İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve Türkiye'nin en büyük sanayi kümelenmesi SAHA İstanbul iş birliğiyle düzenlenen "4. Savunma Sanayii Buluşmaları" İstanbul'da başladı.
Etkinliğe çevrim içi olarak katılan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Demir, yaptığı konuşmada, sanayi olmadan ekonomik güçten bahsetmenin mümkün olmadığı gibi, savunma sanayi olmadan da ekonomik ve siyasi bağımsızlıktan bahsetmenin mümkün olmadığını vurguladı.
Savunma ürün ve hizmetlerinin, hem güvenlik güçlerine hem de farklı coğrafyalardaki dost ve müttefik ülkelerin silahlı kuvvetlerine teslim edildiğini aktaran Demir, "Savunma sanayi, bütünsel olarak sanayileşmenin ve kalkınmanın önemli bir parçası olarak kabul edilmektedir. Her alanda olduğu gibi savunma sanayi alanında da 2002 yılı, Türkiye için bir milattır. O yıllarda savunma sanayinde çok büyük oranda dışa bağımlıydık. Bugün ise savunma sanayimiz özgün ürünleri, ihracatı, ana yüklenicileri, alt yüklenicileri, KOBİ'leri, araştırma kuruluşları ve üniversiteleriyle ülkemizin en önemli sektörlerinden biri haline gelmiştir." diye konuştu.
Demir, 20 yıl önce sadece 62 savunma projesi yürütülürken, bugün bu sayının 800'lere vardığını aktararak, şunları kaydetti:
"Bu projelerin yarısından fazlası son 6 yılda başlatıldı. 20 yıl önce 5,5 milyar dolar bütçeli savunma projeleri yürütülürken, geldiğimiz noktada 60 milyar doları aşkın bir proje hacmine ulaşıldı ve bu daha da artma eğiliminde. Sektörümüze dair güncel bazı rakamları da ilk kez açıklamak isterim. Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği'nin (SASAD) hazırladığı 2021 yılı sektör performans verilerine göre, savunma ve havacılık sanayi sektör ciromuz 2021 yılında 10 milyar dolar barajını aşarak tekrar pandemi öncesi rakamlara döndü. Sektörümüzün aldığı yeni sipariş tutarı, bir önceki yıla göre yüzde 40 civarında artarak yaklaşık 9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Sektörümüzün AR-GE harcamaları ise önceki yıla göre yüzde 32 artarak yaklaşık 1 milyar 600 milyon doları geçti. Bu yılın sonunda bu rakamların daha yukarılarda olmasını hedefliyoruz."
En büyük hedeflerinin, savunma sanayisinde "tam bağımsız Türkiye" olabilmek olduğunu belirten Demir, bu hedefe ulaşmak için ekosistemin her bir üyesiyle çalışmalarını sürdürdüklerini aktardı.
Demir, bugün gelinen noktanın ve elde edilen başarıların hepsinin sistemli bir çalışmanın ürünü olduğunu belirterek, "5 yıl öncesinde bugünkü konumumuzdan bahsettiğimizde hayalperestlik olarak görenler olabilirdi. Olumsuzlukları göz ardı ederek ekosistemimizin büyük gayretleriyle bugünlere geldik. İnanıyorum ki aynı azim ve kararlılıkla devam ettiğimiz sürece 10 yıl içerisinde savunma sanayi alanında dünyanın en önemli ülkelerinden biri olmamız işten bile değil. Savunma sanayi ürünlerimizi dünyanın ilgiyle takip ettiğini söyleyebiliriz ve bazı alanlarda oyun değiştirici olduğumuzu da dünya artık itiraf eder hale geldi." diye konuştu.
Türkiye'nin savunma sanayi alanında artık bir pazar değil, aktör konumuna geldiğini vurgulayan Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun en büyük göstergesi ihracatımız diyebiliriz. Savunma sanayi ürünlerimizi ihraç ettiğimiz ülke sayısı 170'e; İHA ve SİHA'lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere ihraç edilen ürün çeşidi ise 228'e çıktı. 20 yıl önce yıllık sadece 248 milyon dolarlık bir ihracatımız varken, 2021 yılını 3 milyar 224 milyon dolar gibi rekor bir seviyede kapattık. 2022'nin rakamlarının da 4 milyar doların çok üzerinde olmasını hedefliyoruz.
