýyorsunuz. Türkiye'nin yakýn zaman öncesine kadar en sýk yaþadýðý sorunlardan biri bilindiði üzere motor meselesiydi. Motoru ya da kritik bir bileþeni yurt dýþýndan aldýðýmýz için platformun ihracatý da o ülkenin iznine baðlý oluyordu.
Ýnsansýz deniz araçlarý için üretilen yerli ve milli motorlarýn bu mesele için de kritik olduðunun altýný çiziyor Yusuf Akbaba...
Afrika'nýn Türkiye için çok büyük bir pazar haline geldiðine iþaret ediyor ve "Azerbaycan'dan Türkmenistan'a Suud, Katar, Birleþik Arap Emirlikleri üçgeninden Malezya, Filipinler ve hatta Güney Amerika'ya kadar çok geniþ bir coðrafyada bu platformlarý satabiliriz. Ürettiðimiz yerli motor bu süreç için de elimizi oldukça güçlendirecek. Çok ciddi bir kapasitemiz var. Umarým doðru adýmlar atýlýr ve var olan bu kabiliyet en olumlu þekilde kullanýlabilir" diyerek sözlerini tamamlýyor.