Kotil: Beþinci nesil savaþ uçaðýmýz 2023'de motor çalýþtýracak
ABONE OL

Ticaret Bakanlýðý'nýn koordinasyonunda Türkiye Ýhracatçýlar Meclisi (TÝM) tarafýndan bu yýl 8'incisi düzenlenen "Türkiye Ýnovasyon Haftasý”nýn ikinci gününde "Ýhracatta Ýnovasyon" paneli gerçekleþtirildi.

Panelde konuþan TUSAÞ Genel Müdürü Kotil, TUSAÞ'ýn birçok projesi olduðunu belirterek, "Bizim aslýnda eski köye yeni adet getirme mecburiyetimiz var. Proje çok olunca biz de çok eleman alýyoruz, ihtiyacýmýz var. Þu anda TUSAÞ’ta 10 bin çalýþan var, inþallah 20 bine gidecek. Benim þirkette 4 yýlým doldu. Ýlk baþladýðýmda çalýþan sayýsý 5 bindi. Mühendis sayýsýný bin 200’den 3 bin 500’e çýkardýk. Ciromuz da ortalama 2 milyar dolar. Onun da 10 milyar dolar olmasýný hedefliyoruz." diye konuþtu.

Ýnovasyona ihtiyacýn olduðunu, þirkete yeni gelenlerin yeni mezunlar olduðunu ve inovasyon istediðini ifade eden Kotil, koronavirüs döneminin yöneticilere birçok þey öðrettiðini söyledi.

Kotil, özellikle marttan beri TUSAÞ olarak neler yapýlabileceði üzerine çalýþtýklarýný aktararak, sözlerini þöyle sürdürdü:

"Yeni bir bilgisayar sistemi var. Bilgisayar burada, siz baþka þehirde oluyorsunuz ama ayný ortamlarý saðlýyor, bunu kazandýrdýk. Yazýlýmlar da daha pratik. Eski kültürümüzde herkes kendi kabuðunda bir þey yapar, bitirir, sonra gelip uçaða takýverirdi. Yeni kültürde öyle bir þey yok. Yeni kültürde herkes birbirinin yaptýðýný görecek. Kiþi Ankara’da çalýþýrken Ýstanbul’daki ekibi ayný anda görüyor. Bütün bunlarý kazanmýþ olduk. Kriz döneminin TUSAÞ’a katkýsý bu oldu. Türkiye ya da TUSAÞ özelinde biz eski köyle gidemeyiz. Bizim eski köye yeni adete ihtiyacýmýz var.

Dünyanýn neresinde, neyin, nasýl yapýldýðýný bilmemiz gerekiyor. Milli muharebe uçaðýný Amerikalýlar 30 yýlda yaptýlar ama benim 30 yýlým yok. Bana inovasyon gerekiyor. Ýnovasyon para ile gelmiyor, kalpten geliyor. Kalp, gencecik çocuklar demektir. Gençler dijital ortamlarda çok giriþken. TUSAÞ olarak projelerimizi bitirmemizin yolu yalnýzca çalýþan almak, makine almak, cihaz almak deðil, gençlerle kalpten inovasyon çýkartmak. Bizim yeni mezunlarý ve gençleri dinlemeye ihtiyacýmýz var.”

- "Arjantin’e uydu ihraç edeceðiz"

Kotil, þu anda Türksat 6A’yý paydaþlarla birlikte yaptýklarýný, Türkiye’nin ilk yerli uydusunun olacaðýný, 2 yýl içinde yörüngede bulunacaðýný anlatarak, "TUSAÞ olarak Arjantin’e de bir ortaklýk olarak uydu ihraç edeceðiz. Gözetleme ve haberleþme uydusunda varýz." dedi.

Ýnovasyonun aslýnda bir yaþam stili olduðunu vurgulayan Kotil, TÝM’in yýllardan beri bu programa devam ettiðini, ýsrarla þirketlere inovasyon öðrettiðini dile getirdi.

Kotil, Türklerin inovasyonu yaþam stili yapmak zorunda olduðunu aktararak, "Türkiye’de þirketler olarak kendimizi aþmak istiyoruz. TUSAÞ, kendini aþmak zorunda. Beþinci nesil savaþ uçaðý yapýyoruz. 2023 yýlý 18 Mart’ta motor çalýþtýracak. Söyleyince hikâye gibi geliyor. Biz bunu inovasyonla yapacaðýz. Bu uçaðýn iki F16 motorundan daha büyük motoru var. Bunun için de bol miktarda titanyum kullanýyoruz. Beþ metreye yedi metre bir titanyum parçayý preslemek gerekiyor. Dünyada birkaç ülkede bu presten var ama bunu bize preslemezler. Biz üç boyutlu yazýcýyla, vakum altýnda yapacaðýz. Yeni bir icat çýkarmadýk. Þu anda 3D yazýcý titanyum teknolojini satýn alýyoruz. Yapma þansýmýz olmayan iþe inovasyon gerekiyor. Ýnovasyon olmadan biz bu yoldan geçemeyiz.” þeklinde konuþtu.

- "2023’te dünya, Türk markalarýný daha çok konuþacak"

Orka Holding Yönetim Kurulu Baþkaný Süleyman Orakçýoðlu ise ihracat denildiðinde inovatif ürün son derece önemli olduðunu ama markalý ihracatýn da en az onun kadar önem arz ettiðini söyledi.

Markalý ihracat denildiðinde iþin temelinde ana stratejinin son derece önemli olduðunu aktararak, "Biz lüksün tanýmýný yeniden yaptýk. Hangi sektör olursa olsun müþteri; kalite, tasarým, inovatif ve hayatýna konfor katan bir ürün istiyor. Yalnýz bunlarýn tamamýný isterken çok para ödemek de istemiyor. Biz de bunun adýna ulaþýlabilir lüks diyoruz. Üründe inovasyon anlamýnda çok þey yapýyoruz." diye konuþtu.

En büyük sorunun seyahat edildiðinde bir takým elbise ya da ürünün kýrýþabileceðini aktararak, þunlarý kaydetti:

"Bunlarý önleyen travel ürünler yaptýk. Astarsýz ceketler yaptýk. Ceketlerin gramajýný 700, 800 gramdan 180 grama indirdik. Ýnovasyonun insana hayatýna ne kattýðý, nasýl bir konfor kattýðý önemli. Satýþta inovasyon dediðimizde de dünyada satýþ stratejilerinin inanýlmaz deðiþtiði, belki 5-6 yýl sonra yapmayý planladýðýmýz þeyleri dijital altyapýnýn dönüþümü ile 6 ayda yapmak zorunda kaldýk. Þu anda kendi adýmýza bir uygulamamýz var. Cep telefonuyla müþterilerimiz, App’imizi indirdiði zaman her türlü fýrsata ulaþabiliyor, ayný zamanda bir maðazanýn içinde gibi gezebiliyor. Bu son derece önemli. Bununla birlikte akýllý alýþveriþ ile maðazaya gitmeden görüntülü alýþveriþ yaptýrabiliyoruz. Bu da yeni bir pazarlamada inovasyon. Ayný zamanda þu anda mevcut maðazalarý da bir deneyim maðazasý haline getirmek konusunda çalýþmalarýmýz var. Çünkü bunlarla ilgili yaptýðýmýz yeni yazýlýmlar ve teknolojik altyapý çalýþmalarý var. Her þeyden önce biz global rekabeti öðrendik.”

Ýtalya’da geçen yýlki cirolarýnýn yaklaþýk 10 milyon avro olduðunu belirten Orakçýoðlu, hala Ýtalya’da, Ýspanya’da, Romanya’da, Rusya’da direkt kendi yatýrýmlarýyla ivmelenmeye devam ettiklerini dile getirdi.

Orakçýoðlu, ihracatta kilogram baþý fiyatýnýn 1 dolar olduðunu aktararak, "Biz hazýr giyimde no name ürünle 15-20 dolar ama markalý ihracatta 80-100 dolar arasý ihracata sahibiz." dedi.

Planlanabilen hayallerin inovasyon olduðunu vurgulayan Orakçýoðlu, "Çok yönlü bakmak lazým. Global rekabetin içinde Türk markalarý da rekabeti öðrendi. 5 bin 300 Türk markasýnýn yurt dýþý maðazasý var. 2001 yýlýnda bu sayý 100 tane deðildi. 2001 yýlýnda ülkemize gelen markalara nasýl yapýyorlar diye þaþýyorduk. Bizim de 180’e yakýn yurt dýþý maðazamýz var. 2023’te dünya, Türk markalarýný daha çok konuþacak." diye konuþtu.

- "Þirketler artýk teknolojilerini geliþtirip bunu kendilerine saklama modellerinden epey uzaklaþtý"

Kibar Holding Yönetim Kurulu Baþkaný Ali Kibar ise ihracatta inovasyon ve Ar-Ge faaliyetleri söz konusu olduðunda her þirketin kendi gelecek dönem ajandalarýnda hem kurumsal strateji ve öncelikleriyle ilgili hedeflemeleri yapmalarý gerektiðini hem de global ve sektörel bazlý en güncel yönelimleri yakalanýlan inovasyon projeleriyle birlikte farklý belirsizlik seviyelerindeki fikirlerin doðru bir þekilde yönetildiði sisteminin olmasý gerektiðini söyledi.

Bu sistematik yaklaþýmýnýn yanýnda gerçek anlamda iþ birliði kültürünün de oluþturulmasýnýn önemine iþaret eden Kibar, þunlarý kaydetti:

"Þirketler artýk kapalý kapýlar ardýnda eskiden olduðu gibi teknolojilerini geliþtirip bunu kendilerine saklama modellerinden epey uzaklaþtýlar. Artýk açýk bir þekilde inovasyon ve paylaþýmlý Ar-Ge projeleriyle ortak fayda saðlama modellerine geçildi. Yani þirketler kendi bünyelerinde geçmiþten günümüze kadar gelen uzmanlýklarý ile dýþarýdaki bilginin birbirlerine entegre edildiði ve birbirlerinin inovasyon potansiyelini artýrmayý hedefleyen entegre yapýlara evrilmek durumunda.

Global ve sektörel ihtiyaçlara yönelik hýzlý aksiyon alabilen ve hem iþ süreçlerinde hem ürünlerinde inovatif çözümler sunabilen þirketler, krizi fýrsata çevirdiler. Gerek bölgenizdeki gerek ihracat yaptýðýnýz farklý coðrafyalardaki alýþkanlýklara inovatif yeni ürünlerle uçtan uca müþteri ve tedarik zinciriyle birlikte deðerlendirdiðiniz ve katma deðerli ürün haline getirebildiðiniz sürece; rekabetçiliði devam ettirebilmeyi yakalamýþ oluyorsunuz. Her sektörün kendi ihtiyaçlarýna göre uçtan uca bazý müþterilerin, farklý coðrafyalardaki tüketim alýþkanlýklarý ve metodolojilerine, farklý bölgelerde, yeni ürünlerle hem müþteri hem tedarik zincirine hem de kendi ekosisteminize katma deðer yaratýr hala getirme imkâný var.”

Kibar, gelecek dönemde sýklýkla dönüþüm ve yatýrým fýrsatý görülecek sektörlerin, kuþkusuz enerjinin üretiminden, enerjinin depolanmasýna, tüketim dengelenmesi ve optimizasyonu saðlayacak iþ alanlarýna, alternatif yakýt teknolojilerine, özgünleþtirilmiþ veya kiþiselleþtirilmiþ mobilite çözümlerine, ana sanayide kullanýlan ham maddelerine, ikame olabilecek daha çevreci malzemeler ve þüphesiz olarak plastiðin izdüþümünü azaltacak biyoekolojik ürünler olduðunu söyledi.

- "Ýhtiyaç duyulduðunda deðiþime, beklentiye hýzla adapte olmanýz lazým"

Koç Holding Dayanýklý Tüketim Grubu Baþkaný Fatih Kemal Ebiçlioðlu da bu dönemde bilimin önemini ve liderliðini tekrar keþfettiklerini belirterek, kahvede teknoloji ve inovasyonu getiren þirketin Arçelik olduðunu söyledi.

Arçelik olarak Asya Pasifik'te bir satýn alma gerçekleþtirdiklerini anýmsatan Ebiçlioðlu, "Bununla birlikte yaklaþýk 34 bin çalýþanýyla, 6,5 milyar dolarlýk cirosuyla, dünyanýn hemen hemen her ülkesinde faaliyette bulunan bir þirketin, inovatif perspektifinin olmazsa olmaz olduðunun altýný çizmem lazým." dedi.

Ebiçlioðlu, bundan sonra þirketlerin önündeki önemli konunun; sahici olmak, gerçekçi olmak ve doðru diyaloðu kurabilmek olduðunu aktararak, "Türkiye’nin koronavirüs döneminde solunum cihazý üremesi gerekti. Burada Arçelik dahil dört þirketimiz bir araya gelerek kýsa süre içerisinde bir saðlýk cihazlarý üreticisi þirketi olmamasýna raðmen bu ürünü üretip toplumun ve devletimizin ihtiyaç duyduðu ürünü üretebilme becerisine sahip oldu. Benim burada vermeye çalýþtýðým mesaj þu, sizin gerekli hazýrlýklarý yapýyor olmanýz çok önemli. Ýhtiyaç duyulduðunda deðiþime, beklentiye hýzla adapte olmanýz lazým. Ev içinde her þeyin birbiriyle konuþabildiði, evin sahiplerinin de bunlarla iletiþime geçmek suretiyle komut verebildiði bir sistemimiz var. Bu bir ütopya deðil." þeklinde konuþtu.

Gümrük Birliði içinde bulunulan AB ile entegrasyonda önemli bir sýkýntý alanýnýn olduðuna dikkati çeken Ebiçlioðlu, "Kiþisel verilerin korunmasý konusu. Ülkemiz GDPR uyumlu bir ülke deðil. Bu konunun mutlaka gözden geçirilmesinde yarar var. Önümüzde Amerikan seçimleriyle beraber baþka bir konu belirmiþ durumda, Paris Ýklim Anlaþmasý. Türkiye, buradaki pozisyonunu biraz daha netleþtirmek durumunda. Anlaþmayý imzalasa da henüz onaylamamýþ konumda. Bunlarý esas alan iþ modellerinin þirketlere büyük ivme kazandýracaðýný düþünüyorum ve önümüzdeki dönemlerde Türk ihracatýnýn da hýzla büyüyeceðine inanýyorum.” diye konuþtu.

- "Türk þirketleri omuz omuza durup lider olunan alanlarý dünyaya kaptýrmamalý"

Arzum Yönetim Kurulu Baþkaný Murat Kolbaþý ise Türk kahvesine sahip çýkarak, deðer yarattýklarýný belirterek," Bu topraklar Osmanlý döneminde 700 milyonluk bir nüfusa ulaþmýþ. Bizim böyle bir ayak izimiz var. Biz bu deðerlere sahip çýkarsak, bu deðerlerle birlikte markalarýn duruþunu ve kültürünü teknoloji ile birleþtirebilirsek inovasyonu baþarabileceðimize inanýyorum. Aslýnda birçok deðerimizi dünya tanýyor ama onlarý insanlarýn yaþam alanlarýna birleþtirme noktasýnda bazý eksikliklerimiz var. Bunlarý giderdikçe bence bunu baþaracaðýz, buna inanýyorum. Bunu þirket olarak da strateji edindik ve devam ediyoruz.” dedi.

Türk þirketlerinin hep beraber, omuz omuza durup lider olunan kültürleri ve alanlarý dünyaya kaptýrýlmamasý gerektiðini vurgulayan Kolbaþý, "Bugün 14 tane Türk markasýnýn Türk kahvesi makinesi var. 4 tane de uluslararasý marka bu ürünü sunuyor. Espresso’yu Ýtalyanlara kaptýrmýþýz ancak 5 Aralýk 2013’te Unesco’da bunu tescilledik ve Türk kahvesi Türkiye’nin somut olmayan kültürel bir deðeri oldu." diye konuþtu.

Kolbaþý, Türkiye’de yaklaþýk 4 milyon adet ürün sattýklarýný, olumlu ya da olumsuz dönüþlere kulak verdiklerini anlatarak, "New York’ta bir firmanýn bulmuþ olduðu kaplama malzemesinin, ayakkabýya, oradan bizim elektrikli ev aletlerine nasýl gelebileceðini de baðlamaya çalýþýyoruz. Çünkü farklý yerlerde bulunan insanlarýn farklý görüþleri, ürüne ve süreçlere muazzam bir farklýlýk katýyor. Bunlara da kulaklarýmýz açýk. Bunlarý da mümkün olduðu kadar çok dinlemeye çalýþýyoruz.” deðerlendirmesinde bulundu.