Araþtýrmacý Mehmet Dilbaz, Beyoðlu'nun oluþum hikayesini anlattý
ABONE OL

"Fatih Sultan Mehmet Ýstanbul'u fethettiðinde þehir bitmiþ bir durumdaydý. Þehri yeniden imar eden Türkler oldu" - "Osmanlýyla beraber 16. yüzyýlda Ýstanbul'un kuþatýlma riski olmadýðý için insanlar sur içinden çýkarak, Galata'dan yukarýya Beyoðlu'na yerleþiyor ve bu dönem Beyoðlu gittikçe geliþiyor" - "Ayas Paþa Mezarlýðý bir Beyoðlu mezarlýðý olarak 16. yüzyýlda oluþmaya baþlýyor. Bu mezarlýk þu an Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) olduðu yerden baþlayýp, Dolmabahçe Sarayý'nýn olduðu alan ve çok geniþ bir mezarlýk."

Ýstanbul'un tarihi üzerine araþtýrmalar yapan ve "Kaybolon Tarihin Ýzinde" adlý kitabýný geçen ekim ayýnda okurlarýyla buluþturan Dilbaz, Beyoðlu Belediyesinin düzenlediði söyleþi programlarý kapsamýnda Turabibaba Kütüphanesi'ne konuk oldu.

Etkinlikte "Bir Beyoðlu Rüyasý" baþlýklý bir konuþma yapan ve Beyoðlu'nun oluþum tarihini ele alan Dilbaz, 6. yüzyýlda Ayasofya açýldýktan sonra Galata bölgesinin hareketlenmeye baþladýðýný ve Bizans döneminde Beyoðlu'nun Sütlüce, Halýcýoðlu, Kasýmpaþa bölgelerinde hayvancýlýk ve tarým yapýldýðýný söyledi.

"ÝSTANBUL'U YENÝDEN ÝMAR EDENLER TÜRKLERDÝR"

Dilbaz, Ýstanbul'un tarih boyunca birçok kuþatma sonucunda tahribata uðradýðýna iþaret ederek, þunlarý kaydetti:

"Fatih Sultan Mehmet Ýstanbul'u fethettiðinde þehir bitmiþ bir durumdaydý. Þehri yeniden imar eden Türkler oldu. 'Kaybolon Tarihin Peþinde' adlý kitabýmda da þehrin ilk Türk mahallesi olarak Saraçhane'yi anlattým. O dönem birçok insan fetihten sonra Ýstanbul'dan göç etti. Fatih Sultan Mehmet de Anadolu'dan, Rumeli'deki Osmanlý topraklarýndan insanlarý buraya getiriyor. Mesela Aksaray'da yaþayanlar Aksaray'a gelerek, burada bir mahalle kuruyorlar. Yunanistan'daki Türkler, Balat'a getiriliyor. Bunun gibi þehre pek çok yerleþtirme yapýlýyor ve bu sýrada Ermeni nüfus da buraya getiriliyor."

Ýstanbul'un tarihten bu yana yaklaþýk 500 yýlda büyük depremlerden de þiddetli derecede etkilendiðine dikkati çeken Dilbaz, 8. yüzyýldan 11. yüzyýla kadar Galata bölgesinin deniz ticareti açýsýndan oldukça verimli bir konumda olduðunu aktardý.

Dilbaz, Galata Kulesi'nin de Cenevizliler tarafýndan 12. yüzyýlda inþa edildiðini hatýrlatarak, "Galata Kulesi'nin inþa edilme sebebinin ilk baþta hapishane olarak kullanýlmasý adýna olduðu söylenir. Ama asýl gayesini ticaret mallarýnýn saklanmasý, depolanmasý ya da paralarýn saklanmasý olarak düþünebiliriz." diye konuþtu.

"BEYOÐLU'NUN DOÐMA HÝKAYESÝ, GALATA'NIN TAÞMASI OLARAK TABÝR EDÝLEBÝLÝR"

Fatih Sultan Mehmet'in Ýstanbul'u fethettiðinde Beyoðlu'nda yaklaþýk 60 frenk mahallesinden sadece 10'nunda Türklerin olduðunu belirten Mehmet Dilbaz, þunlarý anlattý:

"Tahmin ediyorum sembolik olarak istihbarat amaçlý Fatih Sultan Mehmet, bu Türk mahallelerini kurdurdu. 12. yüzyýlda Galata, surlarla çevrilmesiyle beraber bir þehir devletine döndü ve burada ticaret Osmanlý Ýmparatorluðu döneminde gittikçe büyümeye baþlayýnca bu bölgelerde nüfus da dolmaya ve Beyoðlu'na taþmaya baþladý. Bu anlamda Beyoðlu'nun doðma hikayesi, Galata'nýn taþmasý olarak tabir edilebilir."

