Gökbilimcileri þaþýrtan keþif! Yerleþik bilimi altüst edebilir
ABONE OL
Uzay teleskoplarýnýn radarýna ultra kütleli galaksiler yakalandý. Galaksilerin çok sayýda olmasýnýn araþtýrmacýlarý þaþýrtmasýnýn yaný sýra, evrendeki bu yeni oluþumlar eski yöntemlerin güncellenmesine sebep olabilir.

James Webb Uzay Teleskobu'nun (JWST) erken evrene ilk bakýþýndan bu yana, gökbilimciler beklenenden daha fazla "ultra kütleli" galaksinin varlýðý karþýsýnda þaþkýnlar. En yaygýn kabul gören kozmolojik modele göre, bu galaksilerin tarihin çok sonralarýna kadar evrimleþememiþ olmasý, modelin deðiþtirilmesi gerektiði iddialarýný beraberinde getirdi.

Bu, onlarca yýllýk yerleþik bilimi altüst edecek nitelikte bir geliþme olarak kayýtlara geçti.

Austin'deki Teksas Üniversitesi'nde astronomi profesörü olan Julian Muñoz,"Evrendeki nesnelerin geliþimi hiyerarþiktir. Küçükten baþlarsýnýz ve gittikçe büyürsünüz" ifadelerini kullandý.

Çalýþma, standart kozmolojik modelin revize edilmesinin gerekli olmadýðý sonucuna vardý. Ancak gökbilimcilerin ilk galaksilerin nasýl oluþtuðu ve geliþtiði hakkýnda bildiklerini yeniden gözden geçirmeleri gerekebilir.

Kozmoloji, Büyük Patlama'dan günümüze kadar evrenimizin kökenini, evrimini ve yapýsýný inceliyor. En yaygýn kabul gören kozmoloji modeli Lambda Soðuk Karanlýk Madde (ΛCDM) modeli veya "standart kozmolojik model" olarak adlandýrýlýyor. Model çok iyi bilgilendirilmiþ olmasýna raðmen, erken evrenle ilgili pek çok þey teorikte kaldý çünkü astronomlar tam olarak gözlem yapamadý.

2021'in sonlarýnda fýrlatýlan JWST, 1990 yýlýnda fýrlatýlan uzay teleskobu Hubble'ýn yeteneklerini önemli ölçüde tamamlýyor. JWST, yakýn ve orta kýzýlötesi dalga boylarýnda gözlem yaparak Hubble tarafýndan görülemeyen nesneleri tespit ediyor.

Muñoz, "Bilinmeyene doðru bir pencere açýyoruz, artýk evren hakkýndaki teorilerimizi daha önce test edemediðimiz yerlerde test etme imkânýna sahibiz." diye ekledi.

Büyük Patlama'dan kýsa bir süre sonra, her þey tekdüze kalmadý, yoðunluktaki küçük deðiþimler evrenin gelecekteki yapýsý ve evrimi üzerinde önemli bir etkiye sahipti. Yoðunluðu daha fazla olan bölgeler, yerçekimi nedeniyle daha fazla madde çekerek daha büyük yapýlarýn oluþmasýna yol açtý. JWST tarafýndan gözlemlenen ultra kütleli galaksilerin bu kadar hýzlý büyüyebilmeleri, teorik olarak ancak Büyük Patlama'dan hemen sonra bu yüksek yoðunluklu bölgelerden daha fazlasýnýn oluþmasý halinde mümkün olabilir. Bu da standart kozmolojik modelin deðiþtirilmesini gerektiriyor.

ARAÞTIRMALAR SÜRÜYOR

Muñoz ve ekibi bu hipotezi test etti. Hem JWST hem de Hubble gözlemlerinin mevcut olduðu bir kozmik zaman aralýðý seçtiler. Bu aralýkta, JWST verilerinde mevcut olan en büyük kütleli galaksileri belirlediler ve bunlarýn oluþmasý için gerekli olan evrenin erken yoðunluðundaki deðiþim miktarýný hesapladýlar. Ayrýca bu varsayýmsal deðiþimin kaç tane küçük galaksiye yol açacaðýný da hesapladýlar. Bu ilave küçük galaksiler Hubble tarafýndan gözlemlenebilir konumda. Muñoz, "Hubble'ýn gözlemlerinin de etkileneceði düþünüldüðünde, kozmolojiyi bu bolluk sorununu açýklayacak kadar deðiþtiremezsiniz." diye belirtti.

Peki JWST neden bu kadar çok ultra kütleli galaksi görüntülüyor? Bir olasýlýk, süper kütleli kara delikler içermeleri üzerine. Bu kara delikler yakýndaki gazý ýsýtarak galaksilerin gerçekte olduklarýndan daha parlak ve daha büyük görünmelerine neden olur. Bir teoride galaksilerin aslýnda erken evrende olmayabileceði, ancak toz renklerinin daha kýrmýzý görünmesine neden olduðu için öyleymiþ gibi göründüðü üzerine. Bu kayma, galaksilerin olduklarýndan daha uzakta görünmelerine neden oluyor.