Emre Mor'dan dikkat çeken açıklamalar!
ABONE OL

Fenerbahçe, geçen sezon başında Karagümrük'ten transfer ettiği Emre Mor'u, ara transfer döneminde eski takımına kiralık olarak göndermişti. Genç futbolcu suskunluğunu bozdu ve açıklamalarda bulundu.

İŞTE EMRE MOR'UN AÇIKLAMALARI:

Fenerbahçe'nin Fatih Karagümrük'e kiraladığı Emre Mor, Hürriyet'e konuştu.

-Ara transfer döneminde Fenerbahçe'den kiralık olarak Karagümrük'e geldin. Puan durumunu göz önünde bulundurduğumuzda Fenerbahçe iki şampiyonluk adayından biri. Seni bu tercihi yapmaya iten şey neydi?

İstanbul çok büyük, iki evim olabilir. Buraya gelmeyi seçmemin nedeni söylediğim gibi sakatlık geçirdim. O dönem özgüven eksikliği yaşadım ve bunlardan sonra konfor alanımda olmak istedim. Buraya gelmek beni daha rahat hissettirdi. Bütün sezon oynamadım ve burada tekrar oynamaya başladım. Benim için gel, oyna, iyi hisset, rahat hisset, formuna kavuştan ibaret. Ve tabii ki benimle kontağı geçtiklerinde kulübe karşı bir sevgi bağım vardı. Buraya gelip onlara yardım etmek istedim. Hepsi bu. Kazan kazan sistemi. Ben onlara onlar da bana yardım edebilir.

-İkinci evinde ikinci dönemin nasıl geçiyor? Takım arkadaşlarınla arandaki ilişki nasıl?

Buraya geldiğimde herkesi değil ama bazı insanları tanıyordum çünkü o zamandan beri takım biraz değişti. Geldim ve direkt çalışmaya başladım, imza attıktan bir gün sonra maçımız vardı. Bana karşılama yapacak zaman bile yoktu. Direk işe koyuldum, söyledigim gibi rahat hissettiğim bir yerde olmak benim için bu yüzden önemliydi çünkü direkt oynamaya başlayacağımı biliyordum. Buradaki herkesle aram iyi, çoğunu tanıyorum, ekipteki arkadaşları tanıyorum ve adapte olmak çok kolaydı.

-Hoca (Shota Arveladze) Pendikspor maçının ardından senin hakkında, "Emre çok özel bir oyuncu, topa her dokunduğunda beklentiyi yükseltiyor" dedi. Senden beklentileri ne yönde ve aranızdaki ilişki nasıl?

İmza atmadan önce küçük büyük konuşmamız oldu iyi hissettirdi. Gerçekten iyi bir adam, beni anlıyor ve içinde olduğum durumu da anlıyor. Yüzde yüz hazır olmadığımı biliyor. Antrenmanda yüzde yüzümü veremediğimi biliyor. Çünkü küçük sakatlıklarım olduğunun farkında. Çok iyi bir adam ve onun hakkında söyleyebileceğim her şey pozitif. Mütevazi, iyi bir kariyeri olmasına rağmen çok mütevazi bir adam, herkes için bir baba figürü gibi.

-Süper Lig'de sezonun hatırı sayılır bir kısmını geride bıraktık. Galatasaray ve Fenerbahçe'yi bir kenara bıraktığımızda da puanlar birbirine çok yakın. Kim düşecek, kim kalacak bilemiyoruz. 29 puanla 14. sıradasınız. Bu sezon hedef ne?

Süper Lig'te bu yıl masayı çevirdiğinizde işler daha heyecanlı. Alt sıralar üst sıralardan daha heyecanlı. Türk futbolunun 50 yıl öncesini bilmiyorum tabi ama Galatasaray ve Fenerbahçe'nin bu yıl yaptıkları şey biraz çılgınca. Neredeyse her maçı kazanıyolar. Yani onlar şampiyonluk için savaşıyorlar, aynı zamanda alt sıralarda da bir savaş var. Ben kendi takımına baktığımda bir an bile endişelenmiyorum. Son maçları gördüyseniz, sadece son maçlar hakkında konuşabilirim çünkü o zaman bu takımın bir parçası oldum. Çoğu oyunu kontrol ediyoruz, son maçta maalesef bir kırmızı kart aldık aksi halde 3-0 ya da 2-0 kazanacağımıza eminim çünkü kırmızı karta kadar o momentuma sahiptik. Yani küme düşme konusunda endişeli değilim. Bunu sadece buraya geldiğim ve takımın parçası olduğum için söylemiyorum, karşılaşmalarda küme düşmeye yakın diğer takımlarla aramızdaki seviye farkını görüyorum.

-Peki, geçtiğimiz hafta antrenmanınıza A Milli Takım teknik direktörü Vincenzo Montella bir ziyaret gerçekleştirdi. Yayınlanan fotoğraflarda da seninle özel olarak ilgilendiğini gördük. Neler konuştunuz?

