TFF'den devrim gibi karar!
ABONE OL
"TSYD 52. Yıl Sporun Zirvesi Semineri"nin 2. gününde de çok önemli konular gündeme damga vurdu.
 
MHK Başkanı Yusuf Namoğlu, 5'inci ve 6'ncı hakemlerin yetkilerinin artırıldığını söyledi.
Asıl görevleri çizgi hakemliği olan bu hakemler bundan böyle penaltı, elle oynama, faul gibi oyuna direkt etki edebilecek kararlarda orta hakemi yönlendirebilecek.
 
İlk oturumda futbolunun günah keçileri olarak ilan edilmeye çalışılan üst düzey hakemler, kendi pencerelerinden Türk futbolunu nasıl gördüklerini spor kamuoyuna açıkladılar.
 
Ömer Faruk Ünal'ın yönettiği "Hakem Penceresinden Türk futbolu" konulu oturuma MHK başkanı Yusuf Namoğlu, UEFA Hakem Komitesi Üyesi jaap Uilenberg, Hakem İşleri Müdürü Burçin Keskin, FIFA kokartlı hakemler Cüneyt Çakır, Hüseyin Göçek ve Halis Özkahya konuşmacı olarak katıldı.
Sunumun ardından ilk sözü alan Merkez Hakem Kurulu Başkanı Yusuf Namoğlu, futbolcuların sert ve acımasızca oynadıklarını ve bunun hakemlerin işini zorlaştırdığını söyledi. Kırmızı kart ile oyundan çıkan futbolcunun taraftarları tarafından alkışlandığının da altını çizen Namoğlu şöyle konuştu:
 
"Hepimiz Avrupa'daki maçları izliyoruz. Hakeme etki konusunda futbolcularımız sert oynuyorlar, acımasızca müdahale ediyorlar. Rakibinin sakatlığını düşünmeden hareket edemiyor. Öncelikle meslektaşlarına saygı göstermeliler.
 
Maalesef kart görüp oyun dışına çıkan futbolcuyu taraftarları alkışlıyor. İtiraz istatistiklerinde rekor kırılıyor. Bunları sadece hakemlerin çözmesine bırakmak yanlış. Aldatma için yapılan hareketler hakemlerin karar vermesini zorluyor.
 
Rakibe saygı, empati, hoşgörü Olmalı. Ayağındaki topu her kaybeden bunun kendinden kaynaklandığını kabul etmeyerek yerde yatıyor ve faule maruz kaldığı intibasını yaratıyor ve yerden uzun süre kalkmıyor. Hakem futbolcunun sağlığını düşündüğü için oyunu durdurmak zorunda kalıyor, 50-60  m geriye koşmak zorunda kalıyor."
 
FIFA kokartlı hakem Cüneyt Çakır ise, 40 yıl aradan sonra Dünya Kupası'nda Türk hakemin görev yapması ile ilgili yaşadıkları heyecanı esprili bir dille anlattı. Çakır, "Orada yarı final yönetmek çok önemliydi. 120 dakika süren bir maç oldu. Biz o turnuvaya 12 gün önceden gittik. Havasına, yemeklerine alışmak için erken oradaydık. Çok çalıştık. Antrenmanlar ve eğitimler devam etti. Büyük bir heyecan ile ilk maçı bekledik. Atamaları yapan kişi Arjantinli bir FIFA üyesiydi.
 
İlk maçımıza 7 gün sonra çıktık, heyecan tavana vurmuş durumdaydı. Herkes ne zaman maç yöneteceksiniz diye bekliyordu, Türkiye bekliyordu. Benim adımı söylemek çok zor İngilizce olarak. Kimse düzgün ifade edemiyordu. Maçları yönetecek hakemler açıklandıkça merakla bekliyorduk. 1. gün 2. gün geçti adımız yok. Biz çalışmaya ve beklemeye devam ediyoruz. Atamalar okunuyor bize yine yok. 3. 4. gün de açıklandı hala maç alamadık. Ben bir ara dönerek -Acaba dedim bize maç veriyorlar da biz mi anlamıyoruz diye Bahattin Ongun'a sordum (gülüşmelere neden oldu) sonra çok şükür 7. gün ilk maçımızı aldık. Toplamda da 3 maç yönettik" şeklinde konuştu.
 
FIFA Kokartlı hakem Hüseyin Göçek ise oyunun Türkiye liginde çok kesilmesinin nedeninin futbolcular olduğunu belirterek Avrupa'da Yönettiği maçlar ile Türkiye'deki maçlar arasındaki Farkları Anlattı.
"Türkiye'de yönettiğimiz müsabakalarda oyunu çok kestiğimiz zaman eleştiri alıyoruz. Ama önemli olan hakemin maçı kontrolüne almasıdır. Türkiye'de futbol gladyatörlerin çarpıştırılması gibi algılanıyor. Oynanan oyunun getirdiği nokta budur. Futbolcular Topu kazanma Mücadelesi içinde birbirlerine daha sert müdahalelerde bulunmaktadır. O Yüzden daha çok düdük çalmak zorunda kalıyoruz, Avrupa da faul sayısı 30'u Geçmiyor. Türkiye 40' ı geçiyor. Avrupa da gösterdiğimiz sarı kart sayısı 3-4 iken , Türkiye de 6-7 oluyor.
 
Bunun Oyuncuların A takıma yükselirken yeterince eğitim ve Donanım almamalarından da kaynaklandığını düşünüyorum. Gereksiz kart görmemeleri konusunda eğitim ve uyarı almıyorlar. Ben Avrupa'da yönettiğim maçlarda hakemi aldatmaya Yönelik hareketlerde daha az kart göstermekteyim. Gereksiz yere oyun kesilmemesi için herkesin birbirine saygılı olması Lazım."
FIFA kokartlı diğer hakem Halis Özkahya ise bir hakemin gününü nasıl geçirdiğini ve maça nasıl hazırlandıklarını şöyle anlattı.
 
"Yalova'da beden eğitimi öğretmenliği yapıyorum. Sabah 8'de kalkıyoruz. Okulumuza, öğrencilerimize gidiyoruz. Sonra antrenmanlarımızı gerçekleştiririz. Haftada en az 3 veya 4 günlük antrenman programı geliyor, onu uyguluyoruz. Daha çok başarılı olmak isteyen maç programına göre antrenman sayılarını çoğaltabilir. Düzenli ve Programlı bir yaşamımız var. "
 
UEFA Hakem Komitesi Üyesi Jaap Uilenberg de bir konuşma yaparak, Cüneyt Çakır'ın artık final hedeflemesi gerektiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı;
 
"Cüneyt Çakır bu sene bir final hedeflemeli. Gelecek sene ise Avrupa 2016 finalleri var. Burada da finale hazırlanmalı. Daha sonraki senelerde ise 2018 Dünya Kupası geliyor. Yaşı gereği final için en büyük aday ve bunu da hedeflemeli. ama önce bu sezon bir final alıp, ilk finalini alıp başarılı olmalı, başarılı yönetmeli."