Ülkemiz genel ihracatının kilogram değeri 1,5 dolara yakınken, savunma ve havacılıkta bu rakam 70 doları geçiyor. Savunma sanayimizin ne denli kıymetli olduğunu buradan da anlayabiliriz. Savunma sanayinde gerçekleşen büyümenin sürdürülebilirliğini sağlamanın en temel şartı ihracattır. Sadece kendi kendine yetebilen değil, ürettiğimiz sistemlerin dünya pazarlarında daha fazla rağbet görmesini sağlayabildiğimiz zaman dünyada adından daha da fazla söz ettiren bir ülke konumuna geleceğiz. İhracatta hedeflerimize ulaşma doğrultusunda ekosistemdeki tüm paydaşlarımız için, organizasyon ve kaynaklardaki yetersizliklerimizi görmek ve sonrasında bunları gidermek için gerekli tedbirleri almak, küresel pazarları daha stratejik bir bakış açısıyla değerlendirmek, çok boyutlu dış politik engelleri aşmak için çok yönlü gayret göstermek kritik bir konudur."
İsmail Demir, savunma sanayinde tam bağımsızlık hedeflerine ulaşmak için sektörde faaliyet gösteren yan sanayi ve KOBİ'lerin geliştirilmesi, teknolojik derinliklerinin ve rekabet edilebilirliklerinin artırılmasına yönelik çalışmalara hızla devam ettiklerini bildirdi.
Bu kapsamda savunma sanayinin mevcut kabiliyetlerini tüm ülkeyi kapsayacak şekilde belirlemek üzere endüstriyel yetkinlik veri altyapısı geliştirilerek yetenek envanteri oluşturulması hedefiyle Savunma Sanayii Yetenek Envanteri (YETEN) Projesi'ni başlattıklarını belirten Demir, "Endüstriyel Yetkinlik Değerlendirme ve Destekleme Programı (EYDEP) ile firmalara eğitim, danışmanlık ve rehberlik destekleri odaklı yardımlar yapmaya devam edip şirketlerimizin yetkinlik seviyelerini artırmak amacındayız. Savunma sanayi sektöründe faaliyet gösteren KOBİ'ler dahil tüm firmalara yönelik olarak Savunma Sanayii Yatırım ve Geliştirme Faaliyetlerini Destekleme Programı kapsamında finansal destek sağlamayı sürdürüyoruz. Teknolojik olarak birbirini besleyebilecek sektörlerde çoklu kullanımı yaygınlaştırarak Milli Teknoloji Hamlesi'ne hız kazandırıyoruz. Savunma sanayi ekosistemini güçlendirmek ve sürdürülebilirliği sağlamak üzere, nitelikli insan gücü ihtiyacını karşılamak amacıyla eğitim altyapımızı güçlendirip hem mesleki eğitime hem de ihtisas eğitimine ağırlık vermek ve iş birlikleri geliştirmek amacıyla çalışmalarımız devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Demir, başta KOBİ'ler olmak üzere sektör firmalarına destek sağladıklarını, ihracatı ve ekosistemdeki iş birliğini artırmaya yönelik tedbirleri aldıklarını aktararak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Savunma sanayindeki başarının ardında güçlü bir irade ve ekosistemimizin hedeflerimize olan inancı önemli rol oynamaktadır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde 'Küresel Güç Vizyonu'na katkıda bulunmak üzere bütün gücümüzle çalışıyoruz. Buna uygun olarak yol gösterici bir Türkiye için yüksek kabiliyetli sanayi altyapısını oluşturmak, tasarım ve geliştirme faaliyetlerini destekleyerek yerli ve milli üretimde öncü olarak hedeflerimize ulaşacağımıza yürekten inanıyorum.
Sanayi odalarımız ve savunma sanayi kümelenmelerimiz bu hedefe ilerlerken bizim çok önemli paydaşlarımızdır. İSO ve SAHA İstanbul, mensup olduğu kurum ve kuruluşlarla bu hedefe büyük katkı sağlamaktadır. Ayrıca, bu program vesilesiyle sizlere 25-28 Ekim tarihlerinde düzenlenecek olan SAHA EXPO'yu tekrar hatırlatmak isterim. Türkiye'nin en büyük sanayi kümelenmelerinden biri olan SAHA İstanbul Savunma Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği'nin sanayicilerle iş geliştirmek için düzenlediği SAHA EXPO, ülkemizin bu alanda düzenlenen önemli etkinliklerinden birisi olmayı başarmıştır."
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da Türk savunma sanayinin, yüklenicileri, üniversiteleri, araştırma kurumları, geliştirdiği yerli ve milli teknolojik ürünler, ihracatıyla Türkiye'nin en önemli sektörlerinden biri konumunda olduğunu söyledi.
Ülkelerin kendi ürettikleri teknolojilerle var olmalarının ve güvenliklerini sağlamalarının öneminin güncel olaylar vesilesiyle tekrar gözlemlendiğini aktaran Bahçıvan, şunları kaydetti:
"Süper güçler arasında hegemonya mücadelesinin kızıştığı, üçüncü dünya savaşı ihtimalinin tartışıldığı bir dünyada savunma sanayi asla ve asla ihmale gelmeyecek bir alan. Bu çerçevede, savunma sanayi alanında AR-GE çalışmaları, yeni model arayışları, yeni iş birlikleri, yeni nesil tedarik stratejileri birçok ülkenin gündemini oluşturuyor. Buna paralel olarak savunmaya yönelik harcamalar da dünya çapında bir artış gösterme eğiliminde.
Dünyadaki sıcak çatışma bölgelerinin büyük bölümünün, yakın ve komşu coğrafyalarımızda yer alması, ülkemizin sahip olduğu jeostratejik konum güvenlik ve savunma sanayi konularını bizler için çok daha önemli kılıyor. Kritik teknolojileri yerli ve milli olarak geliştirmek, yüksek teknoloji alanlarında rekabetçi ve kalkınmacı ürün ve hizmetler sunmak ülkemiz için önemli bir ivmelenmenin de temel basamağı olacak."
Bahçıvan, "4. Savunma Sanayii Buluşmaları"nda 15 savunma sanayi ana üretici firmasıyla ikili görüşmelerin gerçekleşeceğini, gelen taleplere baktıklarında 1.000'in üzerinde ikili görüşmenin gerçekleşmesini beklediklerini kaydetti.
SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar ise sınır güvenliğini sağlamak ve terörle etkin bir şekilde mücadele edebilmek için kaynakları verimli kullanmanın önemine işaret ederek "Bu vizyonla yapabileceğimiz en önemli katkı, asimetrik etki yaratacak teknolojileri geliştirmek olacaktır. Bugün firmalarımızın dünyanın onlarca ülkesine ihraç ettiği insansız hava araçlarımız asimetrik teknoloji geliştirmeye dair elimizdeki en kuvvetli örneklerden bir tanesidir. Bu noktada yeni gelişen teknolojilere yatırım yapan, girişim ekosisteminde yer alan, nitelikli ve hızlı büyüme trendine sahip firmalarımız var. Bu firmaların dinamizmini koruması, doğal rekabet şartları içerisinde ilerleyebilmesi kritik öneme sahip. Ayrıca bu firmalarımızı destekleyen kritik alt sistemlerin üretiminde mesafe katetmiş, güçlü firmalara ihtiyacımız var." şeklinde konuştu.
Firmaların kabiliyetini geliştirebilmek için SAHA İstanbul olarak yoğun bir çaba içerisinde olduklarını ifade eden Bayraktar, "Türk savunma sanayi, birçok sektöre göre daha hızlı bir büyüme trendi içerisinde. Savunma Sanayi Başkanlığımızın halihazırda 700'ün üzerinde aktif projesi bulunmakta. Sektörümüz, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 41'lik artışla 3,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bundan 10 yıl önce ihracatımız 800 milyon dolardı. 2022 yılı itibarıyla 4 milyar doları yakalayacağımızı rahatlıkla söyleyebiliriz. 2022'nin ilk çeyreğine baktığımız zaman savunma sanayisi ihracatımız 2021'in ilk çeyreğine göre yüzde 50'lik artışla 961 milyon dolar oldu." dedi.
Savunma sanayi ihracatının aynı zamanda Türkiye'ye diplomatik alanda da mesafe katettirdiğini belirten Bayraktar, "Savunma sanayi ihracatı, sadece bir ekonomik aktivitenin yanı sıra aynı zamanda çok güçlü bir diplomatik kaldıraç. Bunun da çok önemli katkısını ülkemiz için görüyoruz." dedi.