Zorlu göçe hazırlık başladı! Sadece yüzde onu bu yolu tamamlayabilecek
ABONE OL

Afrika'dan, haftalar süren göç sonrası, mayıs ayından itibaren, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde, belirli alanlardaki yuvalarında konaklamaya başlayan leylekler, bu bölgelerde dünyaya getirdikleri yavrularını, ağustos ayından itibaren başlayacakları, büyük ve zorlu dönüş yolculuğuna hazırlıyor. Diyarbakır-Bismil karayolu kenarında bulunan yüksek gerilim hatlarının demir direklerindeki yuvalarda, yavrularını büyüten leylekler, Dicle Nehri'ne yakın mesafede oldukları için beslenme konusunda sıkıntı çekmiyor. Ebeveynlerini taklit ederek, hayatlarının ilk ve uzun yolculuğuna hazırlanan yavru leylekler de rüzgarın yardımıyla, yuvada kanat çırparak uçmaya çalışıyor. İlk uçuş sonrası beslenme konusunda da ebeveynlerini gözlemleyerek avlanmaya başlayacak yavru leylekler, vücutlarında biriken yağlarla, göç yolunda tüketecekleri enerjiyi elde ederek, yolculuğa hazır hale gelecek. Ancak, yavru leyleklerin yüzde 90'lık kısmı, yaklaşık 5 bin kilometrelik Afrika yolculuğunda, hastalık, açlık ve avcılık gibi nedenlerle hayata tutunamayacak.

'BU SENE 50 YUVADA 135 YAVRU VAR'

Yaklaşık 18 yıldır, Türkiye'nin sayılı leylek popülasyonları arasında yer alan bölgede incelemelerde bulunan, Dicle Üniversitesi Biyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıç, yavru leyleklerin gelişimi hakkında bilgi vererek, "Yuvada 60'ıncı günleri. Her sene burada yavru yetiştirilir. Leylekler yuvalarına sahip çıkarlar. Bu sene takip ettiğimiz yuvalardaki yavru sayısı 135. Yaklaşık 20 kilometre mesafede 50 yuva var. Bu yuvalardan 40'ında başarılı yavru yetiştirme gerçekleşti ve yuva başına yaklaşık 3.3 yavru elde edildi. Bu sayı, Türkiye ortalamasının üzerindedir. Hatta dünyada sayılı yerlerden biridir. Tabi bu, matematiksel bir ifadedir. Yavruların sayısı 1 ile 5 arasında değişir. Bu bölgenin özelliği, nehrin kenarına yakın yerde bulunmasıdır. Yavruların 5'ini de besleyebiliyorlar. O yüzden burada 5, 4 ve 3 yavrulu yuvalara sıklıkla rastlayabiliyoruz" diye konuştu.

'AYNI YUVAYI 30 SENE KULLANABİLİRLER'

Leyleklerin 35-40 sene arasında yaşayabildiğini ve aynı yuvayı da 20 ile 30 sene boyunca kullanabildiğini belirten, Prof. Dr. Kılıç, "Leyleklerimiz, temmuz ayının ortasından itibaren yavaş yavaş yuvayı terk edecekler ama bu tamamen ayrıldıkları manasına gelmez. Ebeveyne birkaç hafta daha bağımlıdırlar. Onlardan habitatı, beslenmeyi, avlanmayı öğrenecekler. Ağustos ayının sonuna doğru da biz leylekleri artık göremeyiz. Özellikle yavru olan leylekler, kendi aralarında toplanırlar. Göçe başladıkları zaman hem erginler hem de yavrular Afrika'ya doğru yol alırlar. Bu yolculuk, yaklaşık 5 bin kilometreden başlar ve bazen, daha da uzun sürebilir. 10 bin kilometreye kadar da sürer. Bizim leyleklerin böyle bir özelliği var. Güney Afrika'ya kadar varabiliyorlar" ifadelerini kullandı.

'YÜZDE 10'U HAYATTA KALIYOR'

Yavruların göçe hazırlanmasının oldukça ilginç olduğunu ve ne bulurlarsa yedikleri için tabiattaki dengeye de katkıda bulunduklarına dikkat çeken Prof. Dr. Kılıç, şunları kaydetti:

"Ekolojik dengeye katkıda bulunurlar. Yılanlar, kurbağalar, çekirgeler, diğer böcekler bunların yiyecekleridir. İyi beslenirler, vücutlarında yağ biriktirirler. Göçü biz ağustos ayından itibaren bekliyoruz biz. Yavru leylekler yaklaşık 1 buçuk ay burada ebeveynlerle birlikte avlanıyorlar. Yavrular, yuvadan ayrıldıktan sonra bile yuva civarında anneye babaya bağımlıdırlar. Onların yaptığı tüm hareketi inceliyorlar. Gözlüyorlar. Nerede avlanabilecekleri ve neleri avlayabileceklerini ebeveynden öğreniyorlar ve bol miktarda besin aldıkları için vücutlarında yağ birikimi oluyor ve dolayısıyla göçe, binlerce kilometrelik mesafeyi kat edecek güce enerjiye sahip olmuş oluyorlar. Yalnızca bizim bulunduğumuz bölgede değil. Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde leylekler bir arada toplanmaya başlayacaklar. Buradan Hatay'a doğru giderler. Toplu halde Hatay'dan sonra Lübnan, İsrail, Sina Yarımadası ve Afrika Nil Vadisi boyunca Somali'ye ve Etiyopya'ya kadar gidiyorlar. Yavruların kaçının kışlığa yetişebileceğini ancak istatistiki olarak, markalamalarla söyleyebiliriz. Popülasyondaki sayının değişmemesine bağlı olarak yüzde 10'dan fazlası değildir. Çünkü her sene sayı, aşağı yukarı aynı kaldığı için leyleklerde büyük bir artış olmayacaktır. Muhtemelen büyük bir kısmı yaşamını erginliğe varmadan bitirmiş olacaktır. Ancak yüzde 10'u üremeye geçebiliyor. Göç yolunda hastalıktan, açlıktan ve avcı baskısında dolayı yüzde 90'ı ölüyor. Burada popülasyona katılan 135 leylekten çok azı bir sonraki jenerasyona üremeye geçecek. Yaşam savaşını, yüzde 10'luk kısım kazanacaktır."