Kerbela Olayý Milattan Sonra 10 Ekim 680'de, bugünkü Irak sýnýrlarý içindeki Kerbelâ þehrinde, Peygamber efendimiz Hazreti Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin bin Ali'ye baðlý küçük bir birlik ile Emevi halifesi I. Yezid'in ordusu arasýnda cereyan etmiþtir. Paki Kerbela olayý nedir? Kerbela olayý ne zaman oldu? Ýþte konu hakkýnda merak edilenler.
KERBELA OLAYI NE ZAMAN OLDU?
Irak'ýn Kufe kenti yakýnlarýndaki Kerbela Çölü'nde 10 Ekim 680'de Emevi Devleti'nin 2'nci halifesi Yezid bin Muaviye tarafýndan Hazreti Hüseyin ve ehlibeytin þehit edilmesi, Ýslam tarihinde asýrlardýr dinmeyen bir acý olarak yer aldý.
KERBELA OLAYI NEDÝR?
Emevi Devleti'nin ilk halifesi Muaviye bin Ebu Süfyan'ýn ölümünden sonra yerine geçen oðlu Yezid'in Hazreti Hüseyin'in kendisine biat etmesini istemesi nedeniyle yaþanan üzücü hadiseler, Hazreti Muhammed'i ve onun ehlibeytini seven müminleri derinden yaraladý.
Hazreti Hüseyin ve beraberindekilerin muharrem ayýnýn onuncu günü olan "Aþure Günü"nde þehit edilmeleri nedeniyle her sene aþure günü, "matem günü" olarak görülüyor.
HALÝFELÝK, SALTANATA DÖNÜÞTÜRÜLMEK ÝSTENDÝ
Yezid tarafýndan Hazreti Hüseyin ve ehlibeytin þehit edilmesi, siyasi hýrs ve zulümlerin asýrlarca dinmeyecek sonuçlar vereceðini gösteren acý bir örnek oldu.
Uzun süren siyasi mücadeleler sonucu 661'de halifelik makamýný ele geçiren Muaviye, Hazreti Hasan'ýn þehadetinden sonra "halifelik" makamýnýn saltanata dönüþtürülmesi adýna oðlu Yezid için halktan biat almaya baþladý. Fakat Hazreti Hüseyin bu durumu kabullenmedi.
Muaviye'nin 680'de ölümünden sonra yerine geçen oðlu Yezid, ilk iþ olarak Hazreti Hüseyin'in biatýný almak istedi. Hazreti Hüseyin biat ettirilmesine yönelik baskýlar artýrýlýnca durumun kötüye gideceðini anlayarak, aile fertleriyle Mayýs 680'de Mekke'ye doðru hareket etti.
Mekke'ye gelen Kufeliler ise Hazreti Hüseyin'i þehirlerine davet ederek, Emevilere karþý bir birlik oluþturmayý teklif etti.
HAZRETÝ HÜSEYÝN ÝHANETE UÐRADI
Hazreti Hüseyin daha önce hem babasý Hazreti Ali'ye hem de aðabeyi Hazreti Hasan'a karþý ihanetlerine þahit olduðu Kufelilerin samimiyetlerini anlamak için amcasýnýn oðlu Müslim bin Akil'i Kufe'ye gönderdi.
Kufe'de 18 bin kiþi Müslim'in önünde Hazreti Hüseyin'e biat etti. Ancak daha sonra Kufeliler ihanet ederek, Emevilerin Müslim'i öldürmesine göz yumdu.
Bu arada son geliþmelerden haberdar olamayan Hazreti Hüseyin, aile fertleriyle Kufe'ye doðru yola çýktý. Hazreti Hüseyin yolda Müslim'in baþýna gelenleri haber aldý. Fakat Müslim'in oðullarýnýn, babalarýnýn intikamýný almak istemelerini söylemesi üzerine yoluna devam etti.
SUSUZ BIRAKILDI...
Kufe Valisi Ubeydullah bin Ziyad'ýn bin askerle gönderdiði Hürr bin Yezid, kafilenin yola devam etmesine izin vermeyerek, Hazreti Hüseyin'e validen yeni bir emir gelinceye kadar Kufe ile Medine arasýnda bir yol takip etmesini söyledi.
