Sarı-lacivertli kulüpten yapılan açıklama şu şekilde:
'29.06.2011-31.01.2012 tarihleri arasında TFF Başkanlığı yapan Sayın Mehmet Ali Aydınlar'ın bugünkü açıklamaları karşısında iş bu bilgilendirmenin yapılması zarureti doğmuştur. 30.08.2013 tarihinde yazılı medya ile yapılan ve odağında CAS süreci olan bilgilendirme toplantısı, 'gizli' olmayıp, katılım gösterecek basın mensupları içerikle ilgili toplantı öncesinde bilgilendirilmiştir. Davetimize katılan farklı kuruluşların temsilcileri, soru cevap yöntemi ile hukukçu yöneticilerimiz tarafından ilgili sürece dair bilgilendirilmiştir. Sayın Aydınlar'ın, belgelerin basına 'servis' edildiği yönündeki iddiası hem toplantıda hazır bulunan medya kuruluşlarına hem de onların temsilcilerine karşı çok ağır bir hakarettir. Bizim kurumsal kimliğimizde ve ilkelerimizde 'servis etme' kültürü bulunmamaktadır. Basınla yapılan toplantıda hiçbir şahsın ismi kullanılmamış, tamamen kurumlar üzerinden açıklamalar yapılmıştır; basın mensuplarının şahıs ismi vererek sorduğu sorulara da 'özenle' yanıt verilmemiştir. Zira, kurumsal çerçevede açıklama yapılacağı toplantı sırasında basın mensuplarına da ayrıca açıklanmıştır. Toplantıya katılan her iki yöneticimiz de hukukçu kimlikleri ile konuların kişiselleştirilmemesi için azami çaba göstermiştir. Bu noktada bizleri şaşkınlığa sürükleyen husus ise, Sayın Aydınlar'ın başkan olmadığı bir döneminde gerçekleşmiş bir hadise karşısında gösterdiği aşırı hassasiyettir. Sayın Aydınlar bu hassasiyeti, bir dönem TFF başkanlığı yapması sebebi ile TFF ile bugün manevi anlamda devam eden bağlılığı sebebiyle göstermişse çok tabidir ki buna saygı duyulmalıdır. Ancak Sayın Aydınlar'ın halen üyesi bulunduğu Fenerbahçe Spor Kulübü'ne de benzer hassasiyeti göstermesi kendisinden en doğal beklentimizdir.
TFF ile UEFA'nın 11 Temmuz 2011'den itibaren yani -kulübümüz ya da mensupları ile ilgili henüz tek bir hüküm tesis edilmediği ve hatta daha savunma haklarının bile kullanılmadığı bir dönemde- pazarlık yapıldığı hususu son olarak bizzat Sayın Aydınlar tarafından 30 Ağustos resepsiyonundaki şahsi açıklamasıyla bir kez daha doğrulanmıştır. Dünkü bilgilendirme toplantısında, TFF ile UEFA arasında 11 Temmuz 2011 tarihinde başlayan pazarlığın olduğu, bu pazarlık sürecinin kulübümüzün ve mensuplarının masumiyet karinesini ayaklar altına alarak peşinen suçlu ilan edilmelerine sebebiyet verdiği ve bunun sonucunda süreç içinde oluşan önyargının hukuki zeminlerde kırılamadığı ve uluslararası disiplin yargılamasının kabul edilemez bir şekilde kulübümüz aleyhine sonlandığı olmuştur. Sonuç olarak, bir kez daha belirtmek isteriz ki, kulübümüzün yaptığı bilgilendirme toplantısı hiçbir şekilde kişilerle ilgili olmayıp, uluslararası yargı sürecine dair kurumsal tasarruflara yönelik açıklamalardır. Kulübümüzün bu yöndeki duruşu ve yaklaşımı seçim takviminin sonlanmasına kadar da bu şekilde muhafaza edilecektir.'