Onu kişisel olarak çok iyi tanımıyorum. İki sefer karşılaştık, ilki Fenerbahçe'de antrenmanı ziyaret ettiği zamandı ve bir de burada. Çok düzgün ve iyi bir adama benziyor. Fenere geldiğinde de konuştuk ama uzun bir konuşma değildi çünkü farklı oyuncular da vardı. Onu burada da tanıyan bir çok oyuncu var. Kötü bir düşüncem yok iyi bir adam. Her zaman söyledigim gibi eğer beni ararlarsa her şeyimi vereceğim ve tabii ki o aramayı da almak isterim. Ama tabii ki milli takımda benim pozisyonum da büyük bir yarış olacak. Yine de imkansız diye bir şey yoktur. Sadece önümüzdeki 10 ya da 12 oyuna odaklanmam gerekiyor. Herkes için en iyisini umuyorum.

-EURO 2024 ülkemiz için şüphesiz çok önemli bir turnuva olacak. Her Türk futbolcu o turnuvada forma giymek ister. Tabi şimdi kıyasıya da bir rekabet var, herkes gaza basmış durumda. Sen dışarıdan bir göz olarak baktığında o formalardan birini alacağını düşünüyor musun?

Ben düz ve dürüst bir adamım. Fenerdeyken sakatlandığında benim pozisyonumdaki kişi İrfan'dı aynı zamanda Cengiz. Teknik Direktör ile dürüstçe konuştum, "İrfan çok iyi, ilk tercih, anlıyorum" dedim. Eğer milli takıma gitmeyi hak ediyorsam o zaman gitmeliyim. Eğer değilsem, "Neden milli takıma gitmedim?" demeyeceğim. Çünkü bu ben değilim. Ama sahip olduğum kalite sayesinde her zaman milli takıma gitme ihtimalim olduğuna inanıyorum. Evet, benim pozisyonumda iyi oyuncular var ama takımınızda her zaman benim yapabileceğim şeyleri yapabilen birine ihtiyaç duyarsınız. Tabii ki inanıyorum ama ilk önce sahada bunu göstermeliyim. Eğer bunu yapabilirsem giderim, bu harika olur ama yapamazsam da olmak zorunda değil.

-Profesyonel bir futbolcu olarak cevap veriyorsun ama ben gerçek duyguları merak ediyorum. Milli takımda oynadığını düşündüğünde nelere hissediyorsun?

Hayır sadece dürüstçe anlatıyorum. Daha önce de seçilmediğimde milli takımda olmam gerektiğini düşündüğüm zamanlar oldu. Herkes değişik bakış açılarına sahip. Teknik direktöre gidip iki yıl önce beni neden seçmedin diyemem. Ben seçilmem gerektiğini inanıyorum ama bu futbol. İlk 11'de başlaması gerektiğine inanan bir çok oyuncu vardır ama teknik direktör inanmaz. Kim haklı kim haksız? Bir çok insanın milli takıma dönmeyi hak ettiğine inanıyorum. Aynı zamanda sakatlık yaşadığım bir zamanda çağrıldım. Tabii ki milli takımda olmayı çok istiyorum. Bu Karagümrük'e gelme nedenlerimden de biri. Milli takımda oynayabilmek tek hedefim. Belki olmayacak ama futbolda bir hedefiniz olması lazım eğer olmazsa hiçbir şeyin peşine düşmezsiniz.

-Turnuva Almanya'da olacak. Senin yabancı olduğun bir yer değil. Dortmund'da yıldızın parladı ve tüm Türkiye senin ismini duydu. Bu yıldız tekrar Almanya'da parlar mı?

Çok fazla Türk olacağını düşünüyorum. Çünkü ben oradayken o beni sokakta durduranların yüzde 90'ı Türk'tü. Yüzde 10'u Dortmund ve alman taraftarlardı. Orada güzel bir destek sağlanacağını düşünüyorum. Eğer olurda takımın bir parçası olursam, tekrar Dortmund Stadyumu'nda olmak harika olur. Her zaman daha önce oynadığını stadyumlarda olmak iyidir. Her zaman daha önce oynadığınız stadyumlarda oynamak iyi hissettirir.

-Hazır Dortmund'dan laf açıldı oradan devam edelim. Şu an gördüğümüz Emre Mor, ne istediğini bilen ve tamamen kariyerine odaklanmış bir futbolcu. Geriye dönüp baktığında kariyerimi daha iyi yönetebilirdim diyor musun?

Hayat devam ediyor ve hayat böyle bir şey. Bazıları sakatlanıyor bazıları şanslı oluyor. Benim için her şey karışıktı. Dortmund'dayken mental olarak hazır değildim. Kötü bir insan olduğumdan değil herkesle mücadele etmek istedim ama tecrübem yoktu. Gençlik yıllarımda kimse bana futbolcu olarak nasıl hareket etmem gerektiğini öğretmedi. Sonuç olarak yeteneğimle olmam gereken yerde belki de değilim. Ama şu an sadece geleceğe odaklanmış durumdayım. Kariyerimin bitmesi için önümde daha on yıl var. Kendimle gurur duyacağım bir noktaya hala ulaşabilirim.

En iyi anlaştığım takım arkadaşın?

Alioski.

Neden?

Ben ve Alioski... Eğer bir adamla evlenmem gerekse Alioski ile evlenebilirim. Beraber çok iyiyiz. Onu ilk gördüğüm günden itibaren çok iyi anlaştık.

Hala konuşuyor musunuz?

Evet hala konuşuyoruz. İki ay önce buluştuk.