Bunun üzerine Fýrat Nehri kenarýndaki Kerbela Çölü'ne önce Hazreti Hüseyin, sonra Ömer bin Sa'd vardý. Kufe Valisi Ubeydullah, Ömer'e Hazreti Hüseyin'den Yezid adýna biat almasýný, aksi halde suyla baðlantýsýnýn kesilmesini emretti. Biat teklifini kabul etmeyen Hazreti Hüseyin ve ailesinin, susuz býrakýlmasý için tedbir alýndý.
Bu durumu deðerlendiren Hazreti Hüseyin ve yanýndaki arkadaþlarý, zulme boyun eðmemek için Allah yolunda ölme kararý aldý.
Savaþ öncesi "ölüm temizliði" yapýldý
Hazreti Hüseyin ile beraberindeki 32 atlý ve 40 piyade, bölgede kurulan çadýrda savaþ öncesi misk ve hamam otuyla bedenlerini temizledi.
Daha sonra Hazreti Hüseyin ve beraberindekiler ile Yezid taraftarlarý Kerbela'da karþý karþýya geldi. Ordusunun isyanýndan çekinen Ömer bin Sa'd, bizzat ilk oku atýnca savaþ baþladý. Savaþ meydanýnda Hazreti Hüseyin tarafýndan çok kiþi öldü, geriye ehlibeytten baþka kimse kalmadý.
Babasý Hazreti Hüseyin'den izin alarak çadýrýndan savaþ alanýna çýkan 19 yaþýndaki Aliyyü'l Ekber, Kufeliler tarafýndan mýzrak ve kýlýç darbeleriyle þehit edildi. Kufeliler, Hazreti Hüseyin'in diðer çocuklarý Cafer ve Abdullah'ý da þehit ederken, ölen ehlibeyt mensuplarýnýn baþlarýný kesmek için adeta birbirleriyle yarýþtý.
BAÞI KESÝLDÝ, BEDENÝ ATLARA EZDÝRÝLDÝ
Kahramanca savaþan ve karþýsýna çýkan herkesi maðlup eden Hazreti Hüseyin ile teke tek mücadele etme cesaretine sahip olamayan Kufeliler, hep birlikte onun üzerine saldýrdý.
Aldýðý ok ve mýzrak darbeleriyle atýndan yere düþen Hazreti Hüseyin'in baþý kesilerek, bedeni atlarýn ayaklarý altýnda ezildi.
Hazreti Hüseyin ve beraberindekilerin kesik baþlarý Yezid'e gönderildi, cenazeleri ise Beni Esed mensubu El-Gadiriye köylülerince Hair denilen yerde topraða verildi.
"Kerbela" kelimesindeki kerb (gam, keder, üzüntü) ve bela sözcükleriyle olay arasýnda baðlantý kurulurdu. Ayrýca Kerbela topraðý, þehitlerin vücutlarýný barýndýrdýðý için sevilen bir toprak olarak tasvir edilirken, sevgi ve üzüntünün bir arada dile getirildiði aðýtlara konu oldu. Kerbela bir yandan belalý yer, öte yandan büyük kahramanlýklarýn gösterildiði kutsal mekan olarak tanýtýlýrken, þairler þiirlerinde Kerbela için yaðmur ve bereket duasýnda bulundu.
Kerbela, Hazreti Hüseyin'in baþsýz bedeninin gömüldüðü þehit düþülen yerken, sonralarý üzerine bir türbe yapýldý, ardýndan suya kavuþturularak, çöl ortasýnda güzel bir vahaya dönüþtürüldü.
Kerbelâ'da yaþananlar her yýl Þiî ve Alevîler tarafýndan muharrem orucu tutmanýn yaný sýra törenler þeklinde, bir kýsým Sünni Müslümanlar tarafýndan da tören yapýlmaksýzýn (yalnýzca mevlid okunarak ve muharrem orucu tutularak) anýlmaktadýr.