Spora, yeryüzü hilali anlamýna gelen Hilal-i Ruy-i Zemin ismini veren Irmak, 400 yýllýk geçmiþi olan kýlýcýn kullaným kültürünü yeniden gün yüzüne çýkarmayý amaçlýyor. Bu baðlamda, kýlýcýn kullaným þekilleri, savunma özellikleri, duruþ pozisyonlarý gibi stilleri geliþtiren Irmak, spora uygun kýyafet ve çalýþma araçlarý da tasarladý. Geliþtirdiði projesi Kültür ve Turizm Bakanlýðý'ndan da takdir alan Irmak, bu sporu yaþatmak için yetkililerden yardým bekliyor.
Yaklaþýk 8 yýl önce gördüðü Yataðan Kýlýcý'ndan etkilenerek üzerinde çalýþmalar yapan Irmak, öncelikle kýlýcýn birebir kopyalarýný üretti. Irmak, bu kültür mirasýnýn unutulmamasý ve insanlarca daha iyi tanýnmasý için deðiþik müze ve belediyeler ile bazý kamu kurum ve kuruluþlarýnýn yöneticilerine Yataðan Kýlýcý'ný hediye etti. 400 yýllýk geçmiþi olan ve Osmanlý askerlerinin savaþlarda kullandýðý en önemli savaþ aletlerinin baþýnda gelen Yataðan Kýlýcý'nýn kullaným þekillerini araþtýran Irmak, bunu bir spor haline getirmeye karar verdi.
Ýsmini 'Yeryüzü Hilali' anlamýna gelen Hilal-i Ruy-i Zemin koyan Irmak, akademisyenlerin danýþmalýðýnda sporun bir projesini hazýrladý. Bu baðlamda Irmak, kendine has ýsýnma hareketleri, egzersizleri, tek ve çift Yataðan Kýlýcý kullanma figürleri barýndýran spora özgü kýyafetler ve çalýþma araçlarý tasarladý.
Tarihi simgelerle birleþtirdiði spor için beyaz, siyah ve boz kuþak olmak üzere 3 ayrý eðitim aþamasý oluþturdu. Kültür ve Turizm Bakanlýðý'na projesini sunan Irmak'a yetkililer, Yataðan Kýlýcý'nýn stilize edilerek spor kültürüne kazandýrýlmasýnýn takdirle karþýlandýðýný belirtti.
TAMAMEN KENDÝNE ÖZGÜ BÝR SPOR
Sporu yapmak isteyenlere öncelikle Yataðan Kýlýcý hakkýnda bilgi veriliyor. Daha sonra duruþ ve hamle pozisyonlarý konusunda eðitim alan kursiyerler, tek ve çift Yataðan kýlýcýnýn maketleri ile zihin beden uyumlarý ve hamle çalýþmalarý yapýyor. Çeviklik ve beceri üzerine kurulan spor yakýn dövüþ sanatý kullanarak rakibin hamlesini harekete dönüþmeden bitirmeyi amaçlýyor.
Osmanlý askerleri tarafýndan kýlýcýn 4 asýr kullanýldýðýný ve kendine özgü kullaným kültürünün oluþtuðunu söyleyen Mehmet Ali Irmak, "8 yýllýk çalýþmayla vücuda getirdiðimiz bu kullaným kültürü 'Hilali Ruh-i Zemin' adý altýnda geleneksel spora stilize ettik. Yapmak, yaþatmak ve yaygýnlaþtýrmak istiyoruz. Yetkili kurum ve kuruluþlardan destek istiyoruz." dedi.
Sporun da kendine mahsus savurma, sallama hareketleri, kýlýç hareketleri olduðuna deðinen Irmak, "Bu sporda öðrenciye vücut pozisyonlarý anlatýlacak. Kýlýç nasýl savrulur, nasýl sallanýr ve nasýl karþýlanýr. Yani hepsi kendine mahsus hiçbir sporun devamý ve taklidi deðildir." ifadelerini kullandý.
Yataðan kýlýcýnýn Osmanlý döneminin en önemli kültür miraslarýndan olduðunu söyleyen tarihçi akademisyen Serdar Zavrak ise, kýlýca gereken deðerin gösterilmediðini söylüyor. "Kendi yapýsý itibariyle keskin bir yapýsýnýn ziayeti önünün bir küt þeklinde olmasý Osmanlý'nýn merhametini anlatmasýnýn en büyük unsurudur. 400 yýllýk mirasýmýz içerisinde bugüne kadar maalesef kendi formumuz anlamýnda çokta fazla ilerleyememiþtir." diyen Zavrak, Eskiþehir'in 2013 Kültür Dünyasý Kültür Baþkenti olmasý münasebetiyle Yataðan Kýlýcý kültürüne de sahip çýkýlmasýný istiyor.
YATAÐAN KILICININ ÖZELLÝÐÝ
Osmanlý Yeniçeri askerlerince 16. yy'dan 19. yy'a kadar aktif olarak kullanýlmýþ olan Yataðan kýlýcý, halk arasýnda 'kulaklý', dünyada ise 'Türk eðrisi' olarak biliniyor. Yapýsal þekli, çeliðinin zenginliði ve özellikle kullanýmý ile Yataðan kýlýcý diðer kýlýçlardan ayrýlýyor.
Tarihte bilinen en meþhur Yataðan kýlýcý Kanuni döneminin ustalarýndan Ahmet Tekkeli'nin Kanuni Sultan Süleyman'a hediye ettiði kýlýç olarak biliniyor. Kýlýcýn sýrt kýsmýnýn kalýn çelikten yapýlýyor olmasý nedeniyle Yeniçeri askerlerinin zayýf olan düþmana, ona aman verdiðinin iþareti olarak kýlýcýn keskin aðzý ile deðil, kör olan sýrtý ile vurduðu belirtiliyor.