Ýnsansýz hava araçlarý, Türk savunma sanayiinin bugüne kadar ürettiði marka deðeri en yüksek platformlardan biri olarak öne çýkýyor. Burada en önemli unsur þüphesiz bu platformlarýn dünyanýn dört bir yanýnda bizzat harp sahasýnda ortaya koyduðu baþarýlar. Aslýna bakýlýrsa özellikle Bayraktar TB-2 ve ANKA-S'in sahada dengeleri deðiþtirmesinin ardýndan en çok merak edilen konulardan biri Ankara'nýn bu platformlardan daha iyisini üretip üretemeyeceðiydi.
Geldiðimiz noktada gerek Baykar'ýn AKINCI KIZILELMA gibi iþleri ortaya çýkarabilmesi gerek TUSAÞ tarafýnda AKSUNGUR ve ANKA-3 gibi platformlarýn gün yüzüne çýkmasý Türkiye'nin bu alanda hýz kesmeden yoluna devam edeceðinin en deðerli iþaretleri oldu.
Bu yýl sadece Ýstanbul'da deðil ayný zamanda Ankara ve Ýzmir'de de düzenlenen TEKNOFEST kapsamýnda Selçuk Bayraktar projelere iliþkin merak edilenleri cevapladý. Bu noktada en çok dikkat çeken detaylardan biri de TB-3'ün menzilinin ilk kez en yetkili aðýzdan net bir þekilde duyurulmasýydý. Bayraktar'a göre TB-3'ün menzili 1000 deniz mili yani yaklaþýk 1900 kilometre olacaktý. Bu menzilin ne anlama geldiðine geçmeden önce kýsa bir hatýrlatma yapalým ve ABD ile Ýsrail'in de gemiden iniþ-kalkýþ yapabilecek silahlý insansýz hava aracý için çalýþtýðýný hatýrlatalým.
Hatta bu süreci Selçuk Bayraktar, "Onlar da çalýþýyor. Biz de. TEKNOFEST'in hemen ardýndan ilk uçuþu yapmak istiyoruz. Bakalým ilk kim baþaracak?" cümlesiyle özetlemiþti. Ýlk hangi platformun kalkacaðýný bilmiyoruz. Þimdilik bildiðimiz tek þey TB-3'ün açýklanan menzilinin Türkiye için çok ama çok önemli olduðu gerçeði.
Yerli ve milli S/ÝHA'larýn baþarýsý ortada. Ancak yine de tüm süreci sadece bu platformlara yüklemek ve operasyon sýrasýnda diðer platformlardan ya da sistemlerden alýnan destekleri görmezden gelmek 'yapboz'un parçalarýný eksik býrakýyor. Aslýna bakýlýrsa TB-3 ve menzil meselesine de belki de bu yönden bakabilmek gerekiyor. TB-3'ün üzerinde taþýyacaðý faydalý yükler, belki ileriki dönemlerde ateþleyebileceði mühimmatlar ve baþta TCG Anadolu olmak üzere kimi deniz platformlarýnýn üzerinden havalanabilecek olmasý gibi detaylar burada öne çýkýyor.
Sektörü yakýndan takip eden isimlerin hemen hepsi 1900 kilometre menzil deðerinin bu seviyedeki ÝHA için çok iyi bir rakam olduðu görüþünde. Tabii bu noktada az önce bahsettiðimiz detaylardan biri devreye giriyor ve TCG Anadolu üzerinde konuþlu bir TB-3'ün menzil deðerinin çok daha farklý anlamlar taþýdýðý gerçeði ortaya çýkýyor. TCG Anadolu'nun herhangi bir görevdeyken bulunduðu coðrafyada taþýdýðý 1900 km menzilde harekat yapabilen onlarca TB-3, gerek taktik gerekse operatif manada karar vericilerin elini oldukça rahatlatacak gibi duruyor. TCG Anadolu, Ý sýnýfý ya da Ada sýnýfý ve belki de ileriki yýllarda TF-2000 gibi deniz platformlarý... Tüm bunlarý birlikte düþündüðünüzde TB-3 baþta olmak üzere bu gemilerin üzerine konuþlanacak hava araçlarý çok farklý görevler üstlenebiliyor ve çok kritik kazanýmlar saðlayabiliyor.
Ýnsansýz hava araçlarý dendiðinde ülkemizde genelde taarruz gücü ön plana çýksa da aslýnda bu araçlarýn keþif/gözetleme ve istihbarat için biçilmiþ kaftan olduðunu unutmamak gerekiyor. TB-3 de sahip olduðu menzille çok geniþ bir alanda Türkiye'ye bu avantajý saðlayacak ve Ankara'nýn son yýllarda üzerinde sýkça durduðu að merkezli yapý sayesinde elde ettiði tüm verileri anlýk olarak ilgili yerlere aktarabilecek. Bu da taktik fotoðrafýn çok net bir þekilde oluþmasýna büyük katký saðlayacak.
Türkiye üç tarafý denizlerle çevrili olan ve son yýllarda konjonktür gereði Doðu Akdeniz ile Libya açýklarýnda daha fazla bayrak gösteren bir ülke. Burada en önemli meselelerden biri açýk denizlerde istihbarat-keþif ve gözetleme iþlerini eksiksiz yapabilmek. TB-3 bu açýdan da son derece önemli. Tehdidi uzaktan algýlamak ve bunu havadan 24 saat kesintisiz bir þekilde yapabilecek olmak Türkiye için þüphesiz büyük kazaným.
Sadece bunlar da deðil... Hedef bölgede tanýmlanmýþ deniz resminin tesisi, tespit edilen temaslarýn teþhisi, sýcak temas ya da savaþ sýrasýnda son mevkilerin güncellenmesi ve hedef tarifi, hasar kýymetlendirmesi gibi hususlarda da bu platformlar büyük görevler icra edebilir. Burada baþka bir örnek daha akýllara geliyor... Diyelim ki elinizdeki Atmaca füzesi ile bir hedefe angaje oldunuz. Hedefin vurulmasý ya da aldýðý hasar konusundaki kýymetlendirme yine menzili böylesine yüksek olan denizin ortasýndan da havalanabilen TB-3 gibi bir platformla rahatlýkla saðlanabilir. Bu da karar vericinin tekrar yapacaðý durum muhakemesi için faydalý veriler getirir.
TB-3 konusunda Baykar'ýn uzun yýllardýr çalýþtýðý biliniyor. ABD ve Ýsrail de bu alanda çalýþmalarýný sürdüren diðer iki ülke. Burada deðerli bir parantez açmak gerekiyor. Türkiye, ÝHA ve SÝHA'larýn kullanýmý konusunda Bahar Kalkaný Harekatý'nda bir konsept denedi ve bunda da baþarýlý oldu. Sonrasýnda dünya Türkiye'yi takip etti.
Trendi belirleyen ülkenin operasyonel konsepti doðru kurduðu takdirde teknolojik üstünlüðü elinde tuttuðu gerçeðini düþünürsek belki TB-3 ile Ankara bir kez daha çok deðerli bir eþiðin önünde duruyor...