Dilbaz, Beyoðlu'nun isminin nereden geldiðine dair ise "Senyör Gritti'nin hikayesini herkes bilir. Dönemin Ceneviz beyinin oðludur. Babasý, annesi asil bir kadýn olmadýðý için oðlunu çok makbul biri olarak kabul etmiyor. Bu da dað, bayýr parasýz olarak gezen bir adam ve bir zaman Ýstiklal Caddesi'nin orada kendine bir konak yaptýrýyor. Daha sonra ona 'Bey'in oðlu', 'Galata Beyi'nin oðlu' derken semte adýnýn verildiði söyleniyor. En akla yatkýn tevatür de bu." ifadelerini kullandý.

Beyoðlu'nun yeni kurulduðu dönemde sur içinde yaþayan zenginlerin yine Beyoðlu bölgesine sayfiye olarak bahçeli evler yaptýklarýný aktaran Dilbaz, "Böylece Ýstiklal Caddesi'nin bulunduðu alanlar, üst taraflarý geliþmeye baþlýyor. Osmanlýyla beraber 16. yüzyýlda Ýstanbul'un kuþatýlma riski olmadýðý için insanlar sur içinden çýkarak, Galata'dan yukarýya Beyoðlu'na yerleþiyor ve bu dönem Beyoðlu gittikçe geliþiyor. Bizim ilgimiz ise sadece Ýstiklal Caddesi'ne Galatasaray Lisesi, Galata Mevlevihanesi ve caddenin tek camisi Hüseyin Aða Camisi'ni yaptýrmak ile oluyor." þeklinde konuþtu.

"ÜZERÝNDEN GEÇTÝÐÝMÝZ YERLERDE ATALARIMIZ YATIYOR"

Dilbaz, Beyoðlu'nun Tophane'den Dolmabahçe Sarayý'na kadar olan bölgesinde de fetihten sonra birçok Müslüman mahallesinin olduðunu, hatta Kanuni Sultan Süleyman'ýn þehzadesi için yaptýrdýðý Cihangir Camisi'nin bulunduðu çevreye iþaret ederek, þunlarý kaydetti:

"Bu bölgelerde yaþayan insanlar acaba öldüklerinde nereye defnediliyorlar. 'Kaybolon Tarihin Peþinde' kitabýmda bunun hikayesini de anlattým. Ayas Paþa Mezarlýðý bir Beyoðlu mezarlýðý olarak 16. yüzyýlda oluþmaya baþlýyor. Bu mezarlýk þu an Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) olduðu yerden baþlayýp, Dolmabahçe Sarayý'nýn olduðu alan ve çok geniþ bir mezarlýk. Bugün bu mezarlýðýn üstünde Süzer Plaza, Vodafone Park ve Dolmabahçe Sarayý dahil olmak üzere birçok yapý var. Bu mezarlýk Beyoðlu'nda yaþayan Müslüman ahalisinin defnedildiði yer olarak geliþiyor. Bu mezarlýkta bulunan meþhur tarihçi Fýndýklýlý Mehmet Efendi'nin, þair Þinasi'nin yaný sýra 93 Harbi ile Balkan Harbi þehitlerimizin kabirleri bulunuyor ve 1888'e kadar buraya definler yapýlýyor. Beyoðlu parça parça satýlýrken, bu mezarlýktaki kabirler de yok ediliyor. Üzerinden geçtiðimiz yerlerde atalarýmýz yatýyor belki. Mesela 2 yýl önce AKM yeniden inþa edilirken temelden iskeletler çýkmýþtý."

Bu dönemde Levantenlerin Ýstiklal Caddesi üzerinde bir Avrupa þehri kurmaya baþladýðýný ve bu þekilde Beyoðlu kültürünün oluþtuðunu söyleyen Dilbaz, sözlerini þöyle sürdürdü:

"Paris'teki, Viyana'daki gibi buraya büyük binalar yaptýlar ve bölgeye Pera dediler. Sayýsýný asla tahmin edemeyeceðiniz kadar kültür merkezleri, tiyatrolar, kafeler, oteller yaptýlar. Bunlar sur içi Ýstanbul'un 180 derece zýttý yapýlardý. 1890 tarihli bir fotoðrafta burada 8 katlý bir apartman var. Bizim Türklerde bu dönemin Beyoðlu'na bayýlýrlar. Çünkü Paris ayaklarýna gelmiþtir. Yani yabancýlarýn etkisiyle Beyoðlu popüler, her türlü modernliðin yaþandýðý cazip bir yer haline geldi. O kadar cazip ki Concordia Tiyatrosu'na Sultan Abdülmecid'in tiyatro izlemeye geldiði bilinir."

Dilbaz, Beyoðlu'nda oluþan bu kültürün Türk kültürüne de büyük katkýlar saðladýðýna dikkati çekerek, "Her ne kadar yetersiz olarak görsek de Türk kültürünün farklý kültürlere evrilmesine Beyoðlu vesile oldu. Biz Beyoðlu vasýtasýyla bir kültür temasý oluþturduk. Kötü yanlarý kadar iyi yanlarýný aldýk. Tiyatro kültüründe önce Levantenler, sonra Ekaniyet, daha sonra da ilk Türk tiyatrocularý ortaya çýktý." deðerlendirmesini yaptý.