Türkiye uzay endüstrisindeki rolünü altyapýsýyla büyütecek
ABONE OL

Anadolu Ajansýnýn (AA) "Türkiye'nin Uzay Yürüyüþü" baþlýklý dosyasýnýn ikinci haberinde, ülkenin uzay alanýnda yaptýðý çalýþmalar ile uzay ekonomisindeki önemine iliþkin deðerlendirmelere yer verildi.

Dr. Oðuz Karasu, uzay ekonomisinin geldiði boyuta dikkati çekerek 2024 yýlý için küresel çapta ölçülebilen tahmini uzay ekonomisi büyüklüðünün yaklaþýk 630 milyar dolar olduðunu söyledi. Dünya Ekonomik Forumu'nun uluslararasý danýþmanlýk þirketi McKinsey&Company ile hazýrladýðý rapora göre de 2035'te bu rakamýn 1,8 trilyon dolara ulaþmasýnýn beklendiðine dikkati çeken Karasu, "Her yýl yüzde 10'luk bir büyüme gerçekleþirse zaten bu rakama ulaþýlýyor. Esas mesele bunun daha büyük bir hacme kavuþup kavuþamayacaðýnda saklý." diye konuþtu.

Bu konuda en büyük payýn öncelikle toplam endüstrinin yarýsýndan da büyük paya sahip ABD'ye, sonra da Rusya, Çin, Ýngiltere ve Japonya'ya düþtüðünü vurgulayan Karasu, aktif uydu sayýsýnýn 12 bin 500 civarýnda olduðunu bildirdi. Karasu, þöyle devam etti:

"Bunun yaklaþýk 8 bini ABD'ye, 1500'ü Rusya'ya, 700'ü Çin'e, 700'ü Ýngiltere'ye, 200'ü ise Japonya'ya ait. Türkiye'nin yaklaþýk 20 uydusu bulunmakta. Ancak uzay ekonomisi yalnýzca uydu sayýlarýndan ibaret deðil. Daha yolun baþýndayýz. En tecrübeli ülkelerden daha orta düzeydekilere kadar herkes uzay ekonomisinin sürekli daha büyük yeniliklere ve hedeflere yöneldiðini söylüyor. Dolayýsýyla Türkiye þu anda uzay endüstrisinde olmasý gerektiði yerde. Çok kaliteli bir uydu üretim kapasitemiz ve roket sanayimiz var. Bunlar büyüme beklentisindeki bir uzay endüstrisi için olmazsa olmaz kaynaklar. En önemlisi de yetenekli ve dinamik insanlarýn bir araya gelebileceði atmosferi yakalayabilmek. Türkiye'de gerek gençlerimizin yönelimi gerekse devletimizin ve özel sektörün teþvikleriyle insan kaynaðý çok güçlü þekilde geliþim gösteriyor. TEKNOFEST bunun en kýymetli göstergelerinden."

- "GÜÇLÜ BÝR UZAY ENDÜSTRÝSÝ ÝÇÝN SAÐLAM BÝR EKONOMÝ ÞART"

Karasu, uzay ekonomisinin en karmaþýk tarafýnýn yatýrým yapýlacak sektörü seçmek olduðunu dile getirdi.

Uzayýn ayný anda birden fazla endüstriyi besleyen, iktisadi olarak pozitif dýþsallýðý çok yüksek yani diðer endüstrilere fayda saðlayan bir alan olduðunu ifade eden Karasu, dolayýsýyla ekonomiyle doðrudan ve dolaylý bir etkileþim içinde bulunduðunu anlattý.

Karasu, yaptýðý çalýþmalardan çýkardýðý sonuca iliþkin de þu deðerlendirmede bulundu:

"Tarihsel olarak diðer ülkeler tarafýndan gerçekleþtirilen projeler bize þunu gösteriyor; güçlü bir uzay endüstrisi için saðlam bir ekonomi þart. Ayný zamanda çok güçlü bir ekonominin de temelleri, çok güçlü bir uzay endüstrisi üzerinde yükselebiliyor. Bunun temel sebebi uzay endüstrisi dahilinde en yüksek teknolojinin üretilebileceði bir ortamýn oluþturulmasý ve sonrasýnda elde edilen bu teknolojilerin gerek uydular gerekse dünya üzerindeki üretim biçimlerine etki etmesiyle ortaya ekonomik bir faydanýn çýkmasýndandýr. Dolayýsýyla üretilen uydular, roket sanayisine yapýlan yatýrýmlar, Alper Gezeravcý'nýn Uluslararasý Uzay Ýstasyonu'na gönderilmesi bir bütünü oluþturan çok önemli parçalar. Nesillerinize yüksek idealler aþýlamadan, bu teknolojileri üretecek motivasyonu saðlayamazsýnýz. Dolayýsýyla TÜBÝTAK UZAY, TÜRKSAT ve Türkiye Uzay Ajansý gibi kurumlarýn adýmlarý hep doðru yönde olmuþtur."

- "HER TÜRLÜ UZAY PROJESÝNÝ DESTEKLEMEKLE YÜKÜMLÜYÜZ"

Karasu, Türkiye'nin Ay Projesi kapsamýnda iki adýmlý görev üzerinde çalýþtýðýný anýmsatarak, önce sert düþüþ, sonrasýnda ise yumuþak iniþ hedeflenen bu 2 projeyi TÜBÝTAK UZAY'ýn üstlendiðini bildirdi.

Ülke içinde kamu ile özel sektörün çok büyük bir dinamik içinde ayný hedef için yakýn çalýþmasýna þahitlik ettiklerini vurgulayan Karasu, þöyle konuþtu:

"DeltaV Uzay Teknolojileri þirketi, Ay Projesi için 'itki motorunu' Türkiye'de üretiyor. Bu tarz projeler, kimi kesimlerce küçümsenmesine raðmen büyüklüðü yýllar sonra anlaþýlabilecek paha biçilemez deðerlerdir. Ülke olarak yüksek teknolojiyi kendi bünyemizde üretmemize vesile olacak, yenilikleri ve derinlikli araþtýrmalarý gerçekleþtirebileceðimiz her türlü uzay projesini önce halk, sonra özel sektör ve devlet olarak desteklemeye devam etmekle yükümlüyüz."

- "TEK RAKÝBÝMÝZ KENDÝMÝZÝZ"

Karasu, þu an için uzay turizmi ve madenciliðinin, uzay ekonomisinin en abartýlan taraflarý olduðunu belirterek, bunlarýn magazinsel konular olarak öne çýktýðýný söyledi.

Ülkelerin uzay alanýnda yarýþmamasý gerektiðini dile getiren Karasu, þunlarý kaydetti:

"Uzay endüstrisinin tamamlamaya çalýþtýðý bir sonraki adým daha çok Ay ile Dünya arasýndaki yörüngeleri daha iþler hale getirilebilecek yeni teknolojiler geliþtirmekten geçiyor. Bu da yakýn zamanda Ay'da kurulmasý planlanan üslerin gerçekleþtirilebilmesi için yapýlýyor. Her ülkenin dinamiði, kapasitesi ve ihtiyaçlarý diðerlerinden çok farklý. Elbette benzeþen yönlerimiz var ancak bir ülke bir projeyi yaptýðý için ayný þekilde peþinden gitmek gibi bir zorunluluk olmamalý. Türkiye'nin en büyük rakibinin yine kendisi olmasý ve kendisini daha çok uzmanlaþacaðý tarafa yöneltmesi gerekiyor. Bunu son 10 yýlda savunma sanayisinde çok ciddi bir atýlýmla gerçekleþtirdik. Uzay ise savunmadan daha zor bir alan ama biz zoru seven bir milletiz. Kendimizi her dönem daha da aþarak yeni teknolojileri ve yeni ufuklarý keþfedeceðimizden þüphem yok."