TAYFUN Blok-4 akıllarını başlarından aldı: Türkiye, ABD'den sonra ilk ve tek ülke oldu
ABONE OL

Türkiye, 22-27 Temmuz tarihleri arasında İstanbul'da düzenlenen 17. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı (IDEF) 2025'in açılışında ilk hipersonik balistik füzesi TAYFUN Blok-4'ü resmen tanıttı. Roketsan tarafından geliştirilen füze, beş ek sistemle birlikte tanıtılarak Türkiye'nin uzun menzilli vuruş kabiliyetlerini genişletme çabalarında önemli bir kilometre taşı oldu.

Öte yandan Türkiye'nin en uzun menzilli ve milli imkanlarla üretilen balistik füzesi ünvanını taşıyan TAYFUN'un çeşitli varyantları üzerinde test faaliyetleri ise tüm hızıyla sürüyor.

SAHA KONUŞLANDIRMASINA HAZIR

Son testi manşetine alan ABD medyası, TAYFUN'un artık bir konsept kanıtı silahı değil, konuşlandırılabilir bir hipersonik sistem olduğunu vurguladı. Son testte, özel olarak tasarlanmış 8x8 askeri kamyon üzerine monte edilmiş, tamamen entegre bir fırlatma ünitesinin sergilendiği vurgulanılan haberde, kamyon şasisinin arkasına monte edilmiş çift konteynerli bir konfigürasyon olduğu; her konteynerde fırlatmaya hazır bir füze bulunduğu dile getirildi.

Bunun, önceki tek füze testlerinden önemli bir değişikliği yansıttığı ve saha konuşlandırmasına hazır hale geldiğinin en önemli kanıtı olduğunun altı çizildi.

ABD'DEN SONRA İLK ÜLKE TÜRKİYE

Roketsan tarafından geliştirilen TAYFUN'un, Türkiye'nin hipersonik silahlar alanındaki en cesur girişimi temsil ettiği ve bu füzenin Türkiye'yi ABD, Rusya, Çin, Kuzey Kore ve Hindistan gibi hipersonik yetenekli platformlar geliştiren veya kullanan seçkin ülkeler arasına dahil ettiği dile getirildi. Bu ülkelerin çoğunun gelişmiş hipersonik süzülme araçlarına (HGV) veya scramjet motorlu seyir füzelerine odaklandığı, Türkiye'nin ise hızlandırılmış zaman çizelgesi, operasyonel kullanıma sunulması ve yerli sanayi tabanı nedeniyle öne çıktığı ifade edildi. TAYFUN ile Türkiye'nin, ABD dışında hipersonik balistik füzeyi operasyonel hale getiren ilk NATO ülkesi olduğu ve ittifakın teknolojik ortamında kritik bir değişime işaret ettiği aktarıldı.

Mach 5'in üzerinde, yani saatte 6 bin 100 km'den fazla hızla hareket edebilme ve atmosferde manevra kabiliyetini koruyabilme yetenekleriyle tanımlanan hipersonik silahların, dünya çapında stratejik doktrinleri yeniden şekillendirdiği ifade edildi.

TAYFUN'un tasarımının, hipersonik kapasiteli orta menzilli balistik sistemlerle tutarlı birkaç temel özelliği yansıttığı aktarıldı. Uzman görüşüne yer verilen haberde, "TAYFUN Blok-4, hızlı ivmelenme ve sürekli yüksek hızlı uçuş sağlayan katı yakıtlı iki aşamalı bir iticiye sahiptir. Uçuş profiline dayalı tahminler, atmosferik koşullara ve irtifaya bağlı olarak en az Mach 6, yaklaşık 7.350 km/sa hıza ve potansiyel olarak daha yüksek hızlara ulaşabileceğini göstermektedir. Füze dikey olarak fırlatılır ve radar tespitini ve önleme pencerelerini en aza indiren alçaltılmış bir yörünge izler" ifadelerine yer verildi.

Boyutları açısından TAYFUN'un yaklaşık 7-8 metre uzunluğunda olduğu, fırlatma ağırlığının 5 tonu aştığı dile getirildi.

TERMAL İZİ AZALTAN TEKNOLOJİ

Haberde, füzenin fırlatma ve duman davranışında iyileştirmeler göstererek, TAYFUN'un ana motor ateşlenmeden önce füzenin konteynerden fırlatıldığı soğuk fırlatma yöntemini kullandığının tahmin edildiği belirtildi. Bu teknolojinin, termal izi azalttığı ve fırlatma platformundaki aşınmayı en aza indirdiği; bu da sistemi Çin ve Rus muadillerinde görülen modern balistik fırlatma teknikleriyle daha uyumlu hale getirdiği aktarıldı.

TAYFUN'un Ankara'nın uzun menzilli, bağımsız hassas vuruş yetenekleri oluşturmaya yönelik daha geniş bir stratejik hamlesinin parçası olduğu ifade edilen haberde, stratejik olarak TAYFUN füzesinin konuşlandırılmasının, Doğu Akdeniz, Ege ve potansiyel olarak daha geniş bir alanda güç dengelerini yeniden şekillendireceği aktarıldı. Türkiye'nin bu başarılı testinin, bölgesel gerilimler ortamında yerli caydırıcılık yeteneklerini geliştirdiğine dair bölgesel rakiplerine ve NATO ortaklarına net bir sinyal verdiği vurgulandı. Türkiye'nin ayrıca, NATO üyesi olmaya devam ederken, füze teknolojisi, havacılık, uzay ve insansız sistemlerde stratejik özerklik arayışıyla örneklendirilen, giderek daha bağımsız bir savunma duruşu sergilemeye başladığı dile getirildi.

ASYA, KÖRFEZ VE AFRİKA'YA SATIŞ VURGUSU

TAYFUN füzesinin olası ihracat planları hakkında ise haberde Türkiye'nin Asya, Körfez veya Kuzey Afrika'daki seçilmiş müttefiklere sıkı kullanım şartları altında füzeyi sunulabileceği belirtildi.

Haberde son olarak an itibariyle TAYFUN balistik füzesinin, ALTAY ana muharebe tankı, TCG Anadolu ve KAAN beşinci nesil savaş uçağı gibi diğer yerli programlara katılarak Türkiye'nin genişleyen askeri-sanayi kompleksinin güçlü bir sembolü olarak öne çıktığı ifade edildi.