Uzmanlardan MİUS açıklaması: Türkiye daha önce denenmeyen bir konsepte yöneldi
ABONE OL

Türkiye'nin son 20 yılda en büyük atılım gösterdiği alanların başında yerli ve milli savunma sanayii geliyor. Karada, denizde ve havada birbirinden kritik projelerin hayata geçirildiği sektör, bugün hem ortaya koyduğu ürünler, hem de kamu-özel sektör birlikteliği açısından örnek bir konumda.

Başta S/İHA'lar olmak üzere her ne kadar işler çok yolunda olsa da arka planda hep "Bir sonraki adım da bu kadar başarılı olacak mı?" sorusu mutlaka kendini gösterir. Çünkü mevcut ürünleriniz sizi öyle bir eşiğe taşımıştır ki bir sonraki projenizin o denli ses getirmesi gerçekten de oldukça zor olur.

BAYKAR'IN 'BAYRAM HEDİYESİ' YENİ BİR DÖNEM BAŞLATACAK

Bu soruya son yılların en net yanıtı BAYKAR Savunma'dan geldi. Önce şirketin Twitter hesabından 'Bayram hediyesi yükleniyor' mesajını okuduk. Bir gün sonraysa "Muharip İnsansız Uçak Sistemi (MİUS) projemizin kavramsal tasarım görsellerini ilk kez paylaşıyoruz" notuyla beraber yeni projeyle ilgili ilk kez net bilgiler edindik.

Peki sözü edilen MİUS projesi neden değerli? Ülkemiz için ne ifade ediyor? Savunma Sanayii Araştırmacısı iki isme, Yusuf Akbaba ve Kadir Doğan'a bu soruları yönelttik... Yusuf Akbaba ile projenin genel çerçevesi üzerinde dururken, Kadir Doğan ile teknik detaylara yoğunlaştık.

DİĞER PROJELERDEN ÇOK DAHA FARKLI BİR ADIM

Akbaba'nın ardından Savunma Sanayii Araştırmacısı Kadir Doğan'ı arıyoruz. Gerek ülkemizde gerek yurt dışında çok önemli insansız hava aracı projelerinde görev almış bir isim. Doğan ile sürecin teknik kısımda biraz daha derine inmeyi amaçlıyoruz.

Doğan detaylara girmeden önce projeyle ilgili genel düşüncelerini paylaşıyor... "MİUS, Türk savunma sanayii için bir kabiliyet projesi" değerlendirmesini "Bunca zamanda en başarılı olduğumuz alanlardan bir tanesi olan otonom/insansız araçlar konusunda, yaklaşık 20 yıllık serüvenimizde neler yaptık, ne gibi kazanımlar elde ettik, bu kazanımları ne kadar olgunlaştırdık gibi soruların cevaplarını karşımızda göreceğimiz bir proje" cümlesi takip ediyor.

MİUS'un çok farklı bir teknoloji olduğuna işaret eden Doğan'a göre TB2, Anka, Aksungur ve hatta Akıncı teknolojik seviye açısından yanında 2-3 gömlek daha hafif kalıyor.

NİHAİ ÜRÜN MEVCUT GÖRSELLERDEN FARKLI OLABİLİR

Genel çerçeveden biraz daha detaylara yöneliyoruz. Ancak öncesinde Doğan'ın önemli bir uyarısı var. BAYKAR'ın paylaştığı görsellerin kavramsal tasarım sürecine ait olduğunu, nihai ürün ortaya çıktığında mevcut görsellerden çok farklı olabileceğini göz ardı etmemiz gerekiyor.

"Görsellerde ilk göze çarpan, ana kanatların önünde bulunan Kanart yapısı" diyerek asıl uzmanlık alanına geliyor Doğan... Kanart'ı bir nevi küçük kanatçık gibi düşünebileceğimizi söylüyor ve devam ediyor:

"Genellikle aracın ağırlığını dağıtmak veya manevra kabiliyetini artırmak amacıyla kullanılıyor. MİUS'ta manevra kabiliyeti için yer alacak. Yine MİUS'un TCG Anadolu'dan kalkış ve iniş yapabilecek olması, gövde içerisinde silahlarını taşıyabilmesi gibi etkenler de göz önünde bulundurulduğu zaman benim ilk izlenimim 'İnsansız Hafif Taarruz Uçağı' gibi bir konsept olacağı yönünde."

Kadir Doğan telefon görüşmemiz sırasında ilginç bir detaya dikkat çekiyor. Bu proje ile TUSAŞ'tan sonra bir 'uçak' tasarlayıp, üretebilecek ikinci bir şirkete sahip olacağımızın altını çiziyor.

EN BÜYÜK BELİRSİZLİK KONSEPTİN NASIL OLACAĞI

Bu işlerde çalışan biri olarak projeye dair 'gri' gördüğü alanları da merak ediyoruz. En büyük belirsizliğin MİUS'un hangi konseptle nasıl bir muharebe ortamında, ne tür bir görev yapacağı olduğunu söylüyor Doğan.

Boeing'in 'Loyal Wingman' projesi üzerinden bir okuma yapıyor ve şöyle devam ediyor:

"Loyal Wingman bir konsept...Temel amacı, insanlı savaş uçaklarına kol kanat germek ve onları desteklemek. Boeing her şeyi bu konsept üstüne kurguladı. Bu örnekten yola çıkarsak bence en önemli soru, BAYKAR ve ilgili kuvvetler, MİUS için nasıl bir konsept planlıyor? Zira bu sorunun cevabı projenin kaderini ciddi oranda etkileyecek.

İşin bir diğer noktası MİUS'un sahip olacağı yapay zeka... Günümüzde sensörlerden çok anlamlı ve doğru veriler alabiliyoruz. Bu sensörlerden gelen verileri yüksek hızlarda matematiksel işlemler içerisine sokabiliyoruz. Ancak sensörlerin ürettikleri verilerin boyutları her geçen gün ciddi bir hızla artıyor. Bu verileri işlememizi ve aktarmamızı sağlayan haberleşme ve yarı iletkenler o hızda gelişmiyor.

Bir pilotun, yani bir insanın algılama kapasitesini düşünün... Saniyede milyonlarca, hatta milyarlarca işlem yapabilen bir insan beyninin, algılama, işleme ve harekete geçme kabiliyeti ile bir insansız sistemi kıyaslamak şu an için biraz zor. Ancak MİUS bir gelecek projesi... Biz buradan başladıktan sonra teknolojik olgunluk oluştuğu takdirde, bu alanda dünyada lider ülkelerden de olmamız işten bile değil."

ÖNEMLİ BİR BOŞLUĞU DOLDURABİLİRİZ

MİUS sadece Türk yapımı insansız hava aracı olma özelliğini taşımayacak... TB-2 gibi dünyada konsept değiştirmiş bir SİHA'yı üreten şirketin yeni projesi olarak konumlanacak. Haliyle MİUS'un tıpkı TB-2 gibi derin bir dönüşüm getirip getiremeyeceğini merak ediyoruz.

Kadir Doğan öncelikle MİUS benzeri birçok proje olduğunu hatırlatıyor. Çin, Rusya, İngiltere ve ABD bu projeleri geliştiren başlıca ülkeler.

Batının geliştirdiği Loyal Wingman, Taranis, X-47B gibi araçların yüksek maliyet nedeniyle MİUS ile yarışabileceğini beklemiyor. Rus ve Çin araçları içinse 'yeterlilikleri muamma' diyor.

Türkiye'nin TB-2 sınıfında olduğu gibi İnsansız Savaş Uçakları konusunda da taktik/stratejik sınıfta bir boşluk yakalayabileceğine işaret eden Doğan, sözlerini şöyle tamamlıyor:

"MİUS günün sonunda Çin ve Rus rakiplerinden teknik açından daha başarılı bir şekilde, doğru konseptle konumlandırılırsa önemli bir oyuncu olur. Çünkü mali açıdan yüksek ihtimalle Amerikalı ve İngiliz rakiplerinden çok daha maliyet etkin kalacak.

Bugün nasıl TB-2 ve Anka ülkemizin gücünü gösteren, diplomatik olarak önemli bir silah haline geldiyse, MİUS'un çok daha büyük bir diplomatik silah olacağını düşünmek yanlış olmaz."

(TRT